17 yaşında yaşadığım orospu komşu olayı

dinleyin dinlemeyin umrumda değil.

17 yaşımdayken başımdan geçen olayları anlatıcam

ciks, cinsellik vs içerir

not: yalan yoktur
anlatmaya başlıyorum

genciz o zaman. kanımız kaynıyor. ben amcamın evinde kalıyorum. okula yakın amcamın evi. kendisi de benim onun evinde kalmamdan mutluluk duyuyor.

okulda da sosyal, popüler biriyim. ama oturduğum yerde yeniyim öyle oraya taşınalı 1 ay falan oldu.

okuldan 3 arkadaş var. birisi 175 boylarında, kumral saçlı aşırı sempatik aşırı komik bi çocuk. adı arif. çok temiz çocuktur ayrıca, ciddi olaylarda son derece olgundur

birisi 187 boyunda. buğday tenli yeşil gözlü değişik bi çocuk. hala görüşürüm kendisiyle. aşırı bi çocuktur. adı cenkti. hiçbi şeyi yapmaktan gerçekleştirmekten korkmaz

birisi 181 boyunda. hafif yapılı, kumral saçlı kumral tenli kahve gözlü bi çocuk. o da hafif aşırı biridir ama korkağın tekidir. satıcıdır, muallakdir ama iyi çocuktur. lider özelliği hafif olan 3 aşağı 5 yukarı çapkın olan değişik biri. kaan o da

ben 192 boyunda, hafif yapılı, kumral saçlı, kızılderili tenli, parlak koyu kahve gözlü bi çocuğum. esprili, zeki, olgun, farklı bi çocuğum bende. düşünceli, sessiz, aktif biriyim.

4 kişi çok takılırız aramızda

edit: belirtmeyi unuttum, umut bende

bizim okulun karşısında bide ilkokul gibi bi şey var. sabahları bizden önce girerler bizden önce çıkarlar. arada okula erken geldiğimizde görürüz çocukları. 7-8 yaşında koyu esmer tenli bi çocuk görüyorum. sırtında çantası, önünde boynuna asılmış bi beslenme çantası, elinde kaçak sigara var. içiyo içiyo, okula giricek atıyo söndürüyo çocuk. 7-8 yaşında ya var ya yok. lan dedim bu okul nası değişik bi yer. diğer arkadaşları falan da ondan aşağı değil. elin piskopatının çocuğunu yolladığı saçma sapan bi yer.

yine bi okul sabahı, tuttum birinin kolundan. ailen kızmıyo mu sigaraya dedim. çocuk bana hiç beklemediğim şekilde "çek elini seni vurdururum" dedi. benim beynime kan sıçradı okula girmeden dedim çocuğa dur burda. neyine güveniyosun çocuğum dedim. "abime söylerim giber seni" dedi. bi not kağıdı gibi bi şey çıkardım. yazdım "filanca saatte filanca yerde buluşalım. zütünüz yiyosa gelin" verdim çocuğun eline. al bunu abine ver dedim.

okuluma girdim bende

okula girdim. bizim arkadaşlar falan toplandık işte. muhabbet sohbet derken konuya o çocuktan vurgu yaptım. adres verdim falan dedim. işte şakalaşıyoruz çocuklarda "bi şey olursa geliriz eheh" tarzından espriler atıyor. gülüştük eğlendik öyle.

son zil çaldı. çıktık dışarı. tam yolun üstünden gidicez. 6 arkadaşız. arif var aramızda bide. gidiyoruz gidiyoruz. bu 7-8 yaşlarında çocuğun okulunun önünde saçlı sakallı yapılı 10 adam bekliyor. önlerinde bahsettiğim çocuk. hiçbi şey olmamış gibi yürüyoruz yanlarından. çocuk bi anda işaret etti beni. "abi işte şu çocuk" dedi. lan bizimkiler hafiften bi uçuşmaya başladı. ben napıcam bilemedim. abisi geldi yanıma, yerden bakıyo yüzüme. tuttu yakamı, "geldim lan it napıcaksın he" dedi. ulan korkudan ne diycem bilmiyorum. milletin içinde tutmuş yakamı hesap soruyo adam. okulda kesiştiğim kızların bikaçı yoldan geçti beni o halde gördüler ben bi utandım. yiycem dayaktan çok düştüğüm hale utandım. bizim oralarda oturan hocalar falanda görüyo beni bi şey diyemiyolar. bizim arkadaşlardan bikaçı kaldı arkamda bekliyolar beni. bende kısık sesle "özür dilerim abi" gibisinden şeyler söylüyorum. adam okkalı bi tokat attı suratıma "ulan it gibtir ol git burdan bidaha da kimseye artislik yaptığını görmiyim burdan" dedi. ben arkamı döndüm hızlı adımlarla gidiyorum, adam saydırmaya devam ediyo arkamdan. bizimkilerle de yürüdük biraz...

