-
426.
+7Yemek yerken aynı zamanda muhabbet ettik.
Konumuz sürekli değişiyor futboldan girip memleketlerimizin
meşhur yemeklerini ve yerlerini anlatıyorduk.
Benim içim iyi olmuştu çünkü askeri şeylerden bunalmıştım.
Konular hep aynı olurdu;
-Kaç tane çatışmaya girdin?
-Hangi operasyonlarda görev aldın?
-Şu dönem bende ordaydım sen hangi taburdanydın
gibi sürekli askeri muhabbetler vardı.
Bu son yemekte güzel muhabbet
bana çok iyi gelmişti hatta kim bilir belki
sohbet ettiğim komutanlarım ve astlarıma da iyi gelmişti.
Ardından her zaman ki gibi çayımı içmek
için kafetaryaya gittim.8kafetarya gib bir yer o yüzden böyle söylüyorum)
Bu arada sohbette 3-4 tane yeni arkadaş edindim.
3 tanesi normal Jandarma(tugayda görev alıyorlar)
1 tanesi ise benim devrem çıktı...
Beyler devren olduğunu bilmiyormuydun derseniz
yaklaşık 800 kişi var harp okulunda ve herkes
taburlara ve kısımlara ayrılmış.
Ben belki bu arkadaımı harp okulunda
görmüş olabilirim fakat sohbet etmediğimiz aşikârdı..
O gece ilk defa yanlız değildim ve bundan dolayı
kendimi garip hissetmiştim.
Güzel bir muhabbet döndü.
Sadece yeni tanıştığım devre arkadaşımın
ismini hatırlıyorum hemde çok net..
Alihan Teğmen(sonradan operasyon sırasında mayına basarak bir ayağını kaybetti)
Sohbet 2 saatten fazla sürdü sonra ben ile Alihan kaldık.
Alihan'da normal Jandarma sınıfındaydı.
Kendisine Murat'ı tanıyıp tanımadığını sordum.
"ismini duydum fakat hiç görüşmedim en son Allah Rahmet eylesin
2-3 ay önce çatışmada şehit olmuştu" dedi.
Biz 1 saat gibi bir süre boyunca harbiye anılarımızı ve
şunu tanıyormusun bunu tanıyormusun muhabbeti ettik.
Ardından kalkarak geceyi uykuyla sonlandırmak için
odalarımıza doğru gittik. -
427.
+7Yeni çıkmış bir parça olsada bana göre çok mükemmel bir parça;
https://www.youtube.com/w...gZzyZ2Q&nohtml5=False
Saat sabah 4 gibi, bir ses ile uyandım.
Kapıyı birisi sert değil fakat çokta hafif olmayan
bir şekilde vuruyordu.
Hemen yorganın altında çıktıktan sonra
kapıyı açtım... Bir tane asker vardı.
"Komutanım bi durum var hemen bölük komutanının yanına
gidermisizin" dedi.
Beni tabi biraz korku ve merak sardı.
Hemen kıyafetimi giyip bölük komutanına tahsis edilen
odanın bulunduğu binaya doğru hızlı adımlarla yürüdüm.
Kapıyı tıklattım ve içeri girdim.
Bölükte bulunan bütün timlerin komutanları odadaydı.
O zaman büyük bir olay olduğunu anladım.
Bölük komutanımızın anlattığına göre;
Şenoba Jandarma Karakolu baskın yemiş ve
çatışma devam ediyormuş.
Bu karakolun önemli olmasının bir nedeni ise Gülyazı'na giderken
askeri konvoyun bu karakolda mola vermesi...
Diğer nedeni ise karakoldaki asker sayısının fazla olması.
Yani zayiat fazla olabilir.
Biz hemen hazırlandık... Tim ile aynı zaman diliminde
uyandırılmıştım fakat ben bölük komutanının odasında iken
askerler çoktan hazırlanmıştı...
Şenoba,Şırnak'tan tam 25 km uzaklıktaydı.(şimdi mesafe azalmış olabilir yol yapılınca)
Karayoluyla gitmeyecektik ki bunun iki sebebi vardı;
-Hem zamanımızı alır
-Hemde yolda pusu olabilir
Bu sebeple Jandarma'dan iki helikopter gelmişti.
Bizleri sırayla çatışma bölgesinden bir kaç km geriye bırakıp
tekrar adam almaya gelecekti. -
428.
+8https://www.youtube.com/w...YaPPqmY&nohtml5=False
ilk önce Serhan Üsteğmenimizin timi gitti.(Daha önce bahsetmemiş olabilirim.Bölükteki en kıdemli tim komutanıydı)
20 dk sonra helikopterler tekrardan geldi.
Başka bir tim bindi ve gitti.
