-
1.
+5 -2Herkes en sevdiği şiiri yazsın millet. Bu gece biraz duygu dolalım. Seviye yükselirse kuku arka meme deriz geçer gider. Korkmayın, şiir candır. En sevdiğim şiirle başlıyorum.
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım -
2.
+1Cemal Süreya'dan devam edelim o zaman
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
istanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik. -
3.
+1Ve tabiki de mavi gözlü devsiz başlamaz bu gece, önlerden yerini tutalım.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan evin.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan ev.. -
-
1.
0Sevgimizi adadığımız minik yürekli insanlara gelsin bu şiir..
-
2.
0gelmesin ulan gelmesin. kimseyi okumazdı da nazım okurdu. nazımı da gibeyim onu da gibeyim.
-
-
1.
+1Ne mutlu sana ki; yüreği güzel bir insanın yüreğinde yer almış kadar harika bir insansın. imrendim sana.
-
2.
0teşekkürler kardeşim sen de harika bir insansın emin ol senin de birinin yüreğinde yerin vardır.
-
3.
0Biz yanlış yüreklerde heba olduk... Fakat inadına yaşamalı insan, yaşadım diyebilmek için yaşamalı.
diğerleri 1 -
1.
-
1.
-
4.
+1Belki de şu an burada bunları yazıyor olmamızı en iyi anlatan şiir...
Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzümüz olsun
Kanatlarımız dokunarak uçalım
insanlardan buz gibi soğudum
işte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın
Cahit KÜLEBi -
5.
+2Ve şüphesiz ki; yaşayan en iyi şairimiz, ismet Özel, onsuz olamazdı da zaten.Tümünü Göster
Bu yasa erdirdin beni, gençtim almadin canimi
ölmedim genç olarak ,ölmedim beni leylak
büklümlerinin içten ve disardan
sarmaladigi günlerde
bir zamandi
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü sakli kaldi bende.
Vakti vardiysa askin,onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevismek için
halbuki ask, baska ne olsundu hayatin mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmis buldum sesimi.
Hata yapmak
firsatini Adem’e veren sendin
bilmedim onun talihinden ne kadar düstü bana
gençtim ve ben neden hata payi yok diyordum hayatimda
gergin bedenim topraga binlerce fiskini saplar idi
haykirinca çeviklik katardim gökyüzüne
bir düsü düslere dalmaksizin kavrayarak
bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
tanidim Ademoglu kimin nesiymis
ter döküp soru sormak nereye sürüklermis kisiyi.
Çesme var, kurnasi murdar
yazgim
kendi avcumda seyretmek kirgin aksimi.
Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
nehrin ugultusu da olur, dallarin hisirtisi da
gözyasi, çig tanesi, gizli dert veya verem
ne fark eder demisim
bilmeden farki istemisim.
Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
arastadan irmaklara çarkettiren darginlik!
Yola madem
çöllerdeki satrabi yalvartmak için çikmistim
hava bozar, yüzüm egik giderdim yine
yaza dogru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
yola devam ederdim.
Gençtim iste sehrin o yatik raksindan incinen yine bendim
gelip bana çatardi o ruh tutusturucu yalgin
onunla ben
hep sevisecek gibi baktik birbirimize.
bir kez öpüsebilseydik dünyayi solduracaktik.
Oysa bu sürgün yeri,bu pitrakli diyar
ne kadar korkulu yanki bulagelmis gizlerimizde
hani yok burda yanlisi yoklayacak hiç aralik
bütün vadilere indik bir kez öpüsmek için
kalmadi hiç bir tepe çikilmadik
eriyeydik nesteren köklerine sindigimizce
alici kus pençesiyle uçarak arinaydik
ah,bir olaydi diyorduk vakar da yoksanaydi
dogruydu böyle kan telef olmasin diye çabalamamiz
ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladik
gönendi dünya bundan istifade
dünya bayindirladi:
Bir yakis,bir yanis tasarimi beride
öte yakada bir benî adem
her gün küsülü kaldik.
