-
526.
+12Bugün son bölümü uyuml bir parçayla sonlandıralım.
Takip eden-etmeyen,okuyan okumayan herkese teşekkürler.
Yüreklerine sağlık.Özellikle okuyan kardeşlerimin gözlerine sağlık.
https://www.youtube.com/watch?v=w7N5hCT29mA
Bölük komutanının odasından çıkmış ve
odamıza hazırlık için gidiyorduk.
Bu arada bizim taburda ki timler hazırlık yapıyordu.
Harekat yolculuğu hava yoluyla yapılacakdı.
Saat sabah 5, herkes kalkmış ve kışın soğuk havasında
kıyafetleri giyiyordu.
Kar kamuflajını giymemişti.
Daha doğrusu karlar erimişti.
Kıyafetleri giydik,kış kıyafetlerini
fakat hava yine soğuktu.
Karanlığın sessizliği,sessizliğin karanlığı meşhurdur derler.
Tabura verilen binanın içtima alanında büyük bir asker
topluluğu vardı.
Çantalarımızı aldık.
Time yeni gelen astsubayım olan Haktan'na megafon verildi.
Eğer dağda itelrle karşılaşırsak teslim ol çağrısı yapılacaktı.
Saat 6 gibi piste olan 5 giborsky,ilk bölüğü aldı.
4 giborsky'e timler binecek ve 1 tane giborsky ise
timlerden arta kalan.
Her bölüğün ineceği mevkiler vardı.
Bize en yakın bölük bizden 4-5 saat uzaklıkta ki başka bir
tepede olacaktı.
Her tim arasında ise rahat 3 km olacaktı.
Dediğim gibi normal piyade sınıfı ile komando piyadeler
ortak çalışacaktık "iki farklı birim tek amaç" sözüyle
başladık operasyona.
Özel bir adı falanda yok arkadaşlar.
Her operasyona bir isim verilecek diye bir şart yoktu.
En önemlisi ise telsiz ile görüşmeler tamamen kriptolu olacak
ve tehdit oluşturacak her şey değerlendirelecekti.
Operasyon kaç gün sürer diye bir endişe yoktu.
1 hafta,1 ay veya 2 ay hatta daha fazlada olabilirdi.
Bu tamamen bizde ki şans ve dikkate bağlıydı.
Bu operasyonda tek avantaj "BiZiM iSTEDiĞiMiZiN OLMASIYDI"
Yani biz pusu atacak,biz saldıracaktık.
Bu sefer pkkdan biz habersiz değil,pkk bizden habersiz olacaktı.
Saat 6.30'da ilk gibosky geldi.
Hemen ardından peş peşe giden helikopterler.
Bizim sıramız 3 tü.
Beyler inanın çoğu mevki isimlerini u -
527.
+828 NiSAN TARiHiNDE ŞEHiT OLAN KAHRAMAN VATAN EVLATLARI;
P. BNB. ÖMER AKTUĞ 28.04.1987/Şemdinli-Hakkari
P.ÜTĞM. iZZETTiN POLAT 28.04.1987/Şemdinli-Hakkari
P.ER. MEFTUNI DUMAN 28.04.1987/Şemdinli-Hakkari
P.ÇVŞ. RIDVAN MERT 28.04.1987/Şemdinli-Hakkari
P. ÇVŞ. YILMAZ CELEP 28.04.1987 /Şemdinli-Hakkari
P.ONB. ERDENiZ SAN 28.04.1987/Şemdinli-Hakkari
P. ONB. TAMER ÖZDEMiR 28.04.1987/Şemdinli-Hakkari
P. ONB. CEMALETTIN SEKERCi 28.04.1987/Şemdinli-Hakkari
P. ER AKIN KURTOĞLU 28.04.1987 /Şemdinli-Hakkari
P.ER. BAHATTIN GUNDUZ 28.04.1987/Şemdinli-Hakkari
P.ER. SEYHMUZ KARDAS 28.04.1987/Şemdinli-Hakkari
J.ER. MEHMET ALi AYDOĞAN 28.04.1991/Uludere-Şırnak
P. ER ŞAHIN BEYCAN 28.04.1992/Akçakale-Şanlıurfa
J.ER. HAMiT CEVHER KARAER 28.04.1994/Şırnak
J.ER. ÇETiN SAYIN 28.04.1994/Van
J.ER . HACI ŞAHIN 28.04.1994/Pülümür-Tunceli
J.ONB. ÜMiT GÖKDEMiR 28.04.1994/Pülümür-Tunceli
P. UZ.ÇVS. DOĞAN MUTLU 28.04.1997/Akçay-Şırnak
P.ER. ÜMiT ERDOĞAN 28.04.1997/Akçay-Şırnak
J.ER. OLCAY ERTEĞLi 28.04.1997/Çukurca-Hakkari
J.ER RIZA KARAHAN 28.04.1997/Hatay
P.ER. BiLAL KONYA 28.04.1998/Genç-Bingöl
J.ONB. AHMET SUER 28.04.1998/Şenoba-Şırnak
iS.UZM.ÇVŞ. ERKAN AYAZ 28.04.2010/Şemdinli-Hakkari
iS.ER. SELMAN YILMAZ 28.04.2010/Şemdinli-Hakkari
J.ÜTĞM.RAHMi ÇELiK 28.04.2016/Şırnak
J.UZM.ÇVŞ. ŞEVKET KOLANKAYA 28.04.2016/Şırnak -
528.