Ardından en fazla 25 dk sonra falan
yine geldi ve sıra bizdeydi.
ilk gelen helikoptere ben dahil benim timden 13 asker bindi.
Diğer helikopterede 13 asker binip gelecekti.
Sonra helikopter yavaşça kalktı.
En azından havanın aydınlanması 15-2 saat gibi vardı.
Yemin ediyorum helikoptere bindikten sonra
beni bir heyecan tuttu.Sanki ilk gün ne hissettiysem
ondan daha fazla hissettim.
ilk önce dua ettim Allah'a.Ardından aklımdan film şeridi gibi
gördüklerim geçti.
Murat,Yağız ve gördüğüm diğer şehit naaşları geldi
gözümün önüne.
Bugün, bu gece benim günüm diye düşündüm.
Yoksa birazdan ŞEHiT mi olacaktım? dedim kendi kendime.
Mutluluk,üzüntü,özlem ve korku duydum bir anda...
Sonuçta ölüm nasıl gelirse gelsin herkes korkar.
Helikopter fazla hızlı değildi çünkü
hem fazla yakıt harcamak istemiyordu hemde
aşırı hızlanırsa hızını yavaşlatmak için havada manevralar
yapması gerekli olacaktı buda tehlikeli olabilirdi.
Etraf karanlık olduğu için camdan aşağı bakma
ihtiyacı duymadım..
Beni en çok etkileyen şey ise pilot kabininin gece
ayrı bir güzel olmasıydı. -
429.
+7Bunu dinleyerek okursanız güzel olur diye düşünüyorum;
MUSA EROĞLU'ndan;
https://www.youtube.com/w...Ox8j1n0&nohtml5=False
Yavaş yavaş pilot kabini yukarıya doğru kalkıyordu.
Demek ki iniş yapıyorduk daha doğrusu inme vaktimiz
yaklaşıyordu..
Ardından teknisyen bize işaret yaptı...
Bu işaret ile helikopterdeki askerler
atlamaya hazırlandı...
Kapı açılmıştı fakat helikopterin sesinden
başka pek bir ses yoktu veya biz duyamıyorduk.
ilk önce ben atladım ve fazla sert olmayan
zemine uygun bir pozisyonda düştüm.
Ardından diğer askerler atladı...
Tepemizde ki Kara Şahin çıkardığı ses muhteşemdi.
Yavaş yavaş yukarıya doğru çıktı ve ardından geri dönüş
yaparak tugaydaki diğer elemanları almaya gitti.
Biz ikinci helikopteri bekliyorduk..
Bizden 15-20 metre arası bir noktaya iniş
yapacaklardı... Farklı konum olmasının sebebi ise
iki şekilde açıklayayım;
-Eğer bütün askerler aynı noktaya iniş yaparsa
gelecek herhangi bir RPG veya atış fazla zaiyata
sebep olabilir.
-Helikopterlerin izlediği konum kesişmesin diye.
10 dk sonra falan ikinci helikopterin sesini çok rahat duyduk.
Tam 20 dk sonra diğer askerler bizim bulunduğumuz noktaya geldi.
Herkes emniyeti açmış ve hızlı adımlarla karakola doğru yol almaya başlamıştı..
Hatırladığm kadarıyla bizden önce gelen Serhan Ütgm ve timi
çoktan çatışmaya girmişti.
Biz telsiz ile Serhan Ütgm'in telsizine "PAKET HAZIR" diyerek karakola doğru geldiğimizi
belirtik.Çünkü bizi terörist sanıp ateş edebilirlerdi.
Beyler hafiften silah sesleri geliyordu fakat her adımda
silah sesleri şiddetleniyordu.
indiğimiz noktayla karakol arasında çok fazla yüksek olmayan bir
tepe var...
Tepeyi geçtikten sonra bir noktada ateş vardı.
O zaman çatışmada sırf silahların değil tanksavar olan RPG'nin de
kullanıldığını anladık...
Ayriyetten arada bir izli mermilerin bir noktadan çıkıp başka bir noktaya
gitmesini görüyorduk...
Birde izli merminin sekip başka bir yete gitmesini... -
430.
+8YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR Bu saatte çok iyi gider diye düşünüyorum;
https://www.youtube.com/w...unnrM8M&nohtml5=False
Karakola yaklaştıkça kalbim çok hızlı atıyordu,
sanki yerinden çıkıp patlayacaktı.
Size şöyle bir şekil çizdim ki anlatmak daha kolay olsun diye.
- http://www.imgim.com/pkkbaskın.png
Serhan Ütgm ve timi bir pkk grubunun arkasından sızma yaparak
neredeyse çoğunu öldürüyor.
Böylece karakolun atış aldığı yerlerden bir tanesi yok oluyor.
