Çıkarçılıktan çok canım yanmıştı, çok kullandırmıştım kendimi, buda karakterine işliyor bir süre sonra insanın.. Hastalık gibi bir şey gerçekten.. Daha fazla açamayacağım kelimelerim yetmiyor.

15 dakika sonra gizeme hayatımın ilk yalanını attım, hiç gelmedi içimden yanına gitmek. Gitsem keyfim yerine bile gelirdi ama, sıkkınlığım bıkkınlığım hat safhada idi.

+ Alo gizem
- Efendim HardLy ?
+ Teyzemi hastaneye kaldırmışlar, şimdi yanına geçiyorum gelemeyeceğim ben kusura bakma gerçekten.. Buz gibi bir sesle konuştu, yalan atıyorsun bari biraz usturuplu at, yada doğruyu söyle, senden beklemezdim der gibi.
- hmm peki. Geçmiş olsun.

ses tonumu iyi ayarlamış, ama içimdeki duyguları bu sefer saklayamamıştım. Geveledimde biraz. Cin gibi kız zaten, desene hiç gelesim yok ? ısrar edecekti, ısrar sonunda – 10 point yiyecektim. Çabuk silen, çabuk bıkan biriydi, kaybetmekten korktuğum için yalan söyledim aslında.

2. Ayda muhafazid ve fatih batu tayfasıyla takılmaya başlamıştım birden, çabuk inanan ve karakter olarak iyi biriydi muhafazid, para lafı yapmaz, elinden geldiğince yardım etmeye çalışır.

Bir gün bi köşede tek başına sınıfta kara kara otururken gördüm, yanına gittim.

+Kanka noldu sana böyle ?
-Yok bir şey deyip ağlamaya başladı
Hoca da görünce, muhafazid noldu ?
- hocam ailevi bi durum dışarı çıkabilirmiyim izninizle dedi.
tabi dedi hoca, banada kaş göz yaptı yanında git diyerekten.

Senin olmayan beynini, bir kadına bir çocuğa bakamayan erkekliğini gibeyim. Adamım diye gezin ortalarda, oğlum üniversitede okuyor diye övün. konuşmuşmuş. Bana diyemiyorki ben bir gibe yaramıyorum ne yaparsan kendin yap, benim elimden bir şey gelmez sana borcum harcım var der anca, doğdugumdan beri borç ödüyor dıbınakoyduğum. insan biraz utanır bu lafları bağır çağır söylerken, annem olmasa oracıkta giberdim belanı. Sırf huzuru kaçmasın düzeni bozulmasın diye sustum. Elbet ağzının payını vereceğim sen dur. SEN DUR !

Yarın sabah kalktık, bizim yakınlardaki avm’ye burger kinge zütürdü, tabela yapıyor demiştim asıl mesleği o orada tanıdığı varmış. DHL de bile bilmem kimi tanıyor hemde en taşşaklı adamlar, bir tanede değli, istese sokar. Sürünmemi istiyor, sırf ona ters gittiğim için, geleceğimi daha parlak yapabileceği halde, elindeki imkanları bana sunmuyordu.

Utana sıkıla gittim, yapacak bir şey yoktu. Adam beğendi beni gelsin başlasın, kasaya eleman lazım, eli yüzü düzgün, ben elinden tutarım sıkıntı yok dedi. Restoran müdürü taşşaklı bir abiydi ama, o olmasa 1 dakika durmazdım orda. Hem maddi hem manevi çok desteği oldu.

Herşey çok güzel, muhabbet koyulaştı, derken bir kedi bir anda kucağına atladı bestenin ardından besteden bir çığlık, herkes bize bakıyor gülüyorlar. Bende güldüm çok komikti o anki hali..
bu çığlık atıp kalkınca kedi de fırladı bi tarafa, pisi pisi diyerek ben aldım kucağıma sonrada omuzuma.

Bi yandan seviyor bi yandan konuşuyordum, çok hoşlandı bu halımden..

zaman nasıl geçti anlamadık, son vapur 10 daydı gitmem gerekti. Kalktık iskeleye kadar geldi uğurlamaya.

- Çok kısa oldu bu..
+ Yine gelirim, sende gelirsin olmazmı ?
- olur tabi neden olmasın ;)
+ Çok iyi bak kendine güzel bir akşam geçirdim, teşekkür ederim herşey için diyerek sarıldım. Son bir kez koklayıp bıraktım. Giderken durup arkasından izledim, ondan sonra gittim..

