Tuğbayı bir başına bırakmak, iyi bir fikir değildi ama, verdiğim özgüven sayesinde kuş kafesinden çıkabileceğini, ne olursa olsun üstesinden gelebileceğini sanmıştı. Yanıldığını anlamış yinede benimle arada bir konuşmayı ihmal etmiyor, ama akıl almıyordu.
Günler geçti, final haftası geldi 4 tane dersimden ff aldım, mecburen yaz okuluna kalıp 2 milyar daha kredi çektim, yaz okuluna verdim. Mezuniyet günü gelmişti.

Büyük bir spor salonunda organizasyon düzenlenmiş, herkes kepini kıyafetini almış. Akşamı bekliyordu. Balo tarzı değil, kutlama tarzında birşeydi ve bütün okul orada olacaktı.

ingilizce konuşmaya başladı, tabi bende, 3 – 5 dakika zütürdüm muhabbeti, geleceğin için ne yapmak istiyorsun diye bir soru sordu, hatta ingilizceni geliştirmek içinde.

Canada veya ingiltereye seyahat etmeyi planlıyorum dedim. Türkiyede ne kadar öğrenirsem öğreneyim, pratik yapmadan ve başka ülkede bunu test etmeden ingilizce biliyorum demek istemediğimi söyledim.

Çok iyi dedi, yalnız içeri girdiğimde farkettiğim birşeyler vardı, adam sanki aşırı dinci gibi duruyordu çünkü etrafta masada olsun, duvarda olsun arapça hz.muhafazid ve allahın adı çokça vardı.
Buradan uyandığım gibi malum soru geldi.

- Peki kuran okudunmu ?
+ Komple okudum efendim. ( komple nedir amk cahili )
- vayy komple okudun, peki ne anladın ?
+ bu dünya’ya neden geldiğimizi, niçin yaşadığımızı.
- Ne için yaşıyormuşuz dünyada ?
+ Adem ile havvanın hikayesini kısaca özet geçtim, şeytan onları kandırdıkları için dedim. Ve sonucunda allahtan 10 istekte bulunduğunu bahsettim.
- nedir onlar söyle yazacağım dedi. 5 – 6 tanesını hatırlayıp söyledim.
+ Hatta hz.muhafazid ile şeytanın konuşması vardı. Orada da geçiyordu yanlış hatırlamıyorsam dedim.

Biraz kendimden bahsetim, oda aynı şekilde 1 haftalık mesaşlaşmamız sonucunda ben burgerda işe başlamış Cumartesi günü izini kapmıştım,

+ Beste Cumartesi günü izinlimisin ?
- evet ?
+ Kadiköye geliyorum, görüşelim.
- işin vardiyemi geliyorsun, beni görmek içinmi ?
+ Pavyona gideceğim, ordan çıktığımda da seni görür dönerim işte.. ( biraz tripcan, biraz da salağa yatan tavırları ufaktan sinir etmeye başlamıştı beni.)
- ne diyosun ya ?
+ tabikide seni görmek için geleceğim ;)
- öyle olsun bakalım peki, nerede buluşalım ?
+ kadıköydeki eminönü iskelesine gelebilirmisin saat 7 gibi ?
- olur tabii ;)
+ o zaman tamamdır, yarın görüşürüz ;)
- görüşürüz ;)

- iyi iyi afiyet olsun ;)
+ sağol ;)
Afyon patlamadığı için sabah bodozlama bir giriş yaptım.
+ Bişey soracağım sana, kapıda beklerkenki halin çok hoşuma gitti, neden orada durdun seni görmeden gideceğimi mi zannettin ? ;)
- içim elvermedi gitmeye, ben yanlışlıkla arkamı döndüğümde masumhane bir gülüş attın, ondan sonra kayıtsız kalamadım ;)
+ hmm, bana daha çok bakmaya doyamadın gibi geldi eheheh ;) benim gibi..
- hiiii bak sennn, döverim seni çocuk ;)
+ hayırlısı be gülüm ahahaha ;))
- beni tekrar görmek istediğini sanıyordum, çok zorlama bence şansını ;)
+ ( bak sen ?) iyi bakalım öyle olsun ;)

+ Hmm sorun değil, numarayı yanlış verdim sandım bende ;)
- yok yok ;) ee nasılsın neler yaptın ?
+ iyii nolsun, eve geldim biraz film izledim tam yatıyordum mesaj attın
- hmm iyi zamanlamışım o zaman :D
+ aynen yarın görüşrüz uyumam gerek..
- peki iyi geceler ;)

Sabah bir günaydın mesajı çaktım, 11 gibiydi muhabbete başladık..

