/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 1.
    +5 -2
    Herkes en sevdiği şiiri yazsın millet. Bu gece biraz duygu dolalım. Seviye yükselirse kuku arka meme deriz geçer gider. Korkmayın, şiir candır. En sevdiğim şiirle başlıyorum.

    ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
    Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    Bu evleri atla bu evleri de bunları da
    Göğe bakalım

    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    inecek var deriz otobüs durur ineriz
    Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
    Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
    Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
    Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    Beni bırak göğe bakalım

    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım
    ···
  1. 2.
    0
    Tezerved
    ···
    1. 1.
      0
      Gözlerin gözlerime değince
      Felaketim olurdu, ağlardım
      Beni sevmiyordun, bilirdim
      Bir sevdiğin vardı, duyardım
      Ne vakit karşımda görsem
      Öldüreceğimden korkardım
      Felaketim olurdu, ağlardım

      Ne vakit Maçka'dan geçsem
      Limanda hep gemiler olurdu
      Ağaçlar kuş gibi gülerdi
      Bir rüzgâr aklımı alırdı
      Sessizce bir cigara yakardın
      Parmaklarımın ucunu yakardın
      Kirpiklerini eğerdin, bakardın
      Üşürdüm, içim ürperirdi
      Felaketim olurdu, ağlardım

      Akşamlar bir roman gibi biterdi
      Jezabel kan içinde yatardı
      Limandan bir gemi giderdi
      Sen kalkıp ona giderdin
      Benzin mum gibi giderdin
      Sabaha kadar kalırdın
      Hayırsızın biriydi fikrimce
      Güldü mü cenazeye benzerdi
      Hele seni kollarına aldı mı
      Felaketim olurdu, ağlardım

      ATTiLA iLHAN
      ···
  2. 3.
    +3
    Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
    Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
    Gelmiş ta ağzımın kenarında
    Konuşur durur.

    Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
    Güverteleri uçtan uca orman;
    Aldım çiçeğimi şurama bastım,
    Bastım ki yalnızlığımmış.

    Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
    Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
    -Cemal Süreya
    ···
    1. 1.
      +1
      Çok efsane şiirdir, iyi yerden girdin panpa (:
      ···
  3. 4.
    -3
    Başlığa girdim entry yazdım
    Dedim ki sana "ANAN YANIMDA"
    ···
  4. 5.
    +5
    SEVDiĞiN KADAR SEViLiRSiN
    Her şey sende gizli
    Yerin seni çektiği kadar ağırsın
    Kanatların çırpındığı kadar hafif
    kalbinin attığı kadar canlısın
    Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
    Sevdiklerin kadar iyisin
    Nefret ettiklerin kadar kötü
    Ne renk olursa olsun kaşın gözün
    Karşındakini gördüğüdür rengin
    Yaşadıklarını kar sayma
    Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
    Ne kadar yaşarsan yaşa
    Sevdiğin kadardır ömrün
    Gülebildiğin kadar mutlusun
    Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin
    Sakın bitti sanma her şeyi;

    sevdiğin kadar sevilirsin

    Sevdiğin kadar sevileceksin
    Ay ışındadır sevgiliye duyulan hasret
    Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
    Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
    Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak
    Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
    Ve güçlü his ettiğin kadar güçlü
    Kendini güzel hissettiğin kadar güzel
    işte budur hayat, işte budur yaşamak
    Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
    Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün;
    Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
    Çiçek sulandığı kadar güzeldir
    kuşlar ötebildiği kadar sevimli
    Bebek ağladığı kadar bebektir
    Ve her şeyi öğrendiğin kadar
    bilirsinBunu da öğren;
    SEVDiĞiN KADAR SEViLiRSiN

    Can YÜCEL
    ···
    1. 1.
      +1
      Sevdiğin kadar sevilirsin, güzel şiirler geliyor, çok hoşuma gitti (:
      ···
      1. 1.
        +1
        evet anlamli şiir (:
        ···
  5. 6.
    +1
    Cemal Süreya'dan devam edelim o zaman

    Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
    Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
    Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
    Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
    Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
    Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
    Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
    Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
    Sanki hiç olmamıştı

    Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
    Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
    istanbullar
    Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
    dünyaların
    Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
    Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
    Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
    Çünkü iki kişiydik

    Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
    Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
    Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
    iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
    Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
    Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
    Sonrası iyilik güzellik.
    ···
  6. 7.
    +1
    Ve tabiki de mavi gözlü devsiz başlamaz bu gece, önlerden yerini tutalım.

