1. 26.
    0
    reserved
    ···
  2. 27.
    +1
    Gelelim diğer tuhaf balık olayına. iskele kısmından yemli tek kancalı oltayla kefal tutardık. Tuttuğumuz kefallerin en büyüğü bilekten dirseğe kadardı. Daha büyük kefal ne tuttum ne de tutanı gördüm. Eğer hava güzelse ve sabah erken gitmişsem öğleye kadar 3-5 kefal tutardım. Öğle saatlerinde kıyıya uzak kesimlerden acayip bir kefal akını olmuştu. Nasıl desem hani yunus sürüsü geçer hoplayıp zıplarlar ya, aynı bu şekilde. E deniz tabi ne var balık yüzebilir gezebilir diyebilirsiniz. Ama bu kefaller çok büyüktü. Hatta herkes çok şaşırmıştı. Bizim oralarda bu şekilde çok büyük kefallere rus kefali derlerdi. Gerçek cinsini bilmiyorum. Daha önce kimsenin ne tuttuğu ve ne gördüğü bu kefaller hoplaya zıplaya yunus sürüleri gibi halıdereden gölcük tarafına doğru sürü şeklinde yüzüyorlardı. Kocaman kefal sürüsü. Tanığımın bi abinin kayıyı vardı ağ ile kefal tuttup kıyıya getirmişti. Şimdiye kadar o kadar büyük kefal görmemiştim. Sahildeki herkes gelip kefallere bakıyordu. Görseniz sanki 1 tonluk orkinos yakamıştı. Kefallerin yan yüzleri acayip sarıydı. Normalde bu kadar sarı kefal görmemiştim.
    ···
  3. 28.
    0
    Reserved
    ···
  4. 29.
    0
    reserve acımızdır.
    ···
  5. 30.
    +2
    Diğer balık olayımda şu şekilde, iskele kısmından yemli midyeyle lapin tutardım ve çorbası çok güzel olurdu. Neyse işimiz yemek değil. Yine lapine atıyordum fakat bu sefer at çek yapıyorum ama öyle böyle değil. 5 kiloluk büyük bir kovam vardı. Onu yarım saatte doldurmuştum. Aşırı derece bir balık vardı. Daha önce günde bir iki tane tutsam şükür diyordum. Kocaman kırmızı kovam ağzına kadar dolmuştu. Hatta eve dönerken taşıyamadım sapı koptu, beş altı tane balığı kedilere vermiştim.
    Gelelim diğer ve benim en çok tuhafıma giden ve korkutan olaya. Bir gün arkadaşım Sefa ile roma mezarlığı tarafındaki kayalıklara gitmiştik. Amacımız balık tutmaktı.
    ···
  6. 31.
    +2
    Kayalıklardan biraz bahsetmek gerekirse, bazı kayalıklar çok sıktı. Moda veya Üsküdar sahildeki gibi. Bazı kayalıkların arası ise biraz açıktı ve denizi içerisindeki balıkları tekeleri midyeleri görebiliyordunuz. Bizde böyle bir kaya bulup suya bakıyorduk. Üç beş tane teke ve cinsini bilmediğim iki üç balık vardı. Biz biraz serinlemek maksadıyla terliklerimi çıkartıp kenara koymuştuk. Bir yandan balık tutmak için olta atıyoruz bir yandan da kayalıkların arasından denize bakıyoruz.
    ···
  7. 32.
    0
    Rezerved
    ···
  8. 33.
    +1
    Bir anda ne olduysa kayalıkların arasındaki teke ve balıklar bir anda kayboldu. Hadi balıkların gitmesine anlam verebiliyorduk. Sonuç da balık tabi ki gezecekti. Ama tekeler öyle çok yer değiştirmezdi ve işin ilginç tarafı bir anda kaybolmuşlardı. Biz ne olduğunu anlamaya çalışırken yaklaşık 2-3 metre yüksekliğinde 3 dalga geldi. Ne olduğunu nereden geldiğini nasıl geldiğini görmedik bile . Sefa ile beni kayalıklardan Kocaeli-Bursa karayolunun kenarına kadar atmıştı. ikimizde donumuza kadar ıslanmıştık ve ne olduğunu anlamadık. Kurtulduk diye sevinirken baktık ki dalgalar bizim terlikleri zütürmüştü. Moralimiz bozuldu gençlik işte. Bu olay beni çok etkilemişti. Sahilde doğup büyüdüm o kadar vaktim geçmişti ilk defa böyle bir şey yaşamıştım.
    ···
  9. 34.
    0
    reserved panpa.
    ···
  10. 35.
    0
    devammmm
    ···
  11. 36.
    +1
    Balık olaylarını toparlamak gerekirse, olmadığı kadar balık akını olmuştu. Ve birde bu dalga olayı vardı. Şimdi ise diğer bir deniz olayı yüzme de ki ve denizde ki tuhaflıklara geçiyorum.
    ···
  12. 37.
    0
    rezerved
    ···
  13. 38.
