Aleyküm selam abi. Şu gri ekran zımbırtısından dolayı sözlüğe giremiyordum.

Mehmet abi ev taşıma işin halloldumu rahata erdin mi.

Selamun aleykum , hayırlı ramazanlar , mehmet komutanımız ile ramazan da askerlik keyfi başladı *

Rezervatuar

iyi geceler herkese. Abi sen de hoşgeldin tekrar. Birkaç gün önce Nusaybin ve Şırnak'taki operasyonların tamamlandığı haberini aldık. Bugün de Nusaybin komando marşıyla inledi. Şehitlerimizin mekanı cennet olsun.

Operasyonlar ilk başladığı vakitlerde "kürdistan küllerinden yeniden doğacak" diye naralar atanlar ordumuzun gücü karşısında çaresiz kaldılar. Güçleri yetmeyince siviller katledildi goygoyuna döküldü yine iş. Bu pkk böyle işte. Yemedikleri halt kalmaz, isyan çıkarırlar. Sonra ordunun demir yumruğu kafalarına inince "Tc Kürtleri katlediyor" derler. Tc Kürtleri gerçekten katletseydi aylarca uğraşılmazdı. Uçaklarla bu şehirleri dümdüz etmek zor iş değil. Ölen sivillerin sorumlusu ise yine pkk dır. Dağlardan şehirlere savaşı taşıyanlar yine kendileri. Şehir ortamında savaş demek ister istemez sivil kaybı demek. Kaldı ki pkk sivil katliamı için birilerini suçlayacak son örgüttür. Gerek yakın zamanda, gerek geçmişte yaptığı katliamlar son derece nettir, belgelidir, kendileri tarafından üstlenilmiştir.

Kimlerle masaya oturup anlaşmaya çalıştığınızı iyi görün. Çözüm süreci işlerken hiçbir askerimizi toprağa vermedik safsatasına da inanmayın. Açın bakın kaç tane karakola saldırı olmuş. Kaç askerimiz vurulmuş. Sürece zarar gelmesin diye Türk medyasında hemen hemen hiç yer bulmayan yığınla terör eylemi var. Tüm bunlara bu devlet sessiz kaldı. Ama hatırlarsanız Ağrı'da birkaç pkk lı vurulunca yine yer yerinden oynadı. Suç Türk ordusunun oldu.

Son olarak şunu söyleyeyim. Türkiye ne ışid'e, ne de devlet bilinci olmayan Suriye ve Irak'a benzer. Bizim değerlerimiz çok daha farklıdır. Bugün Irak'a bakıyosunuz bölünmeyi tartışıyorlar. Basit bir referandumla yakında Irak bölünecek gibi görünüyor. Suriye yönetimi kuzeyi bu terör örgütüne terk etmiş durumda. Oralarda başardık Türkiye'de de başarırız dediler ve avuçlarını yalayarak geri döndüler. Bitti mi? Bitmedi tabii ki ama katillerle masaya oturmanın ne derece sakıncalı olduğunu ağır bir bedelle öğrettiler.

Rez güzel

Bitmedi mi amk bu.

Guzeeel

okurum la ben bunu

rezerved

sonunda

Paşalar, bugün saat 21.00'da inşallah : )

Paşalar bugün sizden özel musade istiyorum ne yazık ki bugün atamayacağım yarın saat 22.00 da buradayım askeri mulakatlarda yaklaşmış bana soru sormak isteyen mesaj atsın görünce kesin cevaplarım.

Reserved 75 abim burdayiz

beklemedeyiz..

Saat 22.00 da paşalar buyurun şöyle dokunaklı bir parça;

https://www.youtube.com/watch?v=dk1UCP8IYQk

Şöyle Ferdi Tayfur'dan güzel bir parça;
https://www.youtube.com/watch?v=WnVLMhUZuXI
(Dünkü akşam yemeği sonrası direk uyuduğumu hatırlıyorum)

ikindinin bitmesine yakın bir vakit Abdullah'ın çağırmasıyla
oturduğum masadan kalktım.
Bana;
-Komutanım telsiz odasından çağrı yapıldı dedi.

Ayağa kalkarak biraz acele tavırla telsiz odasına geçtim.
Hakkı Teğmen ve Fazıl astsubay'da orada bulunuyordu.
Elime telsili alarak;
-Üs dinlemede dedim
-Yedisu bölgesi civarında arama faaliyeti yapan birim Çavuşlu Dağ'ı yakınlarında
sıcak temas sağlamış.Şuan bölgeye iki tane jandarma komando sevk edildi sizin de
bölgeye gönderilmesi için emir aldık
-Anlaşıldı dedim
-2 tane helikopter gönderildi

Telsizi yerine koyduktan sonra hemen time haber vermek için
Abdullah'ı gönderdim.
2 tane helikopter neden gönderilmiş derseniz karakoldan yaklaşık
30 dk uzaklıta bulunan üs bölgesinden de adam alınacakmış.