+7Paşalar, plan iptal oldu ve akşam saat 21.00 da burada olacağım. : )
Rastgele karşılaştığım bu parçayı da burada bırakayım.
https://www.youtube.com/watch?v=UE7u3CvlPnE -
-
1.
+1O zaman yerimizi ayıralım : )
-
1.
-
529.
+5
-
-
1.
+1Burdayım komutanım
-
1.
-
530.
+615 dakikaya atıyorum bu arada aklıma gelmişken:
P.Komd.Er. Hüseyin Evren 1989/Siirt
P.Komd.Tğm.Harun Kılınç 1992/Şırnak
P.Komd.Tğm. Cevdet Bahadır 1993/Şırnak
P.Komd.Ütğm. ibrahim Abanoz 1995/Şırnak-Uludere
P.Komd.Tğm.Harın Kılınç 1992/Şırnak
Mekanlarınız Cenent,Makamlarınız Şehit olsun
Teğmen Harun Kılınç fotoğrafı:
http://imgim.com/tegmen-ic.jpg
Teğmen Cevdet Bahadır Fotoğrafı:
http://www.imgim.com/3023...815765444_795778882_n.jpg
Üsteğmen ibrahim Abanoz Fotoğrafı:
http://www.imgim.com/4345inciy4063650.jpg
---
Harun Kılınç
https://www.youtube.com/watch?v=Xg6AERtev4A
---
ibrahim Abanoz
https://www.youtube.com/watch?v=MiG2Yh0Mqjs
---
Cevdet Bahadır
https://tr-tr.facebook.co...d%C4%B1r-176548879099071/ -
-
1.
+2ibrahim Abanoz komutanımız Allah rahmet eylesin sanki Barış Astgm. yazısında geçiyordu ?
-
-
1.
+1aynen bende öyle bişeyler hatırlıyorum
-
1.
-
1.
-
531.
+6Arkadaşlar "Polisimize destek için bir imza da sen at"başlığını sildim çünkü prim amacı
olduğunu söyleyenler oldu bu sebeple siz kardeşlerime atıyorum.
https://www.change.org/p/...en-at?recruiter=534132983
Polisimizin parçasınıda bu bölümde atmak istiyorum.
https://www.youtube.com/w...X8-4&feature=youtu.be
Saat 7.15 gibi helikopterler tekrar geldi.
Sıra bizdeydi.
Bizim bölükteydi.Atladık helikopterlere.
20 kişilik kapasiteyi aşmadık çünkü yüklerimiz ağırdı.
Binemeyen arkadaşlar başka bir helikopterle gelecekti.
Helikopter yavaştan havalandıı.
Tugay karargâhı çok rahat gözüküyordu.
Yavaştan helikopter hızını arttırıyor ve zamanı
verimli kullanmak istiyordu.
Eskisi kadar pilotluk isteğim kalmamıştı.
Beyler işin ilginç tarafı henüz
seçim olmamış daha doğrusu çağrılma belgesi
gelmemişti.
Arada sırada endişeleniyordum.
Acaba Kara Havacılık sınıfına alım yapılmış ve bana
çağrılma belgesi gönderilmiş fakat elime geçmemiş
diye düşünüyordum.
Helikopterin sol kapısında bulunan
cama kafamı yaslamıştım.
Sesten ve arada sırada helikopterin sağ-sol hareketlerinden
rahatsız olsamda aşağıya bakmak gerçekten muazzamdı.
Sonu bilinmeyen bir operasyona çıkıyorduk.
Herkes bunun bilincindeydi.
Herkes ölümün ise VATAN UĞRUNA olduğunun bilincindeydi.
Bu sebeple kimsede fazla korku yoktu fakat tek sıkıntı
geride gözü yaşlı bırakılacaklardı.
Beyler bahsetmemiş olabilirim
timde sağlık çavuşu Habib vardı.
Her bölüğe ait bir tanede doktor vardı.
Beyler time yeni gelen Astsubay Kıdemli Çavuş vardı.
ismini yazmamışım kusuruma bakmayın
Abdullah Kaçar diye hatırlıyorum...
Helikopter yavaştan sarsıldı ve ardından
ön taraf havaya, arka taraf aşağıya doğru pozisyon aldı.
3 dk sonra arka tekerlek yerle temas etti. -
532.
+8https://www.youtube.com/watch?v=fiyLTdMzY8M
Helikopterin tekerlek yerle temas edince
içeride bir sarsılma meydana geldi.
Ardından helikopterde bulunan astsubay
kapıyı açtı ve dışarıya atladı.
Açık kapıdan herkes sırayla atladı.
