Whatsapp’dan sesli konuşmaya başlamıştık, sesimden ve masumiyetimden etkilenip hoşlandığını itiraf etti benden, genellikle evde pc de slow müzik eşliğinde takılırdım.
Sesli mesaj gönderirkende fonda hep bir slow şarkı, konu açılmıştı konuşmamız arasında, aşık oldunmu hiç diye sormuştu, melissayı anlatmıştım anlatmaz olaydım. Malım ben mal, aradığım şey sadakat ve dürüstlüktü, karşımdakine de bunu göstermek için yapmıştım bunu ama, herkes senin kadar olgun değildi daha HardLy, veya sevigyle, aşkla senin kadar erken tanışmış değillerdi. Senin kadar hasta değillerdi bir kere o kesin.

- Arkada hep bir efkarlı, slow müzik çalıyor nedir bu ? çok özlüyorsun galiba eskileri..
Haydaa… senin belanı gibeyim özlesem ne olur, benim ruh halim bu zaten, haftanın 5 günü slow 2 günü koparım günler değişir sadece.. tanıyamadın daha dimi..
Bir şey yazmayıp telefonu yatağa fırlattım. 5 dakika sonra elime aldım.

- Belki de beni ona benzettiğin için bu kadar üzerime düşüyorsun ? hatırlatıyormuyum sana onu ? çok mu özlüyorsun ? 2 haftadır samimi birşeyler yaşadık, bana bir kere bile seni seviyorum demedin ? amacın ne anlatsana..

Sadece bu cümlesinden, bir insanın bu zamana kadar nasıl mutlu olmayı başarmış olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Yalanlarla.. Mutlu eden yalanlar..

Şunları yazdım devamında.

+ iki kelime ile mutlu olacaksan, evine bir papağan al ve ona şunu öğret. “Seni seviyorum”
sen melissanın uzağından yakınından bile geçemezsin gerçeği bilmek istiyorsan, ama o gitti ve benim için bitti. Bittiği için kalbimde bir mahzende kilitli, anahtarıda ben yuttum istesemde açamam.
Sana bakmak veya seninle konuşmak onu bana hatırlatmıyor benzemiyorsun da için rahat olsun, sen ayrısın benim için inanmak istiyorsan eğer. Bunlara inanabilirsin..

3 – 4 gün konuşmadım.

Geçmişinizi arkanızda bırakmazsanız, geleceğinize böyle engel olur işte. Ama gönül el vermiyor ne yaparsın..

4. Günün sonunda aradım. Aramız düzeldi, bir çocuktan bahsetti, eski sevgilisiymiş arayıp rahatsız ediyormuş ilk seni ben bozdum sen başkasıyla yapamazsın diyormuş kalkmış bana bunları anlatıyor.
inan bak hardly öye bir şey yok bakireyim ben dedi.

Benim için önemli değil, insanın karakteri huur olmasın dedim. O çocuğun numarasını siliyorsun ve bir daha görüşmüyorsun, eğer arar veya mesaj atarsa haberim oluyor, gelip anasını gibiyorum haberin olsun dedim.

Tamam dedi..

o sıralar gece vardiyasındaydım burger’da, gece 3 buçuk 4 te evde oluyordum.
Babam bi kaç kez araba kullandırmış, küfür kıyamet biraz bir şey göstermişti.

Arkadaşlar sayesinde biliyordum zaten kullanmayı, üzerimde ince deri ceket, siyah v yaka tişört siyah kot siyah beyaz ayakkabı karalara bağlamış yürüyordum, hava muhteşemdi beyler. Gerçekten muhteşemdi, dışarıda olmaktan yürümekten 1 saniye sıkılmadım.

Evin önüne geldiğimde araba kapıda yatıyordu, herkes gibi bende gezmek tozmak istiyordum deli gibi.
Babam anektarları çekmecede tutardı hep, hiç almamıştım, o gece şeytan neler söylediyse usulca eve girip anahtarları alıp çıktım, çalıştırdım arabayı, son ses müzik gece kimse yok, yollar benim..

