2 yabancı erkekle sevişmemi anlatıyorum

1. bu hesabı 10tl'ye satın aldım. önceki entryler ile alakam yok.
2. günah çıkartmak için satın aldım, buraya yazıp günah çıkartacağım ve rahatlayacağım.
3. buraya yazdıktan sonra sözlüğe bir daha girmeyeceğim.

evet arkadaşlar. ben sunexpress'te hosteslik yapıyorum bir süredir. ve sizlere, bir akıl tutulması yaşadığım günden bahsedeceğim. her şeyin üst üste geldiği bir dönemdi, sevgilimden ayrılmıştım ve yoğun iş tempom vardı. uzun süredir sevişmiyordum ve 3 gün off olduğum bir gün, evimde parti verme kararı aldım. hem alkol içip biraz rahatlayacaktım hem de arkadaşlarla gülüp eğlenecektim.

off günüm çarşamba perşembe ve cumaya denk gelmişti. cumartesi akşamı uçuşum vardı.
ben de çarşamba gününe arkadaşları topladım evime. alkoller falan getirdi herkes, bir de sandviç (sandviçten kastımı anlarsınız). tanıdığım arkadaşlar olduğu gibi, tanımadıklarım, daha doğrusu 1-2 kez selamlaşmaktan öteye gitmediklerim de vardı. toplam 13 kişiydik zaten, 4 kişiyi tanımıyordum. bunlardan üçü erkekti, biri de kızdı.

neyse, sabaha kadar içtik eğlendik fena kafaları dağıttık.
ertesi gün işi olanlar biraz daha tebirliydi tabi, onlar az içti ve gece 1-2 gibi kaçtılar.
ertesi gün işi olmayan az kişi vardı. sabaha karşı 5 olduğunda 5 kişi kalmıştık. bunlardan ikisi o tanımadığım çocuklardı. diğerlerinden biri murat diye bir çocuk ve ebru diye bir kızdı.

muratla ebrunun da ertesi gün dersleri vardı, öğretim görevlisiydiler. öğlen 5te sınav gözetmeni olarak sınava gitmeleri gerekiyordu. bu ufak detayları vermek faydalı olacaktır.

o kadar çok içmiştik ki, ben halıda ölü gibi yatmışım. çocuklardan biri de salondaki koltuğa sızmış, öbürü balkonda yere yığılmış resmen. uyandığımda ebruyla murat kahvaltı yapıyorlardı. öğlen 2 olması lazım saatim. bunları görünce günaydın, dedim. napıyosunuz ne ediyosunuz. sınava yetişmeleri gerektiğini söylediler. tamamdır, dedim. ben de gidip odamda yatayım her yerim tutulmuş burada.

yalpalaya yalpalaya odama gittim, uyudum.

tekrar uyandığımda saat sanırım 5.5 6 arasıydı. duş almalıyım, dedim kendi kendime. banyoya gittim, bu sırada salona bir bakındım. yine çocuklar salondaydı. bu sefer ikisi de birer koltuğa geçmiş orada yatıyorlardı. ben havlumu alıp banyoya gittim, güzel bir duş almaya başladım. ben duş alırken, kapı sesi geldi. kapıyı kilitlediğim için giremedi, ben varım banyoda 5 dakikaya çıkıyorum, dedim. dışarıdaki ses de, tamam, dedi.

5 dakika sonra duştan çıktım. bornozumla odama doğru giderken çocuklardan birini gördüm, boşaldı mı dedi, evet, dedim. amma da boş bir soruydu aslında. neyse, odama gidip giyindim ve salona döndüm. ikisi de uyanmıştı. biri laptopta takılıyordu, öbürü öyle boş boş uzanıyordu. tufan, sporcu bir çocuktu. her halinden anlarsınız. mustafada sporsal bir aktivite yoktu ama o boylu posluydu, biraz tıfıldı açıkçası. sohbet açayım dedim, noldu çarpıldınız falan diye. o şekilde kısa bir süre sohbet ettik.

