/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +2 -1
    New Yorkun züt donduran soğuğunda hiç üşümüyor olmamın sebebi saatler önce evimin cayır cayır yanmış olmasıydı ve polisler tarafından sorgulanırken buna rağmen üstüme bir polis ceketi atılmış ancak bunların kibarlığını bile reddetmek analarına sövmekten beter olduğundan bir şey diyemiyordum genç olan polis bana baktı ve "nerdeyse tamam sadece abinin tanıdığın kadarıyla çevresinden de bahset biraz sonra seni bırakalım yoruldun" ben yaşlı gözlerle saatlerdir yaptığım gibi masaya bakmaya devam ettim "sigaranız var mı saatlerdir kafam yerinde değil lütfen anlayış gösterin" yaşlı olan polis cebinden bi paket sigara çıkarıp önüme attı ben bir tane alınca da sigaramı yaktı. "çok fazla arkadaşı yoktu ama okulu bırakırken onla takılan bi adam vardı adını bilmiyorum ama ona panter diyorlar" dedim bunu not aldı ve bıraktılar polis binasının önünde cebimden sigaramı çıkarıp yaktım yürürken cüzdanımda abim ve babamla muhtemelen çekildiğimiz son fotoğraf vardı yaklaşık 4 yıl önceden kalma uzaklaşınca çakmağımla fotoğrafı aleve verip yere bıraktım ve beni belki duyarlar diye sesli söyledim, gülümsüyordum
    "cehennemde görüşürüz sevgili ailem"

    ilgi gelirse devam ederim beyler
    ···
  2. 2.
    +1
    Fotoğraf tamamen yandığında üstüne basarak yoluma devam ettim bir kaç adım sonra da sigaramı yere attım ve su birikintisinde çıkardığı ses adeta içimin sesiydi ankesörlü bir telefon buldum ve ezberimdeki o numarayı çevirdim aptal bir telesekreter sesinden sonra ona şu mesajı bıraktım

    "selam Silvia sana geliyorum lütfen beni kabul et."

    6 saat önce bir cinayet işlemiş üstüne üstlük kendi evimi kundaklamıştım ve polis merkezinden adeta dalga geçerek çıkmıştım üstelik cinayeti torbacılık yapan ölü abimin üzerine yıkmıştım aynı zamanda da abimin bu işlere girmesindeki kilit adam hatta dolaylı yoldan beni de bu yola sokan adamı ihbar etmiştim

    Kabul. Büyük oynuyordum.

    Genç polisin benden kuşkulandığını anlamak için insan sarrafı olmaya gerek yoktu muhtemelen beni takip ettirecek belki de kendisi edecek ve yapacağı sükseyi düşünüyor olacaktı.

    Takip edilmediğimden emin olmalıydım bu yüzden bir restorana girdim New Yorkun en varoş yerlerinde büyüdüm ve burada neyin ne olduğunu o aptal apartman dairelerindeki polislerden çok daha iyi biliyordum hele ki koleji yeni bitirmiş bir dallamadan. Hesabı masaya bıraktım ve tuvalete doğru gittim bu varoş mekandaki tuvaletin arkasındaki camdan arka sokağa geçebilecek ve yalnızca 500 metre yürüdükten sonra Silvianın evine varabilecektim.

    Öyle de yaptım ancak 500 metre yürümem gereken istikamette yürümedim bunun yerine kanalizasyon içinde boğulan nehre doğru yürümeye başladım polisleri asla hafife almamam gerekiyordu çünkü o bin kurusu her kimse hareketlerimi iyi izliyordu nehrin Kenarına vardığımda nehir boyunca yürümeye devam ettim o efsane taş bloğu bulmuştum. Liseye başladığımdan beri yediğim her dayaktan sonra gelip küfürler saydırdığım reddedildiğimde ağladığım beyzbol takımından çıkarıldığımda sopamı kırdığım ve annemin ölümünde gelip ilk sigaramı yaktığım yerdi burası.

    Oturdum sigaramı çıkardım aklıma gelen tüm travmalarımla ağlamaya başladım. Babam alkolik bir hödüğün tekiydi annemi bir gün evden kovmuş ve annem o sabah bir trafik kazasında ölmüştü tabi ona çarpan adamda direksiyon kontrolünü kaybedip mağaza cdıbına dalınca kendisi de nalları dikmiş ve intikamımı bile alamamış annemin katiliyle yüzleşememiştim

    Yılların üstüne annemin katiliyle asıl bugün yüzleştiğimi farkedince gözlerimden yaşlar döküp ağlamaya başladım sigaramı içiyor ağlıyordum ve uzun paltolu bir adamın bana yaklaşmasını duydum

    "ne yani artık kendi kendime de mi dertleşemeyeceğim?" diye sordum ses gelmedi ama adımlar yaklaşmaya devam etti.

