https://www.youtube.com/watch?v=ffP-wQstc98

yavaş yavaş geliyordu. ne mi? ayrılığın ayak sesleri. duyuyordum. yurda gittim. o gün mihraptan hiç mesaj gelmedi. ben de atmadım. zaten atsam da cevap vermiyordu. terminalde aldığım sigarayı açtım. yurdun terasında içiyorum. mesaj geldi. mihraptan. bir süre konuşmayacağım seninle. lütfen anlayışlı ol. kendine iyi bak diyordu mesajda. olmasaydı sonumuz böyle diyordum mk. yüreğim kanıyordu. ağlayacaktım. 22 yaşına gelmişim ama hiç sevgilim olmamıştı. çirkin olmamın verdiği bir şeydi bu mk. hangi kıza baksam kafasını gözünü çevirirdi. üzülüyordum. çok üzülüyordum. niye diye yazıp yolladım. cevap gelmiyordu. ben deli oluyordum. arıyordum açmıyordu.

ses verin panpalar. yazmayacağım yoksa. içim yanıyor mk yazarken.

art arda 5-6 kere aradım. anca açtı. niye açmıyorsun dedim. işim vardı duymadım. ne istiyorsun dedi. dünyam başıma yıkıldı mk. ne oldu bir anlatsan dedim. bir şey yok dedi. böyle olmasını istiyorum dedi. neden dedim. öyle dedi. ben sana bir söz verdim ama dedim. hiç bırakmayacaktım seni dedim. susuyordu. onca yaşadığımız şey yalan mıydı dedim. bir şey demiyordu. benim içim paramparça mk. durduramıyordum kendimi. kıza, sen benimle oyun mu oynadın yoksa? sevmeye çalıştın baktın bu çocuk saf gerçekten beni seviyor iş uzamadan bırakayım şunu bu dedin. gönül mü eğlendirdin dedim. ne olur ender sus dedi.. sen beni hiç sevmemişsin dedi. bilmiyorum. hiçbir şey bilmiyorum dedi.

kapattı. 1 hafta geçti tanışmamızın üstünden. toplam 2 hafta etmişti. arada watsaba giriyordu. o günden sonra hiç ne sms ne de watsap hiçbir yerden mesaj gelmiyordu. durmadan watsabı açıp onun fotoğrafına bakardım. vay mk derdim. niye o kadar uğraştırdın sevmiyordun madem diye iç geçirdim. sigara içiyordum.. bir umut mk. bekliyor insan işte. belki mesaj atar diye o watsapda online olduğu zaman o çıkana kadar çıkmıyordum. bazen ben yazayım diyordum. ne yapıyosun sorusu bile cevapsız kalıyordu. kalbim yavaş yavaş ölüyordu.

2. haftayı da geride bıraktım. ne mesaj ne watsap ne arama hiçbir şey yoktu. sanki hiç olmamış gibi. ağır yara almıştım. düşünsenize binler size bir kız sarılıyor, elinizi bir an olsun bırakmıyor ve sizden bir şeyler bekliyor ama size sevdiğini söylemiyor. siz ne yapardınız? ne acı bir durum. kız kız kız. alın lan işte kızlar size. ne oldu mk? kız diye ölüyordum ne oldu? onca şey, yemekler, içecekler, sinemalar, eğlenmeler, anılar... nerede hepsi? kim hatırlar mk? benden başka kim hatırlar bunları? ayrılmadan önce kız bana sübliminal mesaj veriyormuş bunu da daha yeni anladım. kız bana ayrılanlardan bir taraf her zaman her şeyi unutur diyordu. o taraf ben değildim mk. dayanamıyordum mk. aradım bunu. yine açmadı. 5-6 kere aradım. açmadı. sonra amann dediğim an telefon çaldı. duymadım dedi. lan neyse dedim mk. anlat ne derdin varsa dedim. bi derdim yok sen aradın beni dedi.

lan seviyorum mk. sesini duyunca dayanamıyorum mk. dayanamıyorum. ne yaparsa yapsın sıfırdan başlarım diyorum.. şu kalp yok mu mk. mantık dinlemiyor. kıza telefonda ben seni sevdim lan. kimsenin sevmediği kadar sevdim. köpekler gibi hem de dedim. onca yaşadığımız şeyi nasıl silersin. bir düşün. bana çektirdiğin acıyı düşün. hiç aklına gelmiyor muyum? bu çocuğa çok haksızlık ettim diye demiyor musun? desene, konuşsana. allahını seversen ne olur beni sevdiğini söyle. allah için. ben sadece seni sevdim. hiç sevgilim olmadı. ilk ve tek sensin dedim. yapma ne olur dedim. bildiğin tülay aşkım seni çok seviyom diyen adam yok mu mk. flash tvde çıkan. ona bağladım. bir ağlamadığım kaldı.