Biz karakolun içerisine girip asıl takviye yacapak olan timiz.
Neden içeriye doğru giriyorsunuz diyorsanız,diğer teröristlerin
mevzilenmiş olduğu yerler biraz zaman alabilir ve yükseltisi fazla
olduğu için açık hedef olabiliriz.
Telsizle ilk önce Serhan sonra Karakol komutanına
geleceğimizi haber verdik tekrar.
Dediğim gibi bizi terör grubu sanıp
ateş edebilirlerdi.Ardından Serhan Ütgm'in ele geçirdiği
mevziye yöneldik.
Rahat bi 20 leş vardı hatta fazla olabilirdi.
Biz orada oyalanmadan hemen karakolun içerisine
girdik ve gördüğümüz manzara karşısında dehşete düştük.
Yerde 10 dan fazla asker yatıyordu.
Biz hemen mevzi aldık ve atış edilen tepelere doğru
yoğun bir atış yaptık.
Telsiz ile merkezden bir anons geçti;
"Kobralar yolda"...
Bunu duyduktan sonra bizim timdeki askerler ve yanı başımızda
bulunan 10'a yakın Jandarma askerler sevindi.
Ben karakol komutanını bulmaya çalışıyordum fakat
etraf aydınlık olmadığı için net göremiyordum.
Ardından Nöbet mevzisinin çaprazından bir RPG mermisini
gördüm... Karanlık havada çok rahat seçilebilirdi.
Karakolun bahçesine isabet etti.
Daha sonra RPG gelen yerden büyük ihtimal şaşırtma atışı yapıldı.
ilk önce şaşırtma atışı olduğunu farketmedik ve tamamen o noktaya doğru
bilinçsiz ama yoğun bir atış yaptık. -
431.
+7https://www.youtube.com/w...i0KPzmk&nohtml5=False
Ardından daha demin rpg atılan yerin yaklaşık
100 metre sağında veya solunda hatırlamıyorum
beklemediğimiz bir atış aldık.
Yine o bölgeden RPG atıldı...
RPG yine bahçeye isabet etti fakat
karakol binasını az çok tahrip etmişti.
Çatışma sürerken,büyük ihtimal diğer gruplar
yavaştan paçayı sıvıyordu.
Öncü bir grup bırakmışlardı ki bunların amacı tamamen
bizi oyalamak ve çatışmaya devam süsü vermekti.
Asıl amaçları bilinçsiz bir şekilde atış yapıp kaçan gruplara
zaman kazandırmaktı.
Çatışma şiddetini kaybettirirken tam 25-30 dk sonra kobraların sesini
rahat bir biçimde duyduk. Hatırladığım sayı 2 tane kobranın
karakolun üstünden geçerek yalancı pkk grubunun bulunduğu mevziye
ilk önce m197(20 mm lik top) ile güzel bir taradı ardından
geri dönüş manevrasıyla roket gönderdi.
Çatışma sona ermişti fakat kara birimleri içindi bu.
Hava birimleri yani 2 kobra'yı telsiz ile yönlendirerek
kaçış bölgelerinin konumunu verdik...
Serhan Ütgm çatışmanın bitişiyle hemen
karakolun içine girdi geri kalan
tim ise karakolun uzak emniyetini sağladı.
Kobraların atış sesleri az çok duyulabiliyordu
fakat net bir şekilde hedefe isabet edip etmediğini bilmiyorduk.
Biz ise karakolun içinde hem güvenliği sağladık
hemde yaralı olan ve şoka girmiş askerlere yardım ettik.
Şehit sayısı azdı gerçi az çok farketmez ama 2-3 tane şehit vardı galiba.
12 mi? 13 mü? ne yaralımız vardı hatırladığım kadarıyla.
Karakola hemen bir helikopter çağrıldı...
O zaman aralığında gönderilen timlerin sıhhıiyecilerini karakola
gelmesini tim komutanlarına söyledik. -
432.
+11Geceyi Kıraç ile sonlandıralım... Bu akşam benimle birlikte olmul,olan ve olacak olanlara selam olsun.
Hayırlı akşamlar ve verdiğiniz ilgiden dolayı hepinize teker teker teşekkür ediyorum;
https://www.youtube.com/w...gQ-cymk&nohtml5=False
Biz sadece Serhan Ütgm'nin ele geçirdiği mevzide ki
leş sayısını saymıştık.
Hatırladığım kadarıyla 24 ya da 26 leş saymıştık.
Fakat diper mevzilerde ve kobraların takip ettiği
grubun zayiatını bilmiyorduk fakat ağır darbe almışlardı.
Güneş açmadan önceki mavilik vardı havada.
