Işıklar kapanıyor, Görüntü almak yasaktır.

Kalemsiz Yapım

Evet beyler size anlatacağım hikaye Kredi ve Yurtlar Kurumu'nda yaşadıklarımla ilgili olacak.

Yılın başında 4 kişi ile çıktığımız ev ilk dönemin bitmesi ile 2 kişiye kalmıştı, Ben ve arkadaşım Nadir evde tek kalmıştık. Nadir karanlıktan korkardı sadece karanlık değil Yüksekten ve Sudanda korkardı. Bunlar yetmiyormuş gibi gece kötü kabuslar görürdü. Çoğu gece uykuda bağırırken uyandırdığım olurdu kendisini, uykudayken Nadirin yüksek bağırışlarına uyanır onu güç bela uyandırırdım. Uyandırırken yaşadığım korku çabası. Bir gün yine gece oturduk konuşuyoruz ışığı kapattı bu manyak konuştukça konuştuk 2 saate yakın bir sıkıntı yoktu derken bu karanlık koridora baktı. Buna bakma dedim bir daha bakmasıyla bağırması bir oldu.

Devam mı panpalar.

Edit : Trenddeyiz panpalar hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.

Edit 2 : Hikaye bitmiştir panpalar, modlardan ricam hikayeyi hemen trendden çıkarmamaları şimdiden teşekkürler.

Sabah oldu kahvaltı yapmadan sıvıştık yurttan okula yurttan çıkarken 3 gün izin aldık aynı odaya alınmak için zaman geçsin diye. Gidip 3 gün arkadaşlarda kaldık, 3 gün sonra Kürkçü dükkanına döndük tekrardan. Hemen memurun odasına gidip odalarımızı birleştirmelerini istedik sağolsunlar işimizi gördüler. Yeni odaya gidecektik ama bir sıkıntı vardı, Nadirin eski odasına gidip Nadirin demirbaşları almamız gerekiyordu. Odanın bulunduğu koridora geldik kimse yoktu odaya yaklaştık odadan ses geliyordu içerideydiler. Çaresiz içeri girdik ibnalar bizi gördükleri gibi kitlendiler hemen konuşmaya başladım, "Kardeşlerim kabul buyurun ki KYK'da ilk günlerimiz bu sebeple biraz gerginliğe neden olduk gelin anlaşalım bu gereksiz kavgaya son verelim" agresif olan bin yine atarlanmaya başladı, "Ulan o kadar gaz yedik senin yüzünden" ben yine söz aldım, " Oldu bitti kardeşim uzatmanın bir manası yok size Restaurant'ta yemek ısmarlarız sizinde gönlünüz hoş olsun bizimde" dedim. Üniversiteliler ya hemen yelkenleri suya indirdiler. Onlarla da sorunumuzu çözdük odamıza geçtik.

Burda olduğunuzu belli edin panpalar. Devam edeyim mi?

Son olarak şunları söylemek istiyorum, Yurtta ki ortam eve göre daha samimi. Çıkar amacı yok yurtta her şeyin hazır olduğu için kimse size yanlış yapmaz. Evde ise en yakın arkadaşlarınız tarafından dolandırılabilirsiniz.

Okuyanlardan ricam babam yeni vefat etti lütfen bir fatihayı ve duayı çok görmeyin babama hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.

Yemekhane yemekleri beş para etmez buna rağmen bir tabak makarnayı 2 liradan satıyorlardı. 7,8 çeşit farklı yemek olmasına rağmen 3 çeşit yemek yiyemezdin yemekhanede 6 tl yemek hakkımız vardı ve ana yemek 4 lira idi yanında bir çorba alabiliyorduk daha fazlasına ek ücret ödüyorduk cebimizden. Bize karşı anında birlik olan muallaklerin yemek fiyatlarına tepki göstermemesi zoruma gitmişti. Gidip yemekhaneci ile konuştum yemek fiyatları neden böyle dedim. Normalde en az 3 farklı yemek hakkımızdır, devlet kurumlarını işyerlerine çevirmişlerdi resmen kafalarına göre fiyat biçiyorlardı yemeklere. 2 liraya 1 tabak makarna gülünç geliyordu bana evde kalırken 2 liralık makarna ile 8 kişi yemek yediğimiz olurdu. Yemekhaneci pek iplemedi beni. Müdürün odasına gittim oradanda bir sonuç çıkmamıştı.