bir süre sohbet ettik, sonra isterlerse duş alabileceklerini, yedek havlularım olduğunu söyledim. tufan, iyi olur dedi. banyoya gitti. mustafa kaldı odada onunla biraz sohbet ettik. tv'yi falan açtım. dedim isterseniz sofra kuralım acıkmışsınızdır. gittim mutfağa abur cubur bir şeyler hazırladım. salondaki masaya dizdim. o sırada tufan duştan çıkmıştı. üst tarafı çıplaktı, sadece şortu vardı. açık konuşayım, o an ıslandım resmen. zaten uzun süredir sex yapmamıştım ve üstümde onun yarattığı "azgınlık" vardı.

yemek yedik, bir iki tv programı izledik. bunlar, biz kalkalım falan dedi.
ben de, açıkçası sırf tufan için, yok ya kalkmayın. zaten off günüm kalıverin işte bugün de, dünden bir şeyler kaldı. onları demlenir sohbet ederiz. yalnız bırakmayın beni dedim. hiç naz etmeden kabul ettiler. mustafa kabul etmese de olurdu ama olsun.

ben şarap getirdim, şarap içip sohbet ettik. zaten hiç tanımadığım kişiler olduğu için, anlatabilecek çok şey vardı.

birkaç kadeh şaraptan sonra benim kafam güzel oldu.
gece 1-2 gibi yatmaya gittim. onlara da salondaki koltuklarda yatak hazırladım. odaya gittim, ama uyuyamıyorum. tufan beni inanılmaz azdırmıştı, kendimi tatmin edeyim dedim, daha çok baştan çıktım. delirecek gibiydim, tufan odaya gelsin diye dua ediyordum resmen. şarap sarhoşluğu, iyice baştan çıkarıyordu beni.

daha fazla dayanamadım ve gözüm o an karardı. salona gittim. tufanın üstünde ince bir pike vardı, salonun öbür tarafındaki koltukta da mustafa yatıyordu ama mustafa umrumda bile değildi. tufanın yatağının başında en az 10 dakika durdum. onu izledim, pazularını izledim. vücudunu izledim. en çok da kıçını izledim. bir elimde artan şarap vardı. onu içiyordum kadehte. ve artık dayanamayacak hale geldim. tufanın pikesini kaldırıp pikenin içine, tufanın yanına sokuldum. bu ilkinde uyanmadı, biraz daha sokulup bunun erkekliğine dokunduğumda uyandı. bir an sessiz kaldı, yarım açılmış gözleriyle bana baktı.

n-noluyo, dedi. bir şey yok, dedim. seninle yatmak istiyorum, dedim ve bunun dudaklarına yapıştım. bu hemen doğruldu, öpücüğüme karşılık vermemişti. olayın şoku vardı hala üstünde, rüya bile zannediyor olabilirdi. yatakta doğruldu, bana boş boş baktı. bu bana öyle bakınca ben de yataktan kalkıp geceliğimin askılarını omuzlarımdan aşağı indirdim. önce göğüslerim meydana çıktı. ardından ipek elbise yavaşça vücudumdan kayıp ayaklarımın dibine indi. bu yine dondu kaldı. ardından koltuğa sırtını verip iki bacağını açtı, gibinin kalktığını anlamamak için aptal olmak lazımdı.

gel buraya dedi. ben de güzelce gittim oraya ve kucağına oturdum. göğüslerimi yalamaya başladı.

göğüslerimi yalaması bir hiçti. ben onu içime istiyordum. şortun altında kalkmış gibinin üstüne oturdum. ince iç çamaşırımın üstünden, gibine sürtünüyordum. sürtünmeler onu da iyice azdırmıştı belli ki. göğüslerimi yalamayı bırakıp bir elini iç çamaşırımın altından amıma zütürdü. beni ısıtıp ıslatmaya başlamıştı. bir parmağının ucuyla, kapılarımı zorluyordu. nefes alışverişim arttı. kanım daha hızlı akmaya başladı.

