/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 251.
    0
    ellerimin arasındaki kız ayağa kalktı. geri geri yürüyordu. ha bayıldım ha bayılacaktım. bir gözümle akif'i aradım. diz çökmüş vaziyetteydi. ağzından kan geliyordu. gözleri donuklaşmıştı. nefes alıyor muydu, sanmıyorum. kız üç inşaat işçisinin yanına gitti. hepsi zafer kahkahaları vardı. az önce bıçağı saplayan adam şok haldeki akif'in ceplerini karıştırdı. ışıldayan bir şey vardı şimdi elinde. zorla elinde tuttuğu, tutarken acı çektiği her halinden belli olan şeyin ne olduğunu kestiremiyordum. akif'in suratına yöneldi.
    iki elini akifîn ağzının içine soktu. yavaş yavaş açmaya başladı ağzını. araladı araladı. bir çatırdı duydum. akif'in çenesi ayrılmış gırtlağına doğru sarkıyordu.
    adam elindeki şeyi akif'in ağzına yerleştirip kapadı.
    -HIRSIZ PiÇ SENi! diye haykırırken gözlerim karardı bayıldım. belki de baygın öldürülmek en güzeliydi.
    gözlerimi açtığımda hastanedeydim. yaşıyordum. tepemde bir hemşire polislere haber verilmesini söyledi.
    gözümün önünde hala akif'in ağzına soktukları o yanan maddedeydi.
    aynı gün savcı beni sorgularken akif'in ağzından bir muska çıkardıklarını söylecekti
    o gün süleyman'dan çaldığı muskaydı bu.
    ···
  2. 252.
    0
    polislerin sorgusu ve tutanaklarından sonra savcılıkta da bir sorgu geçirdim. saldıran üç kişiyi anlattım. kız olayını hiç açmadım. açsam kimse inanmazdı. bizi kimin bulduğunu sordum. çığlıkları duyan bir başka inşaatın bekçisi polisi aramış.
    akif nasıl? diye sordum. öldü demelerini bekliyordum ama yaşıyordu. yani komadaydı. çok kan kaybetmişti. çenesi şakaklarından kırılmıştı. söylemek istemediler ama az çok biliyordum. ömrünün kalanında doğru düzgün yemek yiyemeyecek hatta konuşamayacaktı.
    konu inşaat işçilerine geldiğinde:
    -çalışanları sorgulamayacak mısınız? bana göstermeyecek misiniz, belki içlerinden birisini çıkarabilirim dedim.
    polislerden birisinin surat ekşidi. bana bakışları değişti. ama ne olduğunu anlayamadım. birazdan konuşarak konuya açıklı getirdi.
    o inşaat aktif değil. müteahhit batmış.
    -yani? bu ne demek? diye sordum.
    -anlayacağın aslanım 2 senedir o inşaatta allah'ın kulu çalışmıyor.
    gözler bir anda bana çevrilmişti.
    ···
  3. 253.
    0
    gececi tayfa bugün uzun bir gece olsun...
    ara ara rez girerseniz tek olmadığımı anlayayım ki devam edelim...
    ···
  4. 254.
    0
    -evet memur bey benim, dedim uyku sersemi. süleyman da uyanmış yanıma gelmişti.
    -karakola gitmemiz gerekiyor, yeni bir gelişme var.
    -ne gibi?
    -gidince anlatırlar.
    üstümü giyinmek için izin istedim. süleyman geleyim mi diye sordu ama onun başını da belaya sokmaktan başka işe yaramazdı. beş dakikaya giyinip polis'in yanına geldim.
    -hazırım.
    ···
  5. 255.
    0
    polis akif'i bize göstermemişti. ailesiyle de beni karşılaştırmamıştı. suçu ben de bulabileceklerini düşünüyorlardı. kavga veya intikam olur endişesiyle ilden ayrılmamam şartıyla serbest bıraktılar.
    ama bu işi benim yapmadığıma, en azından tek başıma yapmadığıma ikna oldular.
    eve geldiğimde süleyman da evdeydi. onu da sorgulamışlardı. korku yüzünden okunuyordu.