Diğer kapıyı açmadığı için sinirlendim
fakat gerginlik içinde tekrar gerginlik çıkmasın diye
astsubaya bir şey demedim.
Helikopterden indikten 3 dk sonra havalandı.
Ben haberci eri olan Hüseyin'i, yardımcım Ast.Kıd.Çvş.Abdullah
ve manga lideri olan Zafer Çavuşu çağırdım.(ismini Zafer diye hatırlıyorum)
Elimde haritam vardı. Haritada her yer isimlendirilmemiş
sadece Şeytan Dağı'nda bulunan hakim tepelerin rakımları
ve bir kaç köy ismi ile birlikte mevzki ismi.
10 dk sonra bir helikopter sesiyle
herkes ayağa kalktı.
Başka helikopterle gelen 5-6 timde ki erler indirildikten
sonra herkes yürüyüş düzeni aldı.
Herkesin arasında 3 metreye yakın mesafe olacaktı.
Daha önce yazmıştım diye hatırlıyorum bölükteki dört tim
birbirinden 3-4 km uzaklıkta olacaktı.
Her tim önümüzde veya arkamızda olacak değildi.
Önümüzde bir tim varken sağımızda başka bir tim vardı gibi
düşünün.
indiğimiz yerde birbirinden ayrılmamış 6-7 büyük kaya
kütlesi vardı.Görünürde bir kaç tane ağaç vardı. -
533.
+9https://www.youtube.com/watch?v=2Ht57FeDQis
Daha önce bir çok kez kullanılarak açılan patikadan
başladık yürümeye.
Etrafımızı dikkatle süzüyor ve tehdit unsuru
canlı/cansız her şeyin bana bildirilmesini istedim.
Yürürken biraz ne birazı abartılı bir şekilde heyecanlıyım.
Adrenalin hormonum tavan yapmış desem yalan olmaz.
Bastığımız yerleri özenle seçiyoruz ve
ben nereye basarsam geridekilerde oraya basmaya çalışıyor.
Toprak güzel görünsede aldanmamak lazım.
içinde mayın olabilir.
Hemen arkamda habercim var.
Ortalarda Abdullah Astsubay
en arkada Zafer Çavuş.
Doğada ki seslerden başka bir ses yok.
Afedersiniz burnunuzu çekseniz yankı yapar o derece.
Arada sırada telsiz ile diğer timlerle iletişim kuruyorum.
Onlardan yer tespiti yapmalarını istiyorum.
Haritada ki işaretlenmiş hakim tepeler birincil amacımız.
ikinci amacımız ise mağaraları daha doğrusu şüpe oluşturan
her türlü mağara,çukur ve mezra evlerini arama-tarama yapmak.
Yürüyüşe başladıktan 2 saat sonra kısa bir mola verildi.
ihtiyaç ve su molası olarak adlandırılan bu molada
haritayı elime geçirip kaç saat daha yürümemiz gerektiğini
tahmin etmeye çalışıyordum.
Dağda ki hakim tepelere küt diye çıkamazsın ki
çıkman mümkün değil.
illaha daha az yoran fakat daha fazla vaktimizi alan
zikzak şeklinde çıkabilirsin. -
534.
+9https://www.youtube.com/watch?v=G3gQtt9C8KQ
Elimizde çay,çaydanlık ve demlik var.
Gece ısınmamız için vverilmişse de
herkesin tek umut ve moral kaynağı gibi.
15 dk sonra herkes yerinden kalktı.
Kalktığı gibi bir şey unutmuş olabilirmiyim diye
etrafa dikkatlice baktı bütün askerler.
Bakınız eğer komando olarak yaapr ve kırsal alanda
görev alırsanız sakın ha oturduğunuz yerden kalktığınızda
2-3 kez çok dikkatli bir şekilde bakın.
Çünkü unutursanız, oradan geçebilecek olan it sürüsünü
üzerinize çekersiniz veya onları yakalamak olan göreviniz
başarısızlıkla sonuçların.
Kısaca Ava giderken avlanırsınız.
"Herkes düzenini alsın " dedi Zafer çavuş.
Bir kaç acemi olan genç söylene söylene kalktı.
Astsubayımız biraz sinirlidir ki genellikle bilinen bir şeydir.
"Ooo beyfendiler rahatsız mı oldu? Çay istermisiniz beyler?
Lütfen rahatınızı bozmayın bak kırılırım... "
Ufak bir sessizlik oldu ardından Abdullah Astsubay
"lan zütünüzü kaldıramıyorsanız ne diye komando oldunuz" dedi.
Ben biraz güldüm ardından Abdullah Astsb. yanıma gelerek
"kusuruma bakmayın komutanım" dedi.
Ben tabi estafurullah doğru olanı yaptın gibisinden bir şeyler söyledim.
Ardından sıra düzenini bozmadan tekrar yürümeye başladık.
Bitmiyordu bu yollar.
"ÖLÜME GiDEN YOLLAR"
"ACIYA GiDEN YOLLAR"
"CENNETE GiDEN YOLLAR"
"VATAN UĞRUNA GiDiLEN YOLLAR"
Bitmek bilmiyor ve her adımda başka bir endieş vardı.
