2 gün önce evde minderimin üstüne oturmuş

up up up

kaldırıyorum ayağına zütüne başına elleseydin eve gidince malzeme çıkmış olurdu. hemen bi duş panpa

what can i do sometimes for something
hayalkırıklığı.avi
güzeldi.

burnumdan nefes vererek gülümsedim

tülben ergen'in çeyiz sandığına benzeyen zütünü

nedensizce tebessüm ettim

pazar surprise'ında tülben ergen'in çeyiz sandığına benzeyen zütünü ve koca basenlerindeki selülitlerini izliyordum ki dışarıdan gelen ani bi fren sesi ve sonrasındaki yüksek çarpma sesine irkildim. camdan baktığımda pembe mobiletli bir kıza bir araba çarpmıştı (aslında pekte bi tak yoktu, kızın motora dokundurmuş araç kaldırıma çıkmış). ee tabi bunu gören ben evde dururmuyum? eski türk filminden fırlamışçasına aşağıya indim. hani kıza yardım eder olurda sonrasında da yeni bir aşk doğar die yani koyun can derdinde kasap et derdinde misali. neyse yanına gittim "-bişeyin varmı, su getireyim mi ?" die sordum. hoooop cevap geldi "- off tamam beee bişeyim yooğğk ala alaaaa :s ss" şeklinde bi anırmadan sonra züt gibi eve döndüm ve içimdeki fatih terim'i çıkartarak haykırdım "-what can i do sometimes? -we want to see in the tabela. - fugg yuuuuuuuu" . Velası kelam tv dede ne züt kalmış nede bi memecan reklamlar çoktan girmişti "- aaşşşşşşggğgğğğğggğğğğğğğğııııımmmmmmmmmm - aşkını uzat uzata bildiğin kadar" hani nerde benim kaymaklı dondurmam..

sevgi ve ışıkla kalın.