2 yıl 10 ay önce türki cumhuriyetlerin birinde

uçak istanbul'a indiğinde, sıradan tarifeli bir uçaktan inmişcesine herkes kendi yoluna gitti, şöyle bir etrafıma baktım, dedelerrrrrrrr diye içimden geçirdim. bavul almaya doğru ilerlerken benim kıvırcık, iki avuç zütüyle önümde yürüyordu, orada yaşanan onca gibiten sonra herkes kendi hayatına dönmüştü, kimse işi uzun soluklu hale getirmek istemiyordu belli, aman ya bana ne diye geçirdim içimden, ama gözlerim kıvırcığın güzel zütündeyken, supersonik özelliklerimle* memelerinin sağlı sollu, yukarı aşağı hareketlerini görebiliyordum. Nasıl yapsam da bir iki daha denk getirsem, yada şimdi direk bize mi çağırsam diye düşünürken, ne yolculuktu ama dedi, baktım lezlere dalan müzisyen kız. Bu kızla toplamda 15 dakika muhabbet etmişimdir, kızın durduk yere o an bana neden öyle dediğini anlamamıştım.* Muhabbet ettik, bavullar geldi, kimini almaya gelmişler, kimi taksiye yöneldi, kimi havasa gitti kimide otoparka. ben dış hatlar terminalinde taksi beklerken, ne tarafa gidiyorsun dedi?

bezelyed
o evine gittiğin karıyı gibemedin mi lan?

devam et panpa, ilkini okudum bunu da okuyorum

Tüm melankolim dağıldı, kafamı çevirmeye yeltendim, o an saniyenin 5 de 1'i zamanda, beyin hücrelerim sesi tanımış, ciks olasılığını* hesaplayıp çoktan zafer turlarını atmaya başlamıştı, halay çekenler, havaya ateş edenler, konvoylar, tüm hücreler sevinç içindeydi, kan basıncım arttı, giberim melankolisini şairmiyim ben amk diye düşündüm. Beşiktaş dedim, bende dedi, hadi ya dedim, nerede oturuyorsun dedim, ihlamur kasrı'nda dedi. Paylaşalım mı dedi olur dedim. Taksiye bindik, taksiciye sigara içebilirmiyim dedim, bir malbuşda * bana ver dedi, al dedim, kısa saçlıya sordum, yok sağol dedi. yaktım sigarayı arka sağ camı açtım, bir duman aldım, istanbul ben geri döndüm dedim.

istanbulda çokta gibimde dercesine, ses etmedi. 10 küsür gündür yoktum ya, her şey çok değişti sanki amk. artık döndüğüme göre tüm inkimamımı alıp, en büyük ben olabilirim, gibi düşünürcesine gözlerimi kısıp boğaza bakıyorum ve sigaradan assılıyordum. halbuki ne alınacak bir intikam nede görülecek bir hesabım var amk, gerçi yokuşdaki tekel bayiine bi 50 tl falan vardır belki. gelinceye kadar bir sürü hayal kurdum, gibişlerimi düşündüm, onlarda bu gibişleri düşünüyormu diye düşündüm, futbol düşündüm, gol falan attım. halı saha organizasyonu yapsada çocuklar gitsem istedim. o ara beşiktaşa geldik, taksi yokuşa girdi, kısa saçlı karıyla yolda nedense hiç konuşmadım, konuşmamam için bir neden olmamasına rağmen, konuşmam içinde bir neden yokmuş gibi hissettim. sokağın başında taksi durdu ben parayı uzattım, sagol dedi görüşürmüyüz dedi, konuşuruz dedim, telimi verdim. indim, bagajdan valizi aldım, yürümeye başladım. apartmanın önüne geldim, ağzımda sigara anahtar kapıyı açmıyor zaten, sigara dumanından gözüm yandı, gibicem diye kapıyı zorlarken tel çalmaya başladı oha amk bu saate kim arıyor dedim, sigara attım, kapıya son bir zorlama yaptım açılmadı, telefonu çıkarttım, benim müdür am hanım arıyor. açtım, nerdesin dedi, eve gittim dedim, tamam uyu akşam üstü konuşuruz dedi. ok dedim. anahtarı tekrar zorladım, kapı açılsın diye, tekrar tel çaldı, ne var amk diye düşündüm. bilmediğim bir numara, 0212 ile başlıyor, kim diye düşündüm, açtım teli kısa saçlı kız, zartdiye sen misin? dedi

