/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 34.
    0
    Yaz amk kahvelerde inad
    ···
  2. 33.
    0
    Yaz kardeş escobarla oturduk dinliyoz
    ···
  3. 32.
    +1
    Sonra bakarım
    ···
  4. 31.
    0
    rezzerbed
    ···
  5. 30.
    0
    sus huur
    ···
  6. 29.
    0
    Kesin yaşanmıştır bu.
    ···
    1. 1.
      0
      ironi mi yaptın inanmadın mı ?
      ···
  7. 28.
    +2
    Şukularla mıyız???
    ···
  8. 27.
    +1
    Rezerve
    ···
  9. 26.
    +1
    Rezervasyon
    ···
  10. 25.
    +1
    devam et aq sardı
    ···
  11. 24.
    +1
    Ilginç 5
    ···
  12. 23.
    0
    Yaz işte mk okuyoruz
    ···
  13. 22.
    +1
    Ehehegfwegeerhgehe
    ···
  14. 21.
    +1
    Yaz okurum
    ···
  15. 20.
    +1
    yaz pnp
    ···
  16. 19.
    +1
    Rezzzzzzzz
    ···
  17. 18.
    +2
    Bu çelişkiler sonrasında konuşmama kararı aldım ve pasaport sırasına geçtim beklemeye, saatime baktım diğer uçağa 2 saat daha vardı. Ama sadece 2 tane masa çalışıyordu ve sıra hayvan gibiydi.
    Bekle bekle bekle derken 1 saate yakın beklemiştim ve sıra gram ilerlemiyordu. Heralde bir huur çocuğunun bir şeyleri ekgibti ve masa arkasında oturan memurlar bi oraya bi buraya gidip geliyordu. Uçağıma 1 saat kaldığını belirtip öncelik istemem lazımdı ama bunu nasıl yapacaktım? Sonuçta unutmayalım ki sınavı Kepçe sayesinde kazanmıştım ve tek başıma konuşacak gücü kendimde bulamıyordum. En sonunda artık kapıya dayandığını hissetmiş olucam ki memura doğru atıldım.

    Sıradan bir kere çıkmıştım ve herkes bana sanki anasını gibmişim gibi bakıyordu. Yüzüm kızarmış terler boşanır bir şekilde; biletteki saati göstererek öbür uçağıma 2 saat kaldı demeye çalıştım.

    Hiç unutmuyorum adam suratıma baktı bilete baktı, tekrar suratıma baktı ve işleme alıp beni geçirdi. Koca bir OH çektim içimden. Bu gavurlar burda beklesin dediğimi hatırlıyorum.

    Neyse koştura koştura Mekgiba uçağının kapısını ararken bir anda bizimkiler aklıma geldi. inince mutlaka ara demişlerdi. Ama aklımdan çıkmıştı. Telefonu çıkarttım ve babamı çevirdim. Ama bir türlü çalmıyor, bir anda kapanıyordu. Halbuki operatörü arayıp bir gece önce yurtdışına çıkacağımı belirterek açtırmıştım.
    Çok takılmadım çünkü kapıyı bulmam gerekiyordu ancak dolanmama rağmen bir türlü bulamamıştım.

    Air France bankosu gördüm ve ordaki kadına biletimi uzattım, bilgisayardan bir şeylere bakarken kafasını kaldırdı ve uçağınızı kaçırmışsınız üzgünüm dedi. dıbına koyim ne tak yicem diye düşünürken bir sonraki uçak ne zaman dedim ve kadının verdiği cevapla kaynar sular başımdan aşağı döküldü.

    - Mexico City'e ilk uçağımız yarın sabah 08:00 !!

    Beyler o an ne yaşadığımı şu an buraya yazarak tarif edemiyorum hayal gücünüze güveniyorum.
    Yanıma o zamanın parasıyla 2.000 TL almıştım ve mecburen sabah ki uçağa binecektim.

