-
1.
+2yola devam ediyoruz, bizim gittiğimiz yönün ters yönüne doğru çoğunlukta olmak üzere, bizim yolumuz üzerinde de inanılmaz askeri hareketlilik var. ben bu çocukların dağda intikal sırasında pusuya düştüklerini tahmin ediyorum henüz. meğer neler oluyormuş daha sonradan öğrendik.
çocuğun kıpırdaması için uzmanımla birlikte üzerine bastırıyoruz. uzmanım ben yardıma başladıktan sonra çocuğu ayak bileklerinden kavrayarak hareket etmesini engellemeye çalışıyor. çocuğun ayak bileğinde kırık olduğu için canı daha da fazla yanıyor, uzmanım ne kadar dikkat etmeye çalışsada çocuğun debelenmesinden ister istemez kırık noktaya temaz ediyor eli ve dahada feryat figan halde bağırıyor.
bende omuzlarından sıkıca yere doğru bastırmaya çalışıyordum. çünkü vücudunda bizim görmediğimiz başka bir yerde yara olabilir, hepsini geçtim iç kanama olabilir ve bu kadar hareketli olması kan kaybını daha da hızlandırır.
ben omzuna bastırıyorum ama göz göze gelmemeye çalışıyorum, çünkü çocuk bana bakarak haykırıyor, belli ki bişeyler diyor ama ağzı dili parçalandığı için anlayamıyoruz, hayatımda ki en zor anlardan biriydi. çok şükür en sonunda hastaneye varıyoruz. -
2.
+1devlet hastanesinin bahçesine giriyoruz, hemen araçtan indim, yüzbaşı uzmanıma bağırarak hemen sedye çabuk çabuk ben o esnada gördüklerim karşısında dehşete düştüm. hastanenin bahçesi askerlerle dolu, ve ortalık yaralı asker kaynıyodu. hemen arkamızdan gelen içinde iki yaralı asker daha olan araça koştum omuriliğine mermi gelmiş çocukda tık yok bayılmış acıdan, diğeri ise yani sırtından kurşun yiyen çocuk şehit olmuş yolda.
çocukları içeriye aldık, bir tabib asker vardı rütbesini bilemiyorum, beyaz önlüğü kıpkırmızı, belliki ilk müdahaleyi o yapıyor ve çocukları içeriye gereken merçiye sevk ediyordu. ben yüzbaşının peşinden koşturuyorum, emir gelebilir diye, bu sırada uzmanıma ve benimle gelen 6 askere emir verdim yardım edin arkadaşlara, yarası hafif olanlar derhal her türlü araçla diyarbakıra sevk edilmeye başladı.
yüzbaşı benim yanında olduğumu farkeder farketmez ''ne yapıyosun burada gibtir git peşimden bana araç bırak dön derhal geriye çok cabuk hemen dön.
lan diyorum ne oluyo bu kadar asker yaralanmış, herşey o kadar çabucak gelişti ki ne olup bitiyor öğrenmek için sormaya dahi fırsatım olmadı.
kafam allak bullak, öyle bir hareketlenmiş ki cizre çakırsöğüt arası anlatamam size, istanbul traği gibi askeri araçlar vızır vızır.
biz atladık araça uzmanıma sordum nerede çatışma var diye, öğrenmiş, çatışma dağda değil, ilçede devlet ve kamu dairelerini basmışlar, özellikle askerlik şubesini basmışlar, polis lojmanları polis karakolları, okullar, vergi daireleri, baskın ve taciz şeklinde, biz derhal tugaya geri döndük. dıbına koyayım içimden diyorum aga hazır ol bu gece bitmez. -
3.
+3neyse döndük geriye kapıdan tugaya girdik, abartmıyorum beyler 200 300 jandarma komando tam techizat, bir görüntü var ne korku kalıyo adamda ne başka bişey yıkmaya gidiyoruz orayı belli ana avrat ne varsa dümdüz edicez, lan beni bir heyacan kapladı hadi amk hadi hadi hadi gidip gibertelim ortalığı.
indik araçtan uzmanıma hemen timi hazır tutmasını söyledim. üstlerime gidip gereken bilgiyi arz ettikten sonra emirlerini aldım. tam techizat iştimaya geçilmesi emri geldi,
abartmıyorum beyler en fazla 3 dakika, bahçede takımımla hazır halde bulunduk, komutanları bekliyoruz, devremi gördüm, nerdesin nereye gittin dedi, dedim hastaneye gittik, dedi ki beyler bakın şok olmak kalbin yerinden çıkması denir ya işte onu yaşadım.
dediki siz gittiniz buraya ateş açıldı 2 roket attılar denk gelmedi
diyorum nerde bunlar amk gidelim basalım yani neyi bekliyoruz hala. görev noktaları belirleniyor içeride, ana komutanlık gruplar halinde hazırda olan birlikleri çeşitli noktalara sevk ettiriyor. -
4.