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Kadının hayali minnacık bir evdi,
    bahçesinde ebruli
    hanımeli
    açan bir ev.

    Bir dev gibi seviyordu dev.
    Ve elleri öyle büyük işler için
    hazırlanmıştı ki devin,
    yapamazdı yapısını,
    çalamazdı kapısını
    bahçesinde ebruli
    hanımeli
    açan evin.

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Mini minnacıktı kadın.
    Rahata acıktı kadın
    yoruldu devin büyük yolunda.
    Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
    girdi zengin bir cücenin kolunda
    bahçesinde ebruli
    hanımeli
    açan eve.

    Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
    dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
    bahçesinde ebruli
    hanımeli
    açan ev..
    ···
    1. 1.
      0
      Sevgimizi adadığımız minik yürekli insanlara gelsin bu şiir..
      ···
    2. 2.
      0
      gelmesin ulan gelmesin. kimseyi okumazdı da nazım okurdu. nazımı da gibeyim onu da gibeyim.
      ···
      1. 1.
        +1
        Ne mutlu sana ki; yüreği güzel bir insanın yüreğinde yer almış kadar harika bir insansın. imrendim sana.
        ···
      2. 2.
        0
        teşekkürler kardeşim sen de harika bir insansın emin ol senin de birinin yüreğinde yerin vardır.
        ···
      3. 3.
        0
        Biz yanlış yüreklerde heba olduk... Fakat inadına yaşamalı insan, yaşadım diyebilmek için yaşamalı.
        ···
      4. diğerleri 1
  7. 8.
    +3
    bu da benden olsun

    ÜVERCiNKA

    Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
    kesmemeye
    Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
    Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
    Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
    Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun ekgib olma
    Yatakta yatmayı bildiğin kadar
    Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
    Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
    Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
    Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
    Bütün kara parçaları için
    Afrika dahil

    Senin bir havan var beni asıl saran o
    Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
    Sabahları acıktığı için haklı
    Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
    Birçok çiçek adları gibi güzel
    En tanınmış kırmızılarla açan
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil
    ···
    1. 1.
      +1
      Aklımdaki şiirlerdendi, benden önce sen lutfetmişsin (:

      Birden nasıl oluyor, sen yüreğimi elliyorsun..
      ···
  8. 9.
    +1
    Belki de şu an burada bunları yazıyor olmamızı en iyi anlatan şiir...

    Bir gece habersiz bize gel
    Merdivenler gıcırdamasın
    Öyle yorgunum ki hiç sorma
    Sen halimden anlarsın
    Sabahlara kadar oturup konuşalım
    Kimse duymasın
    Mavi bir gökyüzümüz olsun
    Kanatlarımız dokunarak uçalım
    insanlardan buz gibi soğudum
    işte yalnız sen varsın
    Öyle halsizim ki hiç sorma
    Anlarsın

    Cahit KÜLEBi
    ···
  9. 10.
    +4

    ATSIZ ATA'DAN



    ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? 
    bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? 
    pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? 
    sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. 

    gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; 
    ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; 
    herşey silinip kayboluyorken nazarımdan, 
    yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...  

    ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla, 
    ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla! 
    hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince 
    çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince 
    gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım; 
    gözlerle günah işlemenin zevkini tattım. 
    gözler ki birer parçasıdır sende ilahın, 
    gözler ki senin en katı zulmün ve silahın, 
    vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin; 
    sen öldürüyorken de vururken de güzelsin! 

    bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden, 
    bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...  
    hasret sana ey yirmi yılın taze baharı, 
    vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı. 
    dinmez! gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu! 
    dinmez! ebedi özleyişin bestesidir bu! 
    hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı, 
    görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı. 

    dünyayı boğup mahşere döndürse denizler, 
    tek bendeki volkanları söndürse denizler! 
    hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'kaabil' 
    imkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil 
    sırretmeye elden seni bir perde olurdum. 
    toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum. 

    mehtaplı yüzün tanrı'yı kıskandırıyordur. 
    en hisli şiirden de örülmez bu güzellik. 
    yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur; 
    kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...  

    ---

    hadi iyi geceler.
    ···
    1. 1.
      +1
      ilk kez okudum bu şiiri, yüreğine sağlık, iyi geceler.
      ···
  10. 11.
    +3
    Sana gitme demeyeceğim.
    Üşüyorsun ceketimi al.
    Günün en güzel saatleri bunlar.
    Yanımda kal.

