Biraz başladım, 4. sayfada artık yalan olduğu gözümüzün içerisine sokulmuş, hikayede bayağı incinlıklar var;
Şu sorularıma adam gibi cevap verirsen sevinirim;

Bir entry'de ilk çatışmaya girdikten sonra Hakkari'den Kayseri'ye nakil oluyorsunuz tim olarak.(Sezgin dediğin haberci çocuk sana izin alacağın alay komutanının geldiğini haber veriyor)

1. Sorum, Hakkari'ye usta birliği çıkan çocuğu veya içerisinde astsubay bulunan timi Kayseri'ye göndericek askeri sistem nedir?
Acemide tim olarak komando eğitimi alanlar, tim olarak gidiyor bir yerlere ancak, usta birliğinde böyle bir şey yok. Hakkari'de ki timi kaydıramazlar bu olayı bir açıklar mısın ? "Teğmen"

Soru 2:
KTM'lere girmeden Hakkari'ye nasıl gidiyorsunuz siz veya devre arkadaşlarınız ? 33 Askerimizin şehit edilmesinden sonra bölgedesiniz?

Soru 3: ilk karakol baskınında baskın geçtikten sonra kafanıza göre asla KHO ve Akademide öğretildiği gibi engebeli arazide kullanılması uygun olmayan düz ve geniş arazi harp taktiği olan "turan" taktiği ile nasıl karakola pusu atılan mevzilere gidiyorsunuz? Emir-Komuta zincirini nasıl deliyorsunuz? Yazılı-Sözlü emir almadan tek yıldız teğmenin böyle bir yetkisi var mıdır?
'
Soru 4: Puşt dediğiniz Yüzbaşının timinden (habercisi aracılığı) ile teğmen olarak nasıl rapor isteyebiliyorsunuz? Siz herhalde Hakkari'de emir-komuta bilmeden teğmenlik yaptınız?
Soru 5:Haberci yapılacak çocuklarda soğukkanlılık konusunda sürüngenler kadar iyiler, ben hiç yaralı haberi verirken "ağlayan" haberci duymadım, görmedim, bilmiyorum. Hele yüzbaşının timinde(yüzbaşıda timin nasıl başında oluyor oda ayrı muamma) sürekli yüzbaşının yanında duracak çocuk nasıl alıyor?
Soru 6: Rapor sormadan önce, haberciniz olduğuna göre bir telsiz sisteminiz yok muydu sizin? 20-25 dk süren bir çatışmada şifreli dahi olsa iletişimde olmanız gerekmiyor mu ?

Daha onlarca saçmalık var hikayenin içerisinde, çok savaş filmi izleyip, Barış Asteğmenin hikayesini okuyup gaza gelen en fazla 18-19 yaşında bir ergenin yazdığı yazı dizisi ötesi yok.

Haberci Sezgin bir Hakkari'de bir Kayseri'de hikayenin devamında Hakkari'ye geri gider, Polat Alemdar sanki arkadaş.

Özetle; Yalan ötesi yalan hikaye.

EDiT: Aşşağıda bir entry daha okudum;

-Telsizden takviye istiyorsunuz
-Karşınızda ki subayda "Takviye geliyor" diye anons geçiyor.

Destek tim'i, dibinize dahi gelse, mevzinizin içinde bile olsa komuta merkezinden PKK'lıların dinleme ihtimaline karşılık şifreli geçer o anons, gelmeyecek tim, dayanın aslanlarım falan diye anons geçilir ki destek geleceğini anlayan binler yola pusu kurmasınlar, destek tarafına sızma yapmasınlar.

SENiN BEN YALANINA OSURAYIM BE "TEĞMEN"

graytr kardeşimiz, özel mesajdan 1. soruyu açıklamamı istemiş;

attığın entryi direk kopyalıyorum.

"Akşam MURAT'ı uğurladıktan sonra keyfim biraz kaçmıştı.
Sabah erken uyandım ve yürüyüşe çıktım.
Bu kez yine şehre adapte olmuştum.

30-45 dk yürüdükten sonra tekrar orduevine döndüm ve
kahvaltıyı tugayda yapma ve geç kalmamak açısından
odama çıkıp üstümü giydim ve askeri araca atlayarak
TUGAY'a doğru yol aldım.

Tugay'da aylar sonra ilk iş günüm... Baya yabancı hiss ettim kendimi.
Kahvaltı yaptım. Sezgin'i buldum biraz sohbet felan ettim.
Sonra odama gittim ve oturdum.
Bölük komutanının odasında olmadığını duyduğum için
bekledim. Sonra Sezgin geldi ve bölük komutanının odasına
girdiğini bana söyledi. Bende hemen şapkamı takarak
hızlı adımlarla BÖLÜK KOMUTANI odasına koştum."

Bu tugay Kayseri'de;
Sezgin Hakkari'deki timinde haberci iken nasıl Kayseri'de Tugay'a geliyor senle paşam?