- Günaydınn
+ kahvaltı zamanı ;)
- ben yaptım bile uykucuu ;)
+ haha bişeyler alıp geleyim bende
- yapsana evde yokmu dolapta bişeyler ;)
+ var da canım börek çekti ;)

içeriye tam alırlarken erdinç diye çok sağlam bi çocuk vardı, samimi olduklarım haricinde en çok bununla görüşüyordum, geç kalmış nerden giriyoruz diye beni aradı gittim aldım geldim. Derken bu bir arkadaşını gördü kız 2 dakika gitti o sırada kim bu dediğimde eski manitam dedi.

Eski mantıasını tarif ediyorum beyler ; 1.75 boyunda belina kadar dümdüz siyah saçlar, gözler lens göğüsler fora derin dekolte, incecik bel, dar bir etek mal mal bakıyor fazlası var eksiği yok resmen 90 – 60 90. Beyni var ruhu yok gibi sanki. Alev alıyordum ben az daha. Kız öyle bir tahrik ediciki, kutlamayı unutup kendi sınıfımın sırasında değilde bunların sırada buldum kendimi.

Erdinç kolumdan tuttu çekti en sonunda çağırıyor duymuyormuşum, bizde oğlum sıra hadi yürü dedi.
Çocuğada bir şey söyliyemedim bana bunu ayarla gibisinden.

Mal mal sanki çok bir gibim başarmış gibi insanların bizi alkışlamalarını kutlamalarını izledik. Sonunda gece bitmiş, eve gelmiştim.

istediğim yerdemiyim ? asla..

konuşmaya başladığında anlayınca mahçup oldu. Sıkma canını güzel şey, sanada soracak birşeyler bulurum ne var ?
+ Sen halledemedin galiba akciğer filmini ;) pardon ismin neydi ? ( Biraz utangaç bir şekilde döndü bu arkaya bu sefer.)
- Aynen ya, beste ben sen ?
+ HardLy bende memnun oldum, yanlışlıkla seni rahatsız etmeyeyim tekrardan diye sordum ismini diyerek bin bir sırıtış attım.
- ( Nasıl bir pgibolojik baskı uyguladıysam gene açık verdi, amı zütü dağıttı tabiri caiz ise) yok canım sorun değill ( istediğin kadar rahatsız et demekti bu )
+ Bende baya zorlandım xx yere gittim orda çözdüler, sende bahsettiğim yere gidersen çözersin olayı
- teşekkür ederim HardLy, dönmüyor önünü mal mal bakıp duruyor ağzı kulaklarında
+ tekrar anlatıyor eğitmen not alsak iyi olur dedim öyle döndü..

Elimizede bir kitapçık türü bir şey verdiler, boşluk kısımlar var doldurmamız gerekiyor, sonda test olacağız, testten belirli puanı alanın dosyayı onaylıyorlar hesabı, basit gibindirik şeyler.

3 saat sürdü eğitim, 2 saat boyunca eğitmenin her cümlesinin sonunda beste arkasını dönüp bana bakıp gülüyordu, güldü.. kesin verecek…

Biraz daha sohbet ettik, espiriler şakalar, yol yaptım kendime ufaktan.
En son testi olmuş geçmiştik 2 mizde, kitapçıkları onaylatmak için sıraya girdik, 2 sıra arkasındaydım.

+ Ne yapacaksın burdan sonra ?
- bilmem eve geçerim herhalde, biraz halletmem gereken işlerim var evde..
+ ya, bende acıkmıştım neyse bir an önce gideyim bende yolum uzun eve söylerim.. ( sen geri çekersen kendini yapacak birşeyim yok kızım..)
- hmm nerede oturuyorsun ?
+ xx yerde, sen ?
- Karşıda, kadıköy tarafında başlayacağım restoranda o taraflarda, biraz daha arkalarına doğru ama kadıköyün.
+ hmm metrobüsle gideceğim ben, sen ?
- otobüsle
+ O zaman seni bırakayım öyle gideyim.

- gerek yok giderim ben ( ya sus amk 1 ileri 5 geri vitessin sende anlaşıldı )
+ olsun canım yolumun üstü
- peki madem
+ ( sigaramı çıkardım yaktım, sigaram bitene kadar durakta yanında bekledim, amacım sadece otobüsünün gelmesini beklediğimi sanması, adım atamyacağımı düşünüp triplere girmesiydi. Sigaram bittiğinde yaptığım hamle aynen şöyle )
Bir daha seni ne zaman görebilirim beste ?
- e e ef efendim ?
+ bir daha diyorum, seni ne zaman görebilrim ?
- ( bir anda mahsun, mahcup bir halde) bilmmemkii, şeyy..
+ Bir evde yaşadığını düşünüyorum, birkaç kafede biliyosundur umarım kadıköyde ? bin olamayan çocuğun bin sırıtışı eşliğinde..

