burada mısınız lan ses verin mk

devam boyle kesilmez devam reis

bir telefon geldi. o günde yurdun terasında tek başıma sigara içiyorum. açtım telefonu. ben hep karşı tarafın alo demesini beklerdim mk. niyeyse o gün ilk ben alo dedim. alo, ben mihrap dedi. elimdeki sigarayı düşürdüm mk. o ses. onun sesi. lan ben bu sese aşıktım mk. bu aradığım şeydi. simyacıların aradığı formül, madencilerin aradığı elmas neyse benim için de bu ses değerliydi mk. lan elim ayağıım boşaldı. nasılsın dedim. iyiym sen dedi. iyiyim dedim. iyi olmaya çalışıyorum yani dedim.

https://www.youtube.com/watch?v=bKl_F4NEck4

dedesi hastanedeydi. beni yurda bırak oradan hastaneye geçeceğim dedi. yurda geldik. kapının önüne kadar geldim. elimi tuttu ve, her şey için sağ ol. sen iyi birisin bak ben seni hat etmiyorum. hem daha gençsin önüne daha kimler çıkar dedi. ne olur bir şey deme dedi. arkasını dönüp gitti. hani verdiğim söz ne olacaktı diyemedim. bir söz vermiştim. seni asla bırakmayacağım demiştim. laf ağzıma tıkandı. içim yanıyordu. eve gittim. ertesi sabah biletimi alıp niğde denilen tak yuvasına geri döndüm.

kafaya sonradan denk geliyo bu amk şeylri ama varya siz böyle anlatıyonuz ya okuyanlara iyi ders olsun amk devam abi

şey dedi. ben seni şu yolladığın şeyler için aradım dedi. eline geçti demek dedim. evet ama pek hoş olmadı dedi. niye dedim. burası cemaat yurdu. bir erkeğin gelip görevliye benim adıma paket vermesi hoş bir şey değil dedi. içinden ne çıktı ki dedim. ne yolladım ki sana dedim. bir kaşık, bir bileklik, biraz da karanfil dedim. bana verdiğin hatıraları sana geri iade ettim hepsi bu dedim. o bileklik senin için önemliydi. senin olanı sana geri verdim. neden büyütüyorsun dedim. sustu bir şey demedi. başkası olsa çöpe atardı ama ben sakladım. o benim yârimin dedim sakladım. annesi verdi ona ben nasıl bir köşeye atayım o hediyeyi dedim.

biz sadri abi gibi sevdik be mk. çok sevdik. sadri abi kadar olmasa da biz de sevdik. benim sevdam da büyüktü be. çok sevmiştim onu.. beni ilk kez birinin sevdiğini sanmıştım be. neydi peki bunca yaşananlar? sevmiyorsa neden bu kadar uğraştım? en başta neden demedi, istemiyorum seni diye. git diye. neden demedi? evet binler ben biliyorum nedenini. çirkinliğim yüzünden. biraz daha vakit geçirmek istedi. hemen ayrılırsa çok üzüleceğimi biliyordu. biliyordu tabii mk. bir an kendimi onun yanında yakışıklı hissetmiştim. yok mk yok. çirkinsin işte. niye anlamıyordum mk niye. en başta bıraksam olmuyor muydu? soktuğumun terminalinde mehtabı bekleyeceğime binip servise evime gelsem ne olurdu lan. bir kere lan. sadece bir kere biri bana seni seviyorum dese vermeyecek miydim bütün hayatımı? etrafıma bakıyordum mk. herkesin sevgilisi vardı. okula bir gidiyordum her yer çift dolu. bir de kendime bakıyordum. neler kazandığıma. neler kaybettiğime. oturup merdivenin köşesine tek başına sigara içmek miydi benim kaderim? söyleyin mk. neden? böyle olmasını ben mi istedim? arkadaşlarım. hep benimle dalga geçerdi çocukluğumdan beri. çirkinsin işte mk. kabul edemedim mk. edemedim. ah şu aşk denilen kavram. adamın dıbına koyuyordu.

