1915 ermeni soykırımı

sAVAŞTAN önce resmi ermeni nüfusu 1 100 bindir. osmanlı arşivlerinde tehcir edilen ermeni sayısı 413,0 67 dir. kaldı ki osmanlı arşivlerine güvenmek zorundasın kafandan zütünden 600 bin 700 bin şeklinde rakam uydurmanın hiç bir mesneti dayanağı yoktur. ben şimdi sana desem 800 bin ermeni sürüldüğünü hangi kaynağa göre söylüyorsun desem ve sen sömürgeci ingilizlerin ve o dönemde hiç güvenilmeyecek bir devlet olan ingiliz kaynaklarını göstersen kusura bakma ben sana zütümle gülerim. Tehcire tabi tutulanlar ABD resmî kaynaklarına göre 486.000 [48], Catholic Encyclopedia'ya göre 600.000[49], Salahi Sonyel'e göre 700.000 [50] olarak geçmektedir. buradan da görüleceği üzere tehcire tabi tutulanlarla ilgili karmaşık birbirini tutmayan kaynaklar mevcut bu durumda kime gveneceğiz. aklı selim düşünmek gerekirse osmanlı tebasında bulunan arşivlerin kaynaklarına güvenmekten başka yapabileceğimiz hiçbirşey yok he sen diyebilirsin yok o 800 bin di diye. ben art niyetli olduğunu düşünürüm çünkü sana farklı devletlerin farklı resmi kaynaklardan yaptığı rakalmları vererek konuşuyorum. izafi yuvarlama konuşmuyorum. ayrıca ermeni tehciri ağır kış koşullarında değil 24 nisan 1915 de nisan ayında bahar ayının ortasında başlatılmıştır. kaldı ki bunun kış koşullarında olması da hiçbirşeyi değiştirmez. çünkü savaş ortamında birçok cephede savaş veren osmanlı devletinin sadece çanakkalede verdiği şehit sayısı 57 bindir. hastalı sonucu ölen askerler komutanların yanlış stratejisiyle telef olan askerleri ve azınlıkların isyanlarıyla katledilen sivil halkı da dahil edersek çok büyük rakamlara ulaşırız. hitlerin nazi dikdatöryasında yahudilere yaptığı soykırımdır çünkü sistematik olarak saf üstün bir ırkı oluşturmak amacıyla etnik temizliğe giriştiği çok aşikardır. fakat osmanlının durumu soykırım kelimesinin anldıbını ihtiva etmez ermeni tehciri kararı almasında. tam aksine o karışıklıktan kendini savunmak amaçlı sürgün o günkü koşullar altında değerlendirildiğinde en uygun çözümdür. hangi devleti osmanlı yerine koyarsanız koyun o günkü koşullarda ermenilere karşı alınacak kararların en hafifi bile osmanlının vermiş olduğu tehcir kararından daha ağır olacaktır. eğer o şekilde düşünecek olursan enver paşaya da soykırım suçlusu demen gerekir 120 bin askerin soğuktan donarak ölmesine sebep olması onun çok büyük bir strateji yanlışıyla osmanlı devletine ve askerlere zarar vermesi türk ırkını yok etmesi amacıyla yapılmamıştır aynı şekilde de ermeni tehciri etnik temizleme girişimiyle yapılmamıştır. soykırım dğeildir savaş suçu değildir. sadece savaşın o çirkin yüzünün sonuçlarıdır. ikinci dünya savaşının bilançosunun 60 milyon ölü olduğu düşünüldüğünde o zaman 60 milyon ölü var hangisi daha fazla öldürdüyse onlar soykırım suçlusudur diye betimleyemezsin. bunun kelime anlamı sınırları çizilmiştir. bir adam on bin tane bina dikse bu binalara çürük olsa ve çoğu çökse müteahhit bilinçli taksirle toplu ölüme sebep olmaktan suçlanır kasten isteyerek tasarlayarak ölümden suçlu tutulamaz. soykırımda da aranan koşul kasttır sistematik olmasıdır bir ırkı temizlemeye yönelik olmasıdır. taksir soykırımın bileşenleri içerisinde bulunamaz. osmanlının içinde bulunduğu durumda da tehcir kararı ölümlere nedne olduysa bile bu bilinçli taksir suçunu bile oluşturmaz ancak basit taksirden söz edilebilir. çünkü seçenekler dardır. daha kötü sonuçlara mal olabileceği çok açık ve aşikarken yapılması mecburi olandır. ceza hkukunda dahi insan vücuduna herhangi bir saldırı girişimi bulunulduğunda kişinin kullanacağı karşı hak nefsi müdafa hakkıdır. devletin de kendini savunma hakkı nefsi müdafa hakkı sınırları içerisindedir. ha eğer o günkü koşullarda tehcirden başka çok net olan somut bir adımı devlet bilerek isteyerek atmamış olsaydı durup dururken savaş ortamı dışında herhangi bir tehdit oluşturmuyor olsaydı ermenile ve tehcir gerçekleştirilseydi o zaman oturup tartışılabilirdi soykırım var ya da yok diye. fakat şu durumda bunun tartışması bile yapılamaz. insani duygularınız aa o kadar insan ölmüş demeniz tek başına soykırımı açıklamaya yetmez. olayları tek bileşeniyle değil günün koşulları altında resmi rakam ve kaynaklara dayanarak belirtmeniz ve görüş bildirmeniz sizin bir şovenist olmadığınızı anlamamızı sağlar aksi durumda entel geçinen demogaji ustası ergenlerden öte geçemeyeceğiniz aşikarıdr.