bu ne mk kocas sözlükte 2 kişi mi hikayemi okuyor. siz de üzdünüz mk.

https://www.youtube.com/watch?v=52gkkqiG79U

tamam dedi. belki tekrar deneyebiliriz. şimdi abla çağırıyor gitmem gerek dedi kapattı. içimi bir umut kapladı. bir ferahlık geldi mk. ama bu da kısa sürdü. sigara içmedin değil mi hiç dedi. ben de sadece bir tane içtim dedim. yine başladı mk. sen nasıl adamsın, bana söz vermiştin böyle mi sözünü tutuyorsun. sana güvenilmez. buraya kadar bitti dedi. yapma etme diyorum anlamıyor dinlemiyordu. ne yapsam olmuyordu mk. koca bir sevdam vardı. her şeyden büyük bir sevdam. ama kimse onun büyük olduğuna inanmıyordu. yemeden, içmeden kesilmiştim. öyle sigara içiyordum. sabah, akşam demeden. ne dersler ne arkadaşlar ne dünya gibimdeydi. derslerin bitmesini iple çeker hızlı adımlarla dışarı çıkar sigara içerdim. zippo çakmağım vardı. çakmağın sesi ilgisini çekmiş olacak ki bana bakıp o gerçek mi dedi. dalmışım mı ne diyorsa duymuyordum. cevap vermedim. kız, hey sana diyorum. zippon orijinal mi dedi. sigaramdan bir fırt çekip ona doğru üfleyerek. ne yapacaksın dedim.

https://www.youtube.com/watch?v=eCnE5XllrV8

dostum benim de zippom var ama kapağı kapatınca şu klik sesi gelmiyor. neden sence dedim. benim zippoyu açıp bak şu içindeki uzun metal var ya onu biraz geriye çek ileriye kaydıysa ses az gelir dedim. ben kırarım dostum onu dedi. kırılmaz desem de dinlemedi. ben sana yarın getirsem de sen yapsan olmaz mı dedi. hayır dedim. niye dedi. ölür müsün alt tarafı küçük bir şey yapacaksın dedi. iyi iyi dedim. kız, yarın saat 12 de burada ol dedi. tamam dedim. sigaramı bitirip yukarı çıktım. ertesi gün oldu. kızı beklerken oturup sigara yaktım.

kız geldi yanıma. zippoyu çıkardı verdi. açtım zipponun içini oradaki küçük metali biraz geriye doğru çektim kapadım. kapattım. tekrar açtım o klik sesi geldi. sağ ol deyip gitti. ardından mehtap geldi. mihrabla konuştum dedi. bana trip attı. sudan bir sebepten dolayı bana küstü dedi. neden dedim. ben onu hiç aramıyormuşum, hep o halini hatırımı soruyormuş ben sormuyormuşum. açıklama yapmaya çalıştım bırak ya dedi. seni de anladım dedi. konuşmadı bir daha dedi. ne oldu sen biliyor musun dedi. bilmiyorum dedim. son derse de girip yurda geçtim. vizeler yaklaşıyordu.. ders çalışmak için etüd odasına geçtim. kimse yok mk. tek başımayım. arada watsaba bakıyorum. mihrabın profiline bakıp çıkıyorum. derken mesaj geldi mk. baktım mihraptan gelen mesaj da. cevap yazmak istemedim. ne yapıyosun dedi. hiç dedim. seni sormalı dedim. o da aynı dedi. numaramı siler misin. artık seni istemiyorum dedi. arkadaş olarak kalalım bari dedim. yok dedi. numaramı sil ben seni siliyorum dedi. niye böyle oldu ne yaptım sana dedim. açıklama yapmadı. bir şey yazmadı. silmezsen engelleyeceğim. numaramı da değiştireceğim dedi. eyvallah dedim. sildim numarasını. dışarıya çıktım. art ardına sigara içtim. midem bulandı. gözlerim doldu. ağlayacaktım zor tuttum kendimi. ender. ender dedim. bir haltı becerememiş ender. taktan bir üniversiteyi 3. yılında kazanabilmiş ender. hayatında ilk defa kız eli tutup sevinen ender. yalanlara aldanan ender. her şeyi bildiği halde aşkı uğruna acılara göğüs geren ender. tek suçu sevmek olan, hayatında ilk defa birinin onu sevdiğini düşünen ender.ne yapsın lan o çocuk şimdi? bir parça sevgiyle oyuncak köpeklere dönen adamın suçu ne mk? neydi mk?

