-
1.
+5 -2Herkes en sevdiği şiiri yazsın millet. Bu gece biraz duygu dolalım. Seviye yükselirse kuku arka meme deriz geçer gider. Korkmayın, şiir candır. En sevdiğim şiirle başlıyorum.
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım -
2.
+5SEVDiĞiN KADAR SEViLiRSiN
Her şey sende gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif
kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakini gördüğüdür rengin
Yaşadıklarını kar sayma
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi;
sevdiğin kadar sevilirsin
Sevdiğin kadar sevileceksin
Ay ışındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü his ettiğin kadar güçlü
Kendini güzel hissettiğin kadar güzel
işte budur hayat, işte budur yaşamak
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün;
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar
bilirsinBunu da öğren;
SEVDiĞiN KADAR SEViLiRSiN
Can YÜCEL -
-
1.
+1Sevdiğin kadar sevilirsin, güzel şiirler geliyor, çok hoşuma gitti (:
-
-
1.
+1evet anlamli şiir (:
-
1.
-
1.
-
3.
+4
ATSIZ ATA'DAN
ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı.
dinmez! gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
dinmez! ebedi özleyişin bestesidir bu!
hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
tek bendeki volkanları söndürse denizler!
hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'kaabil'
imkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
mehtaplı yüzün tanrı'yı kıskandırıyordur.
en hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
---
hadi iyi geceler. -
-
1.
+1ilk kez okudum bu şiiri, yüreğine sağlık, iyi geceler.
-
1.
-
4.
+3Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
Nazım Hikmet -
-
1.
0Adam Nazımcı çıktı :D
-
2.
0Kitabı yarın geliyor panpa Ümit yaşar, urgut uyar hepsini severim ama şuanki durumumu en iyi nazım da görüyorum sanırım
-
-
1.
0Bugün yeni şiirler yazarsın o zaman bize (:
-
1.
-
1.
-
5.
+2 -1Yeni güne de kalbimizi avuçlarımızın arasına alıp başlayalım.
ŞAŞIRDIM KALDIM iŞTE BiLMEM Ki NEMSiN
Sözde senden kaçıyorum
Dolu dizgin atlarla
Bazen sessiz sevdasın
ipekten kanatlarla
Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
Karşıma çıkıyorsun
En serin imbatlarda
Adını yazıyorum
Bulduğun fırsatlarla
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla
Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla
Sözde senden kaçıyorum
Dolu dizgin atlarla
Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle
Öldür bendeki beni
Sonra dirilt kendinle
Çarpsam kara sevdayı
En azından yüzbinle
Nasıl bağlandığımı
Anlarsın kemendinle
Kaç defa çıkıp gittim
Buralardan yeminle
Ama her defasında
Geri döndüm seninle
Hangi düğüm çözülür
Nazla, sitemle, kinle
Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle
Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin
Bazen kız kardeşimsin
Bazen öp öz annemsin
Sultanımsın susunca
Konuşunca kölemsin
Eksilmeyen çilemsin
Orada ufuk çizgim
Burda yanım yöremsin
Beni ruh gibi saran
Sonsuzluk dairemsin
Çaresizim çaremsin
Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin
Yavuz Bülent Bakiler -
6.
+3Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Buda benden gelsin Özdemir asaf -
-
1.
+1Feridun abimiz bestelediğinden beri ezgisiz okuyamadığım şiir. Yüreğine sağlık.
-
1.
-
7.
+3bu da benden olsun
ÜVERCiNKA
Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
kesmemeye
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun ekgib olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
Afrika dahil
Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil -
-
1.
+1Aklımdaki şiirlerdendi, benden önce sen lutfetmişsin (:
Birden nasıl oluyor, sen yüreğimi elliyorsun..
-
1.
-
8.
-3Başlığa girdim entry yazdım
Dedim ki sana "ANAN YANIMDA" -
9.
+3Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.
Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.
Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
-Cemal Süreya -
-
1.
+1Çok efsane şiirdir, iyi yerden girdin panpa (:
-
1.
-
10.
+2Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Gibi Unutuldum Kurudum
Başıma Düştü Sevda Ağı
Bir Başıma Tenhalarda Kahroldum.
Sen Kimbilir Rüzgarlı Eteklerinle Kimbilir
Hangi iklimdesin
Ben Sensiz Bu Sessizlikle
Deliler Gibiyim
Sensiz Bu Sessizlikle.
Ayrılıkla Başım Belada
Gözlerini Çevir Gözlerime
Yoksa Ben
Sensiz Bu Sessizlikle
Deli Gibiyim
Sensiz Bu Sensizlikle.
Cahit Zarifoğlu
Bu adamın yeri çok ayrıdır bende -
-
1.
+1Kimse ayrı değildir ki, sessizce yaklaşan bir fırtına gibi Cahit abimiz (: kapılmamak elde değil...
-
1.
-
11.
+2Bir akşam-üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O geçen ben değildim.
Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.
Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya..