    +1
    Benim yüzdüğüm yer halıdere girişindeki yalı mah. Tarafında ki sahildi. Hem evime yakındı hemde kendi mahallem olduğu için çevrem vardı. Bir de halıdere’nin çıkışında roma mezarlığı tarafında sahil vardı. Benim yüzdüğüm sahili biraz anlatayım. Yüzülen taraf da kıyı kesim de yosun midve vb olmazdı. Arada deniz kestanesi olurdu. Fakat biraz açıklara gidince yosun ve midyeler başlıyordu. Hani kandıra sahilinde denize girdiğiniz de yürürsünüz yürürsünüz deniz seviyesi çok az yükselir. Arkanızı dönüp baktığınız da çok gitmişşinizdir fakat su yükselmemiştir. Oysa ki bizim yüzdüğümüz yer bunun tam tersi bir yapıya sahipti. Beş metre gidiyordunuz dizinize geliyor altıncı adımda birden boyunuza geliyordu. Sahilde yüzme bilmeyenler için çok sakıncalı bir durumdu. Nitekim Resul adında ilkokula giden bizim mahalleden bir çocuk o yaz maalesef boğulmuştu. Çok efendi ve çalışkan bir çocuktu çok üzülmüştüm.
    ···
  14. 39.
    +1
    Depremden önce sahildeki bu durumun ne olduğunu bilmiyorduk yani deniz bir anda yaklaşık bir bir buçuk metre derinleşiyordu. Tıpkı uçurum gibi. Ama sahile yakın bir kısımda bunun olması olağan değildi. Ki sonradan öğrendiğim kadarıyla o yüzdüğümüz yerler bir nevi fay hattıymış. Sismik geminin depremden sonra yaptığı araştırmalar ve deprem esnasında ki yaşananlardan ve edindiğim gözlemlerden bunun büyük olasılıkla doğru olduğunu söyleyebilirim. Bu arada yanlış okumadınız sahile bu kadar yakın bir yerin olası bir fay hattı olduğunu düşünüyorum.
    ···
  15. 40.
    +1
    Gelelim denizle ilgili olaya. Denizden acayip balık çıkıyordu. Bizim oralarda balık deniz sakin olduğu zaman çıkardı. Dalgalı olduğu zaman bilin ki ya hiç balık tutamazdınız ya da tek tük. Gittiğinize uğraştığınıza ve zamanınıza değmezdi. Ama depremden önce son 2-3 günde öyle bir dalga oluyordu ki sahil kısmında akıllara zarar. Denize girmek imkansız, hadi dalga var yine yüzülür diyebilirsiniz fakat kumsal kısmı bilek boyunda midye taş yosun ne ararsanız var yani dalga çok olduğundan dipte ne var ne yok kıyıya taşımış. Aynı zamanda hala da taşımakta. Ve kıyı kıymı çamur gibi. Bu çamurluğun dalgadan kaynaklı mı yoksa başka birşeyden mi kaynaklı olduğunu bilmiyorum. Ama o güzelim su gitmiş adeta haliç gelmişti. Acayip bir koku sürekli dalgalar. Yosun ve çürüşümüş midye sahili kokudan yürünmez hale getirmiştir.
    ···
  16. 41.
    +1
    Gelelim misket olayına. Misket de ne alaka diyebilirsiniz. Açıklayacağım. Misketi iki yerde oynardık. Biri sahilde ki parkın içinde diğeri evin arka tarafında ki boş arsada. Boş arsada genellikle baş oynardık. Yani biz baş diyorduk hani misketleri ip gibi dizip vurmaya dayanan oyun. Sahil kısmında da ya kuyu yada üçgen oynardık. Ev tarafındaki arsada karınca olmazdı. Fakat sahilde ki park da çok karınca vardı. iki tip karınca vardı. Biri siyah küçük olanlardan hani evlerde falan oluyor. Biride biraz daha büyük kırmızımsı ve hızı siyah karıncaya göre fazla olanlardan. Depreme yakın zamanda küçük siyah karıncalar adeta kaybolmuştu. Sanki yer yarıldı da yerin içine girmişlerdi. Gariplik bu ya ama oysaki o kırmızımsı karıncalar olduğu gibiydi. Onlar yine ortalıklarda dolanıyordu fakat siyah karıncalardan eser yoktu.
    ···
  17. 42.
    +1
    Birde ya güneş yada ay tutulması olmuştu yalan söylemeyeyim hangisi olduğunu hatırlamıyorum.
    ···
  18. 43.
    0
    devam et panpa verdim şukunu
    ···
  19. 44.
    +1
    panpalar biraz atıştırıp geleceğim. yazmıyorsun diye lütfen küfür etmeyiniz . Hikayemi tamamlayacağım. Deprem öncesi yaşadığım tuhaf şeylerden bahsettim, şimdi ise deprem ve depremden sonrasını anlatacağım. Hani derler ya dost kötü zamanda belli olur, ben bunu kendim yaşadım. Hepsini anlatacağım. insanların nasıl bir anda değiştiğini.
    ···
  20. 45.
    0
    devam panpa full şukuladım
    ···