az ilerleyince benim eski abilerden birini gördüm. çok sevdiğim bi abimdi, köpek gibi de arkası vardı. suratımda tokat izi, halim falan malum. görünce sordu "kim yaptı lan bunu" abi dedim az ilerdeler gitmemişlerdir şimdiye. bekle burda dedi. ben bekledim bekle dediği yerde (bi oto yıkamacısının önü). bizim çocuklarda bekliyolar önünde. bikaç dakika sonra baktım 10'u da geliyolar. abim geldi, adı da yusuftur. dedi işte hangisi sana tokadı atan. elimle gösterdim hızlıca. yusuf abi buna öyle bi sertçe tokadı basmış öff. diyo "lan bidaja bu çocuğun yanından geçtiğinizi görürsem sizi asarım" ben de o sıra bi havalara giriyorum ama neye yarar. olmuşum ben millete rezil olacağım kadar rezil...

17 yaşında çocuğum. yaşları 19la 23 arasında değişen 10 kişi kıstırıyor. yusuf abi sağolsun, hiçbi zaman beni üzeni sağ bırakmadı. bende artık milleti ona şikayet etmekten mahçup oldum. geldi yanıma "evine git, akşam sizin kapının oralarda olucam iki bira ayarla" dedi. dini bütün abimdir ama içki sigara diyince allah kitap tanımaz. ben bi hızla evin yolunu tuttum bizimkilerle vedalaştım...

eve geçtim. elimi yüzümü yıkadım. olayın şokunu atlattıktan sonra bi sigara yaktım. balkona geçtim. o sıra da balkondan dışarıyı seyrediyorum. bizim binanın kapısında gözüm. bakıyorum o 7-8 yaşlarındaki esmer çocuk bizim apartmana giriyor. allah allah dedim. bi kapıyı açtım, merdivenlere baktım. çocuk yukarı çıkıyo. çıktı merdivenlerden bizim kata geldi. bizim karşı kapıyı çaldı. benim yüzüme bile bakmadı. kapıyı da geçimini huurlukla sağlayan sinem abla açtı. sarışın bi şey, çirkin mi çirkin. çocuk geçti içeri

aklımdan kötü kötü şeyler geçiyo. bu çocuk o huurnun çocuğu mu lan acaba dedim. ilk defa görüyorum çocuğu binada. karıyı da bi iki kere ya görmüşümdür ya görmemişimdir.

neyse dedim geçtim içeri oturdum. iki carlsberg çıkardım buz dolabından. hafif ılıklaşmasını bekledim. yusuf abi de geldi. indim aşağı biralarla. açtık ikimiz de. yaktık sigaraları. ben camel yaktım, o parliament...

"bi şeyin yok dimi lan" dedi direk. bende "yok abi ya kendini bilmezin biriydi işte" dedim. tanıyomuş o köpeği. biraz anlattı. huur kadının oğluymuş o 8 yaşındaki. o densiz de sıksık gittiği bi müşterisiymiş. baya samimilermiş. ama sevmezmiş tabi o densizi, çok sorun çıkartan köpeğin tekiymiş.

konu derslerden ordan burdan açıldı. az bi şey siyaset falan da tartıştık. baya konuşma uzadı yani. 1 saat falan geyik o bu derken görüşürüzleri çektik en son. ben girdim eve.

uzandım öyle bi. kaldığım kitaba devam ediyorum. amcam daha eve gelmemişken bi 31 mi çeksem dedim.