Bunu bilen ben değildim.
Bir kitap okuyordun dalgın..
içinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim.. -
12.
+2Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
istanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
NAZIM HiKMET -
13.
+2Henüz vakit varken, gülüm
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
Volter rıhtımında dayayıp seni duvara
öpmeliyim ağzından
sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a
çiçeğini seyretmeliyiz onun,
birden bana sarılmalısın, gülüm,
korkudan, hayretten, sevinçten
ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
yıldızlar da çiselemeli,
incecikten bir yağmurla karışarak.
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
söğütlerin altından, gülüm,
ıslak salkım söğütlerin.
Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana,
en güzel, en yalansız,
sonra da ıslıkla bir şey çalarak
gebermeliyim bahtiyarlıktan
ve insanlara inanmalıyız.
Yukarda taştan evler,
girintisiz, çıkıntısız,
birbirine bitişik
ve duvarları ayışığından
ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor
ve karşı yakada Luvur
aydınlanmış ışıklarla
aydınlanmış bizim için
billur sarayımız...
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
şu Mayıs gecesi rıhtımda, depolarda
kırmızı varillere oturmalıyız.
Karşıda karanlığa giren kanal.
Bir şat geçiyor,
selamlıyalım gülüm,
geçen sarı kamaralı şatı selamlıyalım.
Belçika'ya mı yolu, Hollanda'ya mı?
Kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın
tatlı tatlı gülümsüyor.
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm...
Parisliler, Parisliler,
Paris yanıp yıkılmasın...
Nazım Hikmetsiz asla olmaz -
-
1.
0Bu gece Nazım abimizle devam edecek gibi (:
-
1.
-
14.
+2En sevdiğim:
Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar,
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
incinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia. -
-
1.
+2Feridun abimiz iyi mi yaptı bilmiyorum ama hep ezgili okuyorum artık, gitmiyor başka türlü. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, söze bak ya.
-
2.
0şiirlerin şarkıya dönüştürülmesine karşıyım ama yine de dinlerim
Lavinya Özdemir'e gitseydi böyle olmazdı adam napsın -
-
1.
+1Kavuşursan meşk, kavuşamazsan aşk olurmuş (:
-
1.
-
1.
-
15.
+2Ve şüphesiz ki; yaşayan en iyi şairimiz, ismet Özel, onsuz olamazdı da zaten.Tümünü Göster
Bu yasa erdirdin beni, gençtim almadin canimi
ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak
büklümlerinin içten ve disardan
sarmaladigi günlerde
bir zamandi
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü sakli kaldi bende.
Vakti vardiysa askin,onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevismek için
halbuki ask, baska ne olsundu hayatin mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmis buldum sesimi.
Hata yapmak
firsatini Adem’e veren sendin
bilmedim onun talihinden ne kadar düstü bana
gençtim ve ben neden hata payi yok diyordum hayatimda
gergin bedenim topraga binlerce fiskini saplar idi
haykirinca çeviklik katardim gökyüzüne
bir düsü düslere dalmaksizin kavrayarak
bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
tanidim Ademoglu kimin nesiymis
ter döküp soru sormak nereye sürüklermis kisiyi.
Çesme var, kurnasi murdar
yazgim
kendi avcumda seyretmek kirgin aksimi.
Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
nehrin ugultusu da olur, dallarin hisirtisi da
gözyasi, çig tanesi, gizli dert veya verem
ne fark eder demisim
bilmeden farki istemisim.
Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
arastadan irmaklara çarkettiren darginlik!
Yola madem
çöllerdeki satrabi yalvartmak için çikmistim
hava bozar, yüzüm egik giderdim yine
yaza dogru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
yola devam ederdim.
Gençtim iste sehrin o yatik raksindan incinen yine bendim
gelip bana çatardi o ruh tutusturucu yalgin
onunla ben
hep sevisecek gibi baktik birbirimize.
bir kez öpüsebilseydik dünyayi solduracaktik.
Oysa bu sürgün yeri,bu pitrakli diyar
ne kadar korkulu yanki bulagelmis gizlerimizde
hani yok burda yanlisi yoklayacak hiç aralik
bütün vadilere indik bir kez öpüsmek için
kalmadi hiç bir tepe çikilmadik
eriyeydik nesteren köklerine sindigimizce
alici kus pençesiyle uçarak arinaydik
ah,bir olaydi diyorduk vakar da yoksanaydi
dogruydu böyle kan telef olmasin diye çabalamamiz
ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladik
gönendi dünya bundan istifade
dünya bayindirladi:
Bir yakis,bir yanis tasarimi beride
öte yakada bir benî adem
her gün küsülü kaldik.
Bunca yil bu gücenik macera beni tutuklu kilan
artik bu yasa erdirdin beni, anladim
gençken almadin canimi, bilmedim
demek gökten agsa bile tohum yürekten düsecekmis
çünkü hataya bagigib büyük hatadan beri nezaret yer
çig tanesi sanmak ne cüret, gözyasiymis
insanin insana raptoldugu cevher.
Simdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
tasinacak suyu göster, kirilacak odunu
kaldi bu silinmez yasamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasiyim ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde? -
16.
+2Sevgilim sevgilim
Kuzey sanrısı gibidir
Geceyi beşe filan böler
Sonra ayılar hüzünden ölmez
Sevgilim sevgilim
Açlıktan ölür onlar
işte bundan ötürü
Hüznü artık bir ayıya bıraktım
Sevgilim sevgilim
Bir ayıya
ister ormanda kullansın
ister buzdağında
Hayatın kutlu olsun sevgilim
Ki sana değişe değişe aktım
Kimi zaman bir japon gibi uykusuz kaldım
-Uykusuz kalır mı onlar bilmem aslında-
Sevgilim sevgilim
Bir orman gibi çoğal aramızda
Şehirden bir çocuk olarak şurda burda
Bir sabuntozu markasında köpürerek
Çınarın tutsaklığını
Ve menekşenin tutsaklığını
Ve menekşenin sevincini yaşa
Sevgilim sevgilim
Hüzüne yer var hayatımızda
-Turgut Uyar -
17.
+1Rüzgâr,
yıldızlar
ve su.
Bir Afrika rüyasının uykusu
düşmüş dalgalara.
Işıltılı, kara
bir yelken gibi ince
direğinde geminin.
Geçmekteyiz içinden
bir sayısız
bir uçsuz bucaksız yıldızlar âleminin.
Yıldızlar
rüzgâr
ve su.
Başüstünde bir gemici korosu
su gibi, rüzgâr gibi, yıldızlar gibi bir türkü söylüyor,
yıldızlar gibi
rüzgâr gibi
su gibi bir türkü.
Bu türkü diyor ki, "Korkumuz yok!
inmedi bir gün bile gözlerimize
bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun."
Bu türkü
diyor ki,
"Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz
ölümün önünde sigaramızı."
Bu türkü
diyor ki,
"Çizmişiz rotamızı
dostların alkışlarıyla değil
gıcırtısıyla düşmanın
dişlerinin."
Bu türkü diyor ki, "Dövüşmek.."
Bu türkü diyor ki, "Işıklı büyük
ışıklı geniş ve sınırsız bir limana
dümen suyumuzda sürüklemek denizi.."
Bu türkü diyor ki, "Yıldızlar
rüzgâr
ve su... "
Başüstünde bir gemici korosu
bir türkü söylüyor;
yıldızlar gibi
rüzgâr gibi,
su gibi bir türkü..
-Nazım Hikmet -
18.
+1Oysa herkes öldürür sevdiğini
Kulak verin bu dediklerime,
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimi yaşlı iken
Şehvetli ellerle boğar kimi
Kimi altından ellerle
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi yeterince sevmez
Kimi fazla sever
Kimi satar kimi de satın alır
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan
Çünkü herkes öldürür sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez...
-Tuncel Kurtiz(Mekanı cennet olsun) -
-
1.
+1 -1Tuncel Kurtizin kendi şiiri mi bu, bunu da bilmiyordum.
-
1.
-
19.
+1Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
-Özdemir Asaf -
-
1.
0Bu şiirden esinlenip bir kadına "cennetim de sensin cehennemim de" demiştim. Tabi anlamadı beni :D
-
2.
0şiir okumayan anlamaz :D
-
1.
-
20.
+1Bu uçsuz bucaksız,
Bu kuş uçmaz,
Kervan geçmez,
Bu yarı açık
Deryalar hapishanesi,
Bu dönüş yolu
Çıkmaz sokak olan
Diyarlara düştüğünde
Arkandan hiç tasalanan
Oldu mu acaba?
Çocukluğunda
Koşuşturduğun sokaklarda
Şimdi senin adını haykırıp,
Oyuna çağıran bir dost sesi
Kaldı mı hiç?
Düşünürler mi ne yediğini,
Ne içtiğini?..
Adın geçer mi
Eski bir dost meclisinde,
Bilinmez…
Özleyen var mıdır
Yüzünü, gözünü, sohbetini?..
Hayalin canlanır mı
Birilerinin zihninde,
Bilinmez…
Peki, bilirler mi
Nelere baş kaldırdığını,
Kimlerle cenge kalkıştığını,
Nasıl ayakta kaldığını,
Ne zaman yorulacağını?..
Tanışlar birbiriyle kucaklaşırken
Meçhul olmaya mı geldin?..
Bu amansız savaşta
imansızlara mı denk geldin?..
Sen bir şiiri okuyup
Duygulandığında,
Şairin göz yaşları
Çoktan kurumuştur,
Beki de toprak olmuştur,
Bilesin…
Söylesene kanka,
Sen buralara niye geldin?..
G.Yurt -
-
1.
+1Çok hoşmuş, ilk kez okudum. Yüreğine sağlık panpa.
-
1.