ben seni çok sevdim lan dedim. hem de o kadar sevdim ki dedim, baksana senin için yaptıklarıma dedim. hep uğraştım senin için dedim. şu dünyada ilk defa sevildiğimi sanmıştım ama sen de oyun oynadın benimle dedim. sen dedim sen. sen hiç mi sevmedin beni bir kere olsun doğruyu söyle ne olur hiç mi sevmedin dedim. sevmedim dedi. sevdim ama arkadaş olarak sevdim dedi. ondan ilerisi hiçbir zaman olmadı dedi. peki onca yaşanan şeyler dedim. sustu. susması beni deli ediyordu mk. ne diyeyim ki sana dedim. ne dememi istersin ya da dedim. beni arayıp ne istememi istersin dedim.

ulan herşey geçicek hep böyle olmıyacak kardeşim acın dinmesede azalıcak inan buna yolun açık olsun

https://www.youtube.com/watch?v=2QRTRE-vTmU

işte burada başlıyordu adını koyamadığım kavram. ona göre bunlar aşk değildi, sevgi değildi. başka bir şeydi. sadece adını bulamıyordu. bense her kavramı uyduruyordum ona. seviyordum mk. yanımda olsun yeter diyordum. üşüdüm dedi. ben de centilmenim ya mk çıkarttım üstümdekileri hemen sırtına attım. sen dedi. üşürsün ama dedi. yok kazağım var dedim. sonra ellerimi tuttu. beyler o gün sanki arşa çıktım mk. öyle bir mutluluktu lan. ilk defa elime bir kız eli dokunuyordu mk. elleri buz gibiydi. ellerimi ısıtsana dedi. mk bak ya aklıma geldikçe üzülüyorum. of ulan offf.

sigaramı, yârimi, sevgimi, sevincimi, yaşama umudumu her şeyimi almıştı bu hayat. ne kadar yalnız kalırsam o kadar sevilmek istiyordum ama enderi kimse sevmiyordu. bir allahın kulu da gelip seni seviyorum lan ben dememişti. ender diğer çocuklar gibi değildi. ender... peçeteye adını yazacak kadar cesareti olmayan biriydi ender. ender asosyal takılan, mihrabını başkalarına kaptıran biriydi. beynim kendini kemirirken aradan 2 hafta geçti.

devam et beni depresyona sokup sokup cıkartıyosun amk seni devam

bu ne mk kocas sözlükte 2 kişi mi hikayemi okuyor. siz de üzdünüz mk.

https://www.youtube.com/watch?v=vmTepbE-NDE

lan anlamıyordum mk. ayrılmak istiyordu seziyordum ama söylemiyordu. yanımdayken babası aradı. hayatta en çok sevdiği adam aradı mk. açmadı telefonu. iki kere aradı yine açmadı. niye açmadın dedim. boşver dedi. seni sevmesem babama böyle yapmazdım diyordu. sonra da yine aynı şeylere başlıyordu. bak, senin daha 2 yılın var ben daha yeni başladım. sen beni 4 yıl bekler misin dedi. (beklemezsin anlamında diyordu). beklerim dedim. mehtap bana senin hakkında evliliği düşünmediğini söyledi dedi. o seninle tanışmak istemeden önceydi dedim. kız bahane bulamıyordu mk ayrılmak için. ne yapayım mk. daha ne yapsaydın bu kız için. sigarayı bıraktım. bir dediğini iki etmedim. aha allah şahit onu hiç üzmedim mk.

şu hatıralar. durmadan her okuldan yurda dönüşümde açıp onlara bakıyordum. bileklikte mihrabın parfüm kokusu vardı. içime çekerdim bir daha vermeme pahasına. tek içime çektiğim onun kokusu olsaydı keşke. atmosferi oksijen yerine mihrabın kokusuyla doldurmayı istiyordum. onun kokusunu, onu istiyordum. hiç kimseyi bu kadar istemedim ki mk. bir arkadaş yanıma geldi lan sen zaten çirkindin mk. hep çirkin kalacaksın. sana bakar mıydı o kız? hukuk okuyor, sınıfında teklif eden var, sana mı kaldı lan o? kendine gel lan artık. bak etrafına kaldır da kafanı. sen bu işe başlarken yalnız değil miydin lan? ne değişti ha? bir şey değişmedi sen sadece kendini kandırıyorsun olan oldu dedi. bir sigara yaktım. zor duruyordum ağlamamak için. ender çirkin ya bu onun tek suçuydu.