Bunca yil bu gücenik macera beni tutuklu kilan
artik bu yasa erdirdin beni, anladim
gençken almadin canimi, bilmedim
demek gökten agsa bile tohum yürekten düsecekmis
çünkü hataya bagigib büyük hatadan beri nezaret yer
çig tanesi sanmak ne cüret, gözyasiymis
insanin insana raptoldugu cevher.
Simdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
tasinacak suyu göster, kirilacak odunu
kaldi bu silinmez yasamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasiyim ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde? -
6.
+1Nazım abimizin yüreğinden mapus hayatı
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ona sorarsanız: ’Lafı bile edilemez, mikroskopik bi zaman... ’
Bana sorarsanız: ‘On senesi ömrümün... ’
Bir kurşun kallemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
Bir haftada yaza yaza tükeniverdi
Ona sorarsanız: ’Bütün bi hayat... ’
Bana sorarsanız: ‘Adam sende bi hafta... ’
Katillikten yatan Osman; ben içeri düştüğümden beri
Yedibuçuğu doldurup çıktı.
Dolaştı dışarda bi vakit,
Sonra kaçakçılıktan tekrar düştü içeri, altı ayı doldurup çıktı tekrar.
Dün mektubu geldi; evlenmiş, bi çocuğu olacakmış baharda...
Şimdi on yaşına bastı, ben içeri düştüğüm sene ana rahmine düşen çocuklar.
Ve o yılın titrek, uzun bacaklı tayları,
Rahat, geniş sağrılı birer kısrak oldu çoktan.
Fakat zeytin fidanları hala fidan, hala çocuktur.
Yeni meydanlar açılmış uzaktaki şehrimde, ben içeri düştüğümden beri...
Ve bizim hane halkı, bilmediğim bir sokakta, görmediğim bi evde oturuyor
Pamuk gibiydi bembeyazdı ekmek, ben içeri düştüğüm sene
Sonra vegibaya bindi
Bizim burda, içerde
Birbirini vurdu millet, yumruk kadar simsiyah bi tayin için
Şimdi serbestledi yine, fakat esmer ve tatsız
Ben içeri düştüğüm sene, ikincisi başlamamıştı henüz
Daşov kampında fırınlar yakılmamış, atom bombası atılmamıştı Hiroşimaya
Boğazlanan bir çocuğun kanı gibi aktı zaman
Sonra kapandı resmen o fasıl, şimdi üçünden bahsediyor amerikan doları
Fakat gün ışığı her şeye rağmen, ben içeri düştüğümden beri
Ve karanlığın kenarından, onlar ağır ellerini kaldırımlara basıp doğruldular yarı yarıya
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine
‘Onlar ki; toprakta karınca, su da balık, havada kuş kadar çokturlar.
Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar,
Ve kahreden yaratan ki onlardır,
Şarkılarda yalnız onların maceraları vardır’
Ve gayrısı
Mesela, benim on sene yatmam
Laf’ı güzaf... -
7.
+1Yine Nazım abimiz, bizim için bakışlarımızın sebeplerini sıralamış. Bir gözde kaybolmayı, kendini bulmayı anlatmış.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
Antalya tarafında ekinler seher vakti.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
kaç defa karşımda ağladılar
çırılçıplak kaldı gözlerin
altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün
sevinçli bahtiyar
alabildiğine akıllı ve mükemmel
dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
sonbaharda öyledir işte kestanelikleri Bursa'nın
ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
ve her mevsim ve her saat istanbul.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
gün gelecek gülüm, gün gelecek,
kardeş insanlar birbirine
senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
senin gözlerinle bakacaklar. -
8.
+2 -1Yeni güne de kalbimizi avuçlarımızın arasına alıp başlayalım.