    -ne yapacağız oğlum böyle. diyebildi anca.
    -bilmiyorum abi, nerede hata yaptık, bu kadir bize ne yaptı bilmiyorum dedim.
    olanları gece boyu anlattım. en ufak bir tıkırtıda irkiltik. evdeki bütün aynaları söktük. sabah karşı uyumadan önce süleyman artık üniversiteyi bırakıp memleketine döneceğini söyledi. belki ben de öyle yapmalıydım. sabah ezanı ile uykuya daldık.
    saati hatırlamıyorum ama kapının ziline uyandım. ısrarla birisi zili çalıyordu. gözümü zor açtım. kapıyı açtığımda bir polis karşımda dikiliyordu.
    -mustafa sen misin?
    ···
  6. 256.
    0
    memur beyle birlikte asansöre bindim. adamda hafif kirli sakal vardı. aşağıya inerken suratıma bakmıyordu. asansör kapısına bakıyordu. kapı açılınca beraber binanın çıkış kapısına yöneldim. kafamda deli sorular vardı. acaba akif'e birşey mi olmuştu. olsa bilirdim gerçi. aileme de polis haber uçurmuştu çoktan. yoksa onlar mı gelmişti. sorular birbirini takip ediyordu kuyruğunu yiyen yılan misali. dalgın dalgın dışarı çıktık. polis önde ben arkada ilerliyorduk. gözlerim polis arabası aradı ama ortada yoktu.
    -araç nerede memur bey?
    -şu sokağı dönünce.
    oysa ev cadde üstüydü. araç rahatlıkla gelebilirdi.
    ···
  7. 257.
    0
    korkuyla ittim onu. geri geri giderken yere düştüm. polis üstüme yürüyordu. aynı anda gülüyordu. aramız üç adım mesafeydi ve kısalıyordu. son bir adım kala beni yakalayacakken bakışları bir anda arkama odaklandı. o anda ben de ellerim yardımıyla geri geri giderken birinin dizlerine çarptım. arkamdan bir ses ard arda üç kere aynı sözleri söyledi.
    -EL FURMMUŞ YA CiN-EL ASAF!!!
    polisin suratındaki gülümseme birden kayboldu. korkudan arkama bakamıyordum. aynı anda tekrar aynı cümle çıktı arkamdaki adamdan.
    -EL FURMMUŞ YA CiN-EL ASAF!!!
    polis deli gibi kendi ekseni etrafında dönüyor, suratını tokatlıyordu.
    adam üçüncü kez aynı cümleyi kurdu.
    -EL FURMMUŞ YA CiN-EL ASAF!!!
    polis bir anda alev aldı. gözümün önünde yokoldu.
    arkamdaki adamın sesini şimdi çıkarmıştım.
    bu Tarık abinin ta kendisiydi.
    ···
  8. 258.
    0
    solumda süleyman'ın ayakta dikildiğini göz ucuyla görebiliyordum. o da benim gibi titriyordu. Filiz ise kanepenin önüne yığılmış bağıra bağıra ağlıyordu. gözüm dış kapıdaydı. kapıya yumruklarla vuruyorlardı. sülayman da gözünü kapıdan ayıramıyordu.
    -giremezler değil mi lann! giremezler oradan değil mi?
    cevap veremedim. bilmiyordum. hafifçe soluma dönüp ona baktım.
    -açık bir yer var mı evde?
    süleyman şoku az da olsa attı üstünde. yüzü düşünür bir vaziyet almıştı. sonra baktı bana.
    -sadece mutfağın balkon kapısı... hasgibtir amk. demesiyle mutfağa yönelmesi bir oldu ama o salonun kapısından dışarı çıkmadan kapıdan içeri ince uzun siyah dört varlık girdi. kımıldayamadan onları izliyordum. filiz gözlerini bile açamamıştı. varlıklar süleyman'ın kollarından ve ayaklarından tutup yemek masasının üstüne yatırdılar. yavaşça germeye başladılar. birşey yapabilir miydim? bilmiyorum. herhalde yapamazdım. kemik çıtırdısı ve yırtılma sesleri eşliğinde kolları ve bacakları koptu süleyman'ın. hortumdan su çıkar gibi kan fışkırmaya başladı. gölgeler yok olmuştu. süleyman titreyerek birkaç saniye içinde öldü. o anda, adamın söylediği söz beynimde yankılandı. "o ölürse sadece 24 saatin kalır".