bizim okulda çok hoşuma giden bi kız var. zütü nası bi şey biliyo musunuz, ben 17 yaşıma kadar yaşamışım, daha öyle züt 2 kere görmüşüm (birisi ilkokul öğretmenimdeydi, o dünyanın en sağlam zütüydü). kız bi güzel bi şey bide, tam hayallerimi süslüyo ama daha ciddi konuşamadım kızla. sevgilisi mevgilisi hiçbi şeyi yok. bi iki konuşmuşluğumuz var. hep kesişiriz ama hep. öyle bi anlamlı bakıyo ki anlatılmaz. gizem adı.

ben koltukta donu indirdim. peçete falan almadım temizlik aşamasını sonra yaparım dedim. rahatıma düşkünümdür. bunun zütüne sürterken hayal ediyorum kendimi, ohh diyorum asılıyorum. dıbına koyum öyle deli fantezilerim var ki. hayalimde işte, ağzına falan veriyorum. bi güzel hoş emiyor, bi güzel yalıyor. sonra korumasız bunu gibiyorum ohh...

boşalmanın eşiğindeyken biraz duraklıyorum, tam zevkini çıkarıyorum yavaş yavaş. bacaklarımı sağa sola vura vura hoplaya zıplaya anıra anıra boşalıyorum. dıbınakoyum tam daha döllerin yarısını ya fırlattım ya fırlatmadım kapı çaldı. üstümü başımı temizlemeden donumu eşofmanımı çektim tişörtü indirdim. açtım kapıyı. baktım mağlum kadın: sinem abla. gevşek gevşek bakıyo, gevşek gevşek konuşuyo: "lan köpek sen naptın bakiyim benim oğluma", ağzında da bi sakız...

gıcığım huurya zaten.

dedim "ya kadın uğraşma benle çek git yoluna" kapıyı da çektim, yürüdüm. kapı tekrar çaldı. karı tekrar konuşmaya başladı "bana bak, sen cidden sınırlarını aşıyosun ha. yedirtirim sana dayağımı ulan köpek" bi şey demeden çetkim kapıyı. tekrar çaldı kapı. ulan bendeki de deli cesareti değil mi. açtım kapıyı yüzüne direk şunu dedim "bak hanfendi, kim olduğumu bilmiyosun. boşuna uğraşmaya çalışma benle. soyunu çürütürüm senin." kapattım kapıyı. daha çalmadı. girdi evine, kapıyı kapatma sesini duydum...

amcama anlatmadım o akşam olayı. yüzümdeki kızarıklık zaten yok olmuş...

sabah gittim okula. beni geçen olan olayda görmüş kızlarla hiçbi şekilde bakışmadım. sıramda sessiz sakin oturdum dersi dinledim. yakın arkadaşlar zaten olaydan haberdar kimsenin yanıma gelip konuştuğu falan yok. sanki kaybedicek bi şeyim yokmuş gibi yaşıyorum. teneffüs zilinde arif cenk ben kaan bi araya geldik. okulda turluyoruz. gizemi tek başına dışarıyı izlerken gördüm. ulan fırsat bu fırsat dedim. bizimkilere dedim "gaz verin bana gidicem konuşucam kızla" bizimkilerden hiç beklemiycem bi gaz geldi. harbi bende de bi özgüven oluştu. başım dik, bakışlar sert gittim kızın yanına. "meraba" dedim canlı bi sesle. ulan kızın yüzü gülmeye başladı bi anda, çok tatlı şekilde sessizce "merabaaaa" dedi. lan o meraba diyişine öyle bi ölmüşüm bi anda kitlendim bi şey diyemedim 3-4 saniye. baktı öyle bön bön yüzüme. sonra hemen "naber nasılsın" falan dedim. kız "iyiyim işte teşekkür ederim seni sormalı" dedi. bende "nolsun aynı işte" dedim. dıbınakoyum o kadar özgüvenli gitmişim kızın yanında kitlenip donup kalıyorum. kız farketti zaten nası bi heyecanda olduğumu. bizimkilerin zaten arkadan bana bakıp attığı kahkahalar duyuluyo. içimden zaten diyorum kendime "umut bu kızı unut" diye. sonra kız bi anda "heyecanlı görünüyosun" dedi. ulan bende nerden dediysem "bi sonraki ders maçımız var ondan böyleyim" dedim. beden dersi de yok bizim o gün. ulan neden dediysem, kız dedi bi sonraki ders bizim beden dersi, izlemek isterim seni...