+1takribi 40 45 dakika sonra komutanlar geldi, herkesi araçlara doldurdu çıktık yola, inanılmaz bir sessizlik hakim askerlerimde, uzmanımda techizatı kontrol ediyo, şarjörler el bombaları falan, askerime bakıyorum en ufak bir tedirginlik yok, belli bir bölgeye gidiyoruz ancak henüz tam olarak nereye ne yapmaya gittiğimizi söylememişler, sadece araç önümüzde ki aracı takip ediyor.
dışarısı buz gibi, ben aracın en sonuna oturdum dışarıya bakıyorum, arkadan gelen aracın farları gözümü alıyor sadece. ve kulağıma dışarıdan ses duymaya çalışıyorum ne olup bitiyo gelen ses kamyon motorunun seni, llerken kamyonun vidalarından gelen sesler, üzerimizde ki techizatın çıkarttığı ses ve bol bol öksürük burun çekme. sakin bir şekilde yol alıyoruz,
fakat daha sonra kamyon titremeye başladı belli ki asfalttan çıkılmış toprak bir yola girilmiş, bu seslere kamyon tekerleğinin sesleride eklendi,
başıma öne eydim elimi silahımın namlu ağzına koydum ve kafamı yasladım, uzmanım kulağıma eğilip asteğmenim dik durun lütfen kafamı bir kaldırdım beyler askerlerimin bağzıları yarım göz ucuyla bana bakıyo. sonra farkettim ki komutansın aga dik duracaksın yorgunluk baş ağrısı yok.
sonra arka aracın gözümü alan farı söndü, bütün farları söndürdüler, dışarısını az biraz görmeye başladım, hiç bir arası yok dağ etekleri gözküyor sadece,
biraz daha ilerledikten sonra durduk, ve dışarıdan sesler gelmeye başladı, ama çok derinden gelen takır takı gelen silah sesleri, çok derinden gelen havan sesleri. -
5.
+1hemen indik araçlardan, takımı kamyonların yanına dizdim, uzmanı orada bırakıp tüm tim komutanları teğmen asteğmen üsteğmen en öne doğru koşuşturmaya başladık.
kurmay binbaşı, ve yüzbaşılar var, en önde ki jiple gidiyorlar. bilgiyi verdi.
''buradan itibaren ip düzeninde ilerliyoruz, yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüşten sonra patika yoldan tepelere çıkacağız, hakkari üzerinden gelen bir grup şırnak bölgesine girmiş bu yoldan gelecekler, bizim intikal noktamıza gidip mevzi alacağız, tek çıt dahi istemiyorum, hepiniz askerlerinizden sorumlusunuz, düzene dikkat edin,
hepimiz timlerin başına geçtik, 300 yakın askeri tim tim gruplar halinde sıralandık, biz sanıyorum 7.sıradaydık. fakat araziye gelene kadar yani patika yoluna gelene kadar toprak yolun her iki tarafına geçerek kenarlardan yürümeye başladık,
derinden takır takır sesler gelmeye devam ediyor.
20 dakikada patikaya ulaşacaktık, ne 20 dakikası amk 1 buçuk saatte geldik. ve ip düzenini aldık, her timin arasında 10 metre, her askerin arasın 6 7 metre olmak üzere, ilerlemeye başladık.
benim timimde en önümde iki gözcü, arkasında ben benim arkamda askerlerim ve en arkada uzmanımı koydum. uzmanı arkamıza koymamamın sebebi askeri görsün çıktığımız yolda yer yer 10 20 metrelik kayalık şeklinde çanaklar var. biri düşer göremeyiz.
ay ortalıkta yok. şöle düşünün önününde ki kiş i 6 7 metre önünüzde görmeniz zor. -
6.