Yeni odada bir kişi daha vardı, toplamda 3 kişi. Ben, Nadir ve diğeri. Biraz konuştuk bununla iyi birine benziyordu anlaşacak gibiydik. Sohbet muhabbet derken uyuduk, diğer gün kahvaltı için kakmıştık kafeteryaya gittik yeni oda arkadaşımız ve iki kişi daha yanımıza geldi. Aralarından biri kabaca, "Bizim arkadaşın odasına geçmişsiniz" dedi. Ben daha da kabaca, " Doğrudur da nerden sizin arkadaşın odası oluyor. Orası bizim de odamız" dediğim gibi yürü bizimle dediler yürüdük. KYK'dan çıkıp ıssız bir yere gelmiştik. Ben, Nadir ve 3'ü bekliyorduk. Konuşan aynı kişi devam etti, "Ne diyordun" Ben, "Diyordum ki o oda bizim de" Oda arkadaşımız araya girerek, " Bakın arkadaşlar ben odada başkaları varken uyuyamıyorum, o odada tek kalmak için ne yapmadım ki. Lütfen beni odada tek bırakın." Ben yine sözü aldım, " Nasıl tek kalacam, burası Otel mi amk" Bu bana yumruk sallamaya başlayınca sağlam bir tane geçirdim buna bu sefer daha dikkatli davranarak diğerine de geçirdim sağlam bir tane. Nadirde diğerini indirdi uzaklaştık oradan minibüs yoluna gidip minibüse bindik.

Seslendim bunlara durdular, Nadiri tanıdılar tabi selam filan veriyorlar bekledim selamlaşmaları bitti konuya girdim, " Nadir oda arkadaşlığınızdan şikayetçi hayırdır bir sıkıntınız mı var?" Bir süre cevap vermediler sonra biri ters bir şekilde cevap verdi. "Diyelim ki var ne olacak" Bunu demesiyle kafayı yemesi bir oldu. Yere düstüğü gibi diğer arkadaşından sağlam bir yumruk yedim. Bende yere kapaklandım, Kalkmamla yumruk atana sağlam bir aparkat atmam bir oldu. Bunlar yurda doğru kaçmaya başladı tehdit ederekten anladım muallakler çoğalıp gelecek hemen müdürün binasına kaçtık benle Nadir.

2 dakika geçmedi bir ordu adam bizi aramaya başladı dedim taku yedik. Güvenlikçiler kalabalığı görünce bunların üzerine joplarla yürümeye başladı. içimden dedim oyun yeni başlıyor amk muallakleri Nadiri geride tutaraktan kendimi müdüriyet kapısından gösterdim. Bunlar bana doğru koşmaya başlayınca güvenlik müdüriyet kapısında kortej oluşturmaya başladı. Yurtta isyan çıktığını sandılar amk, 5 tane güvenlik gelenlere joplarla girmeye başlayınca bunların çoğu züt olup geri kaçtı. Kalanlara da biber gazı sıkıp püskürttüler ben ve Nadir o arada hemen sıvıştık oradan yurt bahçesinde gizlenmeye başladık. Gece başka bir boş odaya geçip yattık Nadirle.

Okulda dersleri geçirdikten sonra tekrardan yurda geçmiştik. Yurtta gezinirken lise arkadaşıma denk gelmiştim. Uğurla aynı şehire düşmüştük okumak için, Bu kadar zamandır niye hiç göremiştik birbirimizi beni görünce baya şaşırdı. Ağzından dökülen sözler şunlardı, " Kalemsiz ne yabıyon la burda" Ben, "Ne yapılabilir kardeşim okuyoruz işte ne olsun sen hayırdır buradasın 2 yıl etti hiç karşılaşmadık okul bitti bitecek." Uğur, "Hangi fakültedesin" Ben, "iletişim sen" Uğur, "Eğitimdeyim kardo gel yemeğe gidelim" Tamam diyip yemeğe Nadir ve Uğurla birlikte gittik.