kız allahtan anlayışlı bi şey çıkmıştı. ben kitlendiğimde terslememişti öyle. başka kız olsa çoktan "niye selam verdin" tarzı gibi şeyler bile söylerdi kesin. neyse ben bunları düşünürken derin bi nefes aldım. lan umut sen neler yaptın şu yaşdıbına kadar, bi kızı mı etkileyemiyceksin dedim. ulan bi özgüven geldi. kıza direk dedim "gizem seninle biraz konuşabilir miyiz". bi anda suratıma baktı, kafasını hafiften çevirdi (vaaaay manasında çevirme) "uu, tabii" dedi. ulan kim söylettiriyo bunları bana bilmiyorum ama, kıza dedim "gizem ben seni biraz daha yakından tanımak istiyorum". kendi kendime oha dedim bildiğiniz. yani bildiğiniz ooohaa dedim. kız hiçbi şekilde terslemiyo "tabii canım neden olmasın. nerden başlayalım" dedi. ben çıldırıyorum. kafam iflas etti. ama hala aklıma kelimeler, sorular gelmeye devam ediyo. kıza dedim "nereliydiniz siz", dedi "bursa". "bende malatya" dedim. sonra diğer soruya geçtim "nerde oturuyosun sen?" kız "filanca yerde" diye cevap verdi. bende filanca yerde oturuyorum diyip "yakınmış ya, çok sorun olmaz aslında" dedim. sonra kız "evet bende düşündüm şimdi ne güzel yakın, sorun olmaz". hayatımda hiç gelmemiş bi özgüvenle kıza "sorun olmaz derken neyde sorun olmaz, nası bi mesaj stili bu, ben alamadım" dedim gülerek. kız bi anda gülmeye başladı kafasını çevirdi "yaa pardon" dedi. sonra "yanlış anlama" dedi. bende dedim "yanlış anlama derken, o zaman ben gidiyim" dedim. kız sonra "ya hayır tamam yanlış tabir kullandım orda" dedi.

ulan böyle böyle sohbet uzadı gitti. nasıl konuşuyorum o an ben bile bilmiyorum...

ulan neyse dedim konuştuk konuşmasına da, sonraki ders napıcam bilmiyorum. kıza maç var ondan heyecanlıyım dedim ya. ulan düşünüyorum düşünüyorum. aklıma fikir gelmiyo. lan dedim en iyisi ben sakatlanmış oluyum, kıza bahanem olsun.

neyse işte sonraki ders bunlar bedene girdi. bende gittim kızın yanına teneffüste. dedim işte "bu maçta yokum antrenmanda sakatlandım" diye. kız dedi üzüldüm kötü olmuş falan. sonra işte tenefüs boyunca yine konuştuk. hızlı gidiyoduk yani. kıza dedim "gizem senin bana güvenmeni istiyorum, gerçekten" gizem dedi "bak şimdiye kadar gördüğüm kadarıyla sen akıllı birisin. yani bi şüphen olmasın şimdilik sana alışırım ilerleyen günlere doğru" falan dedi.

neyse işte görüşürüzleştik konuşmadan sonra. çıktım yukarı sessiz sakin, hafif mutlu ders işliyorum.

son zil, eve dönüş...

eve gittim. yarım saat falan çizim çalışması yaptım. sonra atari açtım maryoda son bölüm için savaştım. öyle böyle vakit geçiyodu.

o arada da kızın hayallerini kuruyodum. el ele tutuşucaz şöyle yapıcaz böyle yapıcaz. sarılcam ben bunu öpücem, sonra cenemi falan dilliycek bu benim. ben bunun belinden tutup kendime çekicem dilimi ağzında gezdiricem ohh falan derken benim çavuş hafif kalkmaya başladı yine.
hayallerini kuruyorum gizemin işte, bu soyunuyo hafif hafif. fizik mükemmel, yatağın bi ucunda duruyo ben arkasındayım bende hazırlık yapıyorum. bu tutuyo omuzlarımdan göğüslerimden, itiyo yatırıyo beni. sonra karnımı göğüslerimi falan bi güzel yalıyo, yüzüme kadar geliyo. off dudağımı ağzının içine alıp gezdiriyo diliyle, o arada gibimi yokluyo eliyle. vajina bölgesiyle kapalı git gel yapıyo. sessiz ve ciksi şekilde "söndür ateşimi bebeğim" diyo. lan ben bu hayalleri kuruyorum yine açtım asılıyorum kudurmuş şekilde.

