Oğlum bu inci sözlükte ne başarılı underground yazarlar çıkar varya kitap sürse piyasaya

Aradım bir daha kızı, açtı bu sefer. "Nasılsın?" dedim. "iyiyim aşkım sen." dedi. "Bana söylemek istediğin bir şey var mı?" diye sordum. "Hayır, ne oldu ki?" diye sordu. Sesi titremişti. Kapattım telefonu. Tamamen kapattım.

Diğer gün okula gitmedim. Çıkışı bekledim. Çıkışta birlikte çıktılar ve ayrıldılar. Serkan'ı takip ettim. Issız bir yere gitmesini bekledim. En sonunda 2 evin arasında yürürken bunu kıstırdım. Kavga etmek için yol sayılmaz ama aralık gibi bir şeydi çok dardı. Yine de vurmaya başladım.

Beni tanıyınca "Dur." demeye filan çalıştı ama tüm gücümle vuruyordum. ikinci kez cinnet geçiriyordum. Bir şey demeden bir güzel dövdüm Serkan'ı orda. Yüzüne tükürüp eve doğru yürüdüm.

Baktım kapıda kız arkadaşım duruyor. Kız arkadaşım denilebilir mi ki acaba artık?

"Sarp, nerdesin ne oldu?" diye sordu. Ellerini saçlarıma atmaya çalıştı. Bileğini tuttum sıkıca. "Her şeyden haberim var." dedim. "Nasıl yani?" diye sordu. "Serkanı biliyorum. Şimdi oradan geliyorum." dedim. Şaşkın şaşkın bana bakmaya başladı. "Nasıl yani, naptın sen?" diye sordu merakla.

doldurduk dolabı bir şeyler içtik. Yemek yedik, aklımda acaba babam gelir mi diye bir soru vardı. Eve ilk girdiğimizde çok havasızdı. uzun süredir gelinmediğinin en büyük kanıtıydı bu. Bir şeyler içtikten sonra bir şeyler atıştırdık aynen böyle oldu. Neden önce içtik sonra atıştırdık bilmiyorum.

Sonrasında yakınlaşmaya başladık. Gittim kapının arkasına anahtarı taktım. Biri gelirse basılmayalım diye.

Sabah uyandığım zaman sevdiğim kız kollarımın arasında uyuyordu. Dün gece olanları anımsadım. Onun ilki ben olmuştum benim ilkim o değildi.

"Ayakçılık ama iyi para çıkıyor, o depoda ayakçılık yaptığım kişilerin işte." dedi. "Ayakçılık derken?" diye sorup sigaramı yine çektim içime. "Haraç işleri vardır. Biz haraçları toplarız." dedi. Anlamıştım. iyi işlerin içinde değillerdi.

Nevzat sustuktan sonra Selim konuşmaya başladı. "Ben çok saftım." dedi ve güldü. "18 de evlendim anasını satayım. Lise aşkımla. Kuru ekmek getirsen eve varım seninle diyordu huur. Aldatmış beni, yakaladım bir huur çocuğu ile, o gündür bu gündür o saflığımı kaybettim." dedi.

O gün hiç unutmam rüyamda yıldızlara bakıyordum. O sırada çenemin tam altında bir sıcaklık hissedip baktığım zaman sevdiğim kızı gördüm. "Seni özledim." diyordu. Kendimi tutamayıp sarılıyordum. Kokluyordum doyasıya, "Seni seviyorum, ne olur beni bırakma." diye söylenirken.

"Kardeş iyi misin?" diye bir ses duydum. Bu ne Nevzatın ne de Selim'in sesiydi. "iyiyim." dedim refleks olarak. Tanımadığım bir adam bana bakıyordu. "Nevzat ve Selim nerede?" diye sordum. "işleri var, bir şeyler atıştır istersen." dedi. "Gerek yok, ben gideyim." dedim. "Dursaydın." dedi ama arkama bakmadan çıktım gittim.

"Bir depoda kalıyoruz." dedi Nevzat. "Sadece ikimiz yokuz ama 2 tane de dinli imanlı adamlar var içirmiyorlar bize orada bir şey o yüzden bu rezilliği çekiyoruz." dedi ve güldü. "Sende gel istersen soğukta üşüme." dedi.

Kafamı salladım sadece. Birlikte depoya yürüdük. Küçük, kolilerin bulunduğu bir yerdi. Köşeye 2 tane karton parçası koydum ve uyumaya çalıştım. Onlarında benden tek farkı kirlenmiş yorganlardı.

