-
62.
+1Hikaye buraya kadardı. Sağlıcakla kalın...
-
61.
0Bir an o yırtıcı ses tekrar duyuldu. Dünya dümdüz ve geniş bir hale gelmişti. Bütün yaratılanlar tek bir amaca, tek bir noktaya gitmek için programlanmış şekilde yürüyorduk. Kainatta yaratılan her canlı oradaydık.. işte mahşer apaçık çıplaklığıyla karşımızda duruyor, bizi yutuyordu. Yüm peygamberler korku içinde af diliyorken bizim gibi sefil ruhlar acınacak haldeydik. Allahın varlığına ve birliğine inanan, bu inançla mümin olarak ölen tüm ruhlar ucu bucağı gözükmeyen sırat köprüsünden bir çırpıda geçtiler. Görevli milyarlarca melek onların huzuru için her şeyi Allahın emriyle bir çırpıda görüverdiler. Bizler ise ne olacağımızı kestiremeden azap içinde sıramızı bekliyorduk. Milyonlarca yıl azap içinde bekledik. O her fırsatta yoldan çıkaran şeytan en büyük acı içinde peşinden sürüklediği insanları reddediyor, ben size sadece söyledim. Nefsinizin cezasını bana yüklemeyin diyerek son satışını yapıyordu. Birço kötü ruh sıratın önünde doğrudan cehenneme düşmüş , sonsuza kadar sürecek azaba başlamışlardı. Gökten bir ses yükseldi o an..işte beni çağırıyorlardı... korku içinde mizana yaklaştım. Boşa geçen ömrümde attığım her adım yaptığım her kötülük her iyilik ve ibadet her zerresine kadar tartılıp hesabım görüldü. Günahlarımın ağırlılamsol tarafımdan verilen amel defterim ve ben acıyla sırata yürüdük. Hiçbir umudukalmayan bir idam mahkumu gibi çıktığım sırattan belki sonsuza dek sürecek azaba haykırış ve umutsuzlukla düştüm. işte o an kimsem yoktu. Ne annem ne babam. Hiçbir şeyin önemi yoktu benim için. Alevler beni sararken gözlerimi kapadım. Birkaç saniye sonra parlak bir ışık gözlerimi yordu. Umutsuzluk içimde gözlerimi açtığımda ağlamaya başladım. Kainatta çekilmiş hiçbir fotoğrafın yapılmış hiçbir tablonun erişemeyeceği güzellikte bir manzara karşımda ve amel defterim sağ elimdeydi. O an anladım ki kalbimde kalan iman kırıntısını Rabbim kabul etmiş ve beni bağışlamıştı. O sonsuz nimetlerini bana sunmuştu. Artık yokluk ve yorgunluk uykusuzluk ve hastslıktan muaf ve sonsuz bir hayat beni bekliyordu...
-
60.
+1Bu azap sürerken bazen hafifliyordu. Dışarıda annemin babamın arkadaşlarımın ağlamaklı seslerini ve okudukları duaları duyuyordum. Oysa onlar attığım çığlıkları duymuyorlardı. Br kadar acı bir şey... O anlarda azap hafifliyor ya da tamamen duruyordu. Bir zaman sonra ne bir dua ses kaldı etrafta. Azap hafifledi ve ruhumu mezarımın üstünde buldum tekrar. Gözlerime inanamadım... beni dün gömerken mezarıma attıkları selvi büyümüş, kocaman bir ağaç olmuştu. Etraf tamamen değişmiş mezarlığı otlar ve yabani hayvanlar sarmıştı. Etrafta garip giyimli değişik insanlar... garip şekilli binalar ve araçlar... erkek gibi kadınlar ve kadın gibi erkekler... karşı balkonda alenen ilişkiye giren bir çift gördüm. Ne olmuştu ne kadar zaman geçmişti. Aman Allahım dedim... benim için 1 günlük azapken dünya belki 100 yıl daha yaşlanmıştı. O an kulaklatı yırtarcasına bir ses duydum. Duyduğum sesin yarattığı korku ne kabirdeki gibiydi ne de ölürkenkine benziyordu. Acı içinde çöktüm. Birden her şey sarsılmaya başladı ve herkes etrafa kaçışmaya başladı. Kimse bir yere kaçamıyordu çünkü bereye gitseler sarsıntı onları yakalıyordu. Yeryüzü kağıt gibi yarılmaya, dağlar unufak olmaya gökyüzü kızıllaşmaya başladı. Yıldızlar gökyüzünde büyüyor, güneş devasa büyüklüğe erişiyordu. Anladım ki bu ses israfilin suruydu ve artık geri dönüş yoktu. Birden herkes öldü. Öylece ve yapayalnız. Ölü olduğum halde korkudan yerimde kalmış, kıpırdayamıyordum bile. Sanki kaçabilecekmişim gibi. Sonra tüm ruhlar dahil öldük. Artık yoktuk.
-
59.