neyse işte asılma tamamlanınca yine gizem üstünden hayal kurmaya devam ettim. yarın numarasını alsam benim için yeterli olurdu heralde. neyse işte amcam geldi yemek yedik yattık zıbardık.

sabah on numara güne kalktım. hemen kahvaltı o bu hızlıca çıktım evden. okulun yolunu tuttum...

ulan girer girmez direk gizemlerin sınıfa uğradım. tam sınıfa giricekken kapının önünde durdum. ulan şaka değil gizemler arkadaşlarıyla benden konuşuyo. gizlice dinledim. gizem diyo "ya çok tatlı çok bi konuşması var insan ölüyo ayy dün hep benle konuştu" ulan ben bunları duydum. sevinçten sağı solu yumrukladım. daldım direk sınıfa, tüm arkadaşlarının gözü bende. ben hiçbirine bakmıyom bitek gizeme bakıyom. işte nasılsın falanlar günaydınlar münaydınlar. konuştuk öyle, sonra dedim "bugün yalnız konuşalım mı yine" diye. kız düşünmeden direk evet dedi. ulan bende hafif gülümsedim neyse ben sınıfa çıkıyım dedim görüşürüz dedim çıktım. neymişim lan ben dedim. çıktım sınıfa girdim derse. gözüm ders mers görmüyo bitek gizemi düşünüyorum gizemi hayal ediyorum. başka hiçbi şey gözümün önüne gelmiyo...

tenefüs çaldı mı direk fırladım dışarı. dıbınakoyum kızı görür görmez koşar adım yürüdüm yanına. hafif belinden tuttum himayem altına aldım kızı. yine sohbet muhabbet konuşuyoruz hocalardan ondan mundan. müzik konuşuyoruz, kültür eleştirisi o bu falan konuşuyoruz. kız akıllı kız ha öyle rastgele yoldan geçen sadece güzel olan bi kız değil. güzel ve zeki bi kız. kezban değil. dediklerimi anlıyor, ironi yapınca gülüyor, kendisi de yapıyor. belli yanı kanının beni çektiği çok belli kızın. olgun ama şirin hareketli bi kız.

numarasını istedim verdi. numaralarımızı aldık. sınıflara çıktık. güler yüzle bıraktım bunu sınıfına.

derse girdik. hoca kaldırdı beni. din dersi. dedi "söyle umut, ilk cuma namazı ne zaman kılınmıştır?" bende dedim "cuma günü hocam". millet anırıyo gülmekten, hoca gülmemek için kendini zor tutuyo. anadolu lisesindeyiz yaptığım disiplinsizliğe bak. çık dışarı dedi sadece, başka hiçbi şey demedi. çıktım bende oturdum pencerenin önüne. zil çalmasını bekledim...

rutin şekilde 3-4 gün geçti. hiçbi şey olmadı aynı devam etti günler.

gizem bana güveniyo artık. tamamen beni tanıdı gibi artık. birbirimizi tanıdık. tek ekgib olan şey aramızdaki ilişki bağının resmiyetteki ciddiliğiydi. sevgili değildik, daha teklif etmemiştim.

en sonunda gizemi eve davet ettim. cuma günü gel pazar gününe kadar bizde kal dedim. ailene arkadaşımda kalıcam dersin dedim. harbi de yaptı. amcam zaten yurtdışında. ev bana kalmış. kız geldi eve. sanki yannış hiçbi amacı yokmuş gibi geldi "ben nerde yatıcam" dedi gülerek. bende dedim bi tane yatak var ama ben mutfakta yatarım dedim. gizemde "ya hayır. işte salonda bi koltuk falan açsan olur aslında ben orda yatarım, sen yatakta yatarsın" sonra dedim "en iyisi ben senelerdir kullanılmayan eskimiş yatağımın (amcamın yatağından bahsediyorum) çarşaflarını değiştiriyim onda yatıyım dedim. benim yatağımda sen yatarsın dedim. çarşaf marşaf her şeyini değiştirdim.

