/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 1.
    +5
    SEVDiĞiN KADAR SEViLiRSiN
    Her şey sende gizli
    Yerin seni çektiği kadar ağırsın
    Kanatların çırpındığı kadar hafif
    kalbinin attığı kadar canlısın
    Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
    Sevdiklerin kadar iyisin
    Nefret ettiklerin kadar kötü
    Ne renk olursa olsun kaşın gözün
    Karşındakini gördüğüdür rengin
    Yaşadıklarını kar sayma
    Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
    Ne kadar yaşarsan yaşa
    Sevdiğin kadardır ömrün
    Gülebildiğin kadar mutlusun
    Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin
    Sakın bitti sanma her şeyi;

    sevdiğin kadar sevilirsin

    Sevdiğin kadar sevileceksin
    Ay ışındadır sevgiliye duyulan hasret
    Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
    Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
    Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak
    Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
    Ve güçlü his ettiğin kadar güçlü
    Kendini güzel hissettiğin kadar güzel
    işte budur hayat, işte budur yaşamak
    Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
    Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün;
    Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
    Çiçek sulandığı kadar güzeldir
    kuşlar ötebildiği kadar sevimli
    Bebek ağladığı kadar bebektir
    Ve her şeyi öğrendiğin kadar
    bilirsinBunu da öğren;
    SEVDiĞiN KADAR SEViLiRSiN

    Can YÜCEL
    ···
    1. 1.
      +1
      Sevdiğin kadar sevilirsin, güzel şiirler geliyor, çok hoşuma gitti (:
      ···
      1. 1.
        +1
        evet anlamli şiir (:
        ···
  2. 2.
    +4

    ATSIZ ATA'DAN



    ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? 
    bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? 
    pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? 
    sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. 

    gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; 
    ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; 
    herşey silinip kayboluyorken nazarımdan, 
    yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...  

    ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla, 
    ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla! 
    hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince 
    çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince 
    gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım; 
    gözlerle günah işlemenin zevkini tattım. 
    gözler ki birer parçasıdır sende ilahın, 
    gözler ki senin en katı zulmün ve silahın, 
    vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin; 
    sen öldürüyorken de vururken de güzelsin! 

    bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden, 
    bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...  
    hasret sana ey yirmi yılın taze baharı, 
    vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı. 
    dinmez! gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu! 
    dinmez! ebedi özleyişin bestesidir bu! 
    hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı, 
    görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı. 

    dünyayı boğup mahşere döndürse denizler, 
    tek bendeki volkanları söndürse denizler! 
    hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'kaabil' 
    imkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil 
    sırretmeye elden seni bir perde olurdum. 
    toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum. 

    mehtaplı yüzün tanrı'yı kıskandırıyordur. 
    en hisli şiirden de örülmez bu güzellik. 
    yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur; 
    kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...  

    ---

    hadi iyi geceler.
    ···
    1. 1.
      +1
      ilk kez okudum bu şiiri, yüreğine sağlık, iyi geceler.
      ···
  3. 3.
    +3
    Sana gitme demeyeceğim.
    Üşüyorsun ceketimi al.
    Günün en güzel saatleri bunlar.
    Yanımda kal.

    Sana gitme demeyeceğim.
    Gene de sen bilirsin.
    Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
    incinirsin.

    Sana gitme demeyeceğim,
    Ama gitme, Lavinia.
    Adını gizleyeceğim
    Sen de bilme, Lavinia.

    Buda benden gelsin Özdemir asaf
    ···
    1. 1.
      +1
      Feridun abimiz bestelediğinden beri ezgisiz okuyamadığım şiir. Yüreğine sağlık.
      ···
  4. 4.
    +3
    bu da benden olsun

    ÜVERCiNKA

    Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
    kesmemeye
    Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
    Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
    Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
    Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun ekgib olma
    Yatakta yatmayı bildiğin kadar
    Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
    Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
    Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
    Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
    Bütün kara parçaları için
    Afrika dahil

    Senin bir havan var beni asıl saran o
    Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
    Sabahları acıktığı için haklı
    Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
    Birçok çiçek adları gibi güzel
    En tanınmış kırmızılarla açan
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil
    ···
    1. 1.
      +1
      Aklımdaki şiirlerdendi, benden önce sen lutfetmişsin (:

      Birden nasıl oluyor, sen yüreğimi elliyorsun..
      ···
  5. 5.
    +5 -2
    Herkes en sevdiği şiiri yazsın millet. Bu gece biraz duygu dolalım. Seviye yükselirse kuku arka meme deriz geçer gider. Korkmayın, şiir candır. En sevdiğim şiirle başlıyorum.

    ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
    Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    Bu evleri atla bu evleri de bunları da
    Göğe bakalım

    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    inecek var deriz otobüs durur ineriz
    Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
    Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
    Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
    Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    Beni bırak göğe bakalım

    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım
    ···
  6. 6.
    +3
    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
    yorulmuşsundur;
    nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
    ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
    susamışsındır;
    buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
    acıkmışsındır;
    beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
    memleket gibi yoksuldur odam.

    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
    ayağını basdın odama
    kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
    güldün,
    güller açıldı penceremin demirlerinde
    ağladın,
    avuçlarıma döküldü inciler
    gönlüm gibi zengin
    hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

    Nazım Hikmet
    ···
    1. 1.
      0
      Adam Nazımcı çıktı :D
      ···
    2. 2.
      0
      Kitabı yarın geliyor panpa Ümit yaşar, urgut uyar hepsini severim ama şuanki durumumu en iyi nazım da görüyorum sanırım
      ···
      1. 1.
        0
        Bugün yeni şiirler yazarsın o zaman bize (:
        ···
  7. 7.
    +3
    Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
    Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
    Gelmiş ta ağzımın kenarında
    Konuşur durur.

    Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
    Güverteleri uçtan uca orman;
    Aldım çiçeğimi şurama bastım,
    Bastım ki yalnızlığımmış.

    Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
    Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
    -Cemal Süreya
    ···
    1. 1.
      +1
      Çok efsane şiirdir, iyi yerden girdin panpa (:
      ···
  8. 8.
    +2
    Ve şüphesiz ki; yaşayan en iyi şairimiz, ismet Özel, onsuz olamazdı da zaten.

    Bu yasa erdirdin beni, gençtim almadin canimi
    ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak
    büklümlerinin içten ve disardan
    sarmaladigi günlerde
    bir zamandi
    heves ettim gölgemi enginde yatan
    o berrak sayfada gezindirsem diye
    ölmedim, bir gençlik ölümü sakli kaldi bende.
    Vakti vardiysa askin,onu beklemeliydi
    genç olmak yetmiyordu fayrap sevismek için
    halbuki ask, baska ne olsundu hayatin mazereti
    demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
    vay ki gençtim
    ölümle paslanmis buldum sesimi.

    Hata yapmak
    firsatini Adem’e veren sendin
    bilmedim onun talihinden ne kadar düstü bana
    gençtim ve ben neden hata payi yok diyordum hayatimda
    gergin bedenim topraga binlerce fiskini saplar idi
    haykirinca çeviklik katardim gökyüzüne
    bir düsü düslere dalmaksizin kavrayarak
    bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
    tanidim Ademoglu kimin nesiymis
    ter döküp soru sormak nereye sürüklermis kisiyi.

    Çesme var, kurnasi murdar
    yazgim
    kendi avcumda seyretmek kirgin aksimi.

    Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
    nehrin ugultusu da olur, dallarin hisirtisi da
    gözyasi, çig tanesi, gizli dert veya verem
    ne fark eder demisim
    bilmeden farki istemisim.
    Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
    arastadan irmaklara çarkettiren darginlik!
    Yola madem
    çöllerdeki satrabi yalvartmak için çikmistim
    hava bozar, yüzüm egik giderdim yine
    yaza dogru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
    yola devam ederdim.

    Gençtim iste sehrin o yatik raksindan incinen yine bendim
    gelip bana çatardi o ruh tutusturucu yalgin
    onunla ben
    hep sevisecek gibi baktik birbirimize.
    bir kez öpüsebilseydik dünyayi solduracaktik.

    Oysa bu sürgün yeri,bu pitrakli diyar
    ne kadar korkulu yanki bulagelmis gizlerimizde
    hani yok burda yanlisi yoklayacak hiç aralik
    bütün vadilere indik bir kez öpüsmek için
    kalmadi hiç bir tepe çikilmadik
    eriyeydik nesteren köklerine sindigimizce
    alici kus pençesiyle uçarak arinaydik
    ah,bir olaydi diyorduk vakar da yoksanaydi
    dogruydu böyle kan telef olmasin diye çabalamamiz
    ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladik
    gönendi dünya bundan istifade
    dünya bayindirladi:
    Bir yakis,bir yanis tasarimi beride
    öte yakada bir benî adem
    her gün küsülü kaldik.