dillerimiz birbirini kavrıyordu. ardından kendimi geri çektim. şortuna elimi attım ama oturduğu için çıkaramazdım. o da ayağa kalktı, şortunu indirdi. gibinin ekstrem bir boyutu yoktu. normal bir gibti işte. temizdi, kalkıktı, sertti ve burnumun dibindeydi. dizlerimin üstüne çöküp ağzıma almaya başladım. kafamı gerçi çekip ağzımda tükürükleri topladım ve tekrar ağzıma daldırdım. dilimle kurcalıyordum. gırtlağıma değil de, yanağımın çeperlerine doğru gezdiriyordum. emiyordum. ardından omzuma vurdu, tamam, dedi, dur, tamam. belli ki boşalacak gibi olmuştu. beni istiyordu, ağzımı değil.

yatağa uzandı. üstüne çıkmamı istedi. iki ayağımla yatağa çıktım. gibini dikine kaldırdı ellerinin yardımıyla. ve ben de, aya inen bir mekik gibi yavaşça dizlerimi kırıp gibine doğru inmeye başladım. gibi, amımın dudaklarına dokunduğu an ki mutluluğumu anlatamam. bir saniye bile geçmeden içime kadar alıverdim. onu iyice sindirmek için, içimin en derinlerine aldım ve bir süre tuttum. sonra hafifçe kalktım ve bir iniş daha yaptım. iniş ve kalkışlar artıyordu. iniş kalkışlar arttıkça benim inlemelerim başladı. normalde kendimi sıkıp ses çıkarmamaya çalışırım, ama kendimi sıkmadığımda sevişirken viyaklarım, çığlıklar atarım. hatta duvarı yumruklarım.

biraz inip kalktım ama dizlerim inanılmaz yorulmuştu. üstüne yığıldım. kollarıyla beni kavradı ve o şekilde sokmaya başladı. bu sefer güç ondaydı, gidip geldi içimde ama çoğu sokuşunda dışarı kaçırıyordu gibini. fazla çıkartıyordu. o da rahatsız oldu, ben de. bir türlü rahat edemiyorduk. ben kan ter içinde kalmıştım bile. bu sefer ayağa kalktım, ellerimi duvara dayadım ve bir bacağımı açtım. bu da arkama geldi. kaldırdığım bacağımın altından kolunu geçirip duvara dayandı. böylelikle bacağım rahatlamıştı. diğer eliyle gibini yerleştirdi ve bu şekilde gidip gelmeye başladı. inanılmaz bir noktama dokunmuştu. anında çığlık atmaya başladım. çığlık atıp duvara elimle vuruyordum. mustafanın varlığını unutmuştum adeta.

tufan var gücüyle gidip gelmeye başlamıştı. çığlıklarım bağırmalara dönüşmüştü. inlemelere. ancak daha fazla ayakta duramayacaktım, bacaklarımın bağı çözülüyordu. tufan da yorulmuştu belli ki. duvardan çekildim, yatağa gitmek ve aşağıya yatmak istiyordum. yüzümü duvardan çektiğimde mustafayı gördüm. ayakta, bizi izliyordu. hatta bizi izlemekten fazlasını yapıyordu. ilk an şaşırdım, ancak o anki libidom nedeniyle utanmam söz konusu bile değildi. hemen mustafaya gittim. eli gibindeydi, gibi şortun ve boxerının içindeydi. dilimi çıkartıp onun dilinde gezdirdim ve hızla şortu ve boxerını indirdim. mustafayla ilgili tek şaşkınlığım, tufandan daha büyük bir gibe sahip olmasıydı. hemen ağzımda gezdirmeye başladım. ve ben onun gibini ağzıma alırken tufan arkadan duvarlarımı parmaklarıyla yokluyordu. tufanın beni ellediğini farkedince, dizlerimin üstüne eğildim. ama bu kez de mustafanın gibi havada kalıyordu.

koltuğa gittim. mustafa ayakta ağzıma veriyordu. ben bir koyun gibi dört ayak üstüne çömelmiştim ve tufan arkadan beni parmaklıyordu.
parmaklamaları uzun sürmeden yerini gibini sokmaya bıraktı. tufan arkadan vuruyordu.