+1Dilim tutularak Allah diyebildim. Sevinçten ruhum kanatlanıp uçacak gibi olsa da meleklerin katı tavrı değişmedi. Sordukça sordular. Aklıselim olduğum andan itibaren her anımın her zerresini didik didik ettiler. Kimilerine cevap verebiliyokrn kimilerinde dilim tutuluyordu. Kabirdeki ilk gecem çok çetin geçmişti. Sabaha karşı ki bu benim için onlarca yıl olarak sürdü ruhumu alıp göğe yükselttiler. Tutklu bir mahkum gibi koklarıma girdiler. Kaçabilecek hiçbir yerim yoktu. Göğe yükselirken önce mezarlığı gördüm kuşbakışı. Yükseldikçe mezarım küçücük kalıyordu. Sonra mezarlık... ağabeyimle balığa gittiğim göleti görüdüm. Yükseldikçe yükseldik. Yükseldikçe hızlandık. Dünya altımda mavi bir bilye gibi kaldı. Daha da hızlandık daha da yükseldik. Saniyeler içinde tüm galaksileri aştık. Göğün sonunda başında devasa meleklerin koruduğu bir gök kapısına ulaştık. Melekler durdu nihayet. Kimsin sen dedi kapıdaki görevli melek. Ben diyemeden sorgu melekleri filanın oğlu falanca dedi. O an kapıdaki meleğin yüzündeki öfkeyi fark ettim. Cennetin kapıları ona kapalı. Alın bu pis ruhu ve yerin dibine gönderin dedi. Elim ayağım kesilmişti korkudan. Çaresizlik ve pişmanlık içinde yanıyordum. Bedenimden berbat bir koku yayılıyordu etrafa. Sorgu meleklerinden r beni tuttu ve aşağı doğru fırlattı. Birkaç saniyede mezarıma çarparak girdim. Gerçekten bedenim olsa toz zerresibe dönüşürdü eminim. Ama ben sadece pis bir ruhtum. Mezara girdiğimde o küçücük alanım iyice daralmaya başladı. Ebedi istirahatgah denilen o yer beni bir ahtapot gibi sıkıyor kemiklerimi kırıyordu. Çektiğim acılar yetmezmiş gibi birden mezarımın içi alev topuna döndü. inanın bana böyle bir alev ve yanmayı aklınızın tasviri mümkün değildir. Her bucağından alev çıkan delikler birden siyah yılan ve akreplerle doldu. Her biri itina ile azap veriyordu bana. Acı içinde çığlıklar atsam da gerçek alem için sessiz bir mezardım sadece. Bir süre sonra azabım hafifledi. Tam bitiyor mu ki acaba derken mezarımın içinde kör ve sağır bir zebani belirdi. Elinde üzerinde çiviler olan büyük bir aletle başıma vurmaya başladı. Çığlık bile atamıyordum.. daha kötüsü ölemiyordum.
-
58.
0hadi babuş haksız çıkar beni sonuna kadar yaz hikayeyi
-
57.
+1ölü bedenimin içinde mezarın içinde uyandım. cesedimin yanına konulmuş tahtaları hissedebiliyordum. ne oluyor dedim içimden. her yer karanlıktı. birden mezarım genişledi ve mezarımın içine 2 melek girdi. Çok katı duruyorlardı. onlar sorgu sual melekleriydi. Arapça olarak Rabbin kim diye gürledi biri.ama ben arapça bilmememe rağmen anlayabiliyordum. öylesine toktu ki sesi korudan patlayacaktım ama kıpırdayamıyordum bile. tekrar gürledi : Rabbin kim? önce şaşırdım. kendime geldiğimde Allah demek istiyordum ama korkudan diyemiyordum. hayatımın son anlarında tuttuğum takım bile O'ndan daha ön planda tutmuştum. Beşiktaş mı diyecektim.? Bocalıyordum daha ilk sorudan. Okuldaki sınavlara benzemiyordu. Bir de rüya gibi bir alemdeydim. her şey kafamı karıştırıyordu. Yakın dostumun sözleri geldi aklıma. Bir ayet ya da hadisti sanırım. Nasıl yaşarsan öyle ölür, nasıl ölürsen öyle dirilirsin. Aman Allahım. bütün hayatımı kendi ellerimle mahvetmiştim
-
56.
