Whatsapp’dan sesli konuşmaya başlamıştık, sesimden ve masumiyetimden etkilenip hoşlandığını itiraf etti benden, genellikle evde pc de slow müzik eşliğinde takılırdım.
Sesli mesaj gönderirkende fonda hep bir slow şarkı, konu açılmıştı konuşmamız arasında, aşık oldunmu hiç diye sormuştu, melissayı anlatmıştım anlatmaz olaydım. Malım ben mal, aradığım şey sadakat ve dürüstlüktü, karşımdakine de bunu göstermek için yapmıştım bunu ama, herkes senin kadar olgun değildi daha HardLy, veya sevigyle, aşkla senin kadar erken tanışmış değillerdi. Senin kadar hasta değillerdi bir kere o kesin.

Oğlum mecalim kalmadı ızdırabını gibeyim mazoşist, hakikatten mazoşistmissin 2 gram kafa kalmadı çok yoruldum bugün işte 2 saat bide mesai yapıp yol çektim, iyi bir uyku çekmem lazım. Hadi iyi geceler giberün.. :(

Elimden hiç birşeyin gelmemesi ve yapılacak olanlar öfke level 99 yaratmıştı içimde. Ne aşağılık insanlarsınız lan siz, ananızın karnındamı öğrendiniz hayatı ? gibile gibile öğrenmedinizmi gibmeyi ? ne istiyorsunuz hayatın sillesini yememiş kendi çapında takılan masum ana kuzusu bir kızdan ? gibtirin gidin egolarınızı başkalarıyla tatmin edin !

Fatihe mesaj attım, ara beni lan kamil diye.
Anında aradı, efendim kanka dedim, çıktık şimdi kafeye iniyoruz, tamam gelirsin.

Geçtik kafeye oturduk, 2 dakika sonra fatih damladı kolpadan hareketler,
selamlar falan nabersiniz, işte bizde tuğbayı tanıştıran tarafız göya, tuğba fatih fatih tuğba..
dingilin ağzı kulaklarında bana bakıp bakıp gülüyor, bende bi bakış attım buna tabi leaynn bakışı, sen daha fikret abini tanımamışsın bakışı :D

Muhabbet sohbet içecekleri aldık derken, bu tuğba bunu her konuşmada giblememeye başladı,
her konuşmasında garip garip bana bakıyor, kısa cevap veriyordu. Bir anlam veremedim bu işe, belki yeni tanıştığı için soğuk davranıyordu, ilk yanına gidip merhaba dedğimde beni terslediği hesabı, yada başka bir şey vardı. Neden bu kadar karmaşık olmak zorundasınızki.

Nasıl becerdim bilmiyorum, çok bir ıslaklık yoktu ama sanırım ayakta boşalmıştım. Espirisini yaparız ya incide, başıma gelince bir tuhaf oldum bir utandım sormayın gitsin. Aslında anlatmak bile istemiyordum ama artık ne var ne yok dökeceğim bu satırlara..
Kendimi toplayıp derse geçtim, biraz daha samimi olmaya başladık ebru ve sinemle, kafeye gitmeler birlikte yemek yemeler, kıyafet bakmalar.. kanka veya dost hitabesi yoktu aramızda, sadece ismimizle sesleniyorduk birbirimize ama aklıma hiç binlik veya kötü şeyler gelmiyordu.
Okuldaki kızlar gerçekten çok havalıydı, kılı olmayan kız kendini manken sanıyordu o derece, yüzlerine bile bakmaktan tiksiniyordum onların, konuşmayı geçtim..
Çok fazla okulda dolanmadım, kafeye inmedim ama indiğimde bazı kızların öküz gibi kestiğini farkettim, sabaha kadar kes 1 gram hevesmi kaldımıki yanına geleyim ortaokuldaki gibi, lisedeki gibi. Sütten ağzım yandı bir kere, yoğurdun tadına bakarmıyım hiç ?