Karakoldan yaklaşık bir buçuk ya da iki saat uzaklıktaydı intikal bölgemiz.
Tim haberi alır almaz hazırlanmıştı ve karakolun pist kısmında
gelecek olan helikopteri bekliyorduk.

Yanıma Hakkı Teğmen geldi ve;
"Allah yar ev yardımcınız olsun komutanım,telsiz odasından geliyorum da
öyle konuşmaları dinledim galiba teröristlerin yeri bulunmuş şimdi gelecek
olan takviye ile birlikte nokta harekatı yapılacakmış.

Sözünü bitirdikten sonra "Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun"diyerek
cevap verdim.

Çağrı yapıldıktan 15 dakika sonra helikopterler geldi.
Piste inen helikopterde sadece mürettabat vardı diğer toprak
zemine inen helikopter ise içinde yaklaşık 10 kişiye yakın jandarma
komando personeli vardı.

Helikoptere binmeden önce Abdullah'a yanına 8 kişi alıp diğer
helikoptere bin ini bölgesinde irtibat kurarız dedim.

Emredersiniz komutanım diyerek eliyle çağırdığı
8 kişi toprak zeminde ki helikoptere bindi ve ardından
helikopter havalandı.

Sonra ise bulunduğum helikopter havalandı.
Düz kalkarken camdan karakola baktım belki son
gelişim olur diye ardından helikopter ucunu aşağı indirince
öne doğru gitti ve intikal bölgesine doğru hareket edildi.

Engebenin bitip, hafif yükselti olan fakat helikopterin
inmesine imkan sağlayan bölgeye iniş yapmıştık.

Küçük sıra kayaların oluşturduğu yere gidip
her ihtimale karşı mevzimizi almış ve Abdullah ile birlikte
geri kalan tim mensubunu bekliyorduk.

O ara yanımda bulunan Hüseyin'e baktım.
Ardından diğer tarafımda bulunan Cengiz'e baktım.
Bir değişik bakıyordu hatta elleri çok hafif titriyordu.

Uzaktan duyulan helikopter sesiyle
yanıma Hüseyin'i alarak iniş noktasına
geldim ve el hareketi ile yerimizi belli etmeye çalıştım.

Belli olmuş olmalı ki helikpter yavaştan bulunduğumuz
yere inmeye başladı ve ön tarafı kaldırıp arka tarafı aşağıya itti.
Pilot hatırladğım kadayırla Binbaşı rütbeliydi fakat çok tecrübeli
olduğu yaptığı manveralarla anlaşılıyordu.

Abdullah ve 8 kişi indikten sonra helikopter bizi dağda
yalnız bırakmak için havalandı ve uçup gitti.
Ortamda ki sessizliği bozmak ve ısıtmak için;
"Aslanlar yine yalnız kaldık.DAĞLAR bizim evimiz
yalnızlık bizim kaderimiz ve kaderde vatan için ölmek varsa gam da yok şikayette"

Timin morali yerine geldiği söylenemez aslında moralin bozuk olması
ani gelişen olaydı.
Bu olayda 2 askerimizde şehit olmuştu ve yaralılarımız vardı.

Telsizimi alıp, merkezden terör grubunu takip eden timin
frekansını ve operasyona katılan diğer timlerin frekansını istedim.
Elimize kağıt verilmediği için frekans konusunda bilgimiz yoktu.

Hüseyin ile az önce bulunduğumuz kayaların orada bizim askerlerimiz vardı.
Abdullah'ı ve diğer askerleri arkamıza alıp o tarafa doğru gittik.

Ardından kayalarda mevzilendik ve Abdulah ile birlikte
haritada bize verilmiş olan yerleri işaretledik.
Hangi tim hangi yönden ve hangi bögleden gidecek
ona göre işaretlendirme ve isimlendirme yaptık.

Ardından pkk grubunu takip eden timden
telsizime çağrı göndermesini ve bilgi vermesini bekledik.

Geldikten 15-20 dakika sonra telsize çağrı yapıldı.
ismini tamamen unuttuğum ki o isimle sadece bir kez
aynı görevde yer aldığım için direk tim1 komutanı yazacağım.

-Tim1 komutanı teğmen xxx
-Teğmen Mehmet burası atmaca dinlemede.