    Sana gitme demeyeceğim.
    Gene de sen bilirsin.
    Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
    incinirsin.

    Sana gitme demeyeceğim,
    Ama gitme, Lavinia.
    Adını gizleyeceğim
    Sen de bilme, Lavinia.

    Buda benden gelsin Özdemir asaf
    ···
    1. 1.
      +1
      Feridun abimiz bestelediğinden beri ezgisiz okuyamadığım şiir. Yüreğine sağlık.
      ···
  11. 12.
    +2
    Ve şüphesiz ki; yaşayan en iyi şairimiz, ismet Özel, onsuz olamazdı da zaten.

    Bu yasa erdirdin beni, gençtim almadin canimi
    ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak
    büklümlerinin içten ve disardan
    sarmaladigi günlerde
    bir zamandi
    heves ettim gölgemi enginde yatan
    o berrak sayfada gezindirsem diye
    ölmedim, bir gençlik ölümü sakli kaldi bende.
    Vakti vardiysa askin,onu beklemeliydi
    genç olmak yetmiyordu fayrap sevismek için
    halbuki ask, baska ne olsundu hayatin mazereti
    demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
    vay ki gençtim
    ölümle paslanmis buldum sesimi.

    Hata yapmak
    firsatini Adem’e veren sendin
    bilmedim onun talihinden ne kadar düstü bana
    gençtim ve ben neden hata payi yok diyordum hayatimda
    gergin bedenim topraga binlerce fiskini saplar idi
    haykirinca çeviklik katardim gökyüzüne
    bir düsü düslere dalmaksizin kavrayarak
    bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
    tanidim Ademoglu kimin nesiymis
    ter döküp soru sormak nereye sürüklermis kisiyi.

    Çesme var, kurnasi murdar
    yazgim
    kendi avcumda seyretmek kirgin aksimi.

    Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
    nehrin ugultusu da olur, dallarin hisirtisi da
    gözyasi, çig tanesi, gizli dert veya verem
    ne fark eder demisim
    bilmeden farki istemisim.
    Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
    arastadan irmaklara çarkettiren darginlik!
    Yola madem
    çöllerdeki satrabi yalvartmak için çikmistim
    hava bozar, yüzüm egik giderdim yine
    yaza dogru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
    yola devam ederdim.

    Gençtim iste sehrin o yatik raksindan incinen yine bendim
    gelip bana çatardi o ruh tutusturucu yalgin
    onunla ben
    hep sevisecek gibi baktik birbirimize.
    bir kez öpüsebilseydik dünyayi solduracaktik.

    Oysa bu sürgün yeri,bu pitrakli diyar
    ne kadar korkulu yanki bulagelmis gizlerimizde
    hani yok burda yanlisi yoklayacak hiç aralik
    bütün vadilere indik bir kez öpüsmek için
    kalmadi hiç bir tepe çikilmadik
    eriyeydik nesteren köklerine sindigimizce
    alici kus pençesiyle uçarak arinaydik
    ah,bir olaydi diyorduk vakar da yoksanaydi
    dogruydu böyle kan telef olmasin diye çabalamamiz
    ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladik
    gönendi dünya bundan istifade
    dünya bayindirladi:
    Bir yakis,bir yanis tasarimi beride
    öte yakada bir benî adem
    her gün küsülü kaldik.

    Bunca yil bu gücenik macera beni tutuklu kilan
    artik bu yasa erdirdin beni, anladim
    gençken almadin canimi, bilmedim
    demek gökten agsa bile tohum yürekten düsecekmis
    çünkü hataya bagigib büyük hatadan beri nezaret yer
    çig tanesi sanmak ne cüret, gözyasiymis
    insanin insana raptoldugu cevher.

    Simdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
    tasinacak suyu göster, kirilacak odunu
    kaldi bu silinmez yasamak suçu üzerimde
    bileyim hangi suyun sakasiyim ya rabbelalemin
    tütmesi gereken ocak nerde?
    Tümünü Göster
    ···
  12. 13.
    +2
    Anılar Defterinde Gül Yaprağı
    Gibi Unutuldum Kurudum
    Başıma Düştü Sevda Ağı
    Bir Başıma Tenhalarda Kahroldum.
    Sen Kimbilir Rüzgarlı Eteklerinle Kimbilir
    Hangi iklimdesin
    Ben Sensiz Bu Sessizlikle
    Deliler Gibiyim
    Sensiz Bu Sessizlikle.