    Bunca yil bu gücenik macera beni tutuklu kilan
    artik bu yasa erdirdin beni, anladim
    gençken almadin canimi, bilmedim
    demek gökten agsa bile tohum yürekten düsecekmis
    çünkü hataya bagigib büyük hatadan beri nezaret yer
    çig tanesi sanmak ne cüret, gözyasiymis
    insanin insana raptoldugu cevher.

    Simdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
    tasinacak suyu göster, kirilacak odunu
    kaldi bu silinmez yasamak suçu üzerimde
    bileyim hangi suyun sakasiyim ya rabbelalemin
    tütmesi gereken ocak nerde?
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    +2
    Henüz vakit varken, gülüm
    Paris yanıp yıkılmadan,
    henüz vakit varken, gülüm,
    yüreğim dalındayken henüz,
    ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
    Volter rıhtımında dayayıp seni duvara
    öpmeliyim ağzından
    sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a
    çiçeğini seyretmeliyiz onun,
    birden bana sarılmalısın, gülüm,
    korkudan, hayretten, sevinçten
    ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
    yıldızlar da çiselemeli,
    incecikten bir yağmurla karışarak.
    Henüz vakit varken, gülüm,
    Paris yanıp yıkılmadan,
    henüz vakit varken, gülüm,
    yüreğim dalındayken henüz,
    şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
    söğütlerin altından, gülüm,
    ıslak salkım söğütlerin.
    Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana,
    en güzel, en yalansız,
    sonra da ıslıkla bir şey çalarak
    gebermeliyim bahtiyarlıktan
    ve insanlara inanmalıyız.
    Yukarda taştan evler,
    girintisiz, çıkıntısız,
    birbirine bitişik
    ve duvarları ayışığından
    ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor
    ve karşı yakada Luvur
    aydınlanmış ışıklarla
    aydınlanmış bizim için
    billur sarayımız...

    Henüz vakit varken, gülüm,
    Paris yanıp yıkılmadan,
    henüz vakit varken, gülüm,
    yüreğim dalındayken henüz,
    şu Mayıs gecesi rıhtımda, depolarda
    kırmızı varillere oturmalıyız.
    Karşıda karanlığa giren kanal.
    Bir şat geçiyor,
    selamlıyalım gülüm,
    geçen sarı kamaralı şatı selamlıyalım.
    Belçika'ya mı yolu, Hollanda'ya mı?
    Kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın
    tatlı tatlı gülümsüyor.

    Henüz vakit varken, gülüm,
    Paris yanıp yıkılmadan,
    henüz vakit varken, gülüm...
    Parisliler, Parisliler,
    Paris yanıp yıkılmasın...

    Nazım Hikmetsiz asla olmaz
    ···
    1. 1.
      0
      Bu gece Nazım abimizle devam edecek gibi (:
      ···
  10. 10.
    +2
    En sevdiğim:
    Sana gitme demeyeceğim
    Üşüyorsun ceketimi al.
    Günün en güzel saatleri bunlar,
    Yanımda kal.

    Sana gitme demeyeceğim.
    Gene de sen bilirsin.
    Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
    incinirsin.

    Sana gitme demeyeceğim,
    Ama gitme, Lavinia.
    Adını gizleyeceğim
    Sen de bilme, Lavinia.
    ···
    1. 1.
      +2
      Feridun abimiz iyi mi yaptı bilmiyorum ama hep ezgili okuyorum artık, gitmiyor başka türlü. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, söze bak ya.
      ···
    2. 2.
      0
      şiirlerin şarkıya dönüştürülmesine karşıyım ama yine de dinlerim
      Lavinya Özdemir'e gitseydi böyle olmazdı adam napsın
      ···
      1. 1.
        +1
        Kavuşursan meşk, kavuşamazsan aşk olurmuş (:
        ···
  11. 11.
    +2
    Bir akşam-üstü pencerenden bakıyordun
    Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
    Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
    Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
    O geçen ben değildim.

    Bir gece, yatağında uyuyordun..
    Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
    Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
    Ve karanlıklar içindeydi odan...
    Seni gören ben değildim.

    Ben çok uzaktaydım o zaman,
    Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
    Artık beni düşünmeye başladığından
    Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya..
    Bunu bilen ben değildim.

