-
1.
+4 -1Bugün 11 nisan 3011. Bundan tam 1000 yıl önce yani 11 nisan 2011de başımdan geçenleri birilerine anlatsam bana asla inanmazlar. Bu yazdıklarımı kime ve neden yazdığımı bilmiyorum fakat yazmak istiyorum. Kimbilir belki bir gün birileri okur.
11 nisan 2011 tarihinde meyve ağaçları ile dolu bahçemizde dolaşıyordum. Ağaçlara teker teker bakıyordum ve meyvelerin büyüyüp büyümediğini kontrol ediyordum. Ağaç dallarındaki kulak böcekleri ve tırtıllarla çirkinlikleri yüzünden dalga geçiyordum ve kelebeklere göz kırpıyordum. Dut ağacının altına oturunca karıncaların çekirdek kabuğunu yüklendiklerini ve karınca yuvasına taşımaya çalıştıklarını gördüm. Çekirdek kabuğunu gerçekten yiyip yemeyeceklerini merak ettim doğrusu. Çekirdek kabuğunun küçücük delikten geçmeyeceğine emindim bu yüzden elime bi sopa alıp yuvanın ağzını genişletmeye karar verdim fakat karıncalar bu duruma pek memnun kalmadılar ve kabuğu da bırakıp gittiler. Keşke hiç karışmasaydım ama bu karıncalar da bazen aptalca davranıyorlar yine de onların gönlünü almaya karar verdim ve karıncalara ali babanın çiftliği şarkısını söylemeye başladım. Hayvan seslerini çoşku ile çıkarıyordum çünkü şarkının en beklenen yeri hayvan seslerinin olduğu yerlerdir. Bilinen hayvanları bitirince farklı hayvanlar denemeye çalışıyordum ama başarılı olamamıştım.
-Ali babanın bir çiftliği var çiftliğinde maymunları var ... balıkları var... tavşanları var... fareleri var...
Ali babanın çiftliğinde taklit edilemeyen sesler çıkaran ya da ses çıkaramayan hayvanların yerinin olmadığını farkedince üzüldüm ve ali babanın çiftliği şarkısına 15 seneliğine küstüm
Erik ağacına çıkıp cebimdeki kirazları yemeye başladım o esnada gökyüzünde çok hızlı giden bir uçağı farkettim . Gerisinde bıraktığı iki şeritli beyaz köpük zamanla silikleşip yok oluyordu. -
2.
0Erik ağacında tünemiş bahçeyi izliyordum rüzgar ağac dallarını ne güzel sallıyor ve yapraklar kendi şarkılarını söylüyor.. yan bahçede bir çocuk flüt ile yağ satarım bal satarımı çalıyor. La la la sol la la la sol fa sol fa sol la la la sol . Ha ha çok kolay bunu bile yapamayan beceriksizler var . Parmaklarını pergel gibi açarak çalıyorlar ya ona çok gülüyorum. Eskiden kalemliklerimizde pergel olurdu şimdiki kalemliklerde var mıdır bilmem.
Ustasının öldüğünü neşeli bir şarkı ile bize anlatan bu vicdansız çocuk kim acaba diye düşündüm. Ayrıca ustamın kökü ne demek? Ustamın kökü sarıdır.. Satsam 15 liradır. 15 liralık sarı bir kök? Bilinmezlikler içindeydim.
Yıllar sonra sarı olduğu belirtilen şeyin kürk olduğunu öğrenecektim ama yine de kökü demeye devam edecektim.
Çocukluk ne güzel şey . En saçma şarkı sözlerini bile neşe içinde söyleyebiliyorsun. Masallarda mantık hatası aramıyorsun. Bi kurşun kalemi arkadaşın zannedip yatağında yanında uyutabiliyorsun. Vitrindeki şarap bardağından su içerken neşeyle şerefe diyebiliyorsun.
Erik ağacındaki etrafı izliyordum. Dalların arasındaki irileşmiş erikler ile elma ağaçlarına doğru bakıyorduk. Ağaçların altında bir kıpırtı vardır. Galiba bi çocuk bahçemize girmişti. Hemen erik ağacının dallarından aşağı süzüldüm ve gövdeye gelince hiçbi yere tutunmadan aşağı atladım. Bu hareketi yaparken güçlü olduğumu hissediyordum. Bir de kollarımla asılı kalıp aşağı atlama hareketim vardı ama neyse acelem olduğu için hemen atlayıverdim. Elma ağaçlarına doğru koştum.
başlık yok! burası bom boş!