    Ayrılıkla Başım Belada
    Gözlerini Çevir Gözlerime

    Yoksa Ben
    Sensiz Bu Sessizlikle
    Deli Gibiyim
    Sensiz Bu Sensizlikle.

    Cahit Zarifoğlu

    Bu adamın yeri çok ayrıdır bende
    ···
    1. 1.
      +1
      Kimse ayrı değildir ki, sessizce yaklaşan bir fırtına gibi Cahit abimiz (: kapılmamak elde değil...
      ···
  13. 14.
    0
    Kaldırdım taşı
    Aldın mı başı
    Görünce gözündeki yaşı
    Hep çekesim geliyor
    ···
  14. 15.
    +2
    Henüz vakit varken, gülüm
    Paris yanıp yıkılmadan,
    henüz vakit varken, gülüm,
    yüreğim dalındayken henüz,
    ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
    Volter rıhtımında dayayıp seni duvara
    öpmeliyim ağzından
    sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a
    çiçeğini seyretmeliyiz onun,
    birden bana sarılmalısın, gülüm,
    korkudan, hayretten, sevinçten
    ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
    yıldızlar da çiselemeli,
    incecikten bir yağmurla karışarak.
    Henüz vakit varken, gülüm,
    Paris yanıp yıkılmadan,
    henüz vakit varken, gülüm,
    yüreğim dalındayken henüz,
    şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
    söğütlerin altından, gülüm,
    ıslak salkım söğütlerin.
    Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana,
    en güzel, en yalansız,
    sonra da ıslıkla bir şey çalarak
    gebermeliyim bahtiyarlıktan
    ve insanlara inanmalıyız.
    Yukarda taştan evler,
    girintisiz, çıkıntısız,
    birbirine bitişik
    ve duvarları ayışığından
    ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor
    ve karşı yakada Luvur
    aydınlanmış ışıklarla
    aydınlanmış bizim için
    billur sarayımız...

    Henüz vakit varken, gülüm,
    Paris yanıp yıkılmadan,
    henüz vakit varken, gülüm,
    yüreğim dalındayken henüz,
    şu Mayıs gecesi rıhtımda, depolarda
    kırmızı varillere oturmalıyız.
    Karşıda karanlığa giren kanal.
    Bir şat geçiyor,
    selamlıyalım gülüm,
    geçen sarı kamaralı şatı selamlıyalım.
    Belçika'ya mı yolu, Hollanda'ya mı?
    Kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın
    tatlı tatlı gülümsüyor.

    Henüz vakit varken, gülüm,
    Paris yanıp yıkılmadan,
    henüz vakit varken, gülüm...
    Parisliler, Parisliler,
    Paris yanıp yıkılmasın...

    Nazım Hikmetsiz asla olmaz
    ···
    1. 1.
      0
      Bu gece Nazım abimizle devam edecek gibi (:
      ···
  15. 16.
    +1
    https://www.youtube.com/watch?v=iU4W0apr2Ug

    bunu da dinleyin derim çok iyidir 17 yaşını hatırlatır
    ···
  16. 17.
    +1
    Şimdi sizlere bir sorum var: Dirilerin üzerleri toprakla örtülür mü? Yada siz hiçbir okyanusu dudaklarından öptünüz mü? Saatlerin saçları olsaydı bu kadar hızlı geçip gider miydi zaman? Ve evet. Yemin ediyorum ki evet. Bir okyanusu ağzının en ıslağından öptüm ben. Sonra med-cezir oldu. Öldüm!
    Cemal Sureya
    ···
    1. 1.
      +1
      Cemal abimizin şiir gibi yazılar da yazmasının en belirgin örneklerinden. O şiiri ölçülerden kurtarmış, insanların ulaşamadığı yerden alıp yüreklerine yerleştirmiş ve tabiki de meyve veren ağaç misali; bu yüzden taşlanmış. Yüreğine sağlık.
      ···
    2. 2.
      0
      Bu siirinin bende ayri bir yeri var panpa
      ···
      1. 1.
        0
        Bir hikayesi mi var yoksa?
        ···
      2. 2.
        0
        Keske hikayesini yazabilsem. Ne zaman aklima dusse bu siir kufur ederim kendime sevdigimle yasayamiyacagim diye
        ···
      3. 3.
        +1
        Sevmek en çok da kavuşamamaktır aslında. insan sahibi olduğu şeylere değer vermez. Biraz adilik belki bu ama insanın bazen uzağında kalan bir sevdiği olmalı, insan kalabilmek için.
        ···
      4. diğerleri 1
  17. 18.
    +1
    Gün ışığı kötten sekip göze duhul etmişse
    Orda şekil olub beyne "ben bir kötüm" demişse
    Beyincağız, eli mahkum barrağı dikeltmişse
    Anlarım ki fikfik vakti gelmiş amma geçiyor
    Ömrüm kalkan barrağımı indirmekle geçiyor
    ···
  18. 19.
    +1
    Nazım abimizin yüreğinden mapus hayatı

    Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
    Ona sorarsanız: ’Lafı bile edilemez, mikroskopik bi zaman... ’
    Bana sorarsanız: ‘On senesi ömrümün... ’
    Bir kurşun kallemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
    Bir haftada yaza yaza tükeniverdi
    Ona sorarsanız: ’Bütün bi hayat... ’
    Bana sorarsanız: ‘Adam sende bi hafta... ’
    Katillikten yatan Osman; ben içeri düştüğümden beri
    Yedibuçuğu doldurup çıktı.
    Dolaştı dışarda bi vakit,
    Sonra kaçakçılıktan tekrar düştü içeri, altı ayı doldurup çıktı tekrar.
    Dün mektubu geldi; evlenmiş, bi çocuğu olacakmış baharda...

    Şimdi on yaşına bastı, ben içeri düştüğüm sene ana rahmine düşen çocuklar.
    Ve o yılın titrek, uzun bacaklı tayları,
    Rahat, geniş sağrılı birer kısrak oldu çoktan.
    Fakat zeytin fidanları hala fidan, hala çocuktur.

    Yeni meydanlar açılmış uzaktaki şehrimde, ben içeri düştüğümden beri...
    Ve bizim hane halkı, bilmediğim bir sokakta, görmediğim bi evde oturuyor

    Pamuk gibiydi bembeyazdı ekmek, ben içeri düştüğüm sene
    Sonra vegibaya bindi
    Bizim burda, içerde
    Birbirini vurdu millet, yumruk kadar simsiyah bi tayin için
    Şimdi serbestledi yine, fakat esmer ve tatsız

    Ben içeri düştüğüm sene, ikincisi başlamamıştı henüz
    Daşov kampında fırınlar yakılmamış, atom bombası atılmamıştı Hiroşimaya
    Boğazlanan bir çocuğun kanı gibi aktı zaman
    Sonra kapandı resmen o fasıl, şimdi üçünden bahsediyor amerikan doları
    Fakat gün ışığı her şeye rağmen, ben içeri düştüğümden beri
    Ve karanlığın kenarından, onlar ağır ellerini kaldırımlara basıp doğruldular yarı yarıya

    Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
    Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine
    ‘Onlar ki; toprakta karınca, su da balık, havada kuş kadar çokturlar.
    Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar,
    Ve kahreden yaratan ki onlardır,
    Şarkılarda yalnız onların maceraları vardır’

    Ve gayrısı
    Mesela, benim on sene yatmam
    Laf’ı güzaf...
    ···
  19. 20.
    +2
    En sevdiğim:
    Sana gitme demeyeceğim
    Üşüyorsun ceketimi al.
    Günün en güzel saatleri bunlar,
    Yanımda kal.

    Sana gitme demeyeceğim.
    Gene de sen bilirsin.
    Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
    incinirsin.

    Sana gitme demeyeceğim,
    Ama gitme, Lavinia.
    Adını gizleyeceğim
    Sen de bilme, Lavinia.
    ···
    1. 1.
      +2
      Feridun abimiz iyi mi yaptı bilmiyorum ama hep ezgili okuyorum artık, gitmiyor başka türlü. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, söze bak ya.
      ···
    2. 2.
      0
      şiirlerin şarkıya dönüştürülmesine karşıyım ama yine de dinlerim
      Lavinya Özdemir'e gitseydi böyle olmazdı adam napsın
      ···
      1. 1.
        +1
        Kavuşursan meşk, kavuşamazsan aşk olurmuş (:
        ···