Keyifli keyifli sürmeye başladım.. 1 saate yakın sürüp keyfimi aldıktan sonra aynı şekilde park ettim arabayı indim unuttuğum 2 şey vardı.

eve girdim anahtarı aynı yere bırakıp zıbardım, öğlendi vardıyam, akşam 10 da evde olacaktım.
10 da evdeydim, girdim odama ardından babam geldi.
+ Sen dün arabayı aldınmı ?
- hayır baba ( gayet ciddi ve emin bir şekilde)
+ arabayı kaldırıma park etmiştim, sabah kaldırımda değildi, müziğin sesi sonuna kadar açıktı ?
- 5 te işe gittim, gece 4 te gelir gelmez yattım almadım arabayı baba.
+ Peki dedi çıktı.

Yalan söylediğimi anlamış, ama hiçbir şey dememişti. Tuhaf..

Akşama devam, bu sefer bayağı uzun yazıp atacağım..

https://www.youtube.com/watch?v=Gji5S7rfZNI

hiaamna arkadaşlar çağırdı dün dışarı çıktım gece 2 de geldim yattım zıbardım şuan işteyim. harbi başlığı unuttuk :D işim yok şuan yazmaya devam ediyorum

Ertesi gün, beste iyice triplere bağlamış, zütü başı ayrı oynamaya başlamıştı.
Nasıl yapacağız, çok uzak ikimizin mesafesi, sen beni sevmiyorsun bilmemne bir ton safsata.
Uğraşamam seninle artık, ilk hafta bile seni görmeye gelmişim 2 – 3 hafta geçti insan atlar gelir dimi ?
illa peşinde koşucaksın, sürünüceksin bunların. Ben aşk, sevgi için peşinden koşarım bir kızın. 250 gram için değil, tanımıyorsun beni beste, gibselerde tanıyamassın zaten en büyük sorunda bu.
+ Herşeyi problem olarak gören sensin beste, başlarda böyle değildin ne oldu ?
- ya ne alakası var HardLy, gerçekleri söylüyorum ben sana
+ Sana biraz gerçeklerden bahsedeyimmi ?
+ Eğer beni çok görmek istiyorsan, adresimi biliyorsun.
- ya fırsatım olmadıkı bir türlü bunumu sorun ediyorsun sende ?
+ gibtirgit beste.
Sizin hayatınız kolpa, hep yalan dolan amk. Benim çok var fırsatım dimi benim yaşadıklarım bana zaten yetiyor birazda olsa yanında mutlu hissetmiştim kendimi, şimdi onu bile çok görüyorsun.
gibtirgit..

Numarasını silip engelledim. Ne tak yiyorsa yesin artık.
Tuğba mesaj atmıştı,

+ Nasılsın HardLy ?
- iyi tuğba sen ?
+ Napıyorsun gelmiyorsun okula merak ettim acaba bir şeymi oldu diye ?
- birkaç sıkıntım var onlarla uğraşıyorum o yüzden, merak etme..
+ tamam peki dikkat et kendine
- Sağoll

Tuğba ile aramda hiçbir şey geçmedi aslına bakarsanız, 2. Senenin başından sonuna kadar gereksiz yere üzerine düştüm, arkadaşım el kol şakası yapıyordu, tuğba samimiyetine güvendiği için bir şey demiyor, benim ise sinirlerim tavan yapıyordu, kızı gören önüne gelen yavşıyordu resmen.

+ Tuğba sana söylemek istediğim birkaç şey var,
- dinliyorum HardLy ?
+ Yarın okula gelince anlatacağım..
Gerçek şuydu, bu kız bana özeldi, benim için yaratılmış gibi. Facebook kapak fotoğrafında bir kalp ve bir anahtar vardı, kendi burcum ile onunkini meraktan karşılaştırmıştım, şöyle bir ibare vardı,
“ Ancak bir yengeç xx burcunun kalbinin anahtarına sahip olabilir “
Bu ve bunun gibi hatırlayamadığım bir çok tesadüfle karşılaşıp şoke olmuştum. Fakat okuldaki konuşmamızdan sonra benim için hiçbir önemi kalmadı..