dipnot madımakta yapılan katliamdır maraş katliamı acı bir katliamdır ben objektif biriyim bunlara olay gözüyle bakmam ama 1915 ermeni tehciri kesinlikle soykırım dğeildir. olayın siyasi olduğunu görmemek için ancak art niyetli olmak gerekir.

@1 hitler hakkinda atip tutma, o yapilan soykirim benim milletime yapilmistir sevgili panpacigim, az biraz bir seyler bilirim.

hitler taaa 1919 yilinda yahudilerin avrupada tamamiyla yok edilmeleri gerektigini söylüyor.
1925 yilinda kavgam kitabinda yahudilerin gazlanip yok edilmesi gerektigini vurguluyor.
ayrica 30.01.1939 yilinda hitler reichstag'da avrupali yahudilerin kökünü kaziyacagini acikca belirtmistir.
reichstag tutanaklarinda bunlarin hepsi mevcut.
1942 yilinda ise endlösung der judenfrage ile avurapadaki bütün yahudilerin yok edilmesini emrediyor.

yazili emirler verilirler. koca bir ülkede yazili emir olmadan yaprak kipirdamaz. ikinci dünya savasi sonuna dogru bir cok belge hitler ve yüksek düzey naziler tarafindan yok ediliyor. ausschwitz'de onca tibbi deney yapilmasina karsin o tibbi deneylerin sonucunu kimse bulamiyor oysa mengele iki kamyon dolusu dosyalara sahip oldugunu bircok yerde belirtiyor. niye? cünkü naziler geminin battigini biliyorlar.

ayrica nürnberg yargilamalari var ve orada da bircok belgenin yok edildigi acikca ortaya cikiyor. osmanli subaylari da yargilaniyorlar malta adasinda ancak suclarini sabit görebilecek hicbir sey yok. insanlarin hastaliktan, sefaletten, savastan veya haydutlarin saldirisinda ölmeleri bir soykirim anlamina gelmiyor cünkü. bir irki yok etme kasti gerekiyor ve bu kasit tespit edilemiyor. holocaust esnasinda bu kasit var. insanlar toplama kamplarina tikistirilip gaz odalarinda gazlanip krematoryumlarda yakiliyorlar. insan derisinden yapilmis abajurlar bugüne dek mevcut.

kaldiki osmanli döneminde bircok subay osmanli askeri mahkemelerinde ermenileri koruyamadiklari veya onlara kötü muamele ettikleri icin yargilanip idam ediliyorlar. 3. reich icinde bir nazi subayinin yahudilere kötü muamele ettigi icin yargilanip kursuna dizildigi ise daha görülmemistir.

ayrica boghos nubar pasa var. 1919 paris konferansinda söyledikleri var. o 300.000 ölüden bahsediyor. sistematik bir öldürmeden bahsetmiyor. hastaliklardan bahsediyor, kürt gruplarinin saldirilarindan bahsediyor. o, o dönemin tanigidir. olaylarin neredeyse sicagi sicagina pariste konusmaktadir. bugün ise, yani neredeyse olaylardan 100 sene sonra herkes atiyor ve tutuyor nafile yere.
sonra lepsius var. sadece halep'e gelen yarim milyondan fazla ermeniden bahsediyor.

yineliyorum: hicbir yahudi soykirima ugradigini "ispatlamak" icin sahte belge düzenlememistir. ama andonian düzenlemistir. ben de soruyorum. niye? boghos nubar pasayi yalanci cikarmak icin mi? bir öldürme kastini konstrükte etmek icin mi?
niye? niye tasnak arsivleri hala kapali? ne var o arsivlerde? niye hern iki taraf da seffaf degil?