Uzaktan helikopterin yanıp sönen kırmızı ve beyaz ışıklarını
gördüm.Serhan Ütgm hemen yaralı askerlerin helikoptere
bindirilmesi için hazırlandırılmasını emir verdi.
Helikopter pistin biraz dışına iniş yaptıktan sonra
içeriden kapı açıldı ve teknisyen gelin işareti
yaptı.Yaralılar helikoptere bindirildikten sonra
havalandı.
Serin hava bizi biraz güvende hissettirdi.
Karakol komutanı geldi ve teşekkür etti.
Üsteğmendi kendisi ve gerçekten ilk şark görevine
gelmişti.
Ona bakınca Murat'ı düşündüm... ilk şark görevinde
ölüm ile burun buruna gelmişti.
Karakolda ki tahrip ise fazlaydı;
-Yemekhane binasının duvarı büyük hasar görmüştü.
-Etrafı çevreleyen duvarların bir kısmı yıkılmıştı.
-Karakolun bahçe kısmında yangın çıkmıştı(sonradan söndürüldü)
Bunlar hatırladığım hasarlar
Ardından bizi alacak olan helikopteri beklerken karakol komutanı
ile durum değerlendirmesi yaptık... Karakol komutanı rapor yazarken
aynı zamanda Uludere ilçe Jandarma ile Şırnak il Jandarma'yla telsiz ile
iletişim kurup güncel bilgiler veriyordu.
Fakat benim dikkatimi çeken(hiç unutmam)
Karakol Komutanının elindeki titremeydi... -
433.
+811 NiSAN TARiHiNDE ŞEHiT OLAN YiĞiTLERiMiZiN iSiMLERi;
J.Er.Hiyasettin Aras 11.04.1985/Buzlupınar-Bitlis
J.Çvş. Hasan Baş 11.04.1987/Kozlu
J.Asb.Çvş. Naif Karakuş 11.04.1990/Digor-Kars
J.Er.Selami Akça 11.04.1991/Yayladağ-Hatay
J.Er.Nihat Çelebi 11.04.1991/Bingöl
J.Er.Mehmet Tekelioğlu 11.04.1991/Bingöl
J.Onb. Mehmet Özbek 11.04.1991/Bingöl
J.Er.Mustafa Kocaog 11.04.1991/Yayladere-Bingöl
J.Er.Cumali Ayçiçek 11.04.1991/Yayladere-Bingöl
J.Er.Remzi Gezgin 11.04.1991/Yayladere-Bingöl
J.Er.Sinan Çilingir 11.04.1991/Yayladere-Bingöl
J.Er..Halil Avcı 11.04.1991/Yayladere-Bingöl
P.Er.Ali Gergin 11.04.1994/Ağrı
J.Er.Barış Doğan 11.04.1995/Dereli-Giresun
P.Er.Burhan Ataklı 11.04.1996/Kağızman-Kars
J.Onb. Mehmet Korkmaz 11.04.1996/Mutki-Bitlis
J.Onb. Mehmet Oruç 11.04.1996/Mutki-Bitlis
J.Onb. Haydar Gozel 11.04.1996 /Mutki-Bitlis
J.Er.Ümit Semerci 11.04.1996/Mutki-Bitlis
J.Çvş. Yılmaz Kobak 11.04.1996/Mutki-Bitlis
J.Er.Ümit Semerci 11.04.1996/Mutki-Bitlis
J.Çvş. Yılmaz Kobak 11.04.1996/Mutki-Bitlis
P.Er.Ömer Çınar 11.04.1996/izmir
Ord.Asb.Çvş. Ramazan Kara 11.04.1997/Akdizgin-Şırnak
P.Er.Ferhat Altın 11.04.1998/Van
J.Asb.Kd.Bçvş. Rıza Çelik 11.04.1998/Şırnak
J.Asb.Kd.Çvş. Rıza Kaplan 11.04.1998/Şırnak
P.Er.Yaşar Yıldırım 11.04.1998/Besta-Şırnak
Ruhlarınız Şad olsun...
Hayırlı Geceler Paşalar -
434.
+6 -1Paşalar bu akşam ne yazık ki yazamayacağım kusuruma bakmayın, yarın saat 22.00 da görüşmek üzere hayırlı akşamlar...
-
435.
+4
-
436.
+11Hayırlı akşamlar paşalar dün yoktum bugün varım... Bu arada herkesten dün olmadığım için
tekrar özür diliyorum.Paşalar burada olmuş,olacak ve olmayan herkese teşekkürü borç bilir
ve "HEPiNiZE TEŞEKKÜR EDERiM" diyerek başlamak istiyorum;
Şöyle güzel bir parça ile başlamak iyi gelir diye düşünüyorum;
https://www.youtube.com/w...LBNOG6M&nohtml5=False
Karakol bahçesinde toparlanma yapılıyor iken
tim komutanlarının ağızlarında sigara...
