-
76.
0özet geç bin.
-
77.
0emirdağ yakınlarında enfeksiyonluların saldırısına uğradık. yol çok kalabalıktı, yoldan çıkmak zorunda kaldık. arazide ilerlemeye başladık. ilerlediğimiz yönde bir köy vardı. tarlaların arasında ilerliyorduk. her yer sapsarı, kuru otlarla kaplıydı. ileride yeşillikleri gördüm. belki o kısımda araç daha hızlı ilerler diye düşündüğümü hatırlıyorum.Tümünü Göster
köye yaklaştığımızda hala enfeksiyonlular arkamızdaydı. aramız açılsa da görebiliyorduk. ısrarla bize doğru ilerliyorlardı. köyün ilk binalarına ulaştığımız sırada on kişiye yakın enfeksiyonlu grubu daha önümüze çıktı. doğruca aralarına daldım. ortalık birden kana bulandı ve ilerlemeye devam ettik. aynada baktığımda köyden kalabalık bir grubun daha diğerlerine katıldığı ve peşimize düştüğünü gördüm. bizi önceden kovalayanlarla birlikte çok kalabalık olmuşlardı. yüzden fazlaydıylar. ve hala ilerlediğimiz istikametin iki tarafından da gelenler vardı. arazi şartlarını umursamayıp hızlanmaya başladım. bir grup daha önden yolumuzu kesip bize ulaştı, onlara da çarptım. kısa bir süreliğine aracın kontrolünü kaybeder gibi oldum. direksiyonu bir sağa, bir sola kırıyıyordum. savrulmaktan kurtulduğumu düşündüğüm sırada bir patlama sesi ile tekrar kontrolü kaybettim. ön lastiklerden biri patlamıştı. otuz metre kadar sonra toparladığımda arazinin yeşillik kısımlarına ulaştığımızı farkettim acıyla.
mecburen durduk. tüfekleri alıp arabadan indik ve hemen jipin arkasına, cephanenin olduğu yere koştuk. içeri giridik ve cephaneleri tam önümüze alıp en öndekilere ateş etmeye başladık. bir kısmını vuruyorduk ama bir çoğunu da ıskalıyorduk. çok kalabalıklardı. eşimle birbirimize baktık ve deli gibi ateş etmeye devam ettik. kurtulacağımıza dair bir ümit ışığı görünmüyordu ikimizde de. beşinci şarjörü değiştirirken efes pilsen kasası dikkatimi çekti. içinde hala altı tane molotof kokteyli vardı. onları aldım ve bir tanesini en öndeki kalabalığa doğru fırlattım. ön taraf hemen alevler içinde kaldı. aynı yere atmamaya dikkat ederek iki tane daha fırlattım. alevler bir yay halinde yayılmıştı. eşim de diğer taraflardan gelenlere ateş etmeye devam ediyordu.
ortalık cehenneme dönmeye başlamıştı. otlar tutuşmuş yanıyordu. dumandan ilerisini göremez hale geldik. ileriye ateş etmek yerine sağ ve sol taraftan gelenlere ateş etmeye başladık. ikimizde bir yandan bağırıyor, bir yandan ağlıyor, bir yandan da küfür ediyorduk.
alevler gittikçe yayıldı. dumandan ileriyi zor görmeye başladık. enfeksiyonlular inanılmaz çığlıklar atıyorlardı. duman bizi boğmak üzereydi artık. eşime direksiyona geçip arabayı sürmesini söyledim. dumandan uzaklaşmamız gerekti. tek kelime etmeden öne geçti. ben de biraz cephane alıp aşağı atladım ve onu korumaya başladım. o sırada on tane daha enfeksiyonluyu öldürdüm.
elli metre kadar ileri gitti eşim ve tekrar araçtan inip beni korumaya başladı. hemen yanına koştum. çığlıklar ve alevler ardımızda kalmıştı. geriye dönüp baktığımızda neredeyse bütün alanın yanmakta olduğunu gördük. çok miktarda cephane harcamış, bir lastiğimizi patlatmıştık ama hala hayattaydık.
onbeş, yirmi dakika kadar elimiz tetikte, o cehennemden kurtulanları öldürmek için bekledik. yedi kişi çıkabildi o bölgeden. onları da öldürdük. biraz su içtik, biraz dinlendik ve lastiği değiştirdik. ana yola doğru çıktık ve ilerlemeye devam ettik. bir saat sonra kayalık, sarp bir tepe bulduk ve oraya gittik. bir tarafımız uçurumdu, gelebilecek tek yol vardı. nispeten korunaklı bir yerdi.