Ertesi gün okuldaydım, ders arasında tuğbayı zar zor sırasından kaldırıp zemin katta boşluk olan bir kısma zütürdüm, başladım konuşmaya.
+ Bak tuğba, okulun başından beri yaptıklarımı biliyorsun, sana hiç kötülük yapmadım ve hep iyiliğini istedim, karşılık beklemeden hep yanında oldum.
- Evet HardLy, bunun için müteşekkirim.

+ Bunun sebebi, zamanında senden daha erken bu saflığa sahip olmam ve bunu atlatmamdı. Seni anladığım için yaptım yani bütün bunları,
Senden istediğim, daha tam olarak atlatamadığını düşünmem, ve herhangi konuda benim söylediklerimi yap, son zamanlarda hiç birşeyini paylaşmıyorsun nedenini anlayamadım. Benim elimde böyle bir imkan olsaydı, biri gelip yardım etseydi geri çevirmezdim.
- HardLy inan bana ben seni anlıyorum, bu zamana kadar sen olmasaydın ben çok zor alışırdım bu okulada, bu hayatada, ama artık kendim yaşayıp kendim görmek istiyorum, bu demek değilki seni görmek istemiyorum sakın yanlış anlama.
+ Kendin yaşayıp kendin görmek istediğine eminmisin ? bu sefer istesende yardım edemeyebilirim..
- Eminim HardLy,
+ Peki, sen nasıl istersen öyle olsun..

Tuğbayı bir başına bırakmak, iyi bir fikir değildi ama, verdiğim özgüven sayesinde kuş kafesinden çıkabileceğini, ne olursa olsun üstesinden gelebileceğini sanmıştı. Yanıldığını anlamış yinede benimle arada bir konuşmayı ihmal etmiyor, ama akıl almıyordu.
Günler geçti, final haftası geldi 4 tane dersimden ff aldım, mecburen yaz okuluna kalıp 2 milyar daha kredi çektim, yaz okuluna verdim. Mezuniyet günü gelmişti.

Büyük bir spor salonunda organizasyon düzenlenmiş, herkes kepini kıyafetini almış. Akşamı bekliyordu. Balo tarzı değil, kutlama tarzında birşeydi ve bütün okul orada olacaktı.

Siyah yarı süet ayakkabım, siyah pantolonum, üzerimde fc plustan aldığım yandan düğmeli beyaz dar gömleğim, siyah fakat kenarları beyaz çizgili ceketim, siyah beyaz yarı spor yarı klagib saatim ateş eden saçlarımla kombini tamamlamıştım.

Annem babam ile birlikte atladık gittik, onlar yerlerine geçtiler izlemek için, daha 40 dakika vardı.
Arkadaşı aradım, nerde olduklarını öğrenip yanlarına gittim.
Bir kafede, masa boydan boya dolu, bütün sınıf ordaydı. Herkese bir selam çakıp oturdum.
Zira gizeme baksam dargın, tuğbaya bişeyler oldu zaten yapmacık davranıyor, fatih çakalının şeytan görsün yüzünü, mami orda oda soğuk davranıyor, ebru sinem engin reyizle takılıyorlar. Geri kalan insanlarla çok muhabbetimde olmadı.

Sanki ömürleri boyunca birbirlerinden ayrılmayacaklar. Varsın dibine kadar takılsın etsinler, bu günden sonra bir daha kimse kimsenin yüzüne bakmayacak zaten, adım gibi eminim.

Bi süreliğine bana kitlendiler, şeklimi koymuştum yine. Onlar üzülsün gibimdemi, ben insan gibi davrandım elimden geleni yaptım. 2 gram egom var onuda mazur görün ne olacaktı sanki..

içeriye aldılar gruplar halinde orada da bekledik, canım sıkıldı adaşım olan bi çocukla sigara içmeye çıktık, bunun yanında sarışın olgun bir kız, ve birde kürt karam bir kız vardı, tanıştık ettik.