Kafamı koyduğum gibi yorgunlukla sızdım.

Yine içtik o gece, diğer gün birilerine çökecektik. ilk işim olacaktı. Dedim hadi bismillah. Gittik yattık depoya, yine aynı senaryo atıştırıp çıktık. "Bu depoda ki diğer 2 kişi kim?" diğerini de bu sabah görmüştüm. "Durmadan depoda duran mazlum, onu da sokakta bulduk. Boş boş durur. iş arıyor, diğeri de çalışıyor."

Gittik bilardo salonuna, direkt patronun odasına. "Nerde kaldınız dıbına koyayım?" diye bağırdı adam. Alışkın değilim ben öyle. Sinirlendim ama adamın taşakları kapıdan geçmiyor, giber öldürür. Sustuk. Verdi adresi, 10 bin lira alacaksınız faiziyle birlikte bu kadar olduğunu iletirsiniz.

10 bin lira, bana göre o zamanlar çok büyük paraydı. Bindik arabaya. Gidiyoruz, şoför koltuğunda Selim, önde sağda ben, arka solda Nevzat Abi. Geldik mekana, oto yıkama. Sağlam yer belli.

inecekken araçtan Nevzat abi makineyi uzattı bana "Koy beline dursun." dedi. "Eyvallah." dedim. Koydum belime, silahla oturup kalkması da zor oluyor anasını satayım. Gittik girdik içeri, araba yıkama bölümleri ile sahibinin bölümü ayrı. koridorda 3 tane adam var tip tip bakıyorlar bize, girdik içeri. Nevzat abi konuşacak, ben sadece yanında kuklayım işi öğreniyorum.

Anlattı Nevzat abi böyle böyle senin şu kadar borcun varmış. Neyse adam bizi tersledi. "gibtirin gidin lan, benim kimseye verecek param yok."

Bağırışmaya adamlar çıktılar geldiler. Aldılar bizi "Hadi kardeşim." diyerek yolladılar arabaya.

Dedim, "Abi, silahla gireriz buraya, arkamı kolla sen benim yeter."

Baktı bana ciddiyim ."Eyvallah." dedi.

Çektim silahı yürümeye başladım.

"Serkanı yolun üstünde hastanelik ettim." dedim sadece. Yüzü değişti. "Serkan." dedi. O serkan ismi paramparça etmişti beni. Koşarak gitti. Arkasından baktım sadece. Gözlerim dolmuştu sakin oldum. Eve çıktım kendimi yatağıma attım. Ne annem, ne de annemin yerine koymaya çalıştığım kişiler yoktu artık.

Üstümü değiştirdim. Bu stresimi nasıl atabilirim diye düşünüyordum. Çıktım dayımlara gittim. Kardeşimi gördüm. Eve geldim babam yine sızmıştı. Telefonumu elime aldığımda sadece Berattan mesaj gördüm. Sevdiğim kız mesaj dahi atmamıştı.

"Aldım haberi, yalnız bunun çevresi var. Biz bununla kavga ederken karışamıyorlardı bizimde tanıdıklarımız var diye ama seninle uğraşacaklardır. Ben araya girerim yarın. Kavga etme sakın."

Yazmış. Cevap vermedim. Yattım düşünürken uyuyakaldım. Diğer gün uyandığımda okula gitmekle gitmemek arasında kaldım.

Döndü bana patron. "Sarp al bunu geç arka odaya." dedi. "Arka oda? "diye sordum. "Yasin göster şuna odayı." dedi. Aldım kızı geçtim odaya,

sonrası belli. Kız zaten huur, bende adam oldum havalarındayım. Çıktım gittim depoya, dedim abi bunlar kim kim, bana tek tek ad soyad saymaya başladı. Bir isim bir yerden tanıdık geliyor ama çıkaramıyorum. Eyvallah dedim yattım uyudum.

Gelini daha göremedik, diyorum acaba kimi getirdi bu pekekent. Kızını evlendirecek bizim patronla iş bitecek, patronunda işine geliyor amk. pekekentin oğlu yok. Oğlu iki işin başına geçecek ama o lavukta meziyet yok ki, dıbına koduğum batırır.

Bir insandan bu kadar nefret etmemiştim hayatım boyunca amk, Serkandan bile bu kadar nefret etmedim gerisini siz düşünün.