"Ne gündü be" dedi Serhan Komutanımız.
Karakol komutanının el titremesi geçmiş gibiydi
veya azalmış olduğu için ben öyle düşünüyordum.
Sigaradan pek anlamam fakat o gün
galiba nikotin oranının fazla olmasından dolayı
başım ağrıyor veya dönüyordu.
Sigaralar söndükten sonra tekrar
merkeze durumu bildirdik.
Jandarma Karakolu olduğu için baskından sonra
4-5 unimog dolusu Jandarma Komando geldi.
Biz yerimizi onlara bırakıp,helikopter ile değil de
karayoluyla Çakırsöğüt'e geçtik.
2-3 hafta sonra tabur değişimi olacak ve bizde
Şırnak'tan Kayseri'ye geçecektik.
Ardından 1-2 hafta bekledikten sonra tekrar
başka bir tabur ile değişim yapacaktık.
Araç ile ilerlerken arkadaki sessizliğin sebebini
çok iy biliyorum. Bizim bu yaramazlar arkada
uyuyor.Sonuçta çatışmadan çıkmışlar ve gecenin bir saati
uyandırılmışlar bende UYKU HELAL OLSUN dedim.
Beyler fakat kamyon çok sarsıldığı için midem bulandı
zaten başımda ağrıyor.
Yol bana 1 saat değil 1000 saat sürdü. -
437.
+9Şöyle Esat Kabaklı'nın ağzından başka bir güzel oluyor;
https://www.youtube.com/w...XYbwCe0&nohtml5=False
Tugay'ın kapısından içeri girdik.Ben tabi şükürler olsun kafsındayım.
Askerlerin arasında uyumayanlar,uyuyanları uyandırmış.
Beyler aslında kamyonun arkasında uyumuyorlardı,
sadece gözlerini kapatıp dinlenmek istiyorlardı.
Bazen daha ileri gidip uykuya dalabilirsiniz.
Çoğu abartıp uykuya dalmıştı fakat uyumlarına
üç farklı sebep ile izin verdim;
1.sebebim; Askerlerin uykusuz ve yorgun olmaları.
2.Sebebim;Konvoya ZPT(OTOKAR AKREP) eşlik ettiği için
kendimizi güvende hissetmemizdi.
3.Sebebim ise: Pusu olayı olursa 5-10 dk içinde kobralar gelip
ortalığın dıbına koyabilirdi.
Tabur binasının oraya geçtik araç ile.
Ardından bizi tabur ve bölük komutanları karşıladı.
işte tebrik ettiler falan filan.
Ardından aldığımız en güzel ödülü aldık.
Bütün gün izinli olacaktık.(bizlik bir olay olmaz ise)
ilk önce nedense tabur içtiması alındı.
içtimanın ardından askerler tahmin
edebileceğiniz gibi koğuşlarına hareketlendiler.
Bu arada Mahmut'un şafak git gide azalıyordu.
Şimdi şöyle bir durum var doğu birliklerinde
yapılan içtimalar batı birliklerinden çok daha azdır.
ilk defa o gün yemek içtiması alındı.
Herkes kendi bölüğünün bulunduğu masalarda
yemek yiyecekti.
Buda çok ilginçti fakat diğer yandan askerler
ile sohbet etmek kulağa çok hoş geliyordu.
Hep subay,astsubay muhabbeti beni sıkmıştı.
Akşam yemeğinde bölük komutanı ile Serhan Ütgm.
sohbet ederken diğer tim komutanları kendi aralarında muhabbet
ediyordu.
Arada sırada bende sohbete katılıyor ve fikrimi beyan ediyordum.
Fakat daha çok askerler ile muhabbet ettim ve hayatlarını dinledim.
Yemek sonu kalktıktan sonra çay içmek için bölüğümüzde ki
tim komutanları ile birlikte kafetaryaya gittik.
O gün çok güzel bir muhabbet döndü.
Serhan Ütgm,ben ve diğer iki tim komutanı ile
çaylarımızı yudumlarken ASKERi KARiYER değilde SOSYAL HAYAT hakkında
konuştuk,dinledik ve dinlettik. -
438.
+11ESAT KABAKLI MiHRiBAN(en sevdiğim türkülerdendir)sizlere armağan olsun YiĞiDOLAR;
https://www.youtube.com/w...5QbVoBw&nohtml5=False
Sohbet ilerledikçe ilerliyor... Serhan Üsteğmenimizin
nişanlı olduğunu öğrendim.
Gerçekten yakışıklı ve boylu babayiğit bir adamdı.
Diğer timdeki teğmenlerden bir tanesi benden kıdemli idi.
diğer teğmenimiz ise benden kıdemsiz idi.
