18 yaşında yaşadığım yasak aşkı anlatıyor

yasaklı hikaye anlat panpa

ee

okumak yasak

bunlar nişanlığında tanıştık daha öncede bize tanıştırmaya getirmişti nihali nihal 22 yaşında bu arada aramızda 4 yaş var her neyse ben diyorum içimden kaptı yine köfte hor güzel hatunu filan artık iyice nihala karşı içimde bir hayranlık duygusu oluştu onunla konuşmama özen gösteriyorum karşılacağımız bir yere gideceksem üstüme başıma özen veriyorum onun yanında nedensiz mutlu oluyorum güzel bir kadına duyduğum saygı gibi düşünüyorum ama kendimi kandırdığımı nişan akşamı anladım yüzükleri taktıklarında parmaklarına nedensiz bir acı, hüzün ve keder oluştu bu gencecik yüreğimde

sonra nişanlandılar 2-3 gün mala bağladım ama nedenini bilmiyorum hala sonra nihal bize gelip gitmeye başladı sık sık annemle arkadaş olmuşlardı çünkü bu arada daha fazla konuşuyor daha fazla paylaşımlarda bulunuyorduk birbirimize, bir gün geldiğinde annem bankaya gitmişti 3-4 saate dönmeyecekti annen ne zaman gelicek dediğinde ilk başta 3-4 saat sonra gelir diyecektim ki sonra neden bu fırsatı değerlendirmiyorum dedim gelir 1 saate herhalde dedim içeri davet ettim oturduk muhabbet ettik birbirimize küçüklüklerimizi anlattık kahvemizi içtik bizim aile albümünde fotoğraflara benim çocukluğuma baktık 3-4 saat su gibi gelip geçti en sonunda annem gelmeyince ben artık kalkayım berkay dedi yanağıma bir öpücük kondurdu ve kalktı ben am üstünde züt giben ben utanmıştım yanaklarım kızardı nihalle hiç yenge muhabbetine girmedik veya abla muhabbetinede iki yaşıt gibi takılıyorduk en azından ben konuşmalarımla entelektüel bilgilerimle bu açığı kapatıyordum her şeye o konu hakkında az bilgim olmasına rağmen dilimin cambazlığıyla yorumlar bulunarak o işin üstadı gibi davranmayı başarıyordum yani hatunla konuşmasını biliyordum ve nihal yakışıklı binlerden değil bu tip erkeklerden hoşlanıyordu anlamıştım

hadi ver o nihali evlat

sonra konuşmalarımız telefona taşındı facebookta orda burda sürekli iletişim halindeydik çok iyi iki arkadaş haline gelmiştik ben ise yavaş yavaş ondan hoşlandığımı anlamış ama gavat mısın olum o senin yengen terbiyesizlik yapma deyip kendimi dizginlemeye çalışıyordum bu durum böyle 1 ay gitti ve ben artık kör kütük aşık olmuştum 1-2 kere dışarda baş başa buluşmuştuk bile nihalle sinemaya yemek yemeye gitmiştik şakayla karışık sen hata yaptın beni alacaktın filan diyordum , ve bakışlarını yakalıyordum üstümde ve birisinin bakışından anlarsınız ya hani anlıyordum boş değildi artık bana karşı bir başka bakıyordu çünkü hoşuma gidiyordu bu da ne yalan söyleyeyim

yalan ama okuyacam amk. hatta bunu yazarak uplamış da oluyorum. hoşuma gitti bin seri devam

bal köpüğü rengi göz ne beyin sıvısını gibtiim?

devam et baham..iyi gidiyon..

artık ufaktan ufaktan flört etmeye başlamıştık resmen beni kıskanıyordu bende her ne zaman özcan konusu açsa soğuk konuşmaya başlıyordum anlıyordu (bu arada nihalin ismi hariç diğer isimler temsilidir ) , gece 1:30 gibi jackimi açmışım yanında çikolatam ve sodam demleniyorum
artık ne kadar içtim hatırlamıyorum nihali aradım ve direk seni seviyorum dedim , duraksadı biraz kapattı telefonu ben ise ağlamaya başladım kapattıktan sonra , 5 dakika sonra telefonum çaldı artık seçemiyorum yazıları telefonda hep gözlerimde yaşların buğusu hemde jackin verdiği etki açtım onun o masum sesini duydum , bende ve sonra telefonun kapanışını

anlat panpa rezerved

rezerved

http://www.google.com.tr/...p;ved=1t:429,r:7,s:0,i:98

bunun biraz daha açığı panpa

yalanlarının dıbına koyum ama sardı dınlıyorum

sonra sigaramı yaktım 2 çekişte bitirdim vurdum kafayı yattım sabah bir mesaj telefonumda : dün geceyi unutalım mı ? , neden diye sordum , arkadaşlığımızın devam etmesi için belki başka bir yerde başka bir zamanda olabilirdi ama şimdi asla olmaz diye , tamam dedim mecbur bir halde .

1 saat geçti aradan telefonum çaldı , nihal yazısı her seferinde görmek telefonumda , telefonu icat edene binlerce kez teşekkür etmemi sağlıyordu , açtım hemen bir çocuk heyecanıyla , onun o masum sesi buluşalım mı dedi , nerde dedim , her zaman ki gittiğimiz kafe de dedi , tamam deyip kapattım telefonu üstüme başıma fazla özen göstermedim siyah bir gömlekle kot pantolonumu giyip gittim akşamdan kalmaydım başım feci ağrıyordu

kafeye gittim her zaman ki yerimizde oturuyordu üstünde pantolonu tişörtü ve o çok sevdiğim hırkasıyla yine çok masum ve şirindi meleğim benim , oturdum bir kahve söylermisin başım çatlıyor , pekala , bakar mısınız bir kahve , sesinden ne kadar korktuğu belliydi şu dakikalar içinde çünkü geleceği bitebilirdi

hala masumdu diyosun olum ne masumu hem akrabanla gibişmiş hem senle sanırım bu hikayenin sonunda gibişicek, ondan önce kim bilir kaç tane manitasına vermiş hala masum diyosun bildiğin huur olum kız bildiğin kevaşe

ya serkan ananı gibeyim o kadar yazdım boşa gitti amk