ŞAŞIRDIM KALDIM iŞTE BiLMEM Ki NEMSiN
Sözde senden kaçıyorum
Dolu dizgin atlarla
Bazen sessiz sevdasın
ipekten kanatlarla
Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
Karşıma çıkıyorsun
En serin imbatlarda
Adını yazıyorum
Bulduğun fırsatlarla
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla
Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla
Sözde senden kaçıyorum
Dolu dizgin atlarla
Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle
Öldür bendeki beni
Sonra dirilt kendinle
Çarpsam kara sevdayı
En azından yüzbinle
Nasıl bağlandığımı
Anlarsın kemendinle
Kaç defa çıkıp gittim
Buralardan yeminle
Ama her defasında
Geri döndüm seninle
Hangi düğüm çözülür
Nazla, sitemle, kinle
Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle
Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin
Bazen kız kardeşimsin
Bazen öp öz annemsin
Sultanımsın susunca
Konuşunca kölemsin
Eksilmeyen çilemsin
Orada ufuk çizgim
Burda yanım yöremsin
Beni ruh gibi saran
Sonsuzluk dairemsin
Çaresizim çaremsin
Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin
Yavuz Bülent Bakiler -
9.
+1ismet Özel'in Of Not Being A Jew şiirinden bir kesit. Sarılmanın, bir kucakta huzur bulmanın manasını bize anlatmak istemiş.
iniyor ve inliyorum
nereye bir kucak dolusu
sonluluk sorgusu getiriyorsam
oraya bir kucak da getiriyorum
bir kucak sadece genç ve diri değil
bir kucak sadece yaşlı ve yorgun değil
bir kucak sadece erkek ve vakur değil
bir kucak sadece kıvrak ve dişi değil
bir kucak sadece kavruk ve intikamcı değil
bir kucak sadece gürbüz ve atak değil
bir kucak sadece üzgün ve dindar değil
bir kucak sadece temiz ve sevecen değil
bir kucak sadece pis ve sırnaşık değil
bir kucak sadece cömert ve sıcak değil
bir kucak sadece sancılı ve keskin değil
bir kucak sadece umursamaz ve bezgin değil
bir kucak sadece öksüz ve çolak değil
bir kucak
sadece bir kucak -
10.
0Sen Beni Öpersen Belki Fransız Olurum
–Ah Muhsin Ünlü
sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
şehre inerim bir sinema yağmura çalar
otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-senegalliler dahil değil
sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin
-yoksa seni rahatsız mı ettim?
sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
-freud diye bir şey yoktur.
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
-haydi iç de çay koyayım. -
11.
0Kimilerinin içinde dini öğeler var diye sevdiği, kimilerinin de içinde dini öğeler var diye sevmediği bir şiir. Aslında sadece annesini anmak istediğini anlamak için biraz annesini özlemeli insan.
RESULULLAHLA BENiM ARAMDAKi FARKLAR
Resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim.
Resulullah yolda Ebu Bekir’i görse ‘Es Selamu Aleyküm Ya Sıddık’ derdi,
ben yolda Ebu Bekir’i görsem tanımam.
Resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
Ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.
Resulullah Azrail’i yolda görse tanırdı;
ben Azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.
Resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey Allah’ın Resulü;
fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?
Resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘Kızım ha gayret!’;
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘Anneciğim ölmesen…’
Ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘Anneciğim seni ben…’;
Annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz.
Resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.
Ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının
Anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…
Resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.
Annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!
Olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
Verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
Resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
Nasıl olsa Resulullah da ölü annem de ölü.
Ah Muhsin Ünlü -
12.
0Şiirler asla zamana yenilmez, bu gece de bizim... Bu hayat bizim, bizim ve bizim.
Bu müze varya bu müze
Seninle gezerken güzel
Kimseler yoksa salonda
Seni öpmek en güzel
Bu rakı varya bu rakı
Seninle içerken güzel
Kimler olursa olsun varsın
Rakılı ağzından öpmek en güzel
işte bu dünya varya bu dünya
Seninle yaşarken güzel
Sen varya sen
Ancak benimleysen güzel
Aziz Nesin