+1Bu sıkıntıdan kurtulmanı sağlayacak şey elimde duruyor. Sana dayatılan yalanlardan zihnini arındırman lazım. Yaşadığım müddetçe ibadet gibi saçmalıklarla hayatımı boşa harcadım. oysa şimdi özgür zihnimle dilediğim her şeyi elde edebiliyorum. Haydi arın ve bana gel. o kadar acı ve susuzluk çekiyordum ki o an bana cazip gelen hiçbir şey yoktu. içimdeki ses bu konuşulanları mantıklı buluyordu. hele son zamanlarda yaşadıklarım? acaba Allah gerçekten bizim uydurmamız mıydı? günlerce azap içinde düşündüm orada. halbuki gerçekte belki 2 saniye geçmişti. Acıma ve susuzluğuma son vermek için elimi uzatttım. almak üzereydim ki şiddetli bir rüzgar eşliğinde bir melek ulaştı bana. melekti sanırım çünkü daha önce bir şey görmemiştim. melek yanıma indiğinde dedem alevlerin içinde erimeye ve kırmızı siyah bir renk almaya başladı. elindeki kadeh ateş topuna dönüştü. dedem azılı bir iblise dönüştü ve alevler içinde küfürler ederek yok oldu. Meleğim yanıma yanaştı ve yüzüme baktı. Öyle güzeldi ki bir an yanımdaki korkunç ölüm meleklerini dahi unuttum. kimsin sen dedim. hatırlamadın mı beni dedi. hani ramazan aylarında tuttuğun orucum ben senin dedi. Sen susuzluğuna sabrederdin ya dedi. bu da susuzluğunun mükafatı. neden bu kadar geç kaldın dedim? son 2-3 yıldır beni unutmuştun anca yetişebildim dedi. haklıydı. son 3 yıldır hiç oruç tutmamıştım. meleğin olduğu taraftaki alevler artık beni korkutmuyordu. azrail boğazıma kadar gelen canıma dayandı. artık canım bedenimden çıkmak üzereydi. la ilahe illallah demek istedim ama sadece hırıltı çıkarabildim. bedenim bana hizmet etmiyordu. uykusunda sayıklayan bir sarhoş gibiydim. Sekeratı mevt içerisindeydim. Birden beyaz dumanlar sardı etrafımı. Her biri bir yanımı sardı. Bunlar kim dedim meleğe. onlar kıldığın namazlar, okuduğun kuranı kerimler ve yaptığın tüm ibadet ve iyilikler dedi. bu zor anında sana yardım etmeye geldiler. alevler ve ölüm melekleri görünmez olunca biraz rahatladım. içimdeki huzurla la ilahe illallah diyebildim nihayet. Beyaz sislerin arasından azrail göründü. artık korkunç değildi. Çok güzel bir surette eski bir dosta zarar vermek istemez gibi çekti aldı ruhumu. artık bedenim boş bir şekilde yerde uzanıyordu. sisler dağıldığında alevler yok olmuş, yerine etrafı gözlerimin alabildiğince cennet bahçeleri sarmıştı. ruhum coştukça coştu. koşmak istiyordum. uçmak istiyordum. ama gidebiliyordum. melekler güldü bana. henüz değil sakin ol dedi. hesabın daha bitmedi. görüntü sislendi ve karardı.Tümünü Göster
-
55.
0Rezervasyon
-
54.
+1Rezerved
-
53.
+1Güzel yazmışsın bu arada tebrikler. Okuyorum rez.
-
52.
+2Al bu suyu ver imanını *
-
51.
+1özet geç nolmuş la
-
-
1.
0adam ölüyo
-
1.
-
50.
-1Yaz ulan !
-
49.
+1Rezervasyon panpa sonunu merak ediyorum
-
48.
+3Çok iyi yazıyorsun panpa. Daha hızlı part at çabuk bitir, ben çok merak ettim
-
47.
+2panpi keşke islam haricinde bir fantastik yola sapsaydın. : /
yine de rez. allah kabul etsin. -
-
1.
+2Bu sayede kendi başımızdan geçmiş gibi okuyabiliyoruz, sıkma canını panpa.
-
1.
-
46.
+6bir süre mola vermem gerek. benimle kalın
-
-
1.
0Yazsana amk
-
1.
-
45.
0Reservations
-
44.
+8azrail başını bana yaklaştırdığında koku ve korku dayanılmazdı. geri çekildiğinde gökteki varlıklar aynı korkunçlukta yanında belirmişti. ruhları her zaman azrail a.s. almaz. bazen hazırlığı başka ölüm melekleri yapar. azrail ise son adımı tamamlar. tıpkı ameliyatta ön hazırlığı farklı doktorlar yaptıktan sonra profesörün ameliyatı gerçekleştirmesi gibi.
Bu iki ölüm meleği iki ayağımdan ellerini sokup ruhumu yırtarcasına çekmeye başladılar. Ölüm öylesine acı vericiydi ki her hücremin ruhuma yapışıp direndiğini ve asla dayanamayıp yanarak yok olduklarını hissediyordum. dış dünya için birkaç saniyelik ya da dakikalık bu olay, benim için günlerce sürdü. dediğim gibi burada zaman kavramı yok. canım boğazıma dayanana kadar hançerle vücudumu parçalarcasına çektiler ruhumu. ağzım kurumuş, damaklarım yapışmış, haldeydim. okyanuslarca su dindiremezdi susuzluğumu. o an acı içinde kıvrılırken vefat eden dedemi gördüm yanıma geldi. elleriyle ellerimi tuttu. gülüyordu yüzüme. Ben acıdan kıvranırken o neden gülüyordu yüzüme. adımı fısıldadı kulağıma. Neden acı çektiriyorsun kendine dedi. bunların hepsi senin kafanda olup bitiyor. bitirmek de senin eline. dedi ve elini kaldırıp bir kase suyu gösterdi. bak gördün mü? -
43.
0Rezerved