    Bir kitap okuyordun dalgın..
    içinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
    Genç bir adamı öldürdüler romanda.
    Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
    O ölen ben değildim..
    ···
  12. 12.
    +2
    Anılar Defterinde Gül Yaprağı
    Gibi Unutuldum Kurudum
    Başıma Düştü Sevda Ağı
    Bir Başıma Tenhalarda Kahroldum.
    Sen Kimbilir Rüzgarlı Eteklerinle Kimbilir
    Hangi iklimdesin
    Ben Sensiz Bu Sessizlikle
    Deliler Gibiyim
    Sensiz Bu Sessizlikle.

    Ayrılıkla Başım Belada
    Gözlerini Çevir Gözlerime

    Yoksa Ben
    Sensiz Bu Sessizlikle
    Deli Gibiyim
    Sensiz Bu Sensizlikle.

    Cahit Zarifoğlu

    Bu adamın yeri çok ayrıdır bende
    ···
    1. 1.
      +1
      Kimse ayrı değildir ki, sessizce yaklaşan bir fırtına gibi Cahit abimiz (: kapılmamak elde değil...
      ···
  13. 13.
    +2
    Seviyorum seni
    ekmeği tuza banıp yer gibi
    Geceleyin ateşler içinde uyanarak
    ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
    Ağır posta paketini
    neyin nesi belirsiz
    telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
    Seviyorum seni
    denizi ilk defa uçakla geçer gibi
    istanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
    içimde kımıldayan birşeyler gibi
    Seviyorum seni
    Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

    NAZIM HiKMET
    ···
  14. 14.
    +2
    Sevgilim sevgilim
    Kuzey sanrısı gibidir
    Geceyi beşe filan böler
    Sonra ayılar hüzünden ölmez
    Sevgilim sevgilim
    Açlıktan ölür onlar

    işte bundan ötürü
    Hüznü artık bir ayıya bıraktım
    Sevgilim sevgilim
    Bir ayıya
    ister ormanda kullansın
    ister buzdağında

    Hayatın kutlu olsun sevgilim
    Ki sana değişe değişe aktım
    Kimi zaman bir japon gibi uykusuz kaldım
    -Uykusuz kalır mı onlar bilmem aslında-
    Sevgilim sevgilim
    Bir orman gibi çoğal aramızda
    Şehirden bir çocuk olarak şurda burda
    Bir sabuntozu markasında köpürerek
    Çınarın tutsaklığını
    Ve menekşenin tutsaklığını
    Ve menekşenin sevincini yaşa
    Sevgilim sevgilim
    Hüzüne yer var hayatımızda
    -Turgut Uyar
    ···
  15. 15.
    +1
    Rüzgâr,
    yıldızlar
    ve su.
    Bir Afrika rüyasının uykusu
    düşmüş dalgalara.

    Işıltılı, kara
    bir yelken gibi ince
    direğinde geminin.
    Geçmekteyiz içinden
    bir sayısız
    bir uçsuz bucaksız yıldızlar âleminin.

    Yıldızlar
    rüzgâr
    ve su.
    Başüstünde bir gemici korosu
    su gibi, rüzgâr gibi, yıldızlar gibi bir türkü söylüyor,
    yıldızlar gibi
    rüzgâr gibi
    su gibi bir türkü.
    Bu türkü diyor ki, "Korkumuz yok!
    inmedi bir gün bile gözlerimize
    bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun."
    Bu türkü
    diyor ki,
    "Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz
    ölümün önünde sigaramızı."
    Bu türkü
    diyor ki,
    "Çizmişiz rotamızı
    dostların alkışlarıyla değil
    gıcırtısıyla düşmanın
    dişlerinin."
    Bu türkü diyor ki, "Dövüşmek.."
    Bu türkü diyor ki, "Işıklı büyük
    ışıklı geniş ve sınırsız bir limana
    dümen suyumuzda sürüklemek denizi.."
    Bu türkü diyor ki, "Yıldızlar
    rüzgâr
    ve su... "

    Başüstünde bir gemici korosu
    bir türkü söylüyor;
    yıldızlar gibi
    rüzgâr gibi,
    su gibi bir türkü..
    -Nazım Hikmet
    ···
  16. 16.
    +1
    Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
    Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
    Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
    Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
    -Özdemir Asaf
    ···
    1. 1.
      0
      Bu şiirden esinlenip bir kadına "cennetim de sensin cehennemim de" demiştim. Tabi anlamadı beni :D
      ···
    2. 2.
      0
      şiir okumayan anlamaz :D
      ···
  17. 17.
    +1
    Bu uçsuz bucaksız,
    Bu kuş uçmaz,
    Kervan geçmez,
    Bu yarı açık
    Deryalar hapishanesi,
    Bu dönüş yolu
    Çıkmaz sokak olan
    Diyarlara düştüğünde
    Arkandan hiç tasalanan
    Oldu mu acaba?

