kimleri görüyorum kimleri..
yaz ama okumam büyük ihtimalle moruk..
seni seviyorum iyi geceler..

şuku istemez ayrıca.

toplanın bakalım leylekler!

bi sigara almaya çıkayım kiosktan dönünce başlıyorum.

Basla bakalım

ehm.

not: kendimden hikaye boyunca bbsvd olarak bahsedicem, kafalar karışmasın.

başlıyoruz...

---

2012'nin yazı. aylardan temmuz.

kafalarda bu albüm çalıyor: https://www.youtube.com/watch?v=eLMflMrHP24

2011'in bir kısmı ve 2012'nin yaza kadar olan kısmı çok zor geçti bbsvd için. 22 yaşında bbsvd. 23'ünden gün çalmış, ve bu bir yaştan ilk defa gün çalması olmadığı için bazı karma yasalarınca bedbahtlığa mahkum edilmiş.

fakat iyi hali göz önünde bulundurularak cezası 27 yaşına ertelenmiş. üniversite'de bazı "seçilmişler" ile beraber okuduğu business-economics bölümünden nefret ediyor. çevresindeki hareketlilikten sürekli kaburgaları kaşınıp kafasını çok hafif gökyüzüne doğru kaldırarak bir tür amelicilik oynuyor.

"acaba şu anda kaç kişi ayak parmaklarının arasından topladığı pamuk topakçığını iki parmağını mancınık yaparak sirkeledi?" - "acaba şu anda kaç kişi metrobüs aniden fren yapınca bile hiç bir yere tutunmamasına rağmen yere düşmedi?" - "babam böyle menemen yapmayı nereden öğrendi?" gibi sorular var bbsvd'nin kafasının içinde.

2011 biterken bbsvd'nin 2 yıllık, düzenli olarak seviştiği bir sevgilisi vardı. sevgilisi çok tatlıydı. güzeldi. epey zeki ve oldukça komik bir kadındı. ona fazla geldiğini düşünüyordu bütün arkadaşları şaka yollu.

("birbirinin özgüven ayaklarını şaka sınırlarında kaydırmaya çalışan dostlar" isimli bir kitap basıp içine de "zütümü yiyin zütümü" yazmak istiyor bbsvd. zira şiir kitapları editörlerin masalarında bekliyor. üzerlerine yarısı yenmiş tost falan konuluyor. üzücü bir durum.)

burayı terk et !!!

2012 yılı ile birlikte sevgilisinde bir hareketlenme oluyor bbsvd'nin; önce ufak anlaşmazlıklar başlıyor iki yıl boyunca bir kere bile kavga edilmemiş ilişkisinde, sonra anlaşmazlıklar yerini kadıköy boğa'da birbirine yağmur altında çok yakından bağırarak kavga eden iki sevgilinin kavgasına bırakıyor.

bbsvd mutsuz. sevgilisi mutsuz. ama ayrılamıyorlar da.

böyle de bi basiretsizlik var. epey garip, çok tek ayak üstü bir durum.

kangrenli kolunu kestirmeyip ölene dek sirklerde çalışmak isteyen bir cüce bağımlılığıyla derinden bağlılar birbirlerine.

2012 haziran'ı tokat atıyor bbsvd'ye, o "vurun ula vurun ben kolay ölmem" diye ahmed arifl'eşecekken temmuz geliyor ve ağzını yüzü gibiyor.

öyle güzel dövüyor ki karşıdan görsen bi sandalye atıp, yarım kilo çekirdekle iki buçuk litre kola içerek izlersin. öyle güzel dayak yiyor bbsvd temmuz ayından.

sevgilisi terkediyor, dedesi ölüyor, sınavlardan kalıyor, ehliyeti olmadığı halde araba kullanmayı öğrenmeye çalışırken bir ford transit'e arkadan giriyor.

sokaklarda çırılçıplak "yok mu beni giben laaaağn" diye bağırarak koşmak istiyor. fakat uzaktan küçük iskender'in ona doğru koştuğunu görüp annnayınamuğagoyam diye bağırarak gerisin geri kaçıyor.