Neyse arkada ağlıyor hala bu baba evlenmem ben bu yaştan filan, patron bağırıyor zaten kağıt üstünde bu ağlıyor evlenmem patron bağırıyor kağıt üstünde.

En son evlenmicem diye bağırdı. Patron buna gelişine vurdu amk. Dedi kalk gibtir git bir daha para mara vermiyorum. Git kendin yaşa dıbına koduğumun çocuğu.

Lavuk bir anda değişti. Ne dersen o baba dedi.

istemsiz güldüm amk.

Geceye doğru artık bilardo boşaltılmaya başlandı. Ben köşeye oturmuş sigaramı içiyorum usulca. Bilardo tamamen boşalınca, patronun adamları, ben patron kaldık. Ortaya bir masa ayarlandı. 3 kişi geldi. Yanlarında 2 adam var, dev gibiler böyle. Yine de korkmuyorum, korkmamayı öğrenmişim.

Oturdular masaya, önce patron bugünü anlattı benden bahsetti. Çağırdılar beni, ilk işinden böyle filan kafamı salladım. Sonra geçtim yine sigaramı içip masada ne dönüyor onu dinliyorum. Karı satan adam sanırım amcık züt muhabbeti yapıyor. Ulan ne çoğaldı sapıklar nasıl iş var gibisinden. Diğerleri de kendi bölgelerinde birilerine çöküyorlar sanırım. Muhabetti yapıldı. Bir şeylerin notlarını aldılar. Nelerin aldılar bilmiyorum ama hepsi aynı anda bir şeyler yazdılar. Eyvallah-Eyvallah bitti çıkıp gittiler 3 kişi, bi tane sarışın bişi kaldı ama.

"Lavuk cimri bişey, parayı çekmecede saklıyor." dedim. Güldü hem Selim hemde Nevzat Abi. "Afferin ama çok iyi iş yaptın bugün. Söyleyeceğim özellikle." dedi. Geldik bilardo salonuna. Verdik parayı, Nevzat abi konuşmaya başladı. "Abi Sarp aldı tüm parayı, çekti silahı girdi. 1 hafta sonra tamdıbını alacağız, yoksa vermiyorlardı." dedi.

Adam bana bakmaya başladı. "Böyle mi oldu?" diye sordu. "Ben görevimi yaptım." dedim. Pis pis güldü. Dedim hayırdır inşallah amk "Gece karı satanlar gelecek buraya, sen bu gece burada kal, ödülünü vereyim. Para olarakta vereceğim ama bu dedikleri doğruysa ilk işinden bunu yaptıysan iş var sende. Bu gece burada dur." dedi. Kafamı salladım çıktım aq, yaktım bir sigara. Düşünüyorum yine olanları.

Silah hala belimdeydi. Tek korkum oydu, anahtarı soktum ve çevirdim. Açıldı. Babam kapının anahtarını değiştirmemişti. Beni mi bekledi acaba diye düşündüm. Eve girdiğimizde bazı eşyaların olmadığını farkettim. Sanırım satıyordu eşyaları.

Kapıyı kapatır kapatmaz dudaklarımdan öpmeye başladı. Kokusuyla sarhoş olduğum şimdi dudaklarını da kullanıyordu. Bende uyuşturucu etkisi yapan bu kız tüm benliği ile kanıma işliyordu. Dudaklarının sıcaklığını, ıslaklığını hissettiğim zaman çok garip hissetmiştim. Bu seçip bir kadınla sevişmeye benzemiyordu. Onda bu zevki alamamıştım. Sadece öpmesi bile dünyaları benim yapmaya yetmişti.

"Makinesi kullandın mı hiç?" dedi. "Kullandım." dedim halbuki kullanmamıştım. "Tamam içeride takıl. iyi bir iş var. Yarın gidersiniz Nevzatlarla." dedi. Kafamı salladım geçtim içeri, sigara yaktım. "Dedim ne işi yapıcaz Nevzat abi?" güldü. "Abi demene gerek yok gardaşım, aynı yolun yolcusuyuz."

Kafamı salladım. "Selim napıyor?" diye sordum. "Ben genelde çökerim, o arabayı kullanır." dedi. Kafamı salladım yine sigara içtik, 1-2 el bilardo attık. Beni çağırmış patron yanına gittim çıkardı 100 lira verdi. "Şimdilik cebinde bulunsun aslanım." dedi yolladı.