Serhan Üsteğmen bana dönerek beni şok eden daha doğrusu
beyin felci geçirten soruyu sordu;
S:Serhan Ütgm. B:Ben Beyler konuşmanın hepsi böyle geçti diyemem bi zahmet kaç yıl geçmiş aradan bir kaç cümleyi hem daha güzel olsun hem de samimi olsun diye ekledim.
S: EEE ASLANIM SENDE TIK VAR MI?
B: Tık derken komutanım.
S: Lan anladın işte!
B: komutanım vallahi anlamadım.
S: Yenge diyorum aslanım...
Lan ilk defa bu yaşta böyle bir soru sorulmuştu bana.Hiç çalışmadığım mı desem yoksa
bilmediğim bir cevabın sorusu mu diyeyim?
inanın ortam ki seslerin hepsi kesilmiş gibi oldu... Masada ki 3 kişi bana
bakıp ağzımdan çıkacak cevabı bekliyordu.
Ben ise içimde ki sesin cevabını bekliyordum...
Sanki Hatice'ye bir şeyler hissediyormuşum gibi geliyordu...
Fakat ortada öyle ciddi bir şey yoktu...
içimde özlem ve aşk vardı veya ben öyle düşünüyordum.
Ardından kendimden emin olmayarak;
B: Yook komutanım.
S: Olur aslanım olur.Komandoya kız mı yok?
B: Haklısınız komutanım
dedikten sonra konunun bir an içinde kapanması için başka bir soru sordum
ve muhabbet akşam 11 e kadar devam etti.
Saat 11'de ilk defa başımı rahat yaslayacaktım belki de.
Aklımda Hatice vardı sanki... Aklımı meşgul eden birisi olması
ilk defa bana güzel geldi.
Çatışmayı düşünmüyor,operasyonları düşünmüyordum çünkü
aklımı kurcalayan birisi vardı...
Odamda yatağıma uzanırken kalbim uçup gidecek
gibi hissettim nedense...
Ulan harbi AŞK buysa ne güzel bir şeymiş dedim kendi kendime. -
439.
+10Beğendiğim bir sanatçıdır kendisi ve 1993'ün güzel bir parçasıdır.
https://www.youtube.com/w...QBU9pBM&nohtml5=False
"Bir şafaktan bir şafağa
Bir akşamdan bir akşama
Merhaba demeden daha
Bu gitmeler gitmek değil "
Yatakta sırtüstü uzanmış,ellerimi bağlayıp
enseme koymuş vaziyette karanlık odada
tavana bakıyordum.
Gözlerim açık,aklım meşgul ve kalbim bir değişik
vaziyetteyiz...
Herşeyi düşünüyor insan ölüm ile beraber olunca.
Bizim sonumuz olur mu? olmaz mı? sorusuyla başladı
akşam düşüncesi...
Olacaksa nasıl olacaktı sonumuz?
inşallah VATAN UĞRUNA olur da en azından
istediğim ve şerefli bir sonla göçüp giderim dedim.
Sonra aklıma Hatice,annem ve babam geldi.
Onlarıda bırakmak istemezdim açıkcası.
iki seçenek arasında kaldım ve durumun vahim olduğunu
çözdüm.
Neyse ki zorlanmadım uyurken...
Gözlerim yavaş yavaşş kapandı...
Uyumadan önce son kez kendi kendime isyan ettim
"LAN MEHMET MEMLEKETi ARAYAMIYORSUN TAMAM DA MEHTUP YAZ"
Sabah ilk işim unutmassam yazmak olur diye düşündüm ve
uykuya daldım.
Sabah saat 5.20-5.40 arası bir vakitte güne merhaba dedik.
Yüzümü yıkayıp,odamda hafif bir spor yapayım dedim.
Belli bir sayıya kadar şınav ve mekik çektim.
Ardından 7.15'e kadar tugay etrafında
tempolu koşu yaptım.
Ardından duş aldıktan sonra kıyafetleri giyip
kahvaltı için yemekhaneye geçtim.
Bölüğümüzde bulunan tim komutanları ile
tekrar aynı masada oturup hem yemek hem de muhabbet
keyfini yaşadık... -
440.
+10Zülfü Livaneli'den bir parça daha;
https://www.youtube.com/watch?v=zTc5v0ypizQ
Beyler fazla hatırlamadığım için Çakırsöğüt Tugay'ından
ayrılmamıza 1 hafta kalan zamanda ki belli başlı
hafif olayları anlatmak istiyorum..
Ondan önce ki Şenoba Jandarma Karakolu baskınından
sonra pkk Şırnak bölgesinde toparlanmak için sınır dışına
çıkmıştı.
