2004 ten bugüne hikayem

Duramıyorum bir yerde. Gece ter içinde uyanıyorum kodunsa uyu tekrar. izmire geldim tekrar, arkadaşlarla geziyorum, dışarı çıkıyorum ama her yerde bir anı var. Kaçamıyorsun ki. Oturduğun bank beklediğin durak bile sana batıyor arkadaş. Ee her genç gibi ben de alkole sarıldım. Lise 1 den beri babamla karşılıklı içeriz panpalar. Babam çok açık fikirli adamdır. Hala da onunla içmek en büyük zevklerimden biridir. Biraz alışkınım yani içmeye ama akşam olsun da içeyim diye bakıyorum. Arkadaşlarımla falan nerede içki içilir o mekana gidiyoruz. içince odaklanamıyorsun o kafayı seviyorum. Bir de içince daha kolay mutlu oluyorsun kendini avutman, kandırman daha kolay oluyor.

Ben anlattım ne düşünüyorsam, ne hissediyorsam ve ne istiyorsam. Yeri geldi sesim titredi, yeri geldi gözüm doldu, ellerim titredi ama söyledim herşeyi. Ama sağolsun pınar’ın bana cevabı sadece düşüneceğim oldu. Ulan sanki LA Galaxy takımından transfer teklif ettik de ev taşıyacak kıta değiştirecek. Ne düşüneceksin gönlün varsa hala tamam dersin yoksa kusura bakma dersin mevzu biter. o kadar konuştum gerildim ama sonuçta aldığım zaman sadece bekle oldu. iliklerime kadar enerjim çekilmişti sanki. Kılımı kıpırdatacak halim yoktu. Masada çuval gibi oturuyordum resmen. Beyler kızlara ne hissederseniz hissedin ama hepsi açılmayın hem de böyle durumlarda. ilgi arsızı oldukları için hayır diyeceklerse bile ilgi kesilmesin diye uzattıkça uzatırlar beklettikçe bekletirler. Sizde her akşam üstü 5 te bakkala gidip abi 4 tuborg kırmızı dersin. Kafanda filler çiftleşirken sen telefonuna gelecek bir mesaj beklersin ama onun umurunda olmazsın. Dersin ki sıkmayayım kızı aramayayım rahat rahat düşünsün, sen neden aramadın olur. Böyle kahpe bu işler beyler.

Tamam dedim mecburen. Hayır desem de değişen hiç bir şey olmayacak. Tabi ki ertesi gün aramadı beni. Akşam otobüse bindiğinde konuştuk biraz. Ama içimde nasıl bir sıkıntı var anlatamam. Malum oluyor herhalde. Neyse gece geç saatte ben buna onu ne kadar sevdiğimi ve hep yanında olacağımı belirten bir mesaj attım. Sabah 9 gibi aradım. Varmış o şehre. Anneannemlere gidiyorum servisteyim dedi. Gidince uyuyacağım sonra ben seni ararım dedi. Ama öyle bir ses tonuyla konuşuyor ki sanki o Bush ben de Ladın'im amk. Sanki kulelerini yıkmışım, ülkesinin orta yerine sıçmışım. ulan sevdim ben sadece. ne desen eyvallah dedim, bir dediğin iki olmadı. ne yaptım da hakettim bunu ama o an söyleyemiyorsun işte. söylesen belki herşey tersine dönecek onu kontra da yakalayacaksın ama hala kıyamıyorsun işte. Ama o zamanı gelince seni bama güme doğruyor da sonra ulan noldu bu çocuk öldü mü kaldı mı diye arkadaşına bile sormuyor. Tamam dedim amk belli ki yine belirsizlik yine bekleme. içimden de şansıma nasıl sövüyorum ama öyle böyle değil. Akşam üstüne doğru aradı.

Ama antende çok kral adamdır. Şimdi bir bankada çalışıyor gece yarısı bile gel dertliyim desem gelir beni dinler çare buluruz ya da bulamayız ama daha bugüne kadar yüz çevirdiği yoktur. Biz bu üçlü 20 yıldır arkadaşız sonra mig ile kedi girdi 5 li olduk. Kediyi de yeri gelince anlatırım. Agalar üçümüz bu şeklide takılıyoruz okulda her allahın günü

Beyler biraz dertleşelim. Hepimizin hayatında hak ettiğinden daha fazla değer verdiğimiz insanlar mutlaka olmuştur. Bu karşı tarafında suçu olmayabilir. Siz gözünüzde fazla büyütmüş de olabilirsiniz ya da içinizde bir boşluk vardır karşınıza çıkan ilk kişinin çapına bakmadan onu o boşluğa yamamaya çalışırsınız. Sonra da karşılığını alamayınca vay efendim neden böyle oldu neden şöyle oldu. Daha bugün oldu amk. Kızla planı yap, programı düzenle 5 gün gelecek görüşüp gidecek. O kadar konuştuk ettik, pazar geldi bu akşam şu anda uçakta ülkesine dönüyor sadece 2 saat görüşebildik. Onun dışındaki zamanların çoğunda yok hastayım, yok akrabalarım bırakmıyor. Yalan söylediğini düşünmüyorum ama panpalar planlar olmayınca olması için de uğraşılmayınca sinirleniyorum. Dün akşam için restoranta rezervasyon yaptırdım 2 saat önce skype dan yazıyor telefon da değil amk. Beni görmeye akrabam gelecek gelirsem hiç iyi olmaz diye. Ama eşeklik ben de.