+ Biraz tedirgin gibi görüyorum seni ?
- aslında değilim, çok fazla mülakatta bulunmadım, tecrübesizliğim yansıyordur oradan ;)
+ Hmm anladım, nasıl baktınmı internet sitemize, ne iş yapıyoruz biz ?
- Evet xx tarzı şeyler, ( iş görüşmesine giderken firma hakkında kesinlikle bilgi edinin beyler.)
+ Çok iyi, peki daha önce nerede çalıştın, gerçi cv’den mevcut ama senden dinlemek istiyorum. ( neden ayrıldın muhabbetine getirmek için. Profesyonel kadındı.)
- xx Firmada ihr. Operasyondaydım, ilk olarak stajyer olarak başlamıştım, beni beğendikleri için kadrolu olarak dahil ettiler firmaya, işten ayrılmadan son 3 ay deniz departmanındaydım, müdür ile anlaşamamıştım, kendini kadın biraz ego’lu idi çok fazla detaya girmeyeceğim. Zaten asıl sebebim o değildi, iş yeri taşındığı için ayrılmak zorunda kaldım.
+ Bilgiler için teşekkür ederim, yalnız sen rahat değilsin bilemiyorum içimde garip bir şey var seninle ilgili çözemedim. ( amk karısı mini etek giyip temel iç güdü yapmayı kesersen biraz rahatlarım. Nasıl söyliyeyimki ? )
- Dediğim gibi 2. Mülakatım. Mazur görün.
+ Peki işi beğendinmi, buradan benden onay alırsan patronla görüştüreceğim sizi. Orada sonucunuz belli olur.
- Evet nakliye firmasındaki iken operasyon yapıyordum sadece, burada ihracat öğrenme fırsatım olacak.
(Patronla falan yazıştı o sırada sanırsam, kadından okey aldım arabayla patronun yanına getirdiler.)

- hıhıhıh tabi, numaramı vereyim ben, oradan haberleşelim olurmu ?
+ dur elin kolun dolu senin ben vereyim hemen ( burada kızın büyüsüne kapıldığım doğrudur, kafamı gibeyim dememe sebep olan anlardan biriydi ayrıca)
numarayı verdim yazdı, tam o sırada otobüsü geldi, hoşça kal diyerekten bindi gitti.

Bende gereksiz bir sevinç, hadi hayırlısı niğdaları mutlu mesut evin yolunu tuttum, yolu yarıladığımda telefonumda hiç mesaj yoktu.

bir dakika lan ? oğlum ya numarayı yanlış verdiysem ? ya hayatımın aşkını bir rakamı yanlış söylediğim için kaçırdıysam ? sen ne mal adamsın HardLy, metrobüsün cdıbına kafayı vura vura eve geldim, saat 9 – 10 - 11 oldu, mesaj atan yok.

rezzzzzzzzz bro

Bu cümleyi bana söylediklerinde hocamın tespiti için sesli gülmüştüm, kendimi böyle tanımlaymazdım. Ama tamı tdıbına öyleydim. Ailem bu cümleyi pek giblememişti ama,
Lisede ve ilk orta öğretimde işte çalışmadığım halde derslerim tak gibiyken üniversitede hem çalışıp paramı kazanıyor okulumun taksidini ödüyor tek başıma kendimi döndürüyor, hem de sınavlarımdan 60 – 70 ten aşağı not almıyordum. Bu gerçekleri ailem farkedince üzerimde baskı kurmayı azalttı.
Çocukluğumda hep baskı halinde büyüdüm, akşam ezandan önce evde olacaksın, derslerine çalışacaksın, o bilgisayarı camdan aşağı fırlatacağım, bak bakalım bir daha dışarı çıkabiliyormusun, terli terli dolaşıyosun sokaklarda hasta olup geliyosun hiç söz dinlemiyorsun, bıktım artık şıu çocuğun arkasını toplamaktan, bu odanın hali ne kendine biraz çeki düzen ver, başkalarının çocukları okuyup adam oluyor adam sen hala top peşinde koş, bilgisayarla uğraş, eve arkadaşımı getirmek istediğim zaman cumartesi Pazar günü eve arkadaş gelmez, onların ailesi yokmu bilmiyolarmı ? o çocuklar ile görüşmeni istemiyorum. Sürekli para harcayıp duryorsun oyuna ıvıra zıvıra, üstüne başına bişeyler alsan, kendin için bişeyler yapsan nolur ?

rezerved

Çok etkili bir ses tonum vardır, şiir güzel okurum bi tane patlatırım akşama vocerodan.
Cam kenarında kısık sesle konuşurken bunun askerde olan erkek arkadaşı vardı, ondan açıldı konu cam yarım açık, hafiften rüzgar üfürüyor ayrı bir atmosfer katıyordu, uğraşsanız bu kadar erotik ve aynı zamanda romantik bir ortam oluşturamazdınız, o gecenin büyüsü gerçekten bir başkaydıki. konuşurken onun tahrik olduğunu hissettim, konuşma bittiğinde 2 adım attım pantolonda bir ıslaklık.

rez yatarken okucam

3 – 4 ay beklememin sonucunda, ve babamın her aksam eve gelip,
+ Noldu bulamadınmı iş ? oturduğun yerden nah bulursun. insan bi çıkar gezer cv bırakır birşeyler yapmaya çalışır illa arkadandan birileri ittiricek seni , otur bütün gün pc başında köpek gibi sigara iç kimseye bir faydan dokunmasın..