Bu sebeple tugayda full eğitim ve tugay içinde
küçük tatbikat yapıyorduk...
Son 1 hafta kala çok mühim olaylara gitmiyorduk
çünkü 1 hafta sonra değişim olacaktı.
Büyük bir olaya müdahale amaçlı gidersek
değişim tarihi uzayabilir ve taburdan kayıplar verip
moralsiz bir şekilde dönebilirdik.
En fazla merkeze bağlı köylerden duyum alınca
bölgeye intikal ediyorduk...
Hatta bizim ile beraber Jandarma komandodan
iki vea üç tim geliyordu.
Eğer teröristlerin nereye gittiği biliniyorsa biz sadece
belli bir saat köyün emniyetini alıyor uzak veya yakın
takibi Jandarma Komando'ya bırakıyorduk.
Zaten eğer duyum gerçeğe dönüşüp,teröristlerin
konumunu az çok teyit edersek bölge helikopter ile
takviye alıyordu. -
441.
+8https://www.youtube.com/w...IDTdEdw&nohtml5=False
Beyler dediğim gibi son haftalar Tugay'a sıkışmış kalmıştık.
Beni heyecan sarmıştı.
Kaç ay sonra tekrar modern bir kente gidiyoruk.
1 Haftalık izin sürem vardı.
Kayseri'ye ayak basacağım ilk gün büyük ihtimal
"MANTI ve NEVZiNE GÜNÜ" olacaktı. Nevzine'yi GAYSERiLi kardeşelrim bilir ; )
bilmeyenlere çok muhteşem bir Kayseri Yöresine ait tatlıdır.
Konuyu fazla dağıtmadan son 4 veya 2 gün kala mı ne?
yemekhanede Jandarma ve Kayseri Komando personeli
güzel bir ziyafet çekti.
Yemek duası okundu ardından yemeklerin tatları bizim
moralimizi baya yükselti.
Her bir Kayseri Komd. yanına Jandarma Komd. oturdu.
Yemekler yenildi,tatlılar yenildi ve şükür duasından sonra
askerler koğuşa ve subay ile astsubay personel ise
serbest takılmaya gitti.
Gitmeden bir kaç gün önce Çakırsöğüt Çayını içelim dedik.
Taburda ki bölüklerde bulunan yaklaşık ben dahil 16 tane tim
komutanı masaları birleştirerek muazzam bir
sohbet havası oluşturduk...
isteyen yanındakiyle konuşuyor veya 16 kişi arasından
birisi bir şey anlatırken herkes pürdikkat dinleyip
yorum yapıyordu.
Diğer gün otomatik olarak bütün tabur izinli sayılacaktı.
Akşam üzeri yola çıkacak ve karayoluyla
belli noktalarda dura dura Kayseri'ye gidecektik.
Yaklaşık 900 kmlik bir mesafe ve dura dura gidecektik.
Tugayın son gecesinde biraz daha geç yattık çünük
izinliydik yarın.
istediğimiz saat kalkabilirdik fakat kimse kahvaltıyı
kaçırmak istemezdi.
işin güzel tarafı, Malatya'ya kadar bize 4-5 tane ZPT
ve 2 tane Kobra eşlik edecekti.
5-6 otobüs gidecektik...
Alper Teğmen ve etrafa dağıtılan diğer birimler
sabah Tugay'a gelecekti. -
442.
+7https://www.youtube.com/w...MrAHWZ4&nohtml5=False
Beyler akşam muhabbetten sonra tekrar odama gelip
yatağıma uzandım ve uyudum fazla anlatılacak bir şey yok.
Beyler sabah 7 gibi uyandım...
Tugayı az çok dolaşmak istedim.Hem temiz hava hem de
küçük bir spor maksadıyla.
Etrafa baktım,binaları son kez kestim.
Belki bir daha gelecektim buraya.
Bu arada 2 haftalık izinden sonra
nereye gideceğimizi merak ediyordum.
7.15 gibi yemekhaneye geçtim ve kahvaltıya
başladım.
15 dk sonra falan bütün Kayseri Komd.Tug. Taburu geldi.
Öğleye doğru tamamen tugay ile ilişkimiz kesildii.
Vakit öğleyi geçmiş ve tugaydan sivil otobüsler
giriş yapmıştı.
Otobüsler ile birlikte Malatya 2.Ordu'ya kadar bize
eşlik edecek ZPT'lerde tugay içerisinde bulunmuştu.
ikindi vaktine doğru yavaş yavaş
toparlanmaya başladık...
Güneş batmadan bi 30 dk önce Tabur iştiması oldu
ardından herkes kendi timiyle birlikte
otobüslere geçti...
