1. 18.
    0
    uplatalımda şanımız yürüsün hıammına
    ···
  2. 17.
    0
    @16 uhahha fakirlik damarlarımıza işlemiş
    ···
  3. 16.
    0
    Olum gecen arkadasla yemek yerken bu et doner istedi, tavuk doner nasil islediyse kanima o ana kadar yedigim butun tavuk donerler gozumun onunden gecti, hizimi alamdim bi bagirdim benimki tavuk olacaaaak.!! Diye. herkes bize bakti amk pis pis. paket yaptirip evde yemek zorunda kaldik :((
    ···
  4. 15.
    0
    adam haklı , yaşadım bunu hala da aile yanındayken çekinirim
    ···
  5. 14.
    0
    okuyun binler o kadar yazdık
    ···
  6. 13.
    0
    up up up
    ···
  7. 12.
    0
    hiç başıma gelmedi hep aynı anda bitiririm ama eski yeni karşılaştırmaları hoşuma gidiyor al şukunu
    ···
  8. 11.
    0
    Ben hep yemekten sonra icerim
    ···
  9. 10.
    0
    up up up
    ···
  10. 9.
    0
    La amcık para diye bir şey var sanki zütle veriyorlar meşrubatı.
    ···
  11. 8.
    0
    @5 öncesinden bahsediyorum güzel kardeşim bu farkettiğim yaşı ama halen böyle lokantalar var garip bir durum değil ki
    ···
  12. 7.
    0
    lan vücut bir liralık dönere alıştı. geçende 3 liralık döner yiyince kendimi bill gates gibi hissettim amk.
    ···
  13. 6.
    +2
    okuyun huur çocukları adam yazmış...
    ···
  14. 5.
    -1
    kardeş sen malmısın içeceği yemekle getirmeyen restorant kaldımı amk
    ···
  15. 4.
    +1
    burda hayatın gerçeklerini yazdım panpa okusan iyi olurdu *
    ···
  16. 3.
    +1
    "o an"
    ···
  17. 2.
    -1
    okumadığım için yorum yapamayacağım
    ···
  18. 1.
    +20
    şimdi biz küçüklüğümüzden itibaren örf ve adetlerimiz gereğince ailemizin maddi durumu ne olursa olsun, ailecek lokantaya gittiğimizde tek bir bardak meşrubat istemeye alıştırılmış insanlarız. bu genellikle de cola ya da ayran olur, ya da gazoz. ama bu meşrubat hep önceden gelir, küçüklüğün verdiği gazla önden bir hüpletilir, sonra yemek gelince eşlik edecek meşrubat miktarı azalmış olur. yemeğin sonarına doğru derin bir sıkıntı hissederiz ama ikincisini istemek aklımızın ucundan bile geçmez, çok ayıp bir şeydir bu. öyle büyütülmüşüzdür. yıllar böyle geçer, geçer, geçer. bir zaman sonra büyürüz ve bir gün tek başımıza dışarda yemek yeriz. yemeğin ortalarına doğru bir bakarız ki meşrubat iyice azalmış. yine aynı sıkıntı basar. ama birden şimşek çakar. "ulan madem o kadar istiyorsun bir tane daha söylesene be adam" deriz kendi kendimize. kısa bir yeniden düşünme (rethinking) süresinden sonra siparişi veririz. gelir. "oh be" deriz sonra. dünya varmış. orta sınıf türk gencinin hayatında çok önemli bir dönüm noktasıdır bu. ondan sonra hiçbir şey artık eskisi gibi olmaz, ilk ciks gibidir desem yeridir.
    ···