Beni son zamanlarda terslemeyip, aynı zamanda da konuşmayan, her fırsatta adım atmama rağmen tepki vermeyen bu kız, neden bana böyle davranıyordu ? sevinçle kızgınlık arasında bir duygu ile yerden bir pet şişe daha aldım, arkadaşlar diğer tarafa doğru koşuşurken melissayı ben ıslattım kahkaha atarken beni ittirdi ve yere düştüm, kendiside kayıp yanıma düştü..

Beyler 40 yıl düşünsem aklıma gelmez böyle birşey, güneşin anlında çimlerde sırılsıklam uzanan ben ve melissa, kalakaldık ikimizde, birbirimize bakıyoruz, bir ara elini farkettim karnımda düşerken bana tutunmuş.. dünya'damıyım ben ? aşık olduğum ve uğruna herşeyi yapabileceğim kız yanımda zaman işliyormuş kimin umrunda ? o an geçmek bilmedi, bitmesin istersiniz ya bazen böyle başınıza harikulade bir olay gelir. bitmesin dıbınakoyim, uyanmak istemiyorum kaldıranı giberim ! dersiniz içinizden.

2- 3 dakika sonra kalktık, hiç bir şey demeden gidip üstümüzü başımızı temizledik..

Parkta aynı yerde tek otururken gördüm onu 10 dakika sonra, koşarak gittim yanına..

uyanır uyanmaz başlığı kontrol ettim. HardLy reis hadi devam :D

Numarasını silip engelledim. Ne tak yiyorsa yesin artık.
Tuğba mesaj atmıştı,

+ Nasılsın HardLy ?
- iyi tuğba sen ?
+ Napıyorsun gelmiyorsun okula merak ettim acaba bir şeymi oldu diye ?
- birkaç sıkıntım var onlarla uğraşıyorum o yüzden, merak etme..
+ tamam peki dikkat et kendine
- Sağoll

Tuğba ile aramda hiçbir şey geçmedi aslına bakarsanız, 2. Senenin başından sonuna kadar gereksiz yere üzerine düştüm, arkadaşım el kol şakası yapıyordu, tuğba samimiyetine güvendiği için bir şey demiyor, benim ise sinirlerim tavan yapıyordu, kızı gören önüne gelen yavşıyordu resmen.

Ertesi gün, beste iyice triplere bağlamış, zütü başı ayrı oynamaya başlamıştı.
Nasıl yapacağız, çok uzak ikimizin mesafesi, sen beni sevmiyorsun bilmemne bir ton safsata.
Uğraşamam seninle artık, ilk hafta bile seni görmeye gelmişim 2 – 3 hafta geçti insan atlar gelir dimi ?
illa peşinde koşucaksın, sürünüceksin bunların. Ben aşk, sevgi için peşinden koşarım bir kızın. 250 gram için değil, tanımıyorsun beni beste, gibselerde tanıyamassın zaten en büyük sorunda bu.
+ Herşeyi problem olarak gören sensin beste, başlarda böyle değildin ne oldu ?
- ya ne alakası var HardLy, gerçekleri söylüyorum ben sana
+ Sana biraz gerçeklerden bahsedeyimmi ?
+ Eğer beni çok görmek istiyorsan, adresimi biliyorsun.
- ya fırsatım olmadıkı bir türlü bunumu sorun ediyorsun sende ?
+ gibtirgit beste.
Sizin hayatınız kolpa, hep yalan dolan amk. Benim çok var fırsatım dimi benim yaşadıklarım bana zaten yetiyor birazda olsa yanında mutlu hissetmiştim kendimi, şimdi onu bile çok görüyorsun.
gibtirgit..

HardLy kardeşim ben burda kendi kendime mi konuşuyorum ? hani öyleyse söyle gideyim :D yazık amk bana kaç gündür bu hikayeyi okuyorum sözlükteki en iyi 5 hikaye içerisine aldım seni kendi kanaatimce. anlıyorum işin gücün var meşgul adamsın ama madem işin var niye başlığı açıp bizi merakta bırakıyon amk ?

Ne demek olduğunu çok iyi bilirim dedim ve sustum..
HardLy seni ilk gördüğümden beri ne kadar temiz kalpli ve iyi biri olduğunu anlamıştım zaten beni yanıltmadın, doğru senden hoşlanmıştım ama babam buna

gerçekten engel oluyor bana veya sana bir gün öğrenirse zarar vermesinden korkuyorum.. kısmet değilmiş gerçekten ne yapalım buda böyle bir anı olarak kalsın

aramızda o zaman..

Seni üzmediğime çok sevindim, hakkındaki düşüncelerim aşağı yukarı böyleydi ama emin olamamıştım. çok güzel vakit geçirdim seninle herşey için teşekkür

ederim dedim. sarıldım.

iyi akşamlar dedim ayrıldım gözleri ağalamaklıydı, iyi akşamlar dedi.. sahiden iyimi akşamlar ? iyiyse neden hep hüzün ve kederi daha yoğun hissederiz ?