Öğle vakti gelmiş çatmış güneş tepemizde olsada
etkisini fazla hissettirmiyordu.
Hava serindi.Bulut yok fakat akşam çektireceği
var gibiydi... -
-
1.
0ayraç hffg
-
1.
-
535.
+10https://www.youtube.com/watch?v=G3gQtt9C8KQ
Elimizde çay,çaydanlık ve demlik var.
Gece ısınmamız için vverilmişse de
herkesin tek umut ve moral kaynağı gibi.
15 dk sonra herkes yerinden kalktı.
Kalktığı gibi bir şey unutmuş olabilirmiyim diye
etrafa dikkatlice baktı bütün askerler.
Bakınız eğer komando olarak yaapr ve kırsal alanda
görev alırsanız sakın ha oturduğunuz yerden kalktığınızda
2-3 kez çok dikkatli bir şekilde bakın.
Çünkü unutursanız, oradan geçebilecek olan it sürüsünü
üzerinize çekersiniz veya onları yakalamak olan göreviniz
başarısızlıkla sonuçların.
Kısaca Ava giderken avlanırsınız.
"Herkes düzenini alsın " dedi Zafer çavuş.
Bir kaç acemi olan genç söylene söylene kalktı.
Astsubayımız biraz sinirlidir ki genellikle bilinen bir şeydir.
"Ooo beyfendiler rahatsız mı oldu? Çay istermisiniz beyler?
Lütfen rahatınızı bozmayın bak kırılırım... "
Ufak bir sessizlik oldu ardından Abdullah Astsubay
"lan zütünüzü kaldıramıyorsanız ne diye komando oldunuz" dedi.
Ben biraz güldüm ardından Abdullah Astsb. yanıma gelerek
"kusuruma bakmayın komutanım" dedi.
Ben tabi estafurullah doğru olanı yaptın gibisinden bir şeyler söyledim.
Ardından sıra düzenini bozmadan tekrar yürümeye başladık.
Bitmiyordu bu yollar.
"ÖLÜME GiDEN YOLLAR"
"ACIYA GiDEN YOLLAR"
"CENNETE GiDEN YOLLAR"
"VATAN UĞRUNA GiDiLEN YOLLAR"
Bitmek bilmiyor ve her adımda başka bir endieş vardı.
Öğle vakti gelmiş çatmış güneş tepemizde olsada
etkisini fazla hissettirmiyordu.
Hava serindi.Bulut yok fakat akşam çektireceği
var gibiydi... -
536.
+8"UĞURLAR OLSUN EY BU VATAN UĞRUNA KAN AKITAN VEYA KAN UYKUSUNA YATAN
YiĞiTLER... MEKANLARINIZ CENNET OLSUN.ALLAH SiZLERDEN RAZI OLSUN"
https://www.youtube.com/watch?v=Bh5wMoBo1nw
Güneşin batmasına 1-2 saat gibi bir vakit vardı.
Hava yavaştan değil de direk soğmaya başlamıştı.
Yürüdüğümüz için biraz ısınıyor ve soğukluğun
bize yapacağı etkisini azaltığımızı düşünüyorduk.
Ağzımızdan artık buhar çıkmaya başlamıştı.
Yavaştan hava kararıyordu.
Her geçen dakika sanki dağ bizi yutuyordu.
Jandarma Komando timlerinden öncü tim ile
iletişime geçtim.
Yer tespiti istedim ve 2-3 dk sonra
"SiZE DOĞRU KUZEYDEYiZ,ARAMIZDA EN FAZLA 4 SAATLiK MESAFE VAR"
Biz yürüdükçe ısınıyor ve daha çok sinirleniyoruz.
Şerefsizler yüzünden onca çile çekiyoruz.
Saat 20.00 gibi hava artık hissediliyor ve
ağzımız titriyor.
Ağzımızdan çıkan buhar ile ellerimizi ısıtıyoruz.
Kapalı bir alan da yok ki ateş yakalım.
Beyler bütün birimler artık duracaktı.
Fakat yarın düzen değişiyor daha çok gündüz dinlenme
gece hareket edecektik. -
537.
+8https://www.youtube.com/watch?v=wK3tghCRrqITümünü Göster
Telsizden bir çağrı yapıldı fakat duyamadım.
ikinci kez tekrarlanınca telsizden net gelen ses şuydu;
"ŞAFAK VAKTi KAHVALTI HAZIR OLSUN, YARIM SAATE GELiRiZ"
Evet beyler şifreli bir mesaj gönderilmiş manasıda
şafak vaktine kadar dinlenecek ve şafak vaktinde
herkes hazır olacaktı.Yarım saat sonra ise hareket edilecekti.
Elimle dur işareti yaptım.
Etraf uyumak için uygun mu diye düşünmedim.
Etraf BASKIN YERSEK MEVZi ALMAYA UYGUN MU? diye düşündüm.
Olası baskında karşı tarafın mevzi alacağı yerlerin
karşısında 3-4 büyük kütleli kaya vardı.