- Kapat kapımı, cv bıraktım ben internete var birkaç bir şey, moral vereceğine moral bozmaya çalışan tek baba seni kutluyorum.

+ Bak aptal aptal konuşmaya başladı yine ben ne diyorum o ne diyor, gelsene sen bir dakika konuşucaz.
- geliyorum.
+ Ne senin derdin ? iyiliğini istiyoruz birşeyler yap istiyoruz konuşuyoruz ?
- Sen farkında değilsin hep konuşuyorsun, benim borcum harcım yok okulumuda bitirmişim vereceğin alt tarafı günlük 5 10 lira onu bile çok görüp lafını yapıyorsun, bana kalkıp senin yaşındakiler ev geçindiriyor diyorsun, öyle bi durumda olsam bende geçindiririm ne var ?

+ tak geçindirirsin, hiçbir şeyin kıymetini bilmiyorsun.
- Sen çok bildiğin içinmi bu haldeyiz, doğduğumdan beri yerimizde, bırak yerimizde saymayı geri gitmekten başka bir şey yapmıyoruz.

Üniversite çağına gelene kadar çok fazla kişisel gelişim kitabı okumuş, çok fazla insanla tanışmış, iyi kötü fazlasıyla tecrübe edinmiş, bunlardan kendine pay çıkartıp kendini gerçekten geliştirdiğine inanan bir birey olmuştum.
Sinemle biraz fazla samimi olduk, adı yoktu ama hep yalnız konuşurduk, dertleşirdik daha çok.
yine ders arası cam kenarı tenha bir köşede akşam vakti konuşuyorduk, ilk defa böyle bir şey yaşadım sesli güleceğinize eminim.
Siyah uzun çorap, kısa etek, ince bir bluz kırmızı oje, siyah dalgalı saçlar.. iyi göğüsleri vardı yalan değil. Bu travmaları yaşamamış olsam daha ilk muhabbetimde kesinlikle tavlarmışım şimdi çok daha iyi anlıyorum ama nerde.. derdim am gibmek değilki benim derdim başka.. derdimi gibeyim…

+ Merhaba ben HardLy,
- Merhaba hoş geldin, ben xx şirket sahibiyim, yanımdaki hanimefendi ihr müdürümüz.
+ Çok memnun oldum
- ee anlat bakalım neler yaparsın ne mezunusun ?
+ dış tic mezunuyum 2 yıllık, açıköğretim ile 4 e tamamlıyorum şuan, işim olmadığı için arada bir dışarı çıkıyorum, evde bilgisayarda vakit geçiriyorum. Akşamları genelde basketbol oynuyorum.
( adam samimi geldiği için yalan konuşmadım hiç )
- Gençler manyağı oldu bu bilgisayarın ya, oyun oynuyormusun ?
+ Tabiki.
- Anladım, ingilizce durumun nasıl ?
+ Orta seviye demekten nefret ediyorum, genellikle hep mülakatlarda o kullanılıyor internette okumuştum, ama gerçekten orta, okuldan filmlerden, kitaplardan öğrendiğim kadarıyla biliyorum.
Herhangi bir maili tamamen çevirebilirim fakat zamanların bir kısmını unuttuğum için cevap vermede yetersiz kalıyorum.

Sen ne diyorsun lan ? yanındaki senin karın, arkandaki 1 tanecik evladın. Neyin kafasını yaşıyorsun sen! ( ev annemindi beyler, ananemden kalmış, teyzeme payını verip biz almıştık.)

Tepkim şöyle oldu.
+ Hee öyle diyorsun yani ? Ev annemin biliyorsun dimi, 3 e bölelim o zaman evi, bizim evimizde ortalık evi değil.
Babam – Bak sen boyundan büyük laflar ediyorsun, benim sinirlerimi zıplatma.
+ Senin ağzından çıkanı kulağın duysun önce ondan sonra konuş, bana öyle sinirlerimi zıplatma havaları yapma, ne demek benim arabam ortalık malı değil lan ? karını çocuğunu ne olarak görüyorsun sen ? Sen hala söylediklerinin farkında değilsin. 1 kelime daha etmesen iyi edersin.

Annemde babamın demiş olduklarına hayretle bakarak tepki göstermiş, babam benim gözümde bitmişti. Ölse mezarına gitmeyeceğim diye kaç kere söylemişimdir kendi kendime hatırlamıyorum, ettiğim küfürleri hatırlamıyorum. Bir ihtiyacı olduğunda veya bana karşı tek bir lafında ne yapacağımı bile kestiremiyordum, elimde kalır baba katili eder başka bir gibe yaramazdı. Babam genç yaşta hayatımı karartmaktan başka bir taka yaramazdı.