Sustum, hiçbir şey söylemedim.
Annem odama geldi, böyle böyle bu yüzden diyerek aynılarını söyledim. Yine sarıldı, içi el vermeye vermeye kabullenip razı oldu.. doğduğumdan beri aynı yerde oturuyoruz, herkes birbirini tanıyor, ne olursa olsun çalışıp ekmeğimi kazansam bile zor durumda olmasam bu işe girmezdim muhabbeti yayılacak, en çokta annem üzülecekti.

ilk hafta evraklar okeydi, mecidiyeköye gideceksin abim, orda 1 gün eiğtim alıp buraya gelip başlayacaksın dedi. Tamamdır abi dedim.

Eğitim almaya gittiğim yerde, bir ruhu huur insandan, hala daha yaşadıklarım yetmiyormuş gibi sağlam bir vurgun daha yiyecektim. Devamı yarın sabah panpalar iyi geceler..

Saat 12 de eğitim vardı, 9 da kalktım kahverengi kot, keten arası tarza bir pantolon, içime lacivert gömlek düğmeleri aynı tonda kahverengi şeritli, üstüne deri ateş eden bir kahverengi mont, kahverengi bileklikli içi lacivert gümüş çerçeveli saat, ayakkabılarda lacivert, kahverengi şeritli ve altları beyaz kendi kombinim olan kıfayetlerim giyindim, saçımı başımı düzelttim, tazminattan kalan parayla aldığım orijinal burbery london parfümümü üstüme boşaltıp çıktım.
Metrobüste giderken, çok bakımlı ve alımlı, tahmini 25 – 28 yaş aralığında bir kadın, 25 dakikalık yolculuğum boyunca rahat bir 10 dakika gözlerimin içine baktı, bende onun. içimden hiçbir şey yapmak gelmedi, adım atmadım. Durağa geldiğimde indim yoluma devam ettim. Aklımda o kadın, bu zamana kadar benden büyük biri öyle hiç bakmamıştı beyler, sen bu zamana kadar nerelerdeydin bakışıydı o resmen. Yanlış yerdeydim, yanlış zamanda . Sende öyle kadın, boşuna bakma..

Buldum binayı girdim, sınıfa çıktım kafama göre biyere geçtim oturdum sağ arka köşelerde.
Gelen insanlar, genelde çok alt kesim idi, kimseye bir üstünlük kurma amacım yok ama giren öküz gibi bakıyordu bana bu çocuğun burda ne işi var hesabı. Ne bakıyorsunuz amk, biraz giyinmeyi biliyorum, birazda tipim var ne yapayım, sende kullan beynini sana yakışanı giy. Sağlam tipin olmayabilir ama en azından elin yüzün düzgün gözükecek şekilde bak kendine.. tas koyup saçını kestiren kekolar bile vardı siz düşünün.

10 – 15 dakika sonra, benim tarzımda bir kız girdi içeri, incecik enfes bir şey .. içimden bir ses bu senin karın dedi resmen, bu kadar uyamaz hareketleri tavırları, asaletli birisiydi.

geldi önüme oturdu, sol yanına bir kız, sağ yanınada bir 23 – 25 yaş civarı düzgün bir çocuk, düzgün derken, yanına oturdu diye kızla muhabbet etmek için zütünü yırtmıyor, dalgasına bakıyor arada bir konuşuyordu havadan sudan. Benimkide pek oralı değildi zaten kısa kısa konuşuyorlardı.

Eğitim başlamış, bi yarım saat geçmişti, sağlık raporu ile ilgili bir şey sordu bzimkisi ben alamadım falan diyerekten, çocukta nereden alınacağını bilmiyordu tam sanırım, geveledi.

Kız sınıfa girerken sadece gözü beni görmüş, bana bakış atıp yerine oturmuştu. Bunda bir iş var diyerek, fırsat time HardLy, at oltayı bakalım ne gelecek dedim.

Yanndaki çocuğa ya sen nasıl hallettin sağlık raporu olayını akciğer filmi falanda istiyorlarmış içinde dedim, bizim kız ona soruyorum diye heyecanla arkasını döndü, çocuk çapraz oturuyordu.
Busted asaletli kız, yakalandın. Merak ediyor beni , ilgi duydu belli. Ona sormadığımı çocuk

Kesin yanlış verdim numarayı yoksa bu zamana kadar yazardı, bende şans olsa; neyse…

Derken 12- 1 civarı mesaj geldi,

“ Bu kadar geç mesaj attığım için üzgünüm, biraz işlerim vardı telefonun şarzı bitmiş o sırada, şarzında sorun var temassızlık yapıyor, koymuştum şarza ama dolmamış, geç farkettim tekrar kusura bakma..”

Kolpa Ticaret A.Ş ; sırf merakımdan kudurayım diye yapmadıysa bende bişey bilmiyorum..