Güneş batmadan 15 dk önce falan otobüsler çalıştırıldı
ardından ilk ZPT'nin hareketiyle yavaş yavaş
tugayın nizamiyesinden çıkış belgesini almak için
hareket ettik.
Bu arada Tugay komutanı ,tabur ev bölük komutanları ile
birlikte bir kaç bölük asker bizi askeri selam ile yolladı. -
443.
+5Beyler kusura bakmayın bugün 7 bölüm attım fakat bugünlük böyle olsun hayırlı akşamlar...
Bu arada soru sorabilirsiniz ister buradan ister mesajlardan : ) -
-
1.
0Dert degil reyis bugun dokturmissun
-
1.
-
444.
+11Burada olmuş,olan ve olacak olanlara selam olsun
"ŞAMPiYON KARAKARTAL" demek istiyorum : )
merkezkoc kadeşimden gelen güzel bir parça;
https://www.youtube.com/w...sEh9zO7AE&app=desktop
Şırnak'tan yaklaşık 30-35 km arası uzaklıkta bulunan Cizre'ye geçtik
ardından Cizre'den Nusaybin'e geçtik.Nusaybin'den Şanlıurfa'ya geçtik.
Şanlıurfa'dan yolu saparak Adıyaman'a ardından Malatya'ya geçtik.
Orada bir gece kalıp gündüz vakti korumasız bir şekilde
devam edecekti.
Neden Mardin'den Diyarbakır'a oradan'da direk Malatya'ya geçmediniz
diye sorarsanız cevap çok NET;
-Teröristlerin aktif olduğu yerler olan bu bölgede pusu atma olabilir.
Malatya o zaman 650.000'den fazla nüfusu vardı.
Malatya içine doğru ilerleyip 2.Ordu'ya ait olan kışlaya giriş
yapmıştık.
Gecenin bir vakti.Zaten herkes otobüste uyumuştu
fakat otobüste uyumak ile yatakta uyumak arasında
dağlar hatta dünyalar kadar fark vardır.
Malatya'ya kadar gelirken pek fazla
etrafı izleyemedim...
ilk önce kalacağımız odalara gittik.
Herkes kendi timiyle kalacaktık çünkü
2-3 gün kalmıyorduk bu sebeple askerlerim ile
uyuyup sabah birlikte kalkacaktık.
Başım zonguluyordu zaten ya uykusuzluktan ya da yorgunluktan
bilmem ama hemen 13 kişilik odaya geçip yattım.
Herkes yattı zaten kimsenin yatmama gibi bir dedi yoktu ki olamazdı da. -
-
1.
+2ŞAMPiYON KARAKARTAL!!
Hoşgeldin abimm (: -
-
1.
+2Sen hoşgeldin sefa verdin kartal : )
-
1.
-
1.
-
445.
+9https://www.youtube.com/w...Z-h0dho&nohtml5=False
Sabah saat 06.00 gibi uyandırıldı bütün tabur.
ilk önce kahvaltı yapmak için yemekhaneye gittik.
Gerçekten güzel bir kahvaltı yaptık
Saat 8-9 gibi otobüslere bindik ve Zincirdere'ye doğru
yol almaya başladık fakat bu sefer konvoya ZPT veya Kobra
eşlik etmiyordu.
Artık batı başlıyordu adeta,terör bitiyor,savaş pgibolojisi bitiyordu.
Malatya ile Kayseri Zincirdere 330 km vardı galiba.
Yolculuk başlamıştı artık.
Evimize dönüyordu acısıyla tatlısıyla.
Otobüslermizde ekgibler vardı..
Bu ekgiblikler yeri doldurulmayacak kadar önemliydi.
Şehitlerimizdi bu ekgiblikler.
Gazilerimizdi bu ekgibliklerimiz.
O gün baktım maziye de Şırnak'a gelirken
Yağız diye bir Yiğit vardı artık yok.
Ne kadar değişik bir şeydi bu duygu.
Tarifi yapılamazdı gerçekten.
Dünya gerçekten çok anii olduğunu
inanın annenizden,babanızdan veya yengelerimden
daha iyi tanıyorsunuz...
O zaman gerçekten ölüm ile yatıp kalkmak artık
alışkanlık haline gelmiş ve çok rahat bir insan olmamıza
sebep olmuştu.
Yemin ediyorum,kafamı cama koydum fakat
rahatsız olsamda kafamı çekmedim.
Gözlerim açık olmasına rağmen çatışmada Yağız'ın vurulup
mevziye tekrar düşmesi geldi gözümün önüne.
Sırf Yağız değil Şahin 3'ün tim komutanının tek başına
kalmış naaşı geldi gözümün önüme.
Kulaklarım ise "YARDIM EDiN"feryatları ile çınlıyordu.
başlık yok! burası bom boş!