En azından kızı üzmeden bitirdiğim için huzurluydum, bir yandanda içim sanki melissaya ihanet etmişte kendimi hiç affetmiycekmişim gibi duruyordu..

Cafedeyim eve geceyim devam panpalar

Ve o gün geldiğinde sınıfta pasta kola kutladık, hediyemi çantamda sakladım.. çıkarıp veremedim herkesin yanında. Ders bitiminde otobüs ile eve dönerdi hep, zil çaldı hepimiz dağıldık ben melissanın peşinden fırladım. tam yanlız kaldığı sırada seslendim ona, Melissa !

+ Efendim HardLy ?
- Doğum günün kutlu olsun diyerek hediyemi çantamdan çıkartıp ona uzattım.
Hiç beklediğim bir şeyi yaptı hemde hiç. Yine inandığım bir kız tarafından hayallerim umutlarım sevinçlerim, mutluluklarım hemen yan tarafta bulunan çöp kutusuna fırlatılmayla ve arkasını dönüp gitmesiyle sona ermişti.

ne yaptımki ben, neyi yanlış yaptım. Sadece sevdim, istedim sıkmadım üstelemedim cesaret edip çok sıradan olan bir şeyi yaptım hediye vermek istedim sonrasında açılmak.

Yediremedim kendime, bu kadar ilgi gören ben, neden istediğim insanla birşeyler yaşayamayacağımki ? en azından duygularımın düşüncelerimin hiçmi önemi yok insan bi dinler bi karşılık verir dimi ?

Salak saçma bir kaşar kızın yüzünden, ona baktığımı istediğimi ufaktan sezdirmiştim. Fakat bu bahsettiğim bizim sınıftan olan kız, onu herkesin önünde terslediğim halde bana kafayı takmış olan kız yüzünden. Melissa beni kıskanmış.

Gerçeği aynı gün arkadaşından öğrendim, beni o halde çöp konteynırının yanında görünce ve olayı anlatınca durumu bildiğini ve bana neden böyle bir şey yapmış olabileceğini anlattı yine beynimden vurulmuşa döndüm.

Tuvalete gittim, sinirimden duvarları yumrukluyorum. 6. sınıfa kadar yaşıtlarımdan çok hızlı geliştim, sağlamdım kolay kolay kimse laf yapamazdı bana kavgadan korkmazdım, ama 6.sınıfta birşey oldu bana, durdu bünyem öyle kaldım, yaşıtlarım 2 katım oldu enine resmen boy desen 1.67 de kaldı. Kimseyle sıkıntım yok ama ne bileyim aptal bi pgiboloji içerisindeyim..

Ben melissayı aklımdan çıkaramadım bu sefer, her gün görmek ayrı bir şey, görüpte elinden birşeyin gelmemesi..

istemeye istemeye köpek gibi bağlandım kıza, dilanın yanından geçemeyecek bir şekilde hemde.
Çok deli aşık olmuştum beyler, bunu bütün varlığımla hissedebiliyordum, gözüm ondan başkasını görmüyordu, dilan olayında diğer kızları giblemiyordum ama en azından selam sabah kesmiyordum. Bu çok farklıydı beyler ve küçük değildim, herşeyin farkındaydım nasıl böyle bir büyüye kapıldım nasıl hayatım melissa oldu onu görmeden yapamıyordum bilmiyorum anlatamıyorum bile şuan, tek anlatabileceğim sadece yanımda olsun sadece yanımda, bu hayatta geriye kalan herşeyi sırtanmaya razıydım, sadece o güçlü duruşuyla yanımda olsun, gözleriyle bana baksın ve sadece beni sevsin.. bir kızdan bunları istemek suçmu ? tek çocuğum, ne abim var ne kardeşim, annem babam, benim istediğim birinin benim onu sevdiğim kadar sevmesini istiyordum, hayatta tutunacak bir amacım olsun..

- Arkada hep bir efkarlı, slow müzik çalıyor nedir bu ? çok özlüyorsun galiba eskileri..
Haydaa… senin belanı gibeyim özlesem ne olur, benim ruh halim bu zaten, haftanın 5 günü slow 2 günü koparım günler değişir sadece.. tanıyamadın daha dimi..
Bir şey yazmayıp telefonu yatağa fırlattım. 5 dakika sonra elime aldım.

- Belki de beni ona benzettiğin için bu kadar üzerime düşüyorsun ? hatırlatıyormuyum sana onu ? çok mu özlüyorsun ? 2 haftadır samimi birşeyler yaşadık, bana bir kere bile seni seviyorum demedin ? amacın ne anlatsana..

Sadece bu cümlesinden, bir insanın bu zamana kadar nasıl mutlu olmayı başarmış olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Yalanlarla.. Mutlu eden yalanlar..