şimdi buradayız. biraz dinlenip, elimizdeki malzemeleri düzenliyoruz. boş şarjörleri mermiyle dolduruyoruz. uzun süre burada kalamayız, tekrar yola çıkacağız... -
78.
09. gün;
uçaklar üstümüzden geçti.
bu sabah yola devam edip kula ya vardığımızda uçaklar üstümüzden geçti. deliler gibi kendimizi göstermeye çalıştık, sanki sesimizi duyuracakmış gibi bağırdık çağırdık. ellerimizi salladık. ya görmediler, ya da görmezden geldiler. bir sürü bildiri atıyorlardı havadan. merakla bir tanesininin düşmesini bekledik. bir ömür kadar uzun vakit geçti. bizim telaşımıza inat, yavaş yavaş süzüldü o kağıtlar. sonunda elimize aldığımızda ne düşüneceğimizi bilemedik.
son 9 saat;
kağıtlarda ülkede kontrolün kaybedildiği türkiye genelinde sadece 3 noktadan son bir tahliye işlemi yapılacağı, ardından da ülkeden çıkılacağı yazıyordu. bir tanesi ankara, bir tanesi izmir çeşme, bir tanesi de istanbul da olan noktalardan akşam altı da son gemi ya da uçakların havalanacağı yazıyordu.
durmaksızın ilerliyoruz, mermilerimizi, mazotumuzu, suyumuzu epey bitirdik. artık vakit çok önemli. başka bir şeyin önemi yok. -
79.
0son 8 saat;
salihli de çok vakit kaybettik. çok büyük bir enfeksiyonlu grubundan deli gibi bir kovalamaca sonunda kaçmayı başardık. sokak aralarından anayola çıkmak çok zor oldu. durmamalıyız, sürekli hareket halinde olmalıyız. -
80.
0olum nerden yazıyon lan çıktı alacam bitirde okuyacam harbi amk
-
81.
0son 7 saat;
anayolda çok sayıda insan izmir e doğru gidiyor. fakat çok sayıda enfeksiyonlu bunlara sürekli saldırıyor. yol kanla kaplanmış.
anayoldan ayrıldık. sart yakınlarından içeriye doğru girdik ve arkadaki köy yollarından ilerliyoruz. sanırım ahmetli yi geçmiş olduk. turgutluya doğru ilerliyoruz. zaman daralıyor. -
82.
0süpermiş panpa rezerved
-
83.
0son 5 saat;
turgutlu ya vardık, ama içine girmedik. hala arka yollardan ve tarlalardan ilerliyoruz. izmir e yaklaştıkça ilerlemek daha da zorlaşacak. yollar çok kalabalık ve inanılmaz bir kargaşa var. tüm enfeksiyonluların ışığa tutulmuş sinekler gibi anayola doğru gittiğini uzaktan görebiliyoruz.
ter içindeyiz ve korkuyoruz. yolun tıkanmasından, ilerleyememekten korkuyoruz. yetişememekten korkuyoruz. -
84.
0son 3 saat;
izmir e girdik. kemalpaşadan sonra mecburen anayola çıktık. mümkün olduğunca durmamaya çalıştıysak da pek mümkün olmadı. yolun bu kısmında artık hareket halinde araba kalmadı. birçok araba kanlar içinde, zaman zaman da enfeksiyonlulalarla karşılaştık. bir çoğuna hiç bulaşmadan yola devam ettik. yollar çok kalabalıktı. beş dakikada bir durup geçecek yol aradık kendimize. bu sırada üç defa enfeksiyonluların saldırısına uğradık, üçünde de hayatta kalmayı başardık ve yola devam ettik. bornova ya kadar gelebildik. izmir in içi nispeten daha boş, yollar daha rahat.
mermimiz az. kaçmalıyız. -
85.
0son 1 saat;
balçova daki evime uğramadan duramadım. ev terkedilmiş, kilitlenmiş bir haldeydi. fazla zaman harcamadan hemen çıktık. şimdi eski çeşme yolundayız. otoban uzaktan çok kalabalık ve karışık görünüyordu. eski yoldan deli gibi ilerliyoruz. yetişebiliriz gibi görünüyor, ama bizi orada nelerin beklediğini bilmiyoruz. buralar çok sessiz. gidebildiğimiz kadar hızlı ilerliyoruz. son kalan mermilerimizi gerek enfeksiyonlulara, gerekse insanlara karşı kullanmaktan çekinmeyeceğiz.
gerginiz, heyecanlıyız, korkuyoruz. ama günlerdir ilk defa ümitliyiz... -
86.