@6 kanka devam. heyecanla bekliyoruz

benim dedim, bu kadar çabuk arayacağını düşünmemiştim dedim, ya kapıda kaldım, anahtarımı bulamıyorum, ev arkadaşım sanırım evde yok, arayacak kimseyi bulamadım dedi. bu numara ne dedim, kontörlü telden arıyorum dedi. anahtarını kaybedince, insan arayacak kimseyi bulamıyorsa yalnız demektir arkadaş. kahvaltı yaptın mı dedi, yok dedim, alayım mı bir şeyler dedi, gel alırız beraber dedim. çıktım valizi bıraktım, geldi kaymakçı dayıya gittik, oturduk yedik. konuştukça kendimi gördüm kızda, ulen acaba şizoyamı bağladım ben, filmlerdeki gibi burada aslında tek başıma mı oturuyorum diye düşündüm. iyi kızmış aslında diye düşündüm, insanlara karşı ön yargılı olmak iyi bir şey değil diye düşündüm. bunlar olurken yediğim bal kaymak beynimi ve vücudumu etkiliyordu tabi, kalktık yokuşta yürümeye başladık. aynı bakkaldan alış veriş yapıp, aynı pis döneri yiyip, aynı pis turşu suyunu içip, aynı midyeyi yiyip nasılda denk gelmediğimizi konuştuk. gazete aldım, benim sokağa geldik kahve yapayımmı dedim yap dedi, apartmana doğru yürüdük anahtar yuvasına girer girmez döndü, kapı açıldı, iki merdiven çıktık. evin kapısıda çat diye açıldı. Adım attım evdeyim, evimin kokusu, özlemişim amk.

girdik, incinlık için kusura bakma dedim, yok alışığım ben dedi. Oturma odasına geçtik, fırlatıp attığım bir t-shirti 3lü koltuktan aldım geç otur dedim, perdeyi sıyırdım, pencereyi açtım havalansın diye. cd çalara bastım, vector lovers çalmaya başladı.* mutfaga geçtim, kahve yapıyorum, temiz bardak bulamadım, sıvadım kolları yıkamaya başladım küfür ede ede. kettle'ın tak demesi ve pişt demesi aynı anda oldu. mutfaga gelmiş, kafamı çevirdim, kocaman kara gözlerini gözlerime dikmiş* bana bakıyordu.

RESERVE

Kanguru gibi zıpladı, kucagıma. Çok gösterişli değildi, klagib ve sertti; mutfakta başlayıp, salonda bitti. cam kenarındaki üçlü koltuğa uzandık, hiç konuşmadan uyumuşuz orda. gözlerimi açtım. yattığım yerden apartmanlar ve birazda gök yüzü gözüküyordu. Yabancilardan tırsan* ben garip bir şekilde kendimi huzurlu hissediyordum. Yüzüne baktım, çok garipti, minik bir burnu vardı, çok değişikti, daha önce insanların yüzüne bu kadar detaylı bakmışmıydım acaba. Gözlerimi kapattım, kafamı boynuna doğru soktum, kokusunu içime çektim, ter kokuyordu resmen. aman ya dedim doğruldum duşa gittim direk.

Geldim geri, uyuyor bu hala, baktım şöyle, ikili koltuğa attım kendimi, hiç sevmem burada yatmasını diye aklımdan geçirdim. Gittim yanına yattım tekrar, yalnız uyanmasın diye düşündüm, bu bi öfledi pufladı, sonra sarıldı, uyumaya devam etti, napsam diye düşündüm, direk gibi uzanıyorum yanında. Uyumuşum bende amk.

rezerved

Reserve anlat panpa

devam et lann

uyandım gerine gerine elim gibimde, zaman kavramıda kayboldu yolculuktu git geldi derken, sabah ereksiyonunu akşam üstü 6 da oluyorum. Sonra aklıma geldi, aha karı vardı lan evde diye. yanımdaydı karı, aa yok. vay amk soydular evi diye düşündüm, ulan zartdiye koynundan da karıyı aldırdın ya amk senin diye içindem geçirdim. Kalktım susamışım mutfaga gideyim dedim, odadan çıktım onu gördüm, yuvarlak iki avuç poposu, hala yuvarlak iki avuç halde orada duruyor. Napıyorsun dedim, şekerim düştü tatlı bir şeyler aranıyorum dedi, nutella yok mu dedi yok dedim*, dur dedim söyleyelim dışardan, gerek yok çıkalımmı biraz taksime doğru dedi, olur dedim. gözlerini dikti, üzerime doğru yürüdü, ben bu bakışı biliyorum diye içimden geçirdim, dilindeki piercing aklıma geldi, tüylerim diken diken oldu

duş, saç, baş, temiz gömlek falan tak taksi, oradan tak taksim. Acıktım dedi, ne yiyelim dedi, ya bi ıslak yiyelim sonrasına bakarız dedi, ben yemicem dedim. Niye dedi içemiyorum sonra sarımsak falan diye geçiştirdim. sigara yaktım 35 saniye sonra geri geldi, bu noldu dedim yedim dedi. Başladık yürümeye aşağıya doğru.

devam niteliğinde rezerve

tünele doğru geldik, bu dedi bizim gençler burdadadır uğrayalımmı iyi dedim, gittik bi pasaja girdik. Ortam çok acayip, umut sarıkayanın ilginçlikler adamı tiplemelerinin hepsi burda, muhtar çakmaklı kız, fötr şapkalı kız, kanun kadar büyük muzik aleti olan eleman, zaten herkeste hint modası amk. neyse sıkıldım ben bunların yanında, galataya gittim, elemanlar tek tekçide rakı içiyormuş gittim, iki duble attım, oh be dedim o an yorgunluğum geçti. Taksiye yürüdüm eve gideyim diye, bindim bu aradı, nerdesin dedi, oh amk işi bulduk bu ne zırt pırt arıyor diye uyuz oldum. ya arkadaşlara gidiyorum ben dedim, bende geleyim dedi olmaz seni kaldırmaz ortam dedi, sen merak etme ben kaldırırım dedi. iyi gel amk dedim

rezerved.