Bizim için mevzi alınacak "KAYALARDANDI"
Herkes emniyeti açık biçimde yatacak anlaşıldı mı? dedim
Herkes onaylayan bakışlarla birlikte sessizce "emredersiniz"dedi.
Ardından çantalarından uyku tulumlarını çıkarmalarını istedim.
"Zafer" diye seslendim.
Koşarak geldi ve "Emredin komutanım" dedi.
"Herkes dörderli gözcülük yapacak ve iki saatlik nöbet tutulacak."
"Emredersiniz komutanım" dedi.
Elimle 2 farklı noktaya işaret yaptım.
"Burada nöbet mevzisi oluşturun ve mg3 leri nöbet mevzisinde sabitleyin
ardından nöbet tutan mg3 yardımcısına 2 tane ek el bombası verin birde aydınlatma fişeği verin"
"Emredersiniz komutanım"dedi ve ardından askerlerin yanına giderek
ilk nöbet tutacak askerleri seçemye başladı.
Ardından uyku tulumumu çıkartıp güzelce dinlenek için
vatan toprağına uzandım.
Belki rahat değildim ama olsun be Mehmet dedim.
Lütfen bu parçayı dinleyerek okuyun;
https://www.youtube.com/watch?v=te7b_if_bIs
Sen şimdi bu çileyi VATAN UĞRUNA çekiyorsun elbet bir gün bunun da
hesabı sorulur dedim.
Sabır acı,meyvesi tatlıdır sözü geldı aklıma.
Sonra birden gökyüzüne bakarken acaba dedim Murat'ın komşusu olabilecekmiyim
olacaksam daha ne kadar beklemeliydim diye düşündüm.
ister istemez annem/babam geldi.
Bu böyle olmaz dedim Mehmet. Fırsat bulursan bir gün vasiyet yaz.
Bizler ölürüz, yerimize sizler gelirsiniz be aslanlar.
Bak şimdi şehitlerimize onlardan geriye sadece
isimleri,anıları ve fotoğrafları kaldı.
Dedim ya bu vatan uğruna dinsiz şerefsizler tarafından kalleşçe
vurulan yiğitlerle elbet bir gün buluşacağız beyler.
işte o zaman her şeyinn hesabı sorulacak beyler..
Bu yazıyla günü bitirmek istiyorum;
Şehit Jandarma Komando Zekeriya Gözyuman 12.12.1993 yılında Şemdinli/Üzümlü karalolunda
Göğsünden tek kurşunla vurularak şehit olur.Ondan geriye kalan ise bu şiirdir;
komando olmak onurumdur
olur ya bir çatışmada ölürsem
arkamdan yas tutmayın
bırakın toprağımda rahat içinde yatayım
bedenimden komandomu çıkarmayın
onlar benim gururumdur
ölünce kefenim olacak
başımdan mavi beremi çıkarmayın
o benim şanım şerefim olacak
ayağımdan botlarımı çıkarmayın
onlar nice yollar aşacak
şehit olursam sırat köprüsü"nden geçecek
elimden tüfeğimi almayın
o benim mezarıma sembol olacak
yaramın kanını silmeyin
ahirette hesabı sorulacak
göğsümden kör kurşunu çıkarmayın
o benim madalyam olacak. -
-
1.
+1Reyis naptın ya vallahi son kısımda duygulandım
-
1.
-
538.
+729 NiSAN TARiHiNDE ŞEHiT OLAN KAHRAMAN VATAN EVLATLARI;
P.Er.Hasan Atay 29.04.1987/Şemdinli-Hakkari
J.Er.Sedat Çelik 29.04.1989/Çiçekli
J.Er.Zeki Yolcu 29.04.1991/Ömerli-Mardin
J.Er.ismail Erçoban 29.04.1992/Yüceldi Köyü,Hozat-Tunceli
J.Er.Mevlüt Duru 29.04.1994/Şırnak
P.Er. Yaşar Arslaner 29.04.1995/Kemaliye-Erzincan
P.Onb.Yasin Gevrek 29.04.1997/Çukurca-Hakkari
J.Komd.Uzm.Çvş. Mustafa Ünal 29.04.2008/Genç-Bingöl
P.Er.Mesut Üstün 29.04.2008/Iğdır
J.Er.Olcun Şahin 29.04.2009/Şemdinli-Hakkari
P.Komd.Uzm.Çvş. Salih Akyürek 29.04.2009/Lice-Diyarbakır
P.Komd.Çvş. ilhami Hardal 29.04.2009/Lice-Diyarbakır
P.Komd.Er.Miktat Beder 29.04.2009/Lice-Diyarbakır
P.Komd.Er. Murat Çavdar 29.04.2009/Lice-Diyarbakır
P.Komd.Er. Mehmet Ali Karaduman 29.04.2009/Lice-Diyarbakır
P.Komd.Er.Zeynel Direkçi 29.04.2009/Lice-Diyarbakır
P.Komd.Er. Emrah Polat 29.04.2009/Lice-Diyarbakır
P.Komd.Er. Erdal Oral 29.04.2009/Lice-Diyarbakır
P.Komd.Er.Onur Gömze 29.04.2009/Lice-Diyarbakır
http://www.milliyet.com.t....2009/1088774/default.htm -
539.