https://www.youtube.com/watch?v=AZUHk1Vv-qM

biz sadri abi gibi sevdik be mk. çok sevdik. sadri abi kadar olmasa da biz de sevdik. benim sevdam da büyüktü be. çok sevmiştim onu.. beni ilk kez birinin sevdiğini sanmıştım be. neydi peki bunca yaşananlar? sevmiyorsa neden bu kadar uğraştım? en başta neden demedi, istemiyorum seni diye. git diye. neden demedi? evet binler ben biliyorum nedenini. çirkinliğim yüzünden. biraz daha vakit geçirmek istedi. hemen ayrılırsa çok üzüleceğimi biliyordu. biliyordu tabii mk. bir an kendimi onun yanında yakışıklı hissetmiştim. yok mk yok. çirkinsin işte. niye anlamıyordum mk niye. en başta bıraksam olmuyor muydu? soktuğumun terminalinde mehtabı bekleyeceğime binip servise evime gelsem ne olurdu lan. bir kere lan. sadece bir kere biri bana seni seviyorum dese vermeyecek miydim bütün hayatımı? etrafıma bakıyordum mk. herkesin sevgilisi vardı. okula bir gidiyordum her yer çift dolu. bir de kendime bakıyordum. neler kazandığıma. neler kaybettiğime. oturup merdivenin köşesine tek başına sigara içmek miydi benim kaderim? söyleyin mk. neden? böyle olmasını ben mi istedim? arkadaşlarım. hep benimle dalga geçerdi çocukluğumdan beri. çirkinsin işte mk. kabul edemedim mk. edemedim. ah şu aşk denilen kavram. adamın dıbına koyuyordu.

https://www.youtube.com/watch?v=_Td-uYMnhoU

numarası yoktu artık. hep watsabı açıp kişilerden onu bulmaya çalışıyordum ama o yoktu artık. alışmışım mk. sadece profilline girip ona bakmak bile huzur veriyordu. eski günlerimi anıyordum. onca şey. o kadar çoktu ki... o 2 hafta boyunca sanki 2 yıldır birbirimizi seviyormuş bini hissetmiştim. insanoğlu ne garip. her şeye sahipken bir anda sıfıra düşebiliyor. evet lan belki de çok şey istedim. etrafımda onca bin kızların canını yakıp, onlara acı çektirip kendine bağlatıyordu. belki ben böyle olmadığım için sevilmiyordum. deveyi diken insanı giben yaraşır lafı bu muydu lan? düşünün mk. ne zarar verdim ki o kıza? ben sadece sevmek istedim mk. sevmek. ne zor bir kelime...

burada mısınız lan ses verin mk

bunun hatıraları vardı ben de mk. özenle sakladım. yurttaki dolabımda dururdu. her gün açıp onlara bakıyordum mk. gözlerim doluyordu. nasıl sevmişim diyordum kendi kendime. ender diyorum, bıraksana en başta. kız seni sevdiğini söylemiyordu mk. daha ne uzatıyorsun. bırak işte tamam de gitsin. en başta kes at. ama yok mk yok. ender mal biraz. dedim ya deve diken ilişkisi diye. bana öylesi yaraşır. tabii ender kim ki sevilsin. günlerim okul-yurt evreninde geçmeye başladı. tabii ben ne ders dinliyorum ne ders çalışıyorum. öyle sigara içiyorum aq. memlekete de gitmiyorum. hatıralarım canlanmasın diye gitmiyordum.
gel zaman git zaman 2 ay geçti. ben memlekete gittim. bunun hatıraları hala bende. bir küçük poşet karanfil, üstünde adımız yazan çay kaşığı ve mihrabın en değerli bilekliği. annesinin ameliyatta ona aldığı bilekliği. sonradan onun da ne kadar gereksiz olduğunu öğrenecektim.

https://www.youtube.com/watch?v=kJU0VG6S_zM

günler günleri kovalarken benim aklımda varsa yoksa mihrap. mihrap ne yapar, mihrap ne yer, mihrap kimle çıkar, mihrap kimin elini tutar, mihrap kimlerle öpüşür, mihrap kimlerin arabasına biner, mihrap kimlerin gözüne bakıp belki gerçek belki yalan kaç tane daha yalan söyler, mihrap kimlerle ev-yuva-çocuk hayalini kurar. mihrap kimlerle aynı yatağı paylaşır. mihrap enderi hiç mi sevmedi, mihrap neden hep sevilen kişi olur da ender hep sevilmeyen kişi olur, ender allahın belası sevilmeyen bir yaratık mı... günlerimiz benle beni kavga ettirmekle geçiyordu...