Bizimkilere olayı ufaktan çıtlatım, çok sevindiler dışarıda yemek yemeğe gittik.
Eve dönerken arabada şöyle bir konuşma geçti,

Baba ( tabi lafta baba, her baba deyişimde içinı sızlattığımdan emindim. Hak ediyordu beyler babamı sadece anlatsam bu hikayeden daha çok okunurdu eminim.)

Arabada arıza var diye nasıl olsa kullandırmıyorsun ne bana ne anneme, iyi kötü annemde bende çalışıyoruz artık, şu arabayı yenileyelim bi tane otamatik alalım hem. Annemde rahat eder dimi ?
Annem – Aynen emin ya bir tane otomatik alalım bunu satıp hemde yeni model alırız ne güzel olur.

Babamdan gelen tepki öyle birşeydiki beyler, ona olan öfkemin ve sabrımın son damlalarını taşıracağı hiç aklıma gelmezdi.

Babam – “ Benim arabam ortalık malı değil ne kuruyorsanız ne planlıyorsanız kendiniz yapın “

Mutlu mesut eve gittim, iş görüşmesinde böyle bir şey ilk defa benim başıma gelmiştir belkide, konu iş ti ama dinden konuştuk daha fazla, garipsemedim değil.
Akşam telefon çalmayınca içimden bir ses aynen şöyle dedi,
Herhalde o kadının söylediği gibi rahat görünmediğim için moralim bozulmasın canım sıkılmasın diye adamlar başka şeyden muhabbet edip taşak geçtiler benle.. Bir kötü oldum sormayın..

Derken sabah telefonum çaldı, bugün evrakları getirin yarın başlayabilirsiniz. Maaş 1200 istemiştim cv’de, 1500 vermiş patron.
Olduğum yerde şöyle bir kaldım evde. içimden derdimki, allahım insanlar zengin oldukları zaman bu dünyada çoğu işlerini halledebiliyorlar, paraları oldukları sürece seni hatırlayıp sana iman eden varmıdır acep ?

Bu olay tesadüf değildi, normal bir şey de değildi. Resmen allah göndermişti beni oraya, hiçbir vasıfı olmayan, herkes tarafından iyi çocuk olarak nitelendirilen, ailesinden doğru düzgün destek göremeyen bu çocuğu aldı, krallar gibi işe yerleştirdi. inancım her zaman vardı fakat, o gün çok değiştim. Şükür eden bir insan oldum daha çok, ne olursa olsun, başıma ne gelirse gelsin.

Devam edelim,
Lise son sınıftaki durumum aynen şu şekildi, staj yaptığım lojistik firmasına 3 gün gidip geliyor, 2 günde okulda kafayı gömüp uyuyorum biraz da ailemden bahsedeyim. Bütün bunlarla ve kendi içimdeki sorunlarla savaşırken, işin birde anne baba tarafı vardı.
Annem benim için her zaman yaşam kaynağı olmuştur, bir çok erkek çocuk için bu geçerlidir fakat benim annem biraz daha farklı, sebebi ise çift karakterli olması, bir gün oğlum kuzum derken istemeden de olsa onu kızdırdığımda veya kızdırmama bile gerek yok solundan kalkması yeter 180 derece dönebilirdi.
Ama genel olarak onun içinde tek yaşam kaynağı bendim.
Babama gelince, çocukluğu lise hayatından sonra annesi babası ayrı geçmiş, ona göre herşeyi tek başına yapmış kendi ayakları üzerinde durup kimseden yardım beklemeden kendi hayatını kurmuştu.
Lakin benim hatırladığım babamın anlattıkları ile hareketleri hiç uyuşmuyordu.

6 – 7 yaşındayken Bakırköy sahiline zütürmüştü beni, 2 simit yemiş biraz avm gezmiş en son bir oyuncakçıya girmiştim, küçükken her girdiğim oyuncakçıdan diğer çocuklar gibi mızmızlanıp herşeyi istemez, sadece en çok beğendim bir tanesine razı olurmuşum, o gün şöyle bir diyalog geçti aramızda.
+ Baba şu küçük uçaklar çok şirin çok güzel alalım bunuu ne olurr
- Oğlum cebimde son 5 liram var,
+ ya baba vardır paran çok beğendim lütfen alalımm
- … peki al bakalım o zaman
+ teşekkür ederimm eyyoo işte buu