Kulaklığımı taktım yolumu tuttum, iskeleden vapura bindim, dışarda kenara kuruldum, uzun zamandır denize hasret kalmışım, gidene kadar müzik eşliğinde seyahat çok iyi geldi, arada bir yapın gerçekten.

iskeleye vardığımda, mesaj attım neredesin ?
çok trafik var HardLy geç kalacağım off ya lütfen kusura bakma, biraz beklersin değilmi ?
sorun değil sıkma canını, çay içiyorum kafede..
tamam geleceğim :(

yaklaşık 45 dakika bekledim, çay sigara çay sigara deniz kenarı, özlemişim hakikatten, bizim burdan deniz görmek için en kestirme bakırköy sahile gidebilirsiniz araba olmadan yakınlık açısından da, o sahil de kekomu dersin, taşların arasında içen sıçan mı dersin, korna sesleri, deli gibi kalabalık. Patlayanı çatlayanı..

Kadıköy biraz daha nezih, çok daha iyi geldi. Ve nihayet mesajda geldi, geldim neredesin ?
Kalktım hemen iskelenin oraya geçtim etrafıma bakınıyorum, nihayet gördüm, o günüde unutamam.

Koşarak geldi yanıma HardLyyyy diyerek. Resmen atladı üzerime sımsıkı sarıldı, kafamı boynuna gömdüm, derin bir öpücük konudurup içime çektim. Kendinden geçti.. Ellerimi yüzüme zütürdü, nefesi nefesimde.. hınca hınç insanlar gelip gidiyor iskeledeyiz, yavaşça indirdim ellerini hadi gel dedim. Dolanmaya başladık, kadıköyde çok takılmış annesiyle, ben en fazla 1 kaç kere gitmiştim, her şeyini anlatmaya başladı, şurdan kıyafet alıyorduk genelde, şuranın yemekleri çok güzel orası öyle burası böyle.. Bende bizim oralardan bahsettim biraz.

Geciktirsem çok ayıp olacak kadın güvendi de verdi kartını sonuçta, hiçbir yakınım kıyak yapmadı, annemin arkadaşı yaptı. Varmı böyle bir şey dıbınakoyim ?

ilk dönem bitmiş, 2. Sınıf 2. Dönem başlamıştı. Babadan para çıkmıyor, 1 takgibt gecikmişti bile. Odama bir akşam gene geldi.

+ Naptın buldunmu iş ?
- yok baba hepsi yetişmiş eleman arıyor.
+ Ulan sen ne arlanmaz çocuıksun, ne laf dinlemez adamsın elalame bizi rezil ediyorsun o kadar konuştuk ettik benden sana bir şey çıkmayacağını söyledim, sende tamam baba dedin elalame bizi mahçup ettin, sabahtan akşama kadar pcde anca oyun oyna sen başka bir gibim yapma, yarın erken kalk gidiyoruz, anca arkasından birileri koştursun beyefendinin, hiç elini gibinden çekmesin. insan bi çıkar dışarı arar bişeyler yapmaya çalışır yok, nasıl bir çocuksun anlamadım gitti. Yarın erken kalk DUYDUNMU LAN ERKEN KALK BENi DELiRTME.
- tamam

gibtirettim herşeyi, insanlığınızında dıbınakoyayım, sevginizinde, kardeşliğinizinde.
3 aydır işssizim o zamanlar, babam her akşam odama gelip
+ Noldu arıyormusun iş ?
- evet baba
+ Orda oturmakla bulamazsın yalnız ?
- internetten kovalıyorum bi kaç görüşmem var..
+ peki.

Çıkmadı netten bir gibim. Annemin arkadaşının durumu iyiydi, onun kredi kartı limiti ile yatırmıştık 2 senelik parayı, takgibte böldürmüştük. Aylık 450 tl civarı ödüyordum.

Sakin bir yere geçtik, anlatmadı hiçbir şey, çok fazla üsteledim, sonunda dayanamadı.
Ben gizeme aşığım..

Aşık olunmayacak kız değil, orası doğru, ama sınıftan birine pas verecekte değildi tanıdığım kadarıyla, ben dahil. O yüzden boş hayallere dalmayı unutuyordum ufaktan.