    Çocukluğunda
    Koşuşturduğun sokaklarda
    Şimdi senin adını haykırıp,
    Oyuna çağıran bir dost sesi
    Kaldı mı hiç?

    Düşünürler mi ne yediğini,
    Ne içtiğini?..
    Adın geçer mi
    Eski bir dost meclisinde,
    Bilinmez…

    Özleyen var mıdır
    Yüzünü, gözünü, sohbetini?..
    Hayalin canlanır mı
    Birilerinin zihninde,
    Bilinmez…

    Peki, bilirler mi
    Nelere baş kaldırdığını,
    Kimlerle cenge kalkıştığını,
    Nasıl ayakta kaldığını,
    Ne zaman yorulacağını?..

    Tanışlar birbiriyle kucaklaşırken
    Meçhul olmaya mı geldin?..
    Bu amansız savaşta
    imansızlara mı denk geldin?..

    Sen bir şiiri okuyup
    Duygulandığında,
    Şairin göz yaşları
    Çoktan kurumuştur,
    Beki de toprak olmuştur,
    Bilesin…

    Söylesene kanka,
    Sen buralara niye geldin?..

    G.Yurt
    ···
    1. 1.
      +1
      Çok hoşmuş, ilk kez okudum. Yüreğine sağlık panpa.
      ···
  18. 18.
    +1
    https://m.youtube.com/?gl...l=tr#/watch?v=ZGt842LAIg8

    Sezai Karakoç -Mona Roza
    Yavuz Bülent Bakiler-istanbul

    Kasetten dinlerdik eskiden gece bununla uyurdum vay amk hüzünlendim...
    ···
    1. 1.
      +1
      Şiirlere bak be (:
      ···
  19. 19.
    +1
    Günaydın gül yüzlü sevdiğime
    Günaydın yeryüzünü aydınlatan yeni güne
    Günaydın gün görmek için bekleyene
    Günaydın, günaydın, günaydın

    Nazım Hikmet
    ···
    1. 1.
      0
      Tam yeri ve zamanında gelen bir şiir. Yüreğine sağlık (:
      ···
    2. 2.
      0
      Eyvallah panpa
      ···
  20. 20.
    +2 -1
    Yeni güne de kalbimizi avuçlarımızın arasına alıp başlayalım.


    ŞAŞIRDIM KALDIM iŞTE BiLMEM Ki NEMSiN

    Sözde senden kaçıyorum
    Dolu dizgin atlarla
    Bazen sessiz sevdasın
    ipekten kanatlarla
    Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
    Karşıma çıkıyorsun
    En serin imbatlarda
    Adını yazıyorum
    Bulduğun fırsatlarla
    Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla
    Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla
    Sözde senden kaçıyorum
    Dolu dizgin atlarla
    Ne olur bir gün beni
    Kapından olsun dinle
    Öldür bendeki beni
    Sonra dirilt kendinle
    Çarpsam kara sevdayı
    En azından yüzbinle
    Nasıl bağlandığımı
    Anlarsın kemendinle
    Kaç defa çıkıp gittim
    Buralardan yeminle
    Ama her defasında
    Geri döndüm seninle
    Hangi düğüm çözülür
    Nazla, sitemle, kinle
    Ne olur bir gün beni
    Kapından olsun dinle
    Şaşırdım kaldım işte
    Bilmem ki nemsin
    Bazen kız kardeşimsin
    Bazen öp öz annemsin
    Sultanımsın susunca
    Konuşunca kölemsin
    Eksilmeyen çilemsin
    Orada ufuk çizgim
    Burda yanım yöremsin
    Beni ruh gibi saran
    Sonsuzluk dairemsin
    Çaresizim çaremsin
    Şaşırdım kaldım işte
    Bilmem ki nemsin

    Yavuz Bülent Bakiler
    ···