Dedim iyi iş anasını satayım daha işi yapmadan iyi para kaldırdık.

Diğer gün gittik yine bilardoya, payımızı verdi, 1-2 gün ortalıkta gözükmeyin dedi uzadık biz. Dedim "Abi ben gidicem, kardeşimi özledim görmem lazım." Yakın bir yere attılar beni yürüyorum parktadır filan diye kardeşimi görmeye çalışıyorum yok. Eve gitsem dayım bırakmayacak kaçak gibi aylardır yokum anasını satayım.

Dedim buradan ekmek yok, benim kızı göreyim. Evine yakın bir yerde beklemeye başladım. Çok geçmeden bir kız arkadaşı ile yürümeye başladı ama ben tanımıyorum kızı. Başka sınıftan desem illa ki görürüm filan o sırada göz göze geldik. O durdu ben durdum. Kaçmak istedim, ayaklarım gitmedi.

"Ne olursun yapma bunu." dedim. Karşı koyamıyordum. Hayatta karşı koyamadığım tek şeydi belki de. "En büyük acıları sen yaşattın bana, şimdi hiçbir şey olmamış gibi geri gelemezsin." dedim. "Hiç kimse umrumda değil. Seninle olmak istiyorum." dedi. Arkadaşına doğru yürüdü ve bir şeyler söyledi. Ardından bana doğru yürüdü. "Bugünümüzü birlikte geçirelim." dedi.

Bir şey söylemedim sadece kilitlenip kaldım. Yürümeye başladık. "Daha sakin bir yer yok mu?" dedi. Normalde cebimde para vardı. Otele gidebilirdik ama yakışmazdı. Babam anahtarı değiştirmediyse eve gidebilirdik. Eve doğru yürümeye başladık.

Bunlar yine toplanıcaklar akşam, bu sefer dediler kimse olmasın. Patron bana baktı. "Sen dur ama." dedi. Eyvallah dedim.

Beklemeye başladım yine. Bir yandan da aklım kızda. Ulaşmak istiyorum yeniden. Sigara yaktım. içiyorum etrafı süzüyorum. Büyük başlar gelmeye başladı yine. Oturdular masaya tartışıyorlar. Bazı zamanlar ses cidden yükseldi. Sonradan tatlıya bağlandı.

Patronun çocuğu ile bu pekekentin kızı mı ne evlenecek. iş hallolacak.

Uyandı çok geçmeden "Aşkım bune?" diye sordu silahı gösterek. "Lazım oluyor." dedim. "Ne işlerin içindesin?" diye sordu. Bir şey söylemedim bir şeyler atıştırdık, etrafı toplayıp çıktık. Babamı görmeyi istemiştim ama yoktu, bende beklemedim. Vedalaştık. Yeniden görüşmek için birbirimize söz verdik.

Ben geçtim yeniden bilardo salonuna. Dedi gidin alın şu geri kalan parayı, gittik bu sefer paşa paşa verdiler parayı döndüm. Sigara ağzımdan ekgib olmuyordu. Sigaran ölecektim anasını satayım.

Yeminler ediyordu öldürdüm diye, bugün bu hikayeyi yazmadan önce bu lavuğu öldürdüm.

Benim hayatımda ki herkes gitti beyler, annem, babam, Ceydam.

Bu dıbına koduğumun hayatında bana huzur veren tek şey kardeşim olabilir artık. Ona da zarardan başka bir şeyim olmaz bundan sonra.

Geldikleri zaman 1 ceset değil 2 ceset bulacaklar.

Yıldızlara gidiyorum, annemin, babamın, ceydamın yanına gidiyorum.

Tabii o zamanlar kızı zannediyoruz, kendi kendime dedim bozulmamış bir huur getirtip evlendirirse filan yine ortalık karışır mı?

Benim için hava hoşta, kaybedecek bir şey eklenmişti yeniden hayatıma. Kardeşim dayımlarda büyüyordu. Babam başının çaresine bakıyordu. Gerçi sevdiğim kızda başının çaresine bakardı illa ki, ailesi arkasında ama ne biliyim benden başkasının olsun istemezdim.

Patron herkes çıktıktan sonra dedi. "Gördün mü yavşağı nasıl hemen evlilik olayına bağladı. Başka türlü kurtulamaz elimizden biliyor."

Güldüm sadece. Dedi "Sende depoya kaç yavaştan."

Eyvallah dedim depoya gittim.