    Bilet değişim ücreti ne kadar diye sordum. Yarın sabah 08:00'a onaylıyorsanız değişim işleminizi yapıyorum, herhangi bir ücret ödemeyeceksiniz dedi. O an kadını öpecektim sevinçten.

    Acaba bu dernek ne kadara biletimi almıştır diye düşünerekten internetten bilet fiyatlarına bakmıştım ve 3.500 - 4.000 tl civarındaydı.

    Neyse yeni biletimi vermesiyle birlikte biraz rahatlamıştım ama mexico city'de beni karşılayacak kişilere ve aileme haber vermeliydim. Hemen hızlıca bir plan yaparak gittim ankesörlü telefon için kart aldım. Ailemi aradım durumu anlattım ancak tek bir sorun vardı ki mekgibadakilere nasıl haber verecektim. Cep telefonları bende yoktu. Direk karşılayacakları için elinde bir pankartla bekleyecekleri söylenmişti bana.
    Aileme de onları arayamadığımı söylemedim ki panik yapmasınlar diye. Şimdi düşünüyorum da ne malmışım. Söylesene ne var amk öldürecekler sanki. Vazgeçerek uzaklaştım ve saatime baktım.

    Saati hatırlamıyorum ama öğleden sonraydı, güneş batmamıştı.
    Bir banka oturdum ve düşündüm. Yarın sabah 08:00 e kadar ne tak yiyecektim. Hilton vardı havaalanında, gittim sordum ve yanlış hatırlamıyorsam gecelik 200 €. daha cümlesini bitirmeden uzaklaştım. Fark ettim ki Terminal filmindeki gibi havaalanında kalacaktım.

    Tamam mı devam mı ? Huurlar nerdesiniz, olumlu olumsuz bir şey söyleyin. Mesaiye kalarak yazıyorum bu yazıyı asdasdada
    Tümünü Göster
    ···
  18. 17.
    +2
    O yaz beni çok güzel bir macera bekliyordu. Havaalanında ailemle vedalaştım, annem çok tedirgindi. Yüzünden rahat bir şekilde okunabiliyordu. Merak etme artık 18ime girdim falan diye su serpmeye çalışıyordum ama nafile. Neyse 2 tane hayvan gibi valizi verdim ve pasaport kontrolüne geldim. Artık gidiyordum. 2 ay sürecek Mekgiba macerası benim için başlamıştı. O zamana kadar mekgiba hakkında tek bildiğim şey tekilası ve uyuşturucu baronlarıydı. Yüzümdeki o mal gülümsemeyle pasaportu uzattım. Memur demesin mi harç pulu almamışsın. Amk züt gibi kaldım. Macera başladı derken ilk golü yemiştim. (şimdi ki huur evlatları uyanık gibi değiliz ki, facebook bile daha yeni yeni türkiye ye gelmişti ve popüler olmaya başlıyordu. Ayrıca harç pulu ne amk m.ö den kalma bir sistem)
    Neyse pulu aldım uçağa bindim. ilk önce Paris\'e gidecektim 3,5 - 4 saatlik bir yolculuk. Bu süre bana kısa gelmişti çünkü Paris - Mexico City arası 13 saat sürecekti. Yine de en uzun uçak yolculuğumun ilk adımındaydım. Beyler benim bir özelliğim varmış (o zaman fark ettim). Uçak kalkmadan uyuya kalırım, tekerleklerin yere deymesiyle uyanırım. istanbul - Paris yolculuğum bahsettiğim gibi uyuyarak geçti.
    Tekerleklerin yere deymesiyle uyandım ve transit geçişler için pasaport kontrol noktasına doğru yönlendim. Bu arada şunu söylemek istiyorum. Bir insanın yabancı dili ne kadar iyi olursa olsun, ilk etapta yabancı bir ülkeye gidipte rahatça konuşurum anlaşırım gibi gib yok. Birine bir şeyler sormak, söylemek istiyorum ama içimde öyle bir çelişki var ki çekiniyorum.
    ···
  19. 16.
    +3
    Rezisyon
    ···
  20. 15.
    +3
    Reserved
    ···