Bu arada atamca dediğim operasyonda ki tim ismidir aynı birimden olunca
bu atmaca1 atmaca2 şeklinde devam eder.

-Grup şuan mağarada. Büyük ihtimal gece vakti tekrar hareket edecekler.
-Etrafı sardınız mı?
-Evet diğer takviye unsurlarını bekliyoruz
-Biz hemen yola çıkıyoruz tahmini varış süresi en fazla 45 dakikayı bulur.
o zamana kadar bekleyebilme şansınız var mı?
-Karşı taraftan bir hamle gelmez ise bekleyeceğiz .
-Anlaşıldı.

Telsizi, yeleğime yerleştirdirtikten sonra timin hazırlanmasını emrettim.
Ardından arada 1-2 metre mesafe bulunduracak şekilde en önde ben
orta da Hüseyin ve arkada Abdullah düzeninde hedef noktaya
doğru ilermeye başladık.

Hedef noktaya ilerlerken olası bir pusu ya da temasa karşı
emniyet açık şekilde yürüdük. Yaklaşık 50 dakika gibi bir
sürede mağaranın bulunduğu yere vardığımızı hatırlıyorum.

Bizden önce bir Jandarma komando timi de gelmiş ve yerini almıştı.
Biz mağranın sol tarafını gören bir yere yerleştik ve telsizimi elime alıp
diğer tim komutanlarına mevzi aldığımızı bildirdim.

Ardından son takviye unsurunun gelmesini beklerken
mağarayı gözlemeye başladıkMG3 nişancısı ve yardımcısını
yanıma çağırdım ve onları bizden biraz daha yükselti de
bulunan ve mağrayı yine sol taraftan gören
noktaya gidip orada yerleşmelerini istedim.

Yalan olmasın, mağara tam görebiliyor olsakta
etrafta başka gruplar olabilirdi.
MG3 ve yardımcısının görüş alanı bize göre daha fazla olması
için bizden biraz daha yüksek olan noktaya yerleştirdim.

Mağara ile aramızda yaklaşık 290-370 metre arasındaydı(hatırladığım kadarıyla)
Güneşin batmasına da yaklaşık 30 dakika falan vardı hatırladığım kadarıyla.

Eğer çatışma karanlıkta çıkarsa yanımızda
bulunan aydınlatma fişeklerini mağraya ve
etrafına atıp görüş sağlayacaktık.

Güneş battıktan 15-20 dakika sonra diğer timin de
gelmesiyle bekleyiş son buldu. Artık içeride bulunan
katillere teslim ol çağrısı yapacak ve eğer ateş ile karşılık
verirlerse çatışma çıkacaktı.

Açıkcası herkes çatışmanın çıkmasından yanaydı.
2 tane aslan gibi gencin katilleriydi bu şerefsizler.
Hiç bir şey olmamış gibi teslim olup sonra da pişmanlıktan
faydalanıp belli bir süre sonra geri çıkacaktı bu şerefsizler.

Peki ya şehit edilen asker, polis veya köy korucusu
onlar nasıl geri gelecekti?

"Teslim olun etrafınız sarıldı" sesiyle sessizlik bozuldu.
Herkesin eli tetikte karşı taraftan bir hamle bekliyorduk
Fakat tek bir ses bile yoktu.

"Teslim olun etrafınız sarıldı kurtulma şansınız yok"
Tekrar bekledik ve tek bir ses bile yok.

Herkes tabi hem heyecanlandı hem de sinirlendi.

"Son kez çağrı yapıyorum teslim olun ve kurtulun etrafınız sarıldı"
Der demez dışarıya fırlayan yaklaşık 3 ya da 4 tane bin kurusu
nerede olduğumuzu bilmediği halde rastgele ateş etmeye başladılar.

Eee biz dururmuyuz bizde cevap verdik.
Zaten çatışma çıkar çıkmaz şiddetini 5 dakika da yoğunlaştırdı.
Mağaradan 5 kişi daha çıktığı öyle hatırlıyorum ve çıktıkları gibi
direk mevzi aldılar ve namlu ucumuzdan çıkan ışıktan bizlerin
yerini tespit edip ateş etmeye başladılar.

Çatışma devam ederken arada sırada kimisi mağaraya girmeye
kimisi ise mağaradan çıkmaya çalışıyordu.

Paşalar mağaradan çıkan birisine doğru nişanımı aldım
ve kendini açık alana bırakınca tetiği çektim.
Baktığımda yere düşmüş ve büyük ihtimal ölmüştü.

Paşalar ilk defa o gün birisini vurduğuma kesin kanaat getirdim.
ilk defa o gün bugün 1 kişi vurdum dedim