https://www.youtube.com/watch?v=UnWMKorVAH4

kalmadım mk. iyi dedim. ama içime de öküz oturdu. kalktım hesabı ödedim. parkta dolanıyoruz. anlatmaya başladı. babam dedi sedef hastası dedi. bende de olmasından korktukları için her ay bir çok teste giriyorum dedi. babam 21 yaşında gözlerini kaybetti sedef hastalığı yüzünden dedi. üzüldüm mk. sen de öyle olursan dayanamam ben dedim. demez olaydım mk. kız ağlamaya başladı. hay çenemi gibeyim mk. neyse zar zor susturdum. seni seviyorum dedim. tepki yoktu mk. daha ne yapayım lan daha ne yapayım mk. düşünün lan o kadar şey yaşıyorsunuz o size diyemiyor mk. sevdiğim diyemiyor. neyse mk bir şeyler anlatmaya devam ediyordu. bak ender dedi. ben bu yaşıma kadar dışlandım hep. yalnız büyüdüm. kimsem yoktu dedi. tek başıma hastane köşelerinde büyüdüm dedi. o yüzden ben yalnızlığa alışığım diyordu. sen iyi birisin. beni hak etmiyorsun diyordu.

https://www.youtube.com/watch?v=yiIpmkvzlHM

bak dedi. canını her şeye sıkma dedi. yanında her zaman ben olmayabilirim dedi. aldırmıyordum mk. tamam sus artık dedim. boşver dedim. saat geç oluyordu. metrobüse bindik. ben evime yakın yerde indim. o devam etti. eve gidince mesaj attın vardın mı diye. geldim dedi. sonra bir daha mesaj gelmedi mk: yattı galiba dedim ve ben de gittim pc ye dertli dertli şarkılar dinliyorum. derken o günde bitti. ertesi gün bunu arabayla aldım. önce bir yemek yedik. sonra beştepelere zütürdüm. ormandan bozma bir parktı. bana küçükken okul gezisinde buraya geldiğini ve burayı hatırladığını söyledi. ekim ayı olduğu için boştu mk. çay bahçesi vardı. iki çay içtik. derslerinde ne kadar başarılı olduğunu anlatıyordu. benim aksime azimli çalışkan bir kızdı. sonra anlatmaya başladı. biliyor musun dedi. sana söylemeyecektim ama bir çocuk bana teklif etti dedi. peçeteye numarasını yazmış ve tanışmak istediğini söyledi. yakışıklı mıydı çocuk dedim. bilmiyorum ki 150 kişilik sınıf tanımıyorum oğlanı dedim. sen ne yaptın dedim. çöpe attım peçeteyi dedi. üzüldüm mk. sigara aradım. ceplerimde sigara arıyordum. yok mk yok. bıraktığımı unutmuşum. elim ayağım titriyor. kalkıp gitmek geliyor içimden. sen kimsin ulan diyorum. çirkinsin, allahın malı niye uzatıyorsun. işte kız seni sevmiyor. sevseydi ona her seni seviyorum dediğinde karşılık vermediğini sana seni sevdiğini söyleyemediğini, ve ne olur bunları konuşmalayım demesini. ne mk ne sanıyordun. aptalım mk. şu kalp yok mu. dıbına koyduğumun kalbi yok mu mk. adamı deli ediyor.

