1. 26.
    +1
    emek için up
    ···
  2. 27.
    +1
    içi boş sitelerin aileleri, insanları birbirinden ayırdığı için up
    ···
  3. 28.
    -1
    half polish sanırsam bu herif. gitsin polonyada anlatsın bunları da dayağı bi yesin.
    ···
  4. 29.
    +1
    internet üzerinden futbol üzerine bahisler oynanıp kayıt dışı ekonomiyi engellemek için legal bahis kurumlarının kurulmasına sebeb olduğu için up

    -futbol legal bahis şirketleri yokken güzeldi-
    (t..şaklı site ve bayileri bilen bilir maç izleyemiyorum artık)
    ···
  5. 30.
    +1
    panpa ben kaçym artık kendimce emeğe saygı yaptım

    sürç-i lisan ettiysek affola

    baş baş
    ···
  6. 31.
    0
    canlanın giberün !

    ayağa kalkın lan !
    ···
  7. 32.
    0
    mal mısın olm?
    sen o adamın saydırdığı, yıkmaya çalıştığı teknoloji sayesinde yazıyorsun buraya şu anda.
    bi gibtir git.
    dünyaya faydan olsun istiyorsan ağaç falan dik. git köyde bahçe kur öyle yaşa mal.
    ···
  8. 33.
    0
    @27 mevcut imkanları kullanmadan senin gibi huur çocuklarını nasıl uyandıracağız züt ? elden mi getirip dağıtayım manifestoyu hepinize tek tek.. bigibtirgit..
    ···
  9. 34.
    0
    reserved boş vakit te okurum ne var ne yok.
    ···
  10. 35.
    0
    @28 sen beni yanlış anladın panpa. adam zaten baştan yanlış, manifestoya uymuyorsun sen! demek ki manifesto yanlış. neyse boşver anlamazsın şimdi. sen devam. ben sana oyma kaşık falan gönderirim onları kullan.
    ···
  11. 36.
    0
    @30 hıhı. tmm. ok. kib. sçs. bye. amk.
    ···
  12. 37.
    0
    ‎Makinelerin makul kullanımından, onların insan zekâsına köle olmasından söz etmek kadar kuruntu dolu bir başka söz daha olamaz; çünkü makineleşmenin doğasında insanları köleleştirmek ve ve bütün halinde insanları yutmak, onlara insanî, hayvan üstü (supra-animal) ve topluluk üstü (supra-collectif) hiçbir şey bırakmamak fikri yatmaktadır... Makineyi yaratan insan, sonunda makinenin yaratığı ve kölesi haline geldi. / Frithjof Schuon
    ···
  13. 38.
    0
    http://inciswf.com/1296317785.swf
    ···
  14. 39.
    0
    nasıl bir kısırdöngünün içinde olduğumuzu anlatamam beyler.

    dev bir fabrika burası. canavar makinelerle dolu. o makineleri sürekli gürültülü bir şekilde çalıştırmak için gereken hammadde deposunda her zaman var. o makinelerde şekillenen hammaddeyi nihayetinde müşterisine ulaştıracak lojistik her zaman var. bütün bunlar için gereken finans patronun cebinde yoksa müşteride, onda yoksa onun müşterisinde ve en nihayetinde bu mala gerçekten ihtiyacı olacak adamın cebinde her zaman var.

    çalışan işçinin bir eli makineye sıkıştığı zaman, onun babası ben bu çocuğu bu haliyle ne yapayım diye ağladığı zaman, annesi oğlunun şişman nişanlısına sağ elinin bilekten itibaren bir daha onarılamayacak şekilde parçalandığını nasıl anlatacağını düşündüğü zaman, vesselam 24 yaşındaki bu pırlantanın karbon karasından iyice kirlenmiş göz çevreleri göz bebeklerinin parıltısını artık yüzümüze vurmadığı zaman ne yapılabileceğini bilen kimse yok...

    aylık 650 lira karşılığında sana ellerinden birini feda etmeye her zaman hazır yüzlerce adam var. bu fedakarlığın maliyetini hesaplayabilecek bir kurum yok.

    hayvanlar gibi çalıştırılarak, ailelerinden aylarca uzak bırakılarak, bırakın bir şişe birayı, bir yudum suya hasret saatler geçirmeleri görmezden gelinerek o işçi sırtlardan trilyonlar kazanacak huur çocukları her zaman var. ama aynı adamların bayramdan bayrama da olsa cebine fazladan 100 lira sıkıştırmayı akıl edecek bir tek allahın kulu yok.

    ben ise bir köprüyüm. o işçileri o patronlar için bulan, sınavlar yapan, eğitimlerini veren, onları puanlayarak katagorize eden ve sonucunda hangi makinede can vereceğini belirleyen adamım. işim bu...

    hangimiz gerçek huur çocuğu karar vermek zor beyler. patron mu yoksa ben mi ? ben mi yoksa bile bile ailesinin aylık iaşesi için canını ortaya koyarak çalışmayı kabullenen şu zavallılar mı ?

    herşey bir kenara, ortada bir dava varsa eğer bu davanın kimin açısından haklılık arz ettiğine karar verebilecek kurumlar mı yoksa..?

    çok şey bilmiyorum ama bir şeyi iyi biliyorum; kaostan geldik bir başka kaosa doğru gidiyoruz.

    hiç kimse hiç bir skim bilmiyor..
    ···
  15. 40.
    0
    @33 sen okuyacaksın huur evladı !
    ···
  16. 41.
    0
    Ulus Baker diyor ki;

    ‎''Her durumda, birtakım olgusal gerçekler var: aileden okula, okuldan "vatani hizmete", oradan fabrikaya ya da "iş hayatına", bazen hastaneye, bazen cezaevine devredilip duruyoruz ölene dek... bu devir teslim işlevi, Gilles Deleuze'ün dikkat çektiği gibi hep bir "... artık değilsin" sözüyle gerçekleşiyor: okula başladığında sana "artık ailende değilsin" deniyor; böylece askerde veya fabrikada artık ailende ya da okulda değilsindir vesaire... Foucault'nun bu noktada sorduğu soru son derecede derindir: nasıl oluyor da her biri kendi kurallarına, ritüellerine, amaçlarına sahip olan bütün bu kurumlar hem birbirlerinden tümüyle farklı olduklarını iddia ediyorlar, hem de birbirlerini o kadar andırıyorlar?''
    ···
  17. 42.
    0
    ‎Kitlelerin tüketimine göre düzenlenen ve büyük ölçüde o tüketimin yapısını belirleyen ürünler, tüm sektörlerde az çok bir plana göre üretilir. Tüm sektörler yapısal olarak benzerdir ya da en azından birbirinin açıklarını kapatarak, neredeyse tamamen gediksiz bir sistem oluştururlar. Bunu olanaklı kılan sadece çağdaş teknik olanaklar değil, aynı zamanda ekonomik ve yönetsel yoğunlaşmadır. Kültür endüstrisi kasıtlı olarak tüketicileri kendisine uydurur. / theodor adorno
    ···
  18. 43.
    0
    ne diyor la bu
    ···
  19. 44.
    0
    marksist komünist terk :D
    edit:okumadım
    ···
  20. 45.
    0
    tamam
    ···