yine dönelim yazili emir meselesine:
anadolu almanya degildir , 1915 de 1938 degildir. anadolu almanyadan cok daha büyük ve cok daha engebeli bir cografaydir, tabiki cok daha da geri kalmistir. telgrafli ölüm emirleri böyle bir cografya üzerinde verilmezlerse, nasil verilmislerdir? nasil anadolu'nun en ücra köselerine ulasmislardir? almanyada a noktasindan b noktasina haber göndermek otoban ve ray sistemi sayesinde hatta telefon sayesinde cok basitken, anadoluda nasil olmustur? orhan pamuk'un kulaklari cinlasin romanlarinda kars'a gazetenin 3 güne gittigini anlatir ki bahsettigi dönem 1915 degildir. biraz mantikli olmak gerekir. vicdanli ve objektiv olmak gerekir. bütün arsivler acilmadan burada söylenen her sey spekülasyondan ibarettir. sorularim var ve sorularima cevap alamiyorum.

birisi soykirim var diyor, birisi yok diyor. her ikisi de iyi tak yiyor cünkü ikisi de dogru degil. her iki tarafin da günahlari var ve gercek tam ortada bir yerde.

bir baktım da kendince bazı şeyler döşemiş başlık sahibi tek bir belge göremiyorum savunduğu tek tez hiçbir lider öldürün emri vermezmiş hitler bile bunu yapmamış ama bir iki tane sözüne bakması yeterli olur. şimdi efenim gelelim meselemize dayanaksız bu iddiayı somutlaşttıracak örnekler alıntılar bunlara cevaplarını falan göremiyorum sadece buharlaşma deyimi var ötesine geçmiyor. ermenilere soykırım yapılması ihtimali zaten geçmişle tutarlılık bile göstermiyor 600 yıl boyunca asimilasyon politikası dahi uygulamamış bir toplumun soykırım amacı gütmesi düşünülemez. hitlerin dikdatöryasıyla uzaktan yakından alakası olmayan süreçte bakın ermeniler için ne kararlar alınmış. talat paşanın mektubundaki amacını da doğruluyor bu kararlar.

1- sadece geri dönmek arzusunda bulunanlar göç ettirilecek, bunun dışında kimseye dokunulmayacak.
2- yerlerine iade edileceklerin, yollarda perişan olmamaları ve dönüş mahallerinde konut ve geçim sıkıntısı çekmelerinin önlenmesi için gerekli önlemler alınacak; gidecekleri bölgelerin idarecileriyle irtibat kurulup bu konudaki önlemler sağlandıktan sonra göç ve geri dönüş işlemlerine başlanacaktır.

3- bu şartlar dahilinde dönecek olanlara ev ve arazileri teslim edilecektir.
4- yerlerine daha önce göçmen yerleştirilmiş olanların evleri tahliye edilecek.
5- açıkta kimse kalmaması için geçici olarak birkaç aile bir arada yerleştirilebilecek.
6- kilise ve okul gibi binalar ile gelir getiren yerler, ait olduğu cemaate geri verilecek.
7- yetim çocuklar, istenildiği takdirde kimlikleri dikkatlice belirlenerek velilerine veya cemaatlerine iade olunacak
8- din değiştirmiş olanlar arzu ederlerse eski dinlerine dönebilecekler.
9- din değiştirmiş olan ermeni kadınlardan, bir müslümanla evli bulunanlar eski dinlerine dönme konusunda serbest bırakılacaklar. eski dinlerine döndükleri takdirde kocasıyla aralarındaki nikâh bağı kendiliğinden bozulmuş olacaktır. eski dinine dönmek istemeyen ve kocasından ayrılmaya razı olmayanlara ait sorunlar ise mahkemelerce halledilecektir.
10- ermeni mallarından, henüz kimsenin kullanımında bulunmayanlar, kendilerine teslim edilecek; hazineye devredilenlerin iadesi de, mal memurlarının onayı ile karara bağlanacak. bu konuda ayrıca açıklayıcı tutanaklar hazırlanacak.
11- göçmenlere satılan mülklerin sahipleri döndükçe, peyderpey bunlara teslim edilecek. bu konuda 4. madde aynen uygulanacak.
12- göçmenler, ellerinde bulunan ve eski sahiplerine iade edilecek olan ev ve dükkânlarda tamirat ve ilâveler yapmışlarsa ve arazi ve zeytinliklerde ekim yapmışlarsa, her iki tarafın da hukuku gözetilecek.
13- ermenilerden muhtaç olanların dönüşlerinde göç ve geçim masrafları, harbiye ödeneği'nden karşılanacak.
14- şimdiye kadar ne miktar sevkiyat yapıldığı ve bundan sonra her ayın on beşinci ve son günlerinde nerelere ne kadar sevkiyat olduğu bildirilecek.
15- osmanlı sınırları dışına çıkıp da geri dönmek isteyen ermeniler, yeni bir emre kadar kabul edilmeyecek.