https://www.youtube.com/watch?v=ceANHUjT1wQ

oradan harikalar diyarına geçtik. el ele dönme dolaba bindik. korktum mk. o zaman anladım yükseklik korkum olduğunu. yere indiğimizde elim ayağım titriyordu mk. insan dönme dolaptan korkar mı lan? mk ben korkmuştum. gel dedim çektim elinden kızı. küçük bir rafting alanı vardı.. tekne gibi bir şeye biniyorsunuz. binmeden önce yağmurluk giyiyorsunuz. o küçük tekne yukarı doğru yapay dağın arasına giriyor ve yukarı çıkınca sola dönüp tekrar aşağıya hızlıca iniyordu. binelim dedik. hayatımda o kadar eğlenmedim mk. inanın bana sevdiğiniz biriyle o anı yaşamak gerçekten manyak bir şey lan. hele kayserideyseniz gidin binin mk. çok zevkli. inanın bana paranızın hakkını veriyor mk. 2 tur ama gerçekten eğleniyorsunuz. neysse indik kızın üstü ıslandı biraz mk. hasta olacaksın şimdi dedim. iyiyim ben dedi. tren vardı sırada. bineceğimiz sırada buna da haftaya binelim dedi. içeriye kartla giriliyordu. kartı ona verip, o zaman kart sende kalsın dedim. tamam dedi. metrobüse bindik. çarşıya gittik. medreseye geldik ben çayları aldım. o da bir köşeye oturdu. sana benim için çok önemli bir şey vereceğim dedi. bunu asla ama asla kaybetme dedi. tamam dedim. cebinden renkli boncukları olan bir bileklik çıkarttı. bunu almanı istiyorum. ben ameliyattayken annem bunu bana almış. renklerin her biri farklı bir umudu temsil ediyor dedi. benim için çok önemli dedi. tamam dedim. çay kaşıklarının üstüne de ismimizi yazdı. .çay kaşığı da bildiğin dandik tahtamsı şu doktorların ağzınıza bakmakta kullandığı maket tarzı küçük ince kaşık mk. bunu da sakla dedi. onu da aldım. ben niğdeye gitmeden önce bana dişimin ağrısı için bir paket küçük karanfil vermişti. onu bile sakladım mk.

https://www.youtube.com/watch?v=GjJlWEDj0a8

memlekete gidecektim. yanımda da yârimin hatıraları var. yârim derdim mk. yârim... gidip memlekete hatıralarını verecektim. ama onunla yüzleşecek cesaretim yoktu. onu bir daha görürsem yine aynı şeyleri yaşarım diye korkuyordum. hafif hafif eski yalnızlığıma alışıyordum. sabahları bir günaydın mesajı gelmiyordu belki ama yatarken ben hep ona iyi geceler diyordum. onsuz geçen günler ekgibti mk. ekgib. tıpkı hayatım gibi. bileti aldım. otobüse bindim. kayseri terminalinde indim. her şeyin başladığı yere gittim. gökhanın beni araması, annesinin kanser olduğunu söylemesi, mihrabın üzüldüm dediği yere gittim. tam burada dedim mk. tam burada başladı her şey. sanki dünya bu noktada dönmeye başlamıştı.

https://www.youtube.com/watch?v=pHnCT1_neqw

biraz yürüdük. geç oluyordu. arabayla yurda bıraktım. yarın dedi. yarın görüşürüz. tamam dedim. sen iste her zaman, nerede, nasıl istersen görüşürüm dedim. hatta iste görüşmeyeyim dedim. biraz şaşırdı. peki dedi. gitti. arabaya atladım. eve gittim. gidip yattım mk. sabah oldu. mesaj geldi. arabayla gelme diye. niye dedim. arabasız gezelim dedi. tamam dedim. gittim kızı çarşıdan aldım. metrobüse bindik. uzun zamandır metrobüse binmemiştim dedim. niye dedi. her yere arabayla gittim dedim. hmm dedi. sustuk bir süre. mazakaland denilen harikalar diyarı ve hayvanat bahçesine geldik. önce hayvanat bahçesine gittik.. kurt, kaplan, aslan, puma, zürafa ne varsas gösterdim mk. çok sevdi buraları. elimi tuttu. bırakmıyordu elimi. bir şeyler istediğim gibi gidiyordu. bir kamelyaya oturduk. kollarımın altında aldım. beni hiç bırakma diyordu. tamam diyordum. hep senin yanındayım ben diyordum.