Hemen provakasyonlara neden olmayacak bir eylem planı yapmaya başladım. Planım bittikten sonra yurda denetimcilerin geleceği zamanı bekledim. O arada da milletle durumu konuşuyordum, derken o gün geldi. Plana göre elimizde pankartlarla bahçede oturma eylemi yapıp yemek ve diğer sorunları denetimcilere anlatacaktık. Denetimciler gelmeden önce güvenlikçiler yanımıza gelip provakasyon yapacaklardı. Arkadaşları uyardım sonra güvenlikçilerle tartışıp yanımızdan uzaklaştırdık. Denetimciler sonunda gelmişti, bizi görünce hemen müdürü çağırdılar aramızdan 3 kişi seçip bizimle konuşacaklardı diğerlerini odalarına gönderdiler. Ben, Uğur ve Sinirli kafayı gömdüğüm Nadirin ilk oda arkadaşı yanlarına gittik, kağıda sorunların hepsini yazmıştım. Söyledim denetimcilere müdürü uyardılar o konularda bana kurum numaralarını verdiler en ufak sorunda arayabilirsin dediler. Uğur ve Sinirli çocukta sorunları söylediler, denetimciler gittikten sonra Yurt yaşanılabilir bir yere dönüşmüştü. Müdür ve Yemekhaneci bu durumdan hoşnut değildiler çünkü yan gelip yatamıyordular artık

Yemeği yerken değerli ibnaa oda arkadaşım ve ikili tayfası geldi masamıza Uğura bunlar kim diye sordular. Ben tanıştığımızı sanıyordum dedim. Uğur hayırdır ne edeceksiniz diye devam etti, bunlar arkadaşımızın odasında kalıyorlar ondan dediler. Uğur beni göstererek Liseden arkadaşımdır, harbi bir insandır dedi. Uğurla arkadaştılar bunlar oturup meseleyi konuştuk. Çocuğun gerçekten öyle bir sıkıntısı varmış, kimseyle kalamıyormuş Uğur bana dönerek sana ve Nadire güzel bir oda ayarlayacağım dedi. Kabul edip tamam dedik ama şartım vardı en üst kat olması lazımdı. iki gün içinde en üst katta ki boş bir odayı bana ve Nadire ayarladılar. ikimiz tek kalıyorduk Nadirle, sonra bir ayrıntı dikkatimi çekti Nadir KYK süresince hiç kabus görmemişti. Bu duruma sevinmiştim, Bir kaç gün böyle geçip gitti. Yine bir yemekhanede yemek sırasına girmiştik.

Hemen bunu tuttum kendine zarar vermesin diye. Işığı açıp mutfaktan su getirdim Nadire. Suyu içti kendine geldi biraz, bu böyle olmazdı Nadire de diyerekten Kyk'ya başvurumuzu yaptık 1 hafta içinde evi boşaltıp yurda geçtik. Yurtta ilk günümüzdü adamlar çoktan alışmıştı yurda biz ek kayıtlardan gittiğimiz için yabancılığın kralını yaşıyorduk burada oda numaramızı öğrenmek için Memurun yanına gittik. Ben ve Nadiri ayrı odaya atmışlardı, aynı odaya alamaz mısınız diye sordum adam bir kaç gün olmaz öyle bir şey dedi. Geçtik odalara yattık sabah oldu Nadirle kahvaltıya gittik. Oturduğumuz gibi arkadaşlarının gece uyumasına izin vermediklerini söylüyordu. Nadire buradalar mı diye sordum. 3 masa ötesini gösterdi, şunlar dedi. Kahvaltımızı yaptık bunların çıkmasını bekledim, Bunlar yemekhaneden çıktıkları gibi Nadir ile beraber yanlarına gittik.