tufan bana vurdukça, benim dizlerimin bağı çözülmeye başladı gene. ve fazla sürmeden başımı yatağa dayadım. dizlerimdeki son kuvvetle dayanıyordum artık. mustafanın gibi ağzımdan çıkmıştı. ama kolumdan tutup eliyle gibini tutturmuştu. ben de elimle onun gibini hallediyordum. tufan o kadar hızlanmıştı ki, çığlıklarım bütün şehirde duyuluyordu. uzun ve tiz çığlıklar. sık nefes alıp vermeler. ve fazla sürmeden tufan aniden yavaşladı, içimdeki gibi süngerleşti ve bacaklarımdan tohumları aktı. mustafanın gibiyle uğraşmıyordum artık. ama mustafa da istiyordu. tufan kendini kenara çekti ve yere yattı. ben doymamıştım, boşalmamıştım ve mustafanın varlığını unuttuğum anda, mustafayı hissettim. yüzüstü, dümdüz yatıyordum. bu bacaklarımı ayırdı ve tufanın ıslattığı kadınlığımın içine kendi erkekliğini bıraktı.

ardından soluna yattı ve benim de sağ bacağımı havaya kaldırarak daha rahat sokmaya başladı. çok yorgundum, tüm hareketleri ona bıraktım. ama öyle güzel gibiyordu ki, beni de yeniden canlandırmıştı. mustafa hızla gidip geldi. inanılmaz bir hızla. bakmıyor olsam, onu sporcu zannedebilirdim. hiç kaçırmadan gdip geliyordu. ve gidip gelişleri o kadar hızlanmıştı ki, içim yanmaya başladı. çığlık atacak takatim kalmadı ve orada kendimi salıverdim. titredim, titredim. ama mustafa daha bitmemişti ve üstümde gezmeye devam etti. en sonunda o da neyi varsa içime boşalttı. ve göğüslerimi sıkarak yanımda yattı.

mustafa omuzlarımı öpüyordu. kürek kemiğimin hemen üstünde gamzelerimi. sırtımı öpüyordu. ben hiçbir şey demedim.
sonra tufan inmiş gibiyle karşımdaydı. sigara uzattı. onun ağzında dumanı tüten bir tane vardı. sigarayı aldım ve yaktım. yatakta doğruldum. bir tane de mustafa yaktı. hepimiz anadan doğma oturuyorduk. mustafayla ben yanyana oturuyorduk, tufan karşımızdaki tekli koltuktaydı. ardından kalktım ve bacaklarımdan ikisinin de tohumları aktı aşağıya doğru. elimle sildim, mutfağa gidip açılmamış son şişe şarabı getirdim. aynı şişeden dönerek içtik birer yudum. sonra birer yudum daha. neredeyse hiç konuşmuyorduk.

şarap şişesinin henüz 4te birini içtiğimizde, tufandan o beklediğimiz cümle geldi. ikinci sigaraların ortasındaydı ve tufan sağ parmaklarıyla sigarayı tutup bi daha yapalım, dedi. birazdan tekrar kalkar, diyip gibine doğru baktı. ben de gülümsedim, tamam, dedim. yardım edeyim. gibini elime aldım, yavaş yavaş süngeri sertleşmişti. ağzımda tükürük kalmamıştı o yüzden elimle iş görmek pek işe yaramadı. bekleyin, dedim. odama gittim, kremlerim vardı. nemlendirici kremler falan işte. onlardan birini aldım, sonra duraksadım. iç çamaşırı çekmecemdeki dildoyu da elime aldım ve bir kez daha duraksadım. siyah topuklu ayakkabılarımı çıkardım. ardından lingerielerimi. bele tutturdum ve topukluluarımı giyip salona gittim. dildoyu halının üstüne attım. kremi elime alıp gibine sürdüm ve hızlı hızlı git gel yaptım. gibi fazla beklemeden kalkmıştı. benim o anki halimi gören herkesin gibi kalkardı. 90lık dedelerin bile.