+2yola devam ediyoruz. ilk intikalim. heyecanlıyım. aklıma devrem geldi, tam olarak önümde mi arkamda mı bilemiyorum. yanımda olmasını istedim.
hani beyler okulda bir tura pikniğe müze gezisine gidersiniz ya. o kalabalık içinde en yakın arkadaşınızın yanında olmasını istersiniz
yada okulda lisede müdürünüz okula gelen sakalı olan saçı uzun olan ceketi olmayan öğrenciyi pzt sabahı kenara çeker ve bir arkadaşınız varya yanınızda geyik yaparsını durum ne kadar ciddi olursa olsun. aynı o kafadayım yanımda olsun.
tek çık çıkmıyo beyler. tepe de ay yok. tepede ay olmadığı zaman bilki her an her an bişeyler gelebilir başın.a
yürüyosun düşünüyosun yürüyosun düşünüyosun. mayın çıkar mı? önümde ki mayına basar mı? saldırı yermiyiz? yersek nereden yeriz? saldırı anında nereye mevzi alayım? (etrafta mevzi ararsın panpa bkarsın arasın sanki baskın yiyecekmiş gibi bu ne demektir bilyomusun)
önümde ki vurulursa şöle tutarım diye düşünüyosun. ve devamlı yürüyosun. 4 buçuk saat yürüyüş arkadaşlar ve kafanızda ki en dik yokuşu düşünün. en hafif 25 kilo sırt çantanız. aga sigara krizim geldi. içemiyorum.
devam yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş yürüyüş. tek bir konuşma yok.
derinden sesler takır takır takır takır... takır... takır takır takır takır takır... takır takır takır...
aklıma yağmur geliyo, saatime bakıyorum saat 12 ye yaklaşıyo. annem geliyo aklıma, yağmur geliyo o sıcak bir cafede nargile keyfimiz geliyo. gs maçlarını izlememiz geliyo nargile içerken, futboldan anlamamadığı için nooldu askm nooldu. sonra askım bana bak azıcım diyip yanaklarımdan o sıcak elleriyle yüzümü yüzüne cevirmeye çalışması geliyo. dışarısı buz -1000 öyle hissediyosun. o ellerini düşünüyosun için ısınıyo. sonra..
gene o sesler unutturuyo. takır takır takır takır... takır takır... takır takır takır...
ve bitmek bilmeyen yürüyüş . -
7.
+1ilk intikalim, her seferinde artık yeter çökücem şuraya diyosunuz her seferinde bitmiyo yol. bitmiyo. gideceğimiz yer takribi 3 4 kilometre yokuştan araziden sürüyo 4 buçuk saat dıbına kodumun saatleri bitmiyo bi türlü.
en sonunda ileriden çok derinden telsiz sesleri gelmeye başladı. tızz tızz çızırtılı sesler. o anda bitti dedim yürüyüş heralde. ileride yüzbaşı binbaşı ve bir kaç subay durmuş önüne gelen timi gideceği mevziye yönlendiriyor. yakşalık 2km karelik bir alan düşünün. oraya yayılıyoruz. yayılma şeklimizin amacı. birbirine yakın korumalı olmak. bir çatışma esnasında destek atışı yapabilme amacıyla dizilmek.
komutanım bize gideceğimiz yeri gösterdi. yanımda uzmanım. emredersiniz komutanım dedik yerimize doğru gene yürüyüş. yaklaşık yirmi dakikada yerleştik mevzilerimize. kafamızda belirlemiş olduğumu geçiş güzergahlarına göre, takımı ay şeklinde dizdim. en uçlarında iki makineli arkadaşımızı ve yardımcısını dizdim.
uzmanım ve ben ortada kalan askerimizin aralarına geçtik. ve bekledik koyulmaya. bekle allah bekle bekle allah bekle.
saat 2 iyi geçmekte 3 gelmekte.
ileriden derinden silah sesleri.
telsizimden doğru kodlarla anons. bu kodlara bakıldığı zaman denilen şudur. hakkari jöhler takipte bize doğru getiriyorlar o sesler jöhlerden gelmekte örgüt çatışa çatışa çekiliyor. amaçları jöhlerden kurtulmak k.ırak a girse kamplara kadar jöh peşinden gider ve kaplara giderken kullandıkları tüm yolları çözeriz. o yüzden şırnak üzerine gelip jöhleri geri gitmesi. hakkari deki askerin şırnakta girmesi yasak. bize ait onlar. bunun haberini aldık kucağımızı açtık bekliyoruz.
başlık yok! burası bom boş!