0reserved devam et panpa takipteyiz
-
87.
0devam et oç karını zombiler gibsin en sonunda
-
88.
0karının ağzından devamı:Tümünü Göster
saat 5:45 de çeşme deki toplanma noktasına vardık. çığlıklar içinde seviniyorduk, uzaktan iki tane büyük yolcu gemisi görebiliyorduk. toplanma noktasının önü arabalardan geçilmeyecek haldeydi. ulaşabilenlerin araçları dışarda kalmıştır diye düşünüp bunu dert etmedik. biz de aracımızı oldukça uzakta bir noktada bırakabildik ve giriş kapısına doğru elele koşmaya başladık. daha koşarken bir şeylerin ters gittiğini anladık. bazı araçların içleri kanla kaplıydı, bazı araçlar ise ters istikamete doğru duruyordu. adımlarımız yavaşladı, durduk ve birbirimize baktık. geriye, araca koşup silahlarımızı aldık. dikkatlice ilerlemeye başladık. kapıya ulaştığımızda ikimizde ağlıyorduk. kapıda hiç kimse yoktu, tellerin bir kısmı yıkılmıştı. gemilerden birine doğru koşmaya başladık. kısa sürede vardık ve merdivenlerin olmadığını gördük. hala gözlerimizden yaşlar gelirken birbirimize baktık. tam bu sırada vahşi bir sesle irkildik. geminin giriş kapısından üzerimize bir enfeksiyonlu atladı. onu vurduk, mermilerin gücüyle aradaki mesafeyi alamadan denize düştü. şaşkın bir şekilde kapıya bakarken ardından daha fazlası gelmeye başladı. onları da vurduk. eşim arabaya koşmamı söyledi. arabaya koşmaya başladım. o da yavaş yavaş beni koruyarak gelmeye başladı. arkama bakmıyordum, sadece arada sırada silah sesleri geliyordu. kapıya ulaştığımda içimden dua ederek geriye baktım. eşim bana yakındı. durdum ve ben de bir süre gelenlere ateş ettim. kısa bir süre için gelenleri bitirdik fakat gemiden kıyıya atlayan çok sayıda enfeksiyonlu vardı. ciğerlerimiz patlayana kadar arabaya koştuk.
arabaya ulaştığımız sırada dönüp bir süre daha ateş ettik. bize en yakında olanları öldürdükten sonra arabaya bindik ve ordan uzaklaştık. aynada yavaş yavaş küçüldüler...
düşünemiyorduk, nereye gideceğimizi bilmiyorduk. yaklaşık yarım saat bu şekilde ilerledik. sonra bir yerde durduk, toplanma noktasında olanları ve ne yapacağımıza düşünmeye çalıştık. şüphesiz ki gemilere enfeksiyon sızmıştı. toplanma noktası diye bir şey kalmamıştı. onu aklımızdan çıkarmaya çalıştık. nasıl kurtulacağımızı düşünmeye odaklanmaya çalıştık.
eşim; bir tekne bulup sakız adasına kaçmamızı önerdi. başka bir yol göremiyorduk zaten. tek sorun ise ikimizin de daha önce tekne kullanmamış olmasıydı. yelkenli değil de motorlu bulursak üstesinden gelebileceğimizi düşündük ve marinalara bakmaya karar verdik. ilk bulduğumuz marina bomboştu. ordan ayrıldık ve bir başkasına gittik. uzaktan baktığımızda büyük bir kaos görünüyordu. çok sayıda araba, daha da çok sayıda enfeksiyonlu vardı. bizi farkedemeyecekleri bir noktada durduk. ilerlemek mümkün görünmüyordu.
eşim bir kaç kilometre geride gördüğümüz deniz fenerine gitmemi söyledi. denizden yüzerek ilerleyerek bir tekne alacağını söyledi. kabul etmedim. sesimi yükseltmeye cesaret edemeden bağırdım, ağladım.
yüzümü ellerinin arasına aldı ve geri döneceğini, beni yanlız bırakmayacağını söyledi. en sonunda kabul ettim. ağlayarak arabaya bindim ve ilerlemeye başladım. arkada durmuş, öylece bana bakıyordu. virajı dönünce gözden kaybettim...
deniz feneri, kayalıklarla denize doğru elli metre kadar içeri giren bir yerdeydi. zor da olsa araçla oraya kadar vardım. etraf sakindi. tüm silahları ve mermilerimi aldım, kıyıya doğru dönüp beklemeye başladım...