"abi çözüm interrail" diyor en yakın arkadaşı.

bazı efsanelere göre bu kutsal hac yolculuğunu yapan bazı insanlar olduğu konuşuluyor ortamlarda. efsaneye göre bazı arkadaşlar, arkadaşlar değil de arkadaşların arkadaşları, arkadaşların sevgililerinin kuzenlerinin en yakın arkadaşları tamamlamış bu kutsal yolculuğu.

bbsvd'nin kafası bazen çok çalışmıyor. amk biz nasıl bir tiyatronun içine düşmüşüz laaaağn diye bağırmak istiyor. ama en yakın arkadaşı gerçekten çok naif, güzel bir insan. kırmak istemiyor onu.

ayrıca hesap kitap yapmayı çok seviyor bbsvd (sadece memur çocuklarına has bir hobi bu),

oturuyorlar en yakın arkadaşı ile boğucu bir temmuz sonu gecesinin sabahı gondiklediği saatlerinde balkonlarına.

kompüter interrail nedir diye soruyor bbsvd, kompüter "zzzt. zzzzt. interrail hahahahahahahaha zzzt. zzzt." şeklinde bazı cevaplar veriyor.

canları sıkılıyor.

sonra aynı soruyu farklı internet sitelerine ve uçak firmalarına sorarak sabahın ilk saatlerinde bavul toplamaya karar verdirecek bir süreçten geçiyorlar.

OLM OKUMUYORSANIZ KAPATAYIM BEN DÜKKANI?

vay amk.

ben gene de biraz daha anlatayım. nasıl olsa kimse okumayacaksa hevesimi de kaybederim.

---

rota çiziliyor. köln'e uçulacak. (çünkü ucuz.) bonn'a, düsseldorf'a ve heidelberg'e günü birlik gidilecek. (çünkü yakın. çünkü bu şehirlerden bazılarında onların ortak arkadaşları ve bbsvd'nin 5 yıl önce mucizeler eşliğinde seviştiği bir alman hatun var.) ardından amsterdam'a geçilecek. (çünkü meme görmek istiyor bbsvd. ağustos ayı boyunca sadece meme görmek istiyor. kafası dumanlı olsun istiyor.

mantar yiyerek sonunda bazı the doors şarkılarını anlayabileceğini ileri sürüyor. arkadaşı bu konuda hem fikir değil.

onun annesi doktor ve o bazı şeylerin ülkeye döndükten sonra geçireceği olası bir trafik kazasından sonra yapılacak bazı tetkiklerde kanında yüksek oranda serserilik, tüüüğ allah belanızı versinlik çıkmasından korkuyor. bu yüzden hep temiz kilot da giyiyor.)

amsterdam'da yeterince meme görüldüğüne karar verilince, brüksel'e, çok oyalanmadan brügge'e ve son olarak da paris'e gitmek istiyorlar.

almanya'nın kuzeyinde iki şehrin dağ eteklerinde üç hafta, lyon'un clemenförro'ya doğru açıldığı bir başka dağ eteğinde de üç hafta geçirdi daha önce bbsvd. herkes ona paris'i anlattı.

paris bbsvd'nin kafasına gerçekten yatıyor.

hızlıca interrail biletleri alınıyor, uçak rezervasyonları yapılıyor, bazı hostellerde bazı rezervasyonlar yapılıyor, bazı hostel sahipleri ile e-mail aracılığı ile küfürleşiliyor.

bazı aile bireylerinden bazı paralar tırtıklanıyor ve sonunda bbsvd ve en yakın arkadaşı sabiha gökçen'de kendilerini 14546344324 alamancı türk, onların ağlayan bebekleri ve bazı peynir bidonları ile birlikte köln'e doğru uçmakta olan pegasus uçağının içinde buluyorlar.

---

şimdilik bu kadar.

okuyan yok zira. toplaşırsa insanlar devam ederim.

rez