+5Bugün saat 21.00 gibi başlayalım paşalar.
Bunu da şuraya bırakayım bir-iki dinleyen çıkar
https://www.youtube.com/watch?v=ib3lCMfVSQI -
540.
+7Herkese hayırlı akşamlar yeni gelenler var hepsi tekrardan hoş geldi.
Burada olmuş,olan ve olmayan paşalarıma benden gelsin.
"Elbet Bir Gün Buluşacağız"...
Bu parçayı dinlerken aklıma aşktan öte vatan geliyor.Vatan uğruna gidenler geliyor.
https://www.youtube.com/watch?v=te7b_if_bIs
Gökyüzü, sayamayacağımız kadar yıldız var.
Bilirsiniz ortam ne kadar karanlık ise gökyüzü o kadar görkemli olur.
Arada bir telsizden çıkan hışırtı ve askerlerin nöbet değişiminde
çıkardıkları sesten başka bir ses yok..
Lan dedim keşke avazım çıkana kadar, bütün gücümle
bir bağırsam şurada.
Nefret ettiğim bu dağlara olan nefretimi az olsa da kusmuş olurdum.
Geçen her vakit bizi iyice içine çekiyordu.
Kara delik misali bizi içine çektikçe sevdiklerimizden,seveceklerimizden,umutlarımızdan
ve hayallerimizden koparıyordu.
Kendi mi geçtim ya bu çocuklar dedim.
içlerinde sözlü desen var, evli desen var, baba desen var.
Diyelim vuruldular ve vatan uğruna kan uykusuna yattılar.
Peki ya eşleri ne olacaktı?
Ya çocukları ne olacaktı? Düşünsenize daha aylık bir bebekken
yetim kalıyorsunuz.
Hepsini düşündüm.
Yağız evlimiydi diye düşündüm?
Aklıma nedense girmiş ve zihnimi sürekli meşgul etmişti bu soru.
Evli olsa-olmasa ne değişiyordu ki.
Umutları elinden alınmış bir gençti artık.
Tabi birde VATAN UĞRUNA ŞEHiT olan bir Yiğit olarak anılacaktı.
Bulunduğumuz noktaya geleli 1-2 saat olmasına rağmen
birde aşırı yorgun olmama rağmen uyuyamamıştım.
Sessiz ve uyuyanları rahatsız etmeden Zaferi çağırdım.
Fısıldar bir biçimde "emredin komutanım" dedi. -
541.
+6https://www.youtube.com/watch?v=ATxRhKHVX7k
Sessiz ve uyuyanları rahatsız etmeden Zaferi çağırdım.
Fısıldar bir biçimde "emredin komutanım" dedi.
Ardından başladı sohbet:
B:Ben Z:Zafer
B:Niye ayaktasın oğlum gidip yat dinlenmeye ihtiyacın var.
Z:Komutanım inanın uykum tutmuyor.
B:Çay yapta içelim o zaman
Z:Emredersiniz komutanım.
Beyler yanımdan ayrıldı Zafer.
Ben ise uyku tulumundan çıktığım için havanın
ne kadar soğuk olduğunu bir kez daha anladım.
Lan nöbette bizim Cengiz vardı.
Aklıma direk "kertenkele" olayı geldi.
(Okuyan arkadaşlar hatıarlar diye düşünüyorum unutma ihtimaline karşı
şöyel atayım linkini en baştan 3.bölüm.)
Biraz tebessüm ettim fakat nöbette olduğu için kendisiyle
konuşmadım.hemen hemen 20-30 dk sonra zafer elinde
kağıt bardakla geldi.
"Zafer oğlum sırf ben değil sen de içeceksin" dedim
"Emredersiniz komutanım"dedi ve kendine de bir bardak koymak için gitti.
2-3 dk. sonra geldi yanıma oturdu.
Oda biliyordu sohbet edeceğimi,mutlu olmuş ve heyecanlanmıştı.
Dağın başında gece vakti sohbet etmek iyi gelirdi hep içimize mi atacaktık.
Lafa başlamadan önce
Zafer'e sessizce"Nöbetçilere de çay zütür"dedim.
"Emredersiniz komutanım"diyerek yerinden fırladı
iki tane bardak aldı ve 1 numaralı nöbet mevizisine zütürdü ardından
tekrar gelip iki bardak daha alarak 2 numaralı nöbet mevzisine zütürdü.
Normal şartlarda nöbette yemek,içmek,uyumak ve konuşmak yasak
fakat hava çok soğuk ve nöbetçiler üşümüş olabilir ki
kesin üşümüşlerdi. -
542.
+6Birazda Ferdi Tayfur dinlesek fena olmaz : )
https://www.youtube.com/watch?v=QK6_1iPmdtA
Vatan topraklarında oturmuş ve sağ tarafımda telsizim
sol tarafımda her ihtimale karşı G3 vardı.
Karşımda ise Zafer Çavuş.