motor sesini duyduğumda gözyaşlarımın sebebi değişti. mutluluktan ağlamaya başlamıştım artık. eşim altı, yedi metrelik güzel görünen ahşap bir tekneyle gülümseyerek geliyordu. birbirimize deli gibi el sallıyorduk. biraz sertçe olsa da kayalıkların yanına yanaşmayı başardı. önce silahları, erzağı ve diğer malzemeleri attım. hepsini yere attı. sonra da kollarını açıp beni beklemeye başladı. suya atlayıp tekneye çıktım.
ikimizde sırılsıklamdık. birbirimize sarıldık, öptük, kokladık. sürekli "bitti artık, bitti artık" diye bağırıyordu. "hemen burdan uzaklaşalım, sakız adasına gidelim" dedi ve içeriye gitti. tam kendimi yere bıraktığım anda bir çok şey birden oldu.
eşim korkunç bir çığlık attı, ardından zayıf bir hırlama sesi, viyaklamaya dönüştü. hemen yerden silah aldım.ve içeriye koştum. eşim yere düşmüş, kusuyor, bağırıyor ve çırpınıyordu. yerde bir fare ezilmişti.
aşık olduğum adamın son sözleri "ateş et" oldu...
tekneyi nasıl aldığını, o enfeksiyonlu farenin oraya nasıl geldiğini, eşime nasıl saldırdığını hiçbir zaman öğrenemeyeceğim. bildiğim tek şey gözlerinin değişmediğiydi. ona ateş etmeden önce geçen bir ömürlük zaman boyunca gözlerine baktım. gördüğüm tek şey aşk ve hüzündü. son ana kadar gözgöze kaldık. bir kaç defa ateş ettim ve öldü.
kocamı öldürmüştüm.
sonrasında olan olaylar hafızamda çok az yer tutuyor, sakız adasına ulaştım. boş bir kumsala çıktım. biraz ilerde bir eve doğru ilerledim. yaşlı bir çift bana doğru geldi. türkçe ve ingilizce seslendim. türkçe cevap verdiler. olanları anlattım. yaşlı adam kazma ve kürek getirdi, birlikte eşimi gömdük, tekneyi ise yaktık. yunan ordusunun artık mülteci kabul etmediğini, burada kalmamın tehlikeli olduğunu söylediler. beni psara da bir arkadaşlarına zütüreceklerini, bir süre orada kalmam gerektiğini söylediler. onların da türkçe bildiğini belirttiler ve beni hemen o gece tekneyle psara ya getirdiler. - 89.
-
90.
0tabi ebe gibmek şart oldu
-
91.
0karının ağzından;
12. gün; psara adası...
aşık olduğum adam beni kurtardı ve ben onu öldürdüm. hayattayım ama bunun bir önemi yok. artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. şimdilik bu küçük adada nefes alıyorum, ama yaşadığımı söyleyemem. elimde hala bir tabanca var ve onu kullanacağım günü bekliyorum.
---THE END--- -
92.
0hadi panpa
-
93.
0seri panpa ya yarın yine uyanamıycam
-
94.
0bitti bu kadar hikaye
-
95.
0
-
niyet ettim silik yemeye bu muymuş
-
niyet ettim silik yemeye bu sen misin la
-
nasyonel sosyalizm arama gecmisi
-
zalinazurtun futbol muhabbeti yapacak
-
namık da benden yanaa
-
michael gibofield yeni keşfettiği kelimeyle oynuyo
-
nasyonel sosyalizm façan yansın
-
bu incelcanin adi azad diye
-
sadece tarihci agalar anlar
-
ananı niye zütürdün solaryuma olm
-
9 sene once benide ayni yerden atmislardi
-
rolexim var
-
yol aga bişeyler ekgib sözlükte
-
hay ananı rizenin çay tarlalarında
-
yarın iş başı var aga
-
solaryum bu muymuş aga
-
hüüüüp selam beyler
-
nasyonel sosyalizm anani bacini
-
tegmen karari dogru abi
-
pazar gecesi 50 üye ne olm
-
zuhahhauweovaovdogapbdbpa
-
nasyonel sosyalizm savaştığın şeye dönüşürsün
-
3 milyon dolarlık sözlük hala gece 12 de çöküyor
-
şöyle allahsız kitapsız minyon ufak çeneli
-
mikropcan radiyallahu anh
-
sözlüğün bittini teyit için bugün noter gelicek
-
kırmızı pelerinli o ananı
-
bu adam kim aga
-
umit ozdaga bir sey olursa
-
barış ataydan ses kaydı yorumu
- / 3