-
1.
+5 -2Herkes en sevdiği şiiri yazsın millet. Bu gece biraz duygu dolalım. Seviye yükselirse kuku arka meme deriz geçer gider. Korkmayın, şiir candır. En sevdiğim şiirle başlıyorum.
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım
-
2.
0Tezerved
-
-
1.
0Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Bir rüzgâr aklımı alırdı
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin, bakardın
Üşürdüm, içim ürperirdi
Felaketim olurdu, ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu, ağlardım
ATTiLA iLHAN
-
1.
-
3.
+3Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.
Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.
Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
-Cemal Süreya -
-
1.
+1Çok efsane şiirdir, iyi yerden girdin panpa (:
-
1.
-
4.
-3Başlığa girdim entry yazdım
Dedim ki sana "ANAN YANIMDA" -
5.
+5SEVDiĞiN KADAR SEViLiRSiN
Her şey sende gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif
kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakini gördüğüdür rengin
Yaşadıklarını kar sayma
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi;
sevdiğin kadar sevilirsin
Sevdiğin kadar sevileceksin
Ay ışındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü his ettiğin kadar güçlü
Kendini güzel hissettiğin kadar güzel
işte budur hayat, işte budur yaşamak
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün;
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar
bilirsinBunu da öğren;
SEVDiĞiN KADAR SEViLiRSiN
Can YÜCEL -
-
1.
+1Sevdiğin kadar sevilirsin, güzel şiirler geliyor, çok hoşuma gitti (:
-
-
1.
+1evet anlamli şiir (:
-
1.
-
1.
-
6.
+1Cemal Süreya'dan devam edelim o zaman
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
istanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik. -
7.
+1Ve tabiki de mavi gözlü devsiz başlamaz bu gece, önlerden yerini tutalım.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan evin.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan ev.. -
-
1.
0Sevgimizi adadığımız minik yürekli insanlara gelsin bu şiir..
-
2.
0gelmesin ulan gelmesin. kimseyi okumazdı da nazım okurdu. nazımı da gibeyim onu da gibeyim.
-
-
1.
+1Ne mutlu sana ki; yüreği güzel bir insanın yüreğinde yer almış kadar harika bir insansın. imrendim sana.
-
2.
0teşekkürler kardeşim sen de harika bir insansın emin ol senin de birinin yüreğinde yerin vardır.
-
3.
0Biz yanlış yüreklerde heba olduk... Fakat inadına yaşamalı insan, yaşadım diyebilmek için yaşamalı.
diğerleri 1 -
1.
-
1.
-
8.
+3bu da benden olsun
ÜVERCiNKA
Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
kesmemeye
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun ekgib olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
Afrika dahil
Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil -
-
1.
+1Aklımdaki şiirlerdendi, benden önce sen lutfetmişsin (:
Birden nasıl oluyor, sen yüreğimi elliyorsun..
-
1.
-
9.
+1Belki de şu an burada bunları yazıyor olmamızı en iyi anlatan şiir...
Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzümüz olsun
Kanatlarımız dokunarak uçalım
insanlardan buz gibi soğudum
işte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın
Cahit KÜLEBi -
10.
+4
ATSIZ ATA'DAN
ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı.
dinmez! gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
dinmez! ebedi özleyişin bestesidir bu!
hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
tek bendeki volkanları söndürse denizler!
hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'kaabil'
imkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
mehtaplı yüzün tanrı'yı kıskandırıyordur.
en hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
---
hadi iyi geceler. -
-
1.
+1ilk kez okudum bu şiiri, yüreğine sağlık, iyi geceler.
-
1.
-
11.
+3Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Buda benden gelsin Özdemir asaf -
-
1.
+1Feridun abimiz bestelediğinden beri ezgisiz okuyamadığım şiir. Yüreğine sağlık.
-
1.
-
12.
+2Ve şüphesiz ki; yaşayan en iyi şairimiz, ismet Özel, onsuz olamazdı da zaten.Tümünü Göster
Bu yasa erdirdin beni, gençtim almadin canimi
ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak
büklümlerinin içten ve disardan
sarmaladigi günlerde
bir zamandi
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü sakli kaldi bende.
Vakti vardiysa askin,onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevismek için
halbuki ask, baska ne olsundu hayatin mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmis buldum sesimi.
Hata yapmak
firsatini Adem’e veren sendin
bilmedim onun talihinden ne kadar düstü bana
gençtim ve ben neden hata payi yok diyordum hayatimda
gergin bedenim topraga binlerce fiskini saplar idi
haykirinca çeviklik katardim gökyüzüne
bir düsü düslere dalmaksizin kavrayarak
bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
tanidim Ademoglu kimin nesiymis
ter döküp soru sormak nereye sürüklermis kisiyi.