Sigara verdim bunlara da yokmuş yanlarında, sen dış tic. Demiydin okulda daha önce görmedim seni bilmemne, göremezsinde zaten züt kadar okul, hiçbir aktivikte yapma imkanın yok.

Bu karam kız biraz ilgiliydi sanki bana, var bunun altında bir bişey hissettim direk, yamalama olayı hesabı.

içeriye tam alırlarken erdinç diye çok sağlam bi çocuk vardı, samimi olduklarım haricinde en çok bununla görüşüyordum, geç kalmış nerden giriyoruz diye beni aradı gittim aldım geldim. Derken bu bir arkadaşını gördü kız 2 dakika gitti o sırada kim bu dediğimde eski manitam dedi.

Eski mantıasını tarif ediyorum beyler ; 1.75 boyunda belina kadar dümdüz siyah saçlar, gözler lens göğüsler fora derin dekolte, incecik bel, dar bir etek mal mal bakıyor fazlası var eksiği yok resmen 90 – 60 90. Beyni var ruhu yok gibi sanki. Alev alıyordum ben az daha. Kız öyle bir tahrik ediciki, kutlamayı unutup kendi sınıfımın sırasında değilde bunların sırada buldum kendimi.

Erdinç kolumdan tuttu çekti en sonunda çağırıyor duymuyormuşum, bizde oğlum sıra hadi yürü dedi.
Çocuğada bir şey söyliyemedim bana bunu ayarla gibisinden.

Mal mal sanki çok bir gibim başarmış gibi insanların bizi alkışlamalarını kutlamalarını izledik. Sonunda gece bitmiş, eve gelmiştim.

istediğim yerdemiyim ? asla..

Yaz okuluna başladğımda burger dan çıkmış, biraz olsun rahatlamıştım.

Gelelim mezuniyette tanıştığım karam ile sarışına, belli oldu muhabbet. Karamda yaz okuluna kalmış, sarışın samimi arkadaşı, kesin benden hoşlanmış belli olmasın hoşlandığı diye birlikte takılıyoruz 3 kişi.

Sırf sarışının olgunluğu ve muhabbetine bişey demedim. Hatta beğenmediğim halde karam ile konuşmayada başladım, bir ara yaz okulundan dönerken karnım acıktı yemek yiyelim diyerek, bunu avm ye yemek yemeye zütürdüm, ardında bir kahve ısmarladım.

Orada biraz içimi döktüm, kendimi anlattım. Madem hoşlanıyorsun, tanı benide sonradan pişmanlık duyma.

Gayet ısındı bana, bende sevdiğim insanların peşinde koşmaktan yorulmuş olduğum için, beni sevene kapımı açtım. Bu bile yetmedi, nereden bileyim.

2 gün sonra mesajlaşırken, hatırlamadığım ufak bir şaka yaptım buna aldığım karşılık şuydu.

+ Noluyor HardLy sana ? nasıl böyle konuşabiliyorsun ?
- şaka yaptım canım ne var bunda ( küfürlü bir şey söylemiştim hakaret etmemiştim amk )
+ ne demek şaka yaptım bir daha böyle bir şey duymak görmek istemiyorum !
- Lan sen hayırdır amk ? 2 günde zütünü kaldıran şeyin sebebini öğrenebilirmiyim karam ?
+ HardLy benimle bir daha konuşma.
- Dağla taşla konuşurum, gider duvara konuşurumda seninle konuşmam zaten ruh hastasısın amk.
+ ya gibtirgit
- Karam, tek kelime daha etme aklını alırım defol !

sildim engelledim.

Kovalasanda olmuyor, gelene evet desende, kısmet değil işte şans talih, hani bazen ilk bakışta anlarsınız o insan sizin kaderinizdir, bazen ölene kadar da arasanız bulamazsınız.
Melissanın gülüşünü hiçbir kızda bulamadım bulamayacağım galiba.. Bazen hala diyorum kendime, çıkıp gitsem şimdi çıksam karşısına ne hisseder, eskisi gibi hissedemeyeceğime ben adım gibi eminim ama suratındaki ifadeyi görmekte bi yandan merak konumdu..