Uzun bir sessizlikten sonra
B:Ben Z:Zafer
B: Memleket neresi Zafer?
Z:Komutanım aslen Karadenizliyim fakat küçüklüğümden beri Almanya'dayım.
B:Sen şimdi Alamancı mısın?
Z: (Ufak bir tebessüm ile) Öyle diyorlar komutanım.
B:Sen orada çalışıyor musun?
Z:Komutanım çalışıyordum fakat buraya gelmeden önce bıraktım.
B:Niye geldin olum vatandaşlık çıkartır gelmezdim.
Z:Yalan yok komutanım düşündüm fakat babam ve dedim buna çok kızdı.Bende geldim kader ki komando olduk.
B:Kadere boyun eğmek lazım, Allah ne yazmışsa o. Sağsalim gidersin inşallah.
Z:Nasip komutanım.
B:Bekleyen var mı?
Z:(Utangaç br şekilde) Var komutanım.
B:Allah kavuşmayı nasip etsin.
Z:Amin komutanım.
Birden ayağa kalktı Zafer...
Hemen anladım. Çayım bitmiş ve ayağa kalkıp bardağımı almıştı.
Beyler bana en çok dokunan neydi biliyor musunuz?
Bekleyen var mı? diye sorduğumda attığı o utangaç gülüştü.
Hani AŞK insanı mutlu eder ya, işte bu çocuk gerçekten AŞK yaşayanlardandı.
Koşarak geliyordu daha doğrusu hızlı adımlarla ses çıkarmadan.
Oturdu tekrar ve ;
Z:Komutanım ya sizin?
B:Yok be oğlum bize kim bakar.
Z:Demeyin öyle komutanım vardır belki geçmişte belki gelecekte.
B: Biliyor musun? aslanım iki işi birden yürütmek zor.Evlensem ne olacak ki?
ayda bir kere göreceğim belki.Oldu ya birde ölürsem arkamda kimseyi bırakmak istemem.
Z:Allah korusun komutanım,haklsınız sizde.
Sessizlik oldu.Ardından saate bakarak;
"Komutanım nöbet değişim vakti geldi"dedi.
Ardından kalkarak nöbet sırası gelen askerleri kaldırdı. -
543.
+6https://www.youtube.com/watch?v=oxVW-aY4DE4
1 numaralı ve 2 numaralı nöbet nöbet mevzisine giden
yeni nöbetçilerin yanından az önceki nöbet tutan askerler geçiyordu.
Cengiz'i yanıma çağırdım... Hakkında bir şey duymuştum.
"Cengiz gel bi 2-3 dk"dedim.
Geldi ve "emredin komutanım" dedi.
Otur işareti yaptım ve ardından Zafer'i çağırdım.
"Zafer çayları tazele" diyerek bardağımı verdim.
2 dakikaya çayları getirdi ve diğer çavuşu kaldırmak
için yöneldi.
B:Ben C:Cengiz
B:Kertenkeleler rahatsız ediyor mu?
C:(Hem güler hem de utanmış şekilde.) yok komutanım
B:Hayırlı olsun baba olmuşsun.
C:Sağolun komutanım
B:Allah analı-babalı büyütsün erkek mi/kız mı?
C: Erkek komutanım.
B:Maşallah sağlığı nasıl?
C:Allah'a şükür iyi komutanım.
B:Ya eşinin durumu?
C: Onun durumuda çok şükür iyi komutanım.
B:Artık gidip dinlene bilirsin aslanım
C:Komutanım bir şey söylemek istiyorum
B:Buyur aslanım
C:Bebeğin adını siz koysanız
B:Yok daha neler
C:Lütfen komutanım benim için emeğiniz çok hem de sizi çamura düşürmüştüm ya
onun telafisi olur.
B:Sağol aslanım da sen ne düşünüyorsan uygundur benim için..
C:Lütfen komutanım ısrar ediyorum.
Aklıma direk Yağız geldi.
Allah'ın işine bak.
2 saat önceden beynimi meşgul ediyordu.
"iyi o zaman" dedim ve titrek bir sesle "Y-A-Ğ-I-Z uygun mudur?"
C: En iyisi komutanım. Allah rahmet eylesin...
Daha fazla ne o ne ben konuşabildim.
Her ikimiz de mazide kalan bir kaç anıyı canlandırdık aklımızda. -
544.
+624 Ağustos 2015 sabah vakti hakkari/Şemdinli'de askeri aracın geçişi sırasında eyp'nin
infilak ettirilemsi sonucu Astsb.Üçvş. Kenan Ceylan ve Sözleşmeli Er Ahmet Bıçakcı şehit olmuştur.
Ruhlarınız Şad olsun.
Bu parçayı Şehit olan Üstçavuş Kenan Ceylan söylemiştir.
https://www.youtube.com/watch?v=4PnFEKexUGY
Saat gece 12'yi geçmiş,gözüm hafiften kapanıyordu.
Uyku tulumu havanın soğukluğunu bir nebze olsun
bastırıyordu.
Bir iki saatde olsa uyumak çok büyük bir ödüldü.