Hep gır gır şamata ama içimde tsunamiler oluyor. Her gün ölüp yeniden diriliyorum ama bu benim tercihim değil. hani beyler bazı zamanlar var ya uyanmak istemezsiniz o an orada olmamak istersininz. Aynı o haldeyim. Koca şehir bana dar geliyor. Haber almak istemiyorum Pınar’dan çünkü gelecek haber kötü olursa toparlayamam. Neyse bir akşam kardeşim mig le oturduk alkol alıyoruz. Daha doğrusu onun pek arası yoktur o bir birayla takılıyor ben garsonları pervane yapmışım. Tam da üniversite tercih zamanları. Konuşuyorduk birden:
m: Bugün seninkiyle konuştum ( ulan sordum mu ki hıyar ağası neden söylüyorsun şimdi)
b: Eee iyimiymiş? Tercihleri napmış?( salaktan soruyorum içimde hortumlar var hortumlar gelecek cevap için)
m: izmir olmuyormuş, Konya falan yazacakmış iki yıllık.

Neyse beyler ertesi sabah uyandım. Gözümü açtım daha güneş ışığı beynime ulaşmadan onsuz olduğum gerçeği kalbime saplandı. Ama en azından beklemiyorum ya, diyorum aslan acın bu hadi bakalım baş et. Ama öyle kolay değil biliyorsunuz kardeşlerim. Sen düşünmemeye çalışırsın, en olmadık anda öyle bir hatırlarsın ki kalbini sökmek gelir içinden. Artık onsuz bir hayat yaşamak zorunda kaldığın gelir aklına, deniz kadar sonsuz bir hasret hissedersin içinde, kendi içinde defalarca boğulursun. Biraz kendine gelecek gibi olursun ama sonra ayrılık acısı daha sert vurur sana. Bence bu dünyada gerçekten sevip ayrı kalanların dayanamayacağı acı çok azdır. Sana diyorlar ki ; aga bunu sevdin hem de köpek gibi sevdin ama napalım kısmet değilmiş seni artık hayatında istemiyor. Hangisine yanarsın sevdiğine mi, kurduğun hayallere mi yoksa onun senin dışında başkalarıyla yaşayacağı hayata mı? Bunlardan hangisini tek başına düşünürsen akli dengene zarar verir ama sen hepsini aynı anda düşünüyorsun amk. Birini kafanda halletmeye çalışıyorsun arkasından diğeri geliyor. Zor be panpalar

Diğeri de anten. Boyu çok uzun diye ona bu lakabı takmıştık. Hepimiz inceden am budalasıyızdır ya bu adam çok büyük budalaydı. Öyle böyle değil ama. Ben öylesini görmedim. Karşısında iki kızı olsun dünyayı unutur. Bu pekekentle o zamanlar kafede oturuyoruz bir gün. Ben de atarcanda da para yok. Tüketmişiz sıfırı amk. Dedik ki soda alsana. Yok valla dedi birader ben de yok para. Aradan 10 dakika geçti. Benim sınıftan iki kız geldi masaya. Sohbet muhabbet falan derken kızların sigara bitti koalisyon yapıyorlar. Sen de ne kadar var falan diye kouşuyorlar. Bizim anten kalktı gitti 10 dakika önce kardeşlerine soda almayan teneke malboro light ı kızların önüne attı. Demişler ya dünya kadar malın olacağına fındık kadar şüllen olsun diye. O hesap. Tabi bunu intikdıbını biz çok fena aldık ondan o ayrı.

elini tuttuğun, üzerine titrediğin gözünün içine bakmaya kıyamadığın -değil başka şeyleri düşünmek- sevgilin seni kandırmak çin uğraşıyor. Tamam başka zamanlarda güzel olabilir, tatlı sempatik de gelebilir ama ayrılığa gidiyorsun amk. kalbine kayalar düşüyor. göğsüne sanki bütün dünya çıkmış kol bastı oynuyor. sadece yanında nefes alabildiğin renkleri görebildiğin hayatı anlayabildiğin sevgilin, sen onun ayrılık düşüncesini anlama diye sana yalan söylüyor. işte beyler llk o zaman yıprandım, sallandım. bütün renkler gitti hayatımdan ve ilk o zaman öğrendim mutluluk maskesi takıp sahte gülücükler dağıtmayı.