şu hatıralar. durmadan her okuldan yurda dönüşümde açıp onlara bakıyordum. bileklikte mihrabın parfüm kokusu vardı. içime çekerdim bir daha vermeme pahasına. tek içime çektiğim onun kokusu olsaydı keşke. atmosferi oksijen yerine mihrabın kokusuyla doldurmayı istiyordum. onun kokusunu, onu istiyordum. hiç kimseyi bu kadar istemedim ki mk. bir arkadaş yanıma geldi lan sen zaten çirkindin mk. hep çirkin kalacaksın. sana bakar mıydı o kız? hukuk okuyor, sınıfında teklif eden var, sana mı kaldı lan o? kendine gel lan artık. bak etrafına kaldır da kafanı. sen bu işe başlarken yalnız değil miydin lan? ne değişti ha? bir şey değişmedi sen sadece kendini kandırıyorsun olan oldu dedi. bir sigara yaktım. zor duruyordum ağlamamak için. ender çirkin ya bu onun tek suçuydu.

https://www.youtube.com/watch?v=GjJlWEDj0a8

memlekete gidecektim. yanımda da yârimin hatıraları var. yârim derdim mk. yârim... gidip memlekete hatıralarını verecektim. ama onunla yüzleşecek cesaretim yoktu. onu bir daha görürsem yine aynı şeyleri yaşarım diye korkuyordum. hafif hafif eski yalnızlığıma alışıyordum. sabahları bir günaydın mesajı gelmiyordu belki ama yatarken ben hep ona iyi geceler diyordum. onsuz geçen günler ekgibti mk. ekgib. tıpkı hayatım gibi. bileti aldım. otobüse bindim. kayseri terminalinde indim. her şeyin başladığı yere gittim. gökhanın beni araması, annesinin kanser olduğunu söylemesi, mihrabın üzüldüm dediği yere gittim. tam burada dedim mk. tam burada başladı her şey. sanki dünya bu noktada dönmeye başlamıştı.

zayıflamıştım mk. zaten zayıftım iyice zayıfladım. eve gittim annem, oğlum ne oldu yüzün kararmış dedi. elim yüzüm dertten kararıyordu mk. yüzüm de asık. o günden sonra bir kere olsun gülmedim. gittim biraz laptopta takılıp yattım. ertesi sabah erkenden kalktım. s3 mininin kutusu vardı onu aldım. biraz da şu ahşap kapıların su geçirmemesi için yapılan ahşap renkli bantlardan vardı. onları da aldım. uhu, makas her şeyi aldım. arabaya atladım. parka gittim. parkta kocaman mk. inönü parkı. oturdum bir masaya. telefon kabını açtım. içine hatıralarını koydum sığıyor mu diye test de ettim. tam oturuyordu. yarım yamalak bir işçilikle (el işim pek iyi değildir mk) ama çok da kötü olmayan bir işçilikle kutuyu kamufle ettim. hediye paketi tarzında süsledim. vermesem mi lan acaba dedim. içimden verme mk. kalsın sen de diyordu.

https://www.youtube.com/watch?v=owdaJcCRayM

arabaya atladım. gökhanı aradım. nerdesin felan derken çarşıda buluştuk. biraz dolandık, gezdik, dertlendik. ben kısa parlement aldım. almaz olaydım mk. 2014 bandrollüsü berbat olmuştu. filtreyi değiştirmişler tek çizgi yapmışlardı. yıllardır içtiğim sigaradan sadece acı ama çok acı tütün tadı geliyordu. o gün içemedim mk o sigarayı. 2014 yılında hep aqua içtim. night blue tadını bozmuştu. bir sigaram vardı o da gitti dedim mk. neyse yemek yedik. tavla oynadık derken saat 6 oldu. bilerek 6 yı bekledim. çünkü yurdu saat 7 de kapanıyordu.

yurdun önüne geldik arabadan indim. birer sigara yaktık. hala kararsızım mk. kutu elimde. gökhana bakıyorum. verecek misin diyor? bilmiyorum diyorum. kutuda sanki inciler, altınlar, kolyeler, değerli her şey var mk. ondan bana kalan sın şey mk. hele o bileklik. parfüm kokusu. onun kokusuydu mk bu. açtım kutuyu. içine baktım. kolyesine, o karanfile, kaşığa... her şey tekrar gözümün önüne geldi. sigaramdan çok uzun bir nefes çektim. yurduna baktım. kaçıncı katta, hangi tarafta oturuyor bilmiyordum. beni bir kere görmesi için nelerimi vermezdim mk.