Yurtta kaldığımız zamanlarda sorunların ardı arkası kesilmezdi. Bunlardan ikisi şunlardı, sular belli belirsiz kesilir, minibüs yurt bahçesine girmediği için 1 km yol yürürdük Aylardan bahardı sıkıntı olmazdı ama bizden sonra gelecek olanların bir sıkıntı yaşamaması için bunların halledilmesi gerekirdi. Su kesintileri için müdürle konuştuk, Uğur sağolsun bu konularda yardımcı olurdu bana müdür ellerinde olmayan bir nedenden dolayı sorunun var olduğunu söyledi, yurt şehrin 10 km dışında Teknik Bilimler MYO'nun bahçesinin sonundaydı. Verilen su şehir şebekesi değildi orada çıkarılan kuyu suyuydu. Öğrenciler çok olduğu için kesintiler normaldi bu sorunun çözülmeyeceğini anladık. Minibüsçüler birliğine randevu aldık, önergemizi hazırlayıp başkana sunduk. Yurdun ve MYO'nun deprem fay hattında olması nedeni ile yıkılacağını söyledi bize. Yıkılana kadar okulun içine sefer yapacaklarını kabul etti. Sırada Mescitte ki halı kalmıştı, gidip kontrol ettim, halıda halolmuştu.

Minibüs ile Okula doğru giderken Nadir ile konuşmaya başladık,

Ben : Ulan sorun üstüne sorun.
Nadir : Bir şey olmaz panpa geçer buda.
Ben : Bahaneye bak amk odada kimse varken yatamazmış dıbına kodumun muallaksi.

Küfürlü konuşunca nadir otobüse bakarak bana cevap verdi.

Nadir : Onu tek bırakacaz merak etme.
Ben : Nasıl olacak o.
Nadir : Aklımda bir plan var anlatırım.

Otobüs yoluna devam ederekten okula gittik.

Bir kaç gün daha böyle mutlu mesut geçmişti şükürler olsun. Kantine dizi izlemek için hep giderdik, Kantinci kıl bir insandı. Her dizi izlediğimizde yok niye çöp atınız yere niye masaları incin bıraktınız diye çemkirir dizi keyfimizin içine ederdi. Dizi sonunda 3 posta reklam izlediğimiz yetmiyormuş gibi birde kantincinin ağız kokusunu çekmeye başlamıştık. Tamam öğrencilerin yaptığı hoş bir şey değildi ama kantincide fazlasıyla bağırıyordu. Dizi günlerinden bir gün yine Kantinci masanın altına dökülmüş bisküvi parçaları buldu başladı çemkirmeye. Ulan siz hayvanmısınız? Niye nimeti yere atıyorsunuz diye bağırıyordu, kimsede ses yok hakaret ettikçe ediyor. Dayanamayıp, Tamam abicim anladıkta niye bu kadar bağırıyorsun dedim. Buda, Yere nimet atıyorlar.
Ben : Tamamda sen hepimize hakaret ediyorsun. Yapan kişinin hayvanlığı.

Buda bana yumruk sallamazmı hoydaa, hepsimi arıza bunların. Kendimi geri çekip elini tuttum, bir kaç öğrenci beni ve bunu tuttu. Kantinciyi uzaklaştırdılar bende olay büyümesin diye çıktım kantinden dışarı çıkıp sigara yaktım. Sigarayı içerken Kantinci yanıma geldi

Müdür her saniye açığımızı yakalamaya çalışıyordu ama yanlış bir hamle yapmayacaktım Müdüre. Sabah kahvaltılarında sıkıntı yoktu zaten bizi fazlasıyla doyuracak kadar yemek alabiliyorduk. Eylemden sonra akşam yemeğini de doyasıya yiyebiliyorduk önemli olanda buydu zaten akşam aç kalmamak, sabah okulda yine bir şeyler atıştırabilirdik ama akşam yurdun kantini 11 de kapanırdı ve açlık oyunları başlardı. Düzelmişti bunlar istediğimiz gibi yaşıyorduk orada Kantin çayı iyi olmadığı için odaya kahve ketleesi (ketıl) getirip çay içiyorduk normalde yasaktı getirmek ama gizliden sokmuştuk içeri çay almıştık sallama bir pakette şeker Nadir ile yerimiz iyiydi ama dikkat etmeliydik. Müdür böyle bir hata yapmamızı bekliyordu zaten.