    ···
  9. 259.
    0
    akif yediği dayaktan dolayı çok etkilmişti. hareketleri de dengesizleşmişti. bir gün süleyman'dan muskasını istedi. süleyman kibarca reddetti. iki güne bir rica yoluyla istiyor süleyman da kibarca reddediyordu. bu arada sokakta gece veya gündüz tanımadığımız insanlar bizi çağırıyor, bize sataşıyordu. artık onlara bulaşmayıyorduk. suratlarında tanımlayamacağımız bir karaltı vardı. akif en çok tedirgin olandı.
    yine bir gün süleyman'dan muskasını bir günlüğüne istedi.
    süleyman reddetti.
    akif de o gün benimle beraber kampüse geldi. akşam beraber dönecekti.
    ve akif süleyman'ın muskasını çalmıştı.
    ···
  10. 260.
    0
    rezerved
    ···
  11. 261.
    0
    inşaat üzerine bi firma açmıştı. öğlene kadar arkadaşlarla takıldıktan sonra yanına gitmeye karar verdim. cesaretimi toplayabilirsem konuyu açacaktım. ofiste birkaç arkadaşıyla yemek yiyordu. dışarıdan birşeyler söylemişlerdi. tam da onun üzerine geldim. kapıdan içeri gelince bi samimiyet bekliyor insan ama tarık abi de bu durumlar olmazdı.
    ha, çoğu kişiye göre kötü değerlendirilir ama bana göre dobralıktı. severse sever sevmezse sallamazdı.
    adamın eyvallahı yoktu kimseye.
    ···
  12. 262.
    0
    -tarık abi nasılsın?, dedim.
    -eyvallah abim, buyur gel birşeyler ye.
    -yok abi sağolasın.
    -hangi rüzgar attı seni buralara? yüzümü bile unuttun lan.
    -abi sorma öylesine geldim bi halini hatırını sorayım diye.
    tarık abi gözlerime baktığında "yemedim ama hadi neyse" der gibiydi. ben de fazla ikna edici olmaya çalışmadım.
    sadece zıkkımlanan şu arkadaşlarının ofisten çıkmasını bekliyordum.
    ···
  13. 263.
    0
    adamlar doymak bilmedi. 1 saat gırgır şamata yiyip içtiler. arada ben de 1 bardak kola alıp bazen sohbetlerine dahil oldum. tesisat, beton, kolon konuşup duruyorlardı. sonra teker teker müsaade isteyip çıktılar.
    tarık abi ile başbaşa kalınca patron masasına kuruldu. bi sigara yaktı.
    -mustafa derdin ne? dedi.
    -abi halini hatırını...
    -gibtirme halini hatırını. derdin ne aslanım.
    bu sözler üstüne bende koltuğa iyice yaslanıp bi sigara yaktım. en yalın haliyle derdimi döktüm.
    -abi taka battık.
    ···
  14. 264.
    0
    gececi tayfa hazır olursa başlayalım.
    ···
  15. 265.
    0
    -anlat bakalım nasıl batmışsın, dedi tarık abi.
    başladım olayları anlatmaya. başlangıçta bir müddet can kulağı ile dinlese de bir yerden sonra kulak vermemeye başladı. olayları aklımda tuttuğum kadarı ile anlattım. bittikten sonra suratına baktım.
    -abi ne düşünüyorsun? tarık abi hiç beklemediğim bi cevap verdi.
    -cinci hoca mı belledin lan beni şerefsiz!
    ···
  16. 266.
    0
    -abi ne alakası var? valla başımdan bunlar geçti. desem de bizimki umursamadı.