sonra işim bittikten sonra ayağa kalktım. "gizem şaka mı yapıyosun sen" dedim. yüzüme baktı, güldü. derin bi nefes aldı. yavaş adımlarla üstüme geldi. elini karnıma zütürdü. benim çavuş direk yarıhavalı şekilde dikildi. olayı anladım, kız istiyo. evde prezervatif var. oh. akışına bıraktım kız napıyosa yapsın.

ellerini karnımda göğüslerimde gezdirdi biraz...

hafifçe kafasını dudaklarıma doğru yaklaştırdı. eğildim bende biraz. dudaklarıyla dudaklarımı kavradı, ağzının içine emdi. dilini içeri attı, gezdirdi. bende dilimle vuruşlar yaptım ağzına. belinden ve kalçalarından kavradım. kendime sımsıkı sardım. vajina bölgesini gibime sürtüp duruyodu. benimki taş gibi olmuş eşofmandan dışarı fışkırıyodu. öperken hafif kafasını çekti. kedi gibi baktı bana. ellerini vücudumda gezdirerek aşağı indi. indirdi altımdakileri. eliyle çavuşumu kavradı. biraz uyardı eliyle sürttü. sonra ağzına aldı, var gücüyle emdi... ben hayatımda böyle zevk tatmamışım. diliyle hızlıca gibimin ucunu okşuyor. ben ohlamaktan nefesimi tükettim. kız köküne kadar alıyor. çokta güzel yapıyor. köküne kadar gelip deli gibi emiyor. kopucak gibi oluyor, içine aldığını hissedebiliyorum. ellerinin biriyle belimden tutup kendine doğru çekiyor, biriyle gibime dokundurup duruyodu. en sonunda güzelce bi deep throat ve ayağa kalktı. göğsümden kavradı, yatağa itti...

elimle prezervatifin yerini işaret ettim. aldı geldi. açtı pakedinden çıkarttı. vahşice yaklaştı bana. son bi kez daha gibimi emdi, sonuna kadar ağzıyla gelip somuruşunu bi vakum patlamasıyla bitirdi. sonra prezervatifi yavaşça, kedi gibi gibimden geçirdi. geçirirken yavaş yavaş yüzüme bakıp sertçe gülümsedi. aşırı tahrik oldum. canım deli gibi istiyodu onu. tamamen taktı. sonra taşaklarımı da son bi kez sömürüp pantolonunu indirdi. açtı iyice. yanıma sokuldu. doğruldum. bi güzel domalttım bunu. kalçasını kavradım sertçe, bir iki tokatladım. ayağa kalktım, penisimi vajinasından geçirdim. direk inledi. "offf bebeğim yavaş ol" dedi. geri çıkardım hemen. yavaş yavaş alıştıra alıştıra penisimi vajina çevresinden geçirdim. yine hafif hafif inlemeleri devam ediyodu. dayanamadım daldım direk amından. çatır çatır vuruyorum bunun dıbına, bi bağırıyor, bi bağırıyor. en sonunda "devam et bebeğim harikasın" cümlesini duydum ve daha da azdım...

buna bir vuruyorum, bir vuruyorum. ağlamaya başladı en sonunda. gözyaşları, inlemeleri... hepsi beni daha da azdırıyodu. geç boşalıyodum öyle hızlı hemen bitirmedim. kız inliyo inliyo ama devam et diyo hala. allahım sana geliyorum dedim artık boşalıcam dedim. hayır aşkım devam et bitir beni dedi. elimle kavradım bunun kıçından tam vücut girer gibi sokmaya başladım. hem bunu tutup çekiyodum hem kendim var gücümle giriyodum. artık nasıl azmışım sınırı yok. kökledim iyice. tenini hissetmek inanılmaz bi şey. en sonunda bi boşaldım. hiç yavaşlama olmadan, direk. derin bi ohhhh çektim...

çektim gibimi. uzandım yatağa. gizem "mükemmeldi" dedi. bende "harikaydın bebeğim" dedim. sigaraları yaktık oturuyoruz...

yarın devam ederim arkadaşlar. pek bi okuyan yok zaten. artık tamamı yazıldığında değerlenir