bunlar sadece bazıları panpalar her gün böyle ziraat kafe de oturup bunları dinliyorduk sonra da küçük park a gidip içiyorduk. aklım pınarda ama birşey yapamıyorum ki ancak kendimi içkiye veriyorum. içki sevgimde o zamanlardan yadigar beyler

Bu izmirli kızların bir tanesine gözüm takıldı benim. Bu kıza da Ay diyelim. Esmer bir kızdı, bembeyaz dişleri vardı, beyler size yemin ediyorum bir gülüşü vardı ben bir kıza bu kadar yakışan bir gülü görmedim bugüne kadar. Benim ölçülerimde çok gzel bir kızdı. Ayrıca nazik, sessiz biraz da utangaçtı. Tek beğendiğim kız buydu ama benim Pınar’ım vardı amk. Yapamazdım yani. Zaten okul başladı bir ay sonra falan aynı sınıftan bir çocukla çıkmaya başladılar. Tabi ben bu mevzulara daldım, Ay ‘da o çocukla ayrıldı, ilk dönem bitti. Ege hazırlıkta her dönem sınıfları karıştırırlardı.

Ben arkadaşlarımın yanına gittim. Herkes içmiş sarhoş ben mutluluktan sarhoşum amk. Deseler ki yarın Cuma kıyamet kopacak. Kopsun lan derim artık bu dünyada ben de mutluluğu tattım ya umrumda değil.
Pınar dersane etütlerine falan kalıyor, öss’ye girecek ya ders çalışıyor. Hafta sonları buluşuyoruz hafta içleri de ben bunu görmeye gidiyorum. Yarım saat faln görüşüyoruz ayak üstü. Görüştüğümüz yerde dersanesinin olduğu yerde bir köprü gibi birşey var. Derenin üstüne yapmışlar. Kırmızı bir şey. Onun yanındaki duvarda oturuyoruz arada sarılıyoruz falan. O köprüyü de çok sevmem hatta eskiden mig ile konuşurken aga derdi filmini çek. köprü de çok sağlam mekan olur. Aklımda bir aralar öyle bir fikir vardı ama sonra vazgeçtim. Neden diye sorarsanız hayatımı nasıl göz göre göre kötü etkilediğimin filmini mi çekeceğim amk.

Ama onu almaya gittiğim yerde bir kalabalık var ki en az 10 dakika insanlarla tokalaştım. Memnun oldum demekten çenem ağrıdı. En son valideyle tanıştık. Elimi uzattım pınar beni tanıttı, ben memnun oldum efendim dedim. Kadın da iki eliyle elimi sıktı, ben de evladım dedi. Neyse ben pınarı ve arkadaşını aldım. yürüyoruz oturacak yer yok her taraf silme insan. Biraz yürüdük , diğer kızın da arkadaşı geldi ikili gruplar halinde yürüyoruz. Pınar annesinin sadece beğendiği ve ısındığı insanların elini böyle sıktığını söyledi. Bundan önce bir ablasının nişanlısına böyle davranmış. Ben bunu da duydum ya amaaaan sabahlar olmasın modundayım artık. Ben mutluyum o mutlu ya da öyle görünüyor. Ama ablanın kafasında tilkiler varmış da işte biz erkekler o tilkileri göremiyoruz. Beyler eğer kızlar bir karar vermişse onu en az 2 hafta düşünmüştür. Karar kötü de olsa iyi de olsa biz erkekler onların düşündükleri zamanı anlayamıyoruz. Kamuflajları şahane. Bizim haberimiz ancak sonuç bizim bir tarafa girince oluyor. Neyse dağıtmayayım konuyu fazla takılamadık o gece 1 saat sonra falan bunu bıraktım.

Pınar’la biz yine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Hıdırellez 5 mayıs. Diğer şehirleri bilmem ama izmir’de büyük eğlence olur. Ateşler yakılır herkes dışarı çıkar içenler oynayanlar falan güzel eğlenir insanlar. Tabi ben dışarı çıkacağım ama Pınar’ın da çıkmasını istiyorum. Ailesi sıkıntı ama. izin vermiyorlar. Güç bela konu komşu, annesi, ablası, ablasının nişanlısı falan bunlar bizim buraya geldiler. Ha unutmadan kızın adını unuttum şimdi ama bir de arkadaşı vardı. Onunla gezdik, zaten o da 30 dakika mı ne. O da erkek arkadaşıyla görüştü ayak üstü. O gece ben annesiyle tanıştım. Ama bendeki heyecanı görmeyin panpalar. Bana geliyoruz biz deyince ben zannettim başa başa görüşeceğiz. Tam gelmek üzereyim buluşacağımız yere bu demez mi annemde var. error vermeye başladım ben haliyle.