    -oğlum bak sülalede adımın çıktığının farkındayım. deli dediler uzun süre. deliysek sağır da değiliz. duydum her şeyi. herkesin bakışının farkındayım. ama taşak geçilecek zaman çoktan geçti. şimdi sen eğlence arıyorsun diye kendimi madara etmem.
    -abi valla bak...
    -hadi abisi yallah yallah, diye kovaladı ofisinden.
    biraz ilerledikten sonra geri dönüp baktım. sağ eliyle iyice alnı açılacak şekilde dökülmüş saçlarını tarayarak bana bakıyordu.
    ilk defa yardım istemiştim ama adam o defterleri kapatmıştı.
    ···
  17. 267.
    0
    kampüse dönme vaktimiz yaklaşıyordu. geceleri doğru düzgün uyku gitmiyordu gözüme. ama allah var bi olay da olmamıştı. bir ara kuran'ı alıp türkçesini bile okumayı kafaya koydum. ama aradığım cevap orada değildi. genel bilgiler vardı. 1 aylık zamanda iyice kafamın gerilerine attım. ara ara süleyman ve akifle görüştüm. hafiften çıtlattım durumu. onlarda da bir sorun yoktu.
    belki herşey kafamızın içindeydi.
    son hafta eve geldiğimde kendimi televizyonun karşısına attım. kıytırıktan bir film vardı. uyumak üzereyken annem kapıyı açtı.
    ···
  18. 268.
    0
    üstünde beyaz bir geceliği vardı.
    -oğlum daha yatmadın mı? diye seslendi.
    -yok anne daha uyumadım. pinekliyordum.
    kapıyı kapatıp karşımdaki kanepeye oturdu.
    haftaya dönüyorsun değil mi? dedi.
    -evet, dedim. okul başlayacak yakında.
    -arkadaşların da başlar o zaman?
    -akif ve süleyman mı? bilmiyorum belki süleyman 1 hafta falan sonra gelir. öyle demişti bize.
    -söyle evladım erken dönsün, niye geç gelecek?
    -valla anne banane elinoğlundan. istediği zaman gel...
    dışarıdan annemin bana seslendiğini duydum.
    -mustafa yatmadın mı daha?
    içerideki kadın bana ben ona bakıyordum.
    kalbim ağzımdan çıkacaktı.
    ···
  19. 269.
    0
    5 dakika karanlık odada annemin suretindeki varlığa bakıyordum. tırnaklarına bakmaya cesaretim yoktu. ellerini bacaklarının arasına beyaz geceliğin içine sokmuştu. gözlerine baktım. bembeyazdı. göz bebeği diye birşey varsa da o an için göremiyordum. yastığın altına koyduğum elimin titrediğini farkettim. zor da olsa titremeyi bastırdım. sordum:
    -sen nesin?
    kadın put gibi duruyordu. sadece dudakları oynadı.
    -biz şerlileriz. asaf kabilesiyiz.
    -bizden ne istiyorsunuz? diye sorduğumda soğuk bir tebessüm sardı dudaklarını. konuşacağı sırada kapı açıldı. kapı aralığında annem belirmişti bir kez daha:
    -kiminle konuşuyorsun evladım.
    birşeyler söyleyecektim ama nutkum tutuldu. aklıma tarık abi ve ona yapılanlar geldi.
    -televizyondan geliyor anne dedim. kapı kapandı.
    karanlıkta benim dışımda kimse yoktu.
    ···
  20. 270.
    0
    üniversiteye vardığımda arkadaşlarla buluştum. olanları anlattım. benim dışımda kimse birşey yaşamamıştı. süleyman ve akif olanlara artık ciddiyetle bakıyordu.
    -valla hacı ben aileme anlattım durumu. dedi süleyman.
    -eee?
    -bizimkilere bi hocaya zütürdü. adam kirli atlet falan istedi benden. bi muska yazdı. bunu çıkarma dedi. önemli birşey yok dedi.
    akif ise kimseye birşey bahsetmemişti. evde sabaha kadar uzun uzadıya bir kritik yaptık. sonunda bir çözüm bulduk. kadir'i tekrar çağıracaktık.
    ···