+ Ya sen bunları dert etme, hallederiz..
- neyi hallediyorsun kanka, bugün telefonda konuştum, ben seni arkadaşım olarak görüyorum, nasıl böyle bir şey düşünebilirsin sana inanamıyorum, bu kadar aşağılık olamazsınız ya, bende yanında saf gibi takılıyorum.. cevabını aldım dedi.
Sustum amk. Sonra çocuğun halini görünce dayanamadım, ortasonda okulun ortasında hıçkıra hıçkıra ağladığım halim geldi akılma, boğazlarım patlıyordu demiştim ya hani. An be an karşımda bu halde bir çocuk vardı. Kesinlikle bir şey yapmalıydım, ben bu acıyı biliyorum, giber atar adamı madam yapar..Öldürür kahrından dayanmayı beceremezsen.

+Ben elimden geleni yapacağım kanka, aynı durumda bende bulundum seni çok iyi anlıyorum ama sen beni anlayamazsın.
bir şey söylemedi ağlamaya devam etti, zor toparladım çocuğu.

Akşam içmeye gidiyoruz yürü dedim, atladık arabasına gittik mekana, içtik biraz.

+ Kanka yüz yüze görüş, gizem ne kadar da telefondan öyle konuşmuş olsa bile tek çaren bu. Ara şimdi, yarın yüzyüze görüşelim başka hiçbir şey istemiyorum diyerek bağla konuyu, son şansını kullan.
Yoksa yarın birgün içinde kalır.

( ben görüşemedim moruk, sen görüş bari..)

Aradı, açmadı. Bir daha aradı, bir daha açmadı, çocuğun ağzı yüzü kaydı.

Bekle biraz dedim. Mesaj attım, müsaitmisin canım diye,
2 dakika sonra mesaj geldi evet duştaydım efendim ?

mami şimdi ara moruk.

- Oğlum bir şey demedin dimi bak sakın bir şey söyleme araya girme istemiyorum gerçekten, öyle olacaksa olmasın daha iyi..
+ Yok kardeşim demedim yokladım sadece duştaymış ondan bakamamıştır ara sen.
- Peki kardeşim

Aradı açtı,

* Efendim mami, 3 – 4 kere aramışssın, hangi yüzle arıyorsun onuda bilmiyorum ya, ne var ?
- Yarın seninle son bir kez daha görüşmek istiyorum en azından bana bunu çok görme.
• Neden ne alakası var ben seni görmek istemiyorum
- ya gizem yapma, geç lütfen bunları son bir kez diyorum.
• Bunun başı sonu olmaz mami.
- Herkes ikinci bir şansı hak eder lütfen.
• ….. kısa bir sessizlik, peki ama son olucak. ( yannan son, bilmezmiyim ben sizin huyunuzu amk.)
- tamam çok teşekkür ederim, iyi geceler..

- Ya HardLy, sen adamın geldiği son noktasın, çok teşekkür ederim kardeşim, olm bu son olmaz dimi lan ?
+ Görüşmek için bir bahane gerekiyordu kanka, yüz yüze görüştüğün sürece, nefret etmediği vakit imkanı yokki son olsun. Zaten öyle bir şey görsem olayda, bunu sana yaptırmazdım.
- ne diyeceğimi bilmiyorum, allah razı olsun..
+ Hepimizden kardeşim..

Ertesi gün gidip konuşmuş, mevzuyu bir yere bağlıyamamış, askıda kalmıştı, gizem tekrardan görüşmeye devam edeceğini, ama sadece arkadaş olarak yapabileceğini söylemiş, çocukta mecbur kabul etmiş. Aşıksan, seviyorsan çaresizliğini damarlarında hissedene kadar zorlarsın. Uçurumun köşesi olayı değil bu, uçurumdan düşerken bir dala tutunurum belki umudu. Umutsuzluk umudu.. Bu böyledir.

1 ay daha olaylar böyle devam etmiş, gizem fatih ebru sinem mami falan tamamen benden kopmuştu, kimseyle görüşmüyordum doğru düzgün.

Bir gün sınav öncesi hafta diye okula gittim, hoca yemek molası verdi 2 dersten sonra, gizem fatih batu mami 4 lü takılıyorlardı, ilginç ..

Şunları yazdım devamında.

+ iki kelime ile mutlu olacaksan, evine bir papağan al ve ona şunu öğret. “Seni seviyorum”
sen melissanın uzağından yakınından bile geçemezsin gerçeği bilmek istiyorsan, ama o gitti ve benim için bitti. Bittiği için kalbimde bir mahzende kilitli, anahtarıda ben yuttum istesemde açamam.
Sana bakmak veya seninle konuşmak onu bana hatırlatmıyor benzemiyorsun da için rahat olsun, sen ayrısın benim için inanmak istiyorsan eğer. Bunlara inanabilirsin..

3 – 4 gün konuşmadım.

Geçmişinizi arkanızda bırakmazsanız, geleceğinize böyle engel olur işte. Ama gönül el vermiyor ne yaparsın..