Çesme var, kurnasi murdar
yazgim
kendi avcumda seyretmek kirgin aksimi.
Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
nehrin ugultusu da olur, dallarin hisirtisi da
gözyasi, çig tanesi, gizli dert veya verem
ne fark eder demisim
bilmeden farki istemisim.
Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
arastadan irmaklara çarkettiren darginlik!
Yola madem
çöllerdeki satrabi yalvartmak için çikmistim
hava bozar, yüzüm egik giderdim yine
yaza dogru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
yola devam ederdim.
Gençtim iste sehrin o yatik raksindan incinen yine bendim
gelip bana çatardi o ruh tutusturucu yalgin
onunla ben
hep sevisecek gibi baktik birbirimize.
bir kez öpüsebilseydik dünyayi solduracaktik.
Oysa bu sürgün yeri,bu pitrakli diyar
ne kadar korkulu yanki bulagelmis gizlerimizde
hani yok burda yanlisi yoklayacak hiç aralik
bütün vadilere indik bir kez öpüsmek için
kalmadi hiç bir tepe çikilmadik
eriyeydik nesteren köklerine sindigimizce
alici kus pençesiyle uçarak arinaydik
ah,bir olaydi diyorduk vakar da yoksanaydi
dogruydu böyle kan telef olmasin diye çabalamamiz
ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladik
gönendi dünya bundan istifade
dünya bayindirladi:
Bir yakis,bir yanis tasarimi beride
öte yakada bir benî adem
her gün küsülü kaldik.
Bunca yil bu gücenik macera beni tutuklu kilan
artik bu yasa erdirdin beni, anladim
gençken almadin canimi, bilmedim
demek gökten agsa bile tohum yürekten düsecekmis
çünkü hataya bagigib büyük hatadan beri nezaret yer
çig tanesi sanmak ne cüret, gözyasiymis
insanin insana raptoldugu cevher.
Simdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
tasinacak suyu göster, kirilacak odunu
kaldi bu silinmez yasamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasiyim ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde? -
13.
+2Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Gibi Unutuldum Kurudum
Başıma Düştü Sevda Ağı
Bir Başıma Tenhalarda Kahroldum.
Sen Kimbilir Rüzgarlı Eteklerinle Kimbilir
Hangi iklimdesin
Ben Sensiz Bu Sessizlikle
Deliler Gibiyim
Sensiz Bu Sessizlikle.
Ayrılıkla Başım Belada
Gözlerini Çevir Gözlerime
Yoksa Ben
Sensiz Bu Sessizlikle
Deli Gibiyim
Sensiz Bu Sensizlikle.
Cahit Zarifoğlu
Bu adamın yeri çok ayrıdır bende -
-
1.
+1Kimse ayrı değildir ki, sessizce yaklaşan bir fırtına gibi Cahit abimiz (: kapılmamak elde değil...
-
1.
-
14.
0Kaldırdım taşı
Aldın mı başı
Görünce gözündeki yaşı
Hep çekesim geliyor -
15.
+2Henüz vakit varken, gülüm
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
Volter rıhtımında dayayıp seni duvara
öpmeliyim ağzından
sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a
çiçeğini seyretmeliyiz onun,
birden bana sarılmalısın, gülüm,
korkudan, hayretten, sevinçten
ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
yıldızlar da çiselemeli,
incecikten bir yağmurla karışarak.
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
söğütlerin altından, gülüm,
ıslak salkım söğütlerin.
Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana,
en güzel, en yalansız,
sonra da ıslıkla bir şey çalarak
gebermeliyim bahtiyarlıktan
ve insanlara inanmalıyız.
Yukarda taştan evler,
girintisiz, çıkıntısız,
birbirine bitişik
ve duvarları ayışığından
ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor
ve karşı yakada Luvur
aydınlanmış ışıklarla
aydınlanmış bizim için
billur sarayımız...
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
şu Mayıs gecesi rıhtımda, depolarda
kırmızı varillere oturmalıyız.
Karşıda karanlığa giren kanal.
Bir şat geçiyor,
selamlıyalım gülüm,
geçen sarı kamaralı şatı selamlıyalım.
Belçika'ya mı yolu, Hollanda'ya mı?
Kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın
tatlı tatlı gülümsüyor.
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm...
Parisliler, Parisliler,
Paris yanıp yıkılmasın...
Nazım Hikmetsiz asla olmaz -
-
1.
0Bu gece Nazım abimizle devam edecek gibi (:
-
1.
-
16.
+1
-
17.