    Kendine belli ki fazla güveniyordu ancak burası benim çöplüğümdü taş bloğun altına doğru eşimin gittiğini farkedemedi ve yeterince yaklaştığında aşil tendonunu kesen bıçağı engelleyebilmesi için fazla geçti haykırışını kimse duymayacaktı taklu nehre doğru düşerken kafasını vurmasıyla bilincini de kaybetti ve sesi tamamen kesildi.

    Temiz bir iş demem için fazla kirli bir ölüme sürüklemiştim.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    0
    Nehre attığım adam bir polis mi yoksa sadece benle uğraşan birisi miydi bilemiyorum ama işlet pisleşecekti belli ki bu yüzden de silviaya doğru gittim ıslahevinde kalmaya niyetim yoktu

    Artık takip edilmediğimden emindim kapıyı çaldım silvia kapıyı açtı uykulu gözlerle bana baktı

    "her şey yolunda mı olanları duydum" dedi
    "her şey yolunda sadece şu plan ne zaman uygulayabiliriz?" diye sordum
    "önce philadelphia'ya gitmemiz gerekiyor polis tekrar seni bulmadan harekete geçmemiz gerekiyor" dedi
    "bir gün için 3 çok fazlaydı ama halen bir işim daha var"
    "ne işin var?"
    "panter ile henüz ilgilenemedim"
    "nasıl yani abin baban ve 3. Kim"
    "bilmiyorum muhtemelen peşimde olan bir polis"
    Gözleri faltaşı gibi açılmış adeta yüzü buz kesmişti
    Sakinleştirmem gerekiyordu
    "bak takip ediliyordum ve seni bu işe sürükleyemezdim ama o adam gerçekten bir polisse acilen harekete geçmem gerekiyor arabana ve emanetime ihtiyacım var Silvia"
    Kafasını salladı "çizgiyi aştın L bununla burayı terketmemiz imkansız"
    Kafamı salladım "hayır değil lütfen hemen yola çıkmalıyım" odasına doğru yöneldim kolumu tuttu "buna izin veremem çok yorgunsun" kolumu kurtardım "silvia anlamıyorsun bu iş acil seninle her zaman buluştuğumuz yerde buluşacam tamam mı?" güç bela da olsa ikna edebildim. Arabanın anahtarlarını ve revolver'ımı aldım artık ne olacaksa olmalıydı pencereden etrafı biraz kolladıktan sonra yola çıktım hedefimde panter vardı ancak muhtemelen polis çoktan bu işe girişmişti

    Panter sabıka kaydı bulunmasa da pek çok kişi tarafından tanınan birisiydi silah ve uyuşturucu ticaretinde önemli adamlarla çalışıyor ve onlar tarafından kollanıyordu ancak her zaman da tek gezmek gibi bir takıntısı vardı ve evet elimdeki silah onun silahıydı.

    Arabayla onun mahallesine yaklaştığımda mavi kırmızı ışıkları görebiliyordum geç kalmıştım direksiyonu yumruklamaktan başka hiçbir şey yapamadım

    Yapabilecek bir şey yoktu geri dönecektim ancak kurduğum kumpasın içine düşmek gibi bir niyetim yoktu arabayı çalıştırdım ve yerimize geldim ancak bir terslik vardı Silvia'yı hiçbir zaman bu kadar gergin görmemiştim beni gördüğünde de bana doğru sarıldı ve "kaçsan iyi olur" diye fısıldadı

    Ben şoke olmuş bir şekilde ona bakarken etrafıma ufak bir göz gezdirdiğimde bana doğrultulmuş 6 namluyu saymam çok zor olmadı ve bana doğru yürüyen mavi saçlı ve kaşı piercingli adamı görünce öylece kalakaldım.

    "sorun nedir L seni soğukkanlı seviyordum" diyerek gülümsedi
    "üzgünüm ölü bir adamla konuşurken o kadar da sakin kalamıyorum"
    Piercingli kaşı havaya kalktı
    "öleceğimden fazla eminsin sanırım"
    "seni tanıdığımdan beri ölüsün Panter"
    Namlular tek tek düşmeye başladı.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    0
    Devam edicem beyler gece gündüz demeden çalışıyorum ve internet sıkıntısı var ufak da olsa destek görmek güzel şey
    ···
  5. 5.
    0
    Rezervasyon
    ···
  6. 6.
    0
    Devam et la güzel yazıyosun
    ···
  7. 7.
    0
    Beyler traşlı olup dönüyorum 2. Entryyi atmak için
    ···
  8. 8.
    0
    Trend var sanki
    ···
    1. 1.
      0
      Yok be panpa şuku bile alamadık
      ···
  9. 9.
    0
    Son kez uplayalım
    ···
  10. 10.
    0
    @2 valla panpa varsa da ben bilmiyorum
    ···
  11. 11.
    0
    Hadi bakalim neler olucak
    ···
  12. 12.
    0
    Aklımda bi film canlandı buna benzeyen ama çıkaranadım oyun da olabilir
    ···
  13. 13.
    0
    Tutmamış... Hevesimi kaçırdınız amk
    ···