tufanın gibi kalktığında hemen ayaklandı. öpüşmeye başladık ve fazla beklemeden kıçımı var gücüyle tuttu. kendine çekti ve o an kucağındaydım. sol elimle gibini bulmaya çalıştım ve tutup kendime doğru yol verdim. güçlü kollarını kucağındayken iyice hissediyordum. ve onu içime aldığım gibi, git gel yapmaya başladı. adeta kucağında hopluyordum. lingeriemin mandalları attı. sol topuklum düştü, ardından sol ayağıma sağ topuklumu da indirdim. bu hareketim onu bacaklarımla sarmama neden olmuştu. git gelleri hızlandırdı, hızlandırdı ve benim çığlıklarım yükselmeye başladı. ardından kıçımda mustafanın parmaklarını hissettim. dönüp baktım, diliyle dilime dokundu.

ben hopluyordum. çığlık atıyordum. ardından durdum ve mustafaya, orda, dedim. orda krem var, dedim. ve hoplamaya devam ettim.
mustafa bir avuç kremi aldı ve gibine sürmeye başladı, ardından kıçıma. tufana indir, dedim. ve sağ ayağımı yere atıp tufanın gibinden kalktım. elinden tutup yatağa yatırdım ve ben de üstüne çıktım. gibini içime almadım, mustafa kremlemesini söyledim. iç tarafa kadar. nerdeyse tüm kutuyu sürüyordu eşşek. tamam, dedim. yeter.

tufanın gibini tutup içime aldım. ve ardından mustafa yatağa ayaklarıyla çıkıp zütüme doğru inmeye başladı.

zütüme dokunuşu beklediğim kadar acıtmadı. kremin etkisiyle bir löp sesiyle giriverdi. girişini uzattıkça, acı başladı. acı, çığlıklarımı arttırdı. gibi hızlı girdiği gibi, hızlı çıktı. ve sonra tekrar girdi. ve tekrar çıktı.

6-7 ekz girip çıkarken, adeta beynim durdu. altımda tufan hızla işimi bitiyordu, üstümde mustafa yavaşça beni bağırtıyordu. ve ikisi de hızlanmaya başaldığımda acı dayanılmaz boyuta geldi. acının içinde, anlaşılmaz bir de haz vardı. koltuğun örtüsünü çekiştiriyordum, büküyordum. onlar üstümde beni ısıtıyorlardı. tufan bir türlü boşalmıyordu. ikinci seferde boşalmam ben, dedi gülerek. göğüslerimi sıktı. perişan olmaya başlamıştım ve o an hazzım doruğa çıktı. acının arasında boşalmıştım ve geriye sadece acı kalmıştı. tamam, dedim. ama onlar, dur daha, dediler.

neyse ki en fazla 3 dakika sonra mustafa son parçalarını zütüme bıraktı. ve kenara çekildi. o tamemen bitmişti. ama tufan altımda tepinmeye devam ediyordu. beni hayvan gibi sarmıştı. tamam bırak artık kendini, diyordum. ama dinlemedi. en az, bakın en az 15 dakika daha gibti. hiç pozisyon değiştirmeden. öyle bir kondisyon, hayatımda görmedim. bayılacak gibi oldum, terden sırılsıklamdım. ve sonunda içime boşaldı. şükür, dedim. şükür. yatakta bayılmış gibi uzandım. 3 dakika içinde uyudum yorgunluktan.

@46 napmamı istiyorsun piyasa araştırması mı yapayım inci sözlük hesabı için? ha 1tl ha 10tl ne farkeder. çok da umurumda sanki kaçıncı nesil olduğu aptal.

@47 gerizekalı, 13 kişiydik evde ve ben sırf 4 kişiyi tanımıyordum aptal seni. onlar da arkadaşlarımın arkadaşıydı zaten. sokaktan toplamadık gerzek

@53 beyinsiz salonda ne yatağından bahsediyorsun? yatak dediğim şey bu çocuklara salondai koltuklarda hazırladığım yatak. yani koltuğun üstüne örttüğüm örtü ve verdiğim yastık. angut.

@55 okuduğunu anlamayan gerzek seni. aptal beyinsiz.