+1Şimdi sizlere bir sorum var: Dirilerin üzerleri toprakla örtülür mü? Yada siz hiçbir okyanusu dudaklarından öptünüz mü? Saatlerin saçları olsaydı bu kadar hızlı geçip gider miydi zaman? Ve evet. Yemin ediyorum ki evet. Bir okyanusu ağzının en ıslağından öptüm ben. Sonra med-cezir oldu. Öldüm!
Cemal Sureya -
-
1.
+1Cemal abimizin şiir gibi yazılar da yazmasının en belirgin örneklerinden. O şiiri ölçülerden kurtarmış, insanların ulaşamadığı yerden alıp yüreklerine yerleştirmiş ve tabiki de meyve veren ağaç misali; bu yüzden taşlanmış. Yüreğine sağlık.
-
2.
0Bu siirinin bende ayri bir yeri var panpa
-
-
1.
0Bir hikayesi mi var yoksa?
-
2.
0Keske hikayesini yazabilsem. Ne zaman aklima dusse bu siir kufur ederim kendime sevdigimle yasayamiyacagim diye
-
3.
+1Sevmek en çok da kavuşamamaktır aslında. insan sahibi olduğu şeylere değer vermez. Biraz adilik belki bu ama insanın bazen uzağında kalan bir sevdiği olmalı, insan kalabilmek için.
diğerleri 1 -
1.
-
1.
-
18.
+1Gün ışığı kötten sekip göze duhul etmişse
Orda şekil olub beyne "ben bir kötüm" demişse
Beyincağız, eli mahkum barrağı dikeltmişse
Anlarım ki fikfik vakti gelmiş amma geçiyor
Ömrüm kalkan barrağımı indirmekle geçiyor -
19.
+1Nazım abimizin yüreğinden mapus hayatı
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ona sorarsanız: ’Lafı bile edilemez, mikroskopik bi zaman... ’
Bana sorarsanız: ‘On senesi ömrümün... ’
Bir kurşun kallemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
Bir haftada yaza yaza tükeniverdi
Ona sorarsanız: ’Bütün bi hayat... ’
Bana sorarsanız: ‘Adam sende bi hafta... ’
Katillikten yatan Osman; ben içeri düştüğümden beri
Yedibuçuğu doldurup çıktı.
Dolaştı dışarda bi vakit,
Sonra kaçakçılıktan tekrar düştü içeri, altı ayı doldurup çıktı tekrar.
Dün mektubu geldi; evlenmiş, bi çocuğu olacakmış baharda...
Şimdi on yaşına bastı, ben içeri düştüğüm sene ana rahmine düşen çocuklar.
Ve o yılın titrek, uzun bacaklı tayları,
Rahat, geniş sağrılı birer kısrak oldu çoktan.
Fakat zeytin fidanları hala fidan, hala çocuktur.
Yeni meydanlar açılmış uzaktaki şehrimde, ben içeri düştüğümden beri...
Ve bizim hane halkı, bilmediğim bir sokakta, görmediğim bi evde oturuyor
Pamuk gibiydi bembeyazdı ekmek, ben içeri düştüğüm sene
Sonra vegibaya bindi
Bizim burda, içerde
Birbirini vurdu millet, yumruk kadar simsiyah bi tayin için
Şimdi serbestledi yine, fakat esmer ve tatsız
Ben içeri düştüğüm sene, ikincisi başlamamıştı henüz
Daşov kampında fırınlar yakılmamış, atom bombası atılmamıştı Hiroşimaya
Boğazlanan bir çocuğun kanı gibi aktı zaman
Sonra kapandı resmen o fasıl, şimdi üçünden bahsediyor amerikan doları
Fakat gün ışığı her şeye rağmen, ben içeri düştüğümden beri
Ve karanlığın kenarından, onlar ağır ellerini kaldırımlara basıp doğruldular yarı yarıya
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine
‘Onlar ki; toprakta karınca, su da balık, havada kuş kadar çokturlar.
Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar,
Ve kahreden yaratan ki onlardır,
Şarkılarda yalnız onların maceraları vardır’
Ve gayrısı
Mesela, benim on sene yatmam
Laf’ı güzaf... -
20.
+2En sevdiğim:
Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar,
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
incinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia. -
-
1.
+2Feridun abimiz iyi mi yaptı bilmiyorum ama hep ezgili okuyorum artık, gitmiyor başka türlü. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, söze bak ya.
-
2.
0şiirlerin şarkıya dönüştürülmesine karşıyım ama yine de dinlerim
Lavinya Özdemir'e gitseydi böyle olmazdı adam napsın -
-
1.
+1Kavuşursan meşk, kavuşamazsan aşk olurmuş (:
-
1.
-
1.