Gözümü açtığımda saat 3 gibi bir şeydi.
Hareket saatine 1 saatten fazla fakat 2 saatten az vardı.
Nöbeti 1-2 saat önce bitenler hariç herkes yavaştan kalkıyordu.
Soğuk havada soğuk bir suyu elime zütürdüm ve ardından yüzüme.
işte artık soğuk suyun etkisiyle resmi olarak uyanmıştım.
"Zafer yatanları 10 dk sonra kaldır herkes en fazla 2 kumanya
harcasın.Çay hazır olsun da çıkmadan önce içimizi ısıtalım"
"emredersiniz komutanım"
"Abdullah Astsubay nerede"
eliyle büyük bir kaya gösterdi ve "komutanımız ihtiyacını yapmaya gitti"
Kayanın hemen yanında asker duruyordu.
5 dakika sonra Abdullah Astsubay yanıma geldi ve
"Günaydın Komutanım"dedi.
"Sanada günaydın astsubayım"dedim ve ardından
"Yanında sigara var mı?"dedim.
ilk önce ufak bir tebessüm ve ardından elini parkesinin cebine zütürdü ve
"Buyrun komutanım"dedi.
"Hay Allah'ına kurban astsubayım"
O dönemde bulunan Maltepe diye bir marka vardı hatırladığım kadar.
Ağır bir sigara olsada sıkıntıdan aldım bir tane.
"bir dakika komutanım"dedi Abdullah astsubay ardından
elni tekrar parkesine zütürdü ve kibrit çıkardı ve sigarayı yaktı.
Ardından "müsadenizle komutanım"dedi ve kendine de bir tane yaktı.
Çay demlenmiş,herkes ortada sadece 4 tane gözcü
nöbet tutuyor.
Yemeğini ve çayını yiyen kalkıyor ve yerine nöbet tutan asker geliyor.
Herkes 1 saat sonrayı düşünmüyor ANI düşünüyor. -
545.
+7https://www.youtube.com/watch?v=KM_Qgro0_L4
Telsiz hışırtısı ve ardından gelen çağrı
"Kahvaltı hazır mı?"
Düğmeye basılı tutarak
"Hazır"
"Anlaşıldı"
Artık hareket vaktiydi.
"Zafer, söyle düzene geçsinler,herkesin arasında
3 metre olacak ve emniyet açık olsun" dedim.
Sağlık Çavuşu'na seslendim ve
"Sen ortaya geç"
"Abdullah Astsubayım"
"Emredin komutanım"
"Sen benim arkamda dur fakat arada sırada yer değiştir"
"Emredersiniz komutanım"
Bismillah diyerek başladık uzun ve tehlikeli bir yolculuğa.
Bu arada telsizden, diğer timlere aynı şekilde şifreli mesaj gönderiliyor
mesaj farklı olsada konu aynıydı.
Patikadan yürürken çok dikkatli olmamız lazımdı.
Aşağı uçurum ve yukarısı engebeli arazi.
Daha da kötüsü herhangi bir temasta mevzi almak
imkansız.
Bu sebeple patikayı hızlı fakat dikkatli bir ekilde geçmeye çalıştık.
Saat 9 gibi soğuk olan hava etkisini azaltsada
yavaştan gökyüzü bulutlarla kaplanıyordu.
Yağmurun yağması zemini olumsuz etkileyecekti.
Bu sebeple adımlarımız çok daha hızlandı.
Patika bitişinden sonra yukarıya çıkmak için yöneldik.
1 saat sonra dümdüz uzanan küçük bir tepeye çıktık.
Dümdüz fakat mevzi alma konusunda hiç dert olmayan bir yer.
Her taraf büyük-küçük kayalardan oluşuyordu.
Herkes yorulmuş ve nefes nefese kalmıştı.
Elimi havaya kaldırdım ve "10 dk. ihtiyac ve dinlenme molası"
"Herkes ikişer şekilde mevzi alsın"
Ardından badili şekilde mevzi aldılar ve oturup biraz soluklandılar.
"Hüseyin ve Zafer buraya gelin"
Koşarak geldiler ve "emredin komutanım"diyerek tek cevap verdi Zafer.
"Şurada ki hafif yükselti olan yeri görüyormusun" dedim elimle göstererek.
"Evet komutanım"
"Kendinizi gösteremden arazi keşfi yapın"
"Emredersiniz komutanım"
Her ikisi de çantalarını ağırık olmasın diye yere koydular.
Ardından Kendilerini belli etmeden ağır ve mantıklı adımlarla
yükselti olan yere çıktılar.
Ben ve Abdullah Astsb. ise haritayı yere sermiş ve
rakımlı tepeleri kontrol edip, bulunduğumuz noktayı
saptamaya çalışıyoruz.
Birden yükseltiden bize doğru koşan Hüseyin'i gördüm.
sadece ben ve Abdullah Astsb. gördüğü için hemen G3 leri elimize aldık.
Abdullah Astb timde ki askerlere silahları ele alın ve hazır olun der gibi işaret yaptı.
başlık yok! burası bom boş!