Onlar gittikten sonra bende yatamadım, aşağı indim sigara yaktım. Nadir uyandıktan hemen sonra tekrardan yatmıştı. Adam durumuna alışmıştı ama ben her uyandırdığımda ayaklarımın bağı çözülüyordu öyle bir bağırış olamazdı. Sigarayı içerken ezan okuyordu. Öyle güzel geliyordu ki ezan sesi dinledim sonrada sigarayı bitirdim. Uzun zamandır namaz kılmamıştım, abdest alıp mescite gittim, namaz kılmaya gelen 4 kişi tek vardı o blokta. Namazı kılarken halıdan ayak kokusu geldiğini fark ettim, yarın müdürün yanına gitmem gerekiyordu bu konu için. Namaz bittikten sonra uklevi bir ferahlık almıştı içimi o huzurla yatmaya gittim.

Diğer mescitlerede baktım, onların halıları da tamamdı. Yurda girdiğimiz günden bu yana sorunların bazılarını halletmiştik kolayca halledilen sorunların öğrencilerin duyarsızlığı nedeniyle halledilememesi sorunu ortadan kalkmıştı sadece yurtta çok sıkılıyorduk Nadirle sınıf arkadaşlarım ısrar ediyordu sürekli gelin Nadirle beraber bizim eve, diye okulunda bitmesine 2 ay kalmıştı. Son zamanlarımızı birlikte geçirecektik ve güzel anılarla ayrılacaktık okuldan. Yurttan ayrıldık Nadirle beraber arkadaşların yanına geçtik. 6 kişilik öğrenci evine yeniden Merhaba demiştik arkadaşlar sürekli eski evimize geldikleri için birbirimize alışıktık. Nadir dışında diğerleri ile aynı sınıftaydık, 2 ay öylece bitmişti beklediğimiz kadar güzel anılar kalmasa da 2 yıllık üniversite ve 2 haftalık yurt serüveni bize pek çok şey öğretmişti.

---SON---

Kantinci yanıma gelip, "kusura bakma kardeş bu öğrenciler o kadar sorumsuz ki hayvan gibi yaşıyorlar her hafta uyarmama rağmen her hafta aynı" Kantinciye de sigara uzattım aldı bi tane banka oturup konuşmaya devam ettik. Sözü bu defa ben aldım, " olabilir abicim ama orada öyle bağırmana gerek yoktu"

Kantinci : Haklısın ama her akşam 1 saatten fazla temizlik yapıyoruz, eve gidene kadar saat 12 oluyor.

Ben : Anlıyorum ama bu yinede bana yumruk atmana değmezdi.

Sigaram bitti odama gittim, Nadir açmış omegle karı arıyor ama denk geldikleri yaşlı amcalar, ilkokullu çocuklar. Buna bakıp gülmeye başladım, dedi gülme kaç tane denk geldim kaçtılar. O gecede Nadir sayesinde gülüp uyumuştum. Gece bir ara bağırma sesi geliyordu, Uyandım Nadir bağırıyor. Oda full öğrenci, hepsi şaşkın şaşkın Nadire bakıyor. Nadiri bağırarak uyandırdım, öğrencilere dönerek ne bakıyorsunuz. Hiç kabus gören birini görmediniz mi? Odalarınıza gidin.

Uyandıktan sonra kahvaltı yapıp müdürün odasına gittim, Mescitte ki halının kirlenip koktuğunu söyledim, Müdür hemen ilgileneceğini söyledi çıkıp okula gittim, Derse girdim derste hoca anlatış biçimi ile herkesin uykusunu getiriyordu Adamında yapabileceği buydu ne yapsın başına 15'ten fazla ders bela etmişti. iyi para getiriyordu ama hocada pert oluyordu, bu sebeple iyi anlatamıyordu konuları ders bitti kantine gidip çay aldım, okulda ki kantinciyi çok severdim oda öğrencileri severdi baya. Abi bir çay alabilir miyim? derdim hep oda, he kurben derdi bu sözleri bir anlık lanet öğrenciliğimi unuttururdu bana, aslen Muşluydu kendisi buralarda ekmek kavgasına düşmüştü. Ben borç ile bir şey almazdım ama borç konusunda öğrencilere yardımı dokunurdu. Çayı aldıktan sonra bahçeye sigara içmeye giderdim, sonrada derse okul biter yurt çilesi başlardı.

Hayır.