Öyle geçiyor günler. Pınar da sıkıntı var ama ben hala öss stresi falan diyorum. Boru mu amk sınava girecek. Herkes benim gibi rahat değil ki. Bir gün Bostanlıya gittik. Leman cafe miydi neydi öyle bir yere oturduk. Ama ben anladım pınar sıkıntılı. Sordum ne oldu diye. Önce kem küm etti sonra sınav falan dedi. Ben biraz daha sıkıştırdım bu sefer masadaki tavlayı açtı hadi tavla oynayalım öğret bana dedi. Panpalar aramız iyiyken çok defa ben teklif ettim tavla oynayalım diye öğreteyim diye ama hiç birini kabul etmemişti. Ama şimdi tavla oynayarak sorulardan kaçmaya çalışıyordu. Ben de anladım neden böyle bir şey dediğini.

gerçekten pınarı sevmeye başladığımı hissediyordum. haftanın en az iki aynı kafede buluşuyorduk aynı şeyleri içiyorduk. sade şekersiz neskafe. o günden kalma bir yadigardı bende neskafe tiryakiliği. hatta bir keresinde hesap için kasaya gittiğimde kasadaki mekan sahibi koçum artık öğrendin ya bu kaç oldu 5 lira at yeter demişti. inceden utanmıştım ama içinde pınar olduğu için mutlu olmuştum.

Aradan bir ay falan geçti. 3 ekim Pazar akşamıydı hiç unutmam amk o akşamı. 2 gün sonra hazırlık başlıyor. Salı günü okul mu başlar demeyin Ege Üni. Öyleydi o zamanlar. Hala öyle mi bilmiyorum. Mig sevgilisini bırakmış eve giderken bize uğradı. indim aşağı yanına . dedi sana pınar ı ayarlayayım mı? Dur lan nereden çıktı dememe kalmadı kıza mesaj attı yanımda kaplumbagaterbiyecisi senin numaranı stiyor diye. Kızda tamam ver demiş. Ben de ulan zaten kız arkadaşım falan da yok bir deneyelim ne çıkcak diye aldım kızın numarayı geçtim eve. Ama olsa da olur olmasa da olur. Kız dese ki uff snne be slk .s basıcam kalayı yollayacağım.

http://www.youtube.com/watch?v=qM0OpK2s8iM alın lan bu gece bitmezzzzz
Ben bir şey demeden aldım bir şişe birayı fondipledim. işte sormuyorum dedim ya bir sebebi var işte. Al amk şimdi de konya çıktı başımıza. Belli etmedim tabi ama fena koydu başka bir şehirde yaşayacak olması. Başka şehir, başka hayat, daha aynı yerde beraber olamadık bir de Konya çıktı başımıza. Bir de bu çıkmıştı başıma, beni darlayacak, tüketecek. Ya tamam ayrıyız, beni sallamıyor ama onunla aynı yerde yaşadığını bilmek bile sana amorti gibi be kardeşim. tamam yanında değil ama aynı havayı soluyorsun bu bile teselli. Arabesk demeyin insan kendini avutacak bir şey bulmalı böyle zamanlarda. bunlar bile o kadar büyük geliyor ki sana, az da olsa nefes alabiliyorsun.

Cerenle konuşmaya devam ediyoruz. Tabi daha sık görüşmeye başladık. Kızdan gerçekten hoşlanmaya başlamıştım. O da ban karşı boş değildi biliyorum. Nedenini gerçekten bilmiyorum ama Cerenle konuşurken her türlü sıkıntıyı unutuyordum. Belki gerçekten iyi geliyordu belki ben öyle olmasını istediğim içindi. Bilmiyorum dediğim gibi iyileşiyordum . Bir hafta sonra elini tutmuştum, sonra öpüşmüştük. 25 Kasımda resmi imzaları attık birlikte olduğumuzu Kap’a bildirmiştik. Dün gece de konuştuk kardeşlerimle. Beyler birini unutmak için başkasını sevmeye çalışmayın. Ben çabaladım çok zorlandım sonunda oldu ama çok zorlandım. Çok kötü zamalar geçirdim. Ama Ceren’i sevdim. Ama size tavsiye etmiyorum.

1 hafta olmuş sıkıldım da beklemekten ama bir şey de diyemiyorum. Hani birini öyle düşünürsünüz öyle özlersiniz de gece uykunuzdan uyanınca 5 saniyeliğine o gelir ya aklınıza tak varmış gibi. Aynı o durumdayım bende. Saat 12 ‘ye doğru bir mesaj. Baktım telefona pınar yazıyor amk. Uçan adam sabri gibi evin içinde allah diye bağırıp koşasım geldi o an. Hemen açmadım tabi mesajı. Önce oturdum derin bir nefes aldım ve oku tuşuna bastım.