/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 14.
    +2 -1
    neyse, tahmin edileceği gibi o olaydan sonra tekrar işe dönmedim zaten işe dönmek istemiyordum bu olay vesile mi oldu yoksa işe dönmemek için mi bunu yaptım bilmiyorum.

    bildiğim şey şu;

    konur sokak yavaş yavaş benden bahsetmeye başlamıştı, (ö dönem büyükşehir belediyesinin paralı itleri çok girmeye çalıştı konur'a beceremediler şimdi her yer onların)

    ben bilmiyordum diklendiğim adamların kim olduğunu, 21 yaşında genç delikanlı bir adamım lan dikleneceğim adamdan vukuatlı nüfus cüzdanı istemedim işte.
    ···
  2. 13.
    0
    https://www.youtube.com/watch?v=khIIaMjN-xI

    "tutuklandığım zaman bu şarkıyı yan yana dinliyorduk, ellerime kelepçe vurulurken ağlıyordu kızmıştım ona ağlama diye"

    aslında daha bu parçanın sırası gelmemişti ama playlist yaptı yapacağını bende yazayım istedim.
    ···
    1. 1.
      +1
      Gece gece amk senin yapılır mı LAN bu ben de dinlerdim la yas getirdin
      ···
  3. 12.
    +2
    dinleyen kimse var mı panpalar?

    tamam kimse okumasın dert değil dedim de kendi kendime konuşuyor gibi olmak kötü lan

    var mı kimse?
    ···
  4. 11.
    +2
    o dönem politik bir bilinç vardı tabi, bende devlet tarafından pek kabul görmemiş bir partinin üyesiyim ve sağ - sol çatışması belki de 80'den sonra ilk defa bu kadar tırmanmış ister istemez kişisel güvenlik için silah taşıyorum,

    Turgay abi'ye diklenen adamların yanına gittikten sonra aramızda geçen tatsızlık sonrası (en büyük sıkıntım esasında hala bu) sinirime dayamayıp silah çekip heriflere daldım, evet ezgi çay evi için güzel bir şeydi belki ama muhtemelen işsiz kalmıştım, zaten uyuz olduğum o zengin yavşaklara asgari ücret 35tl iken 300tl'ye gömlek satmak onuruma dokunuyordu s.kerim işini dedim ve perşembe gününü izin ilan ettim, o günden sonra bir daha beymen'e gitmedim (hala 2 haftalık alacağım vardır neyse)
    ···
  5. 10.
    +2
    beymen'de tezgahtarlık yapıyorum, çarşamba günleri izin günüm ve ben yaptığım işten nefret ediyorum.

    millete gömlek kravat satacağım diye gün boyu ayakta dikiliyorum ve aldığım maaş ile bir gömlek bile alamıyorum, yine bir çarşamba günü ( o zamanlar çarşambaları çok severdim ) konur sokak ve ezgi çay evi ritüelini gerçekleştirmek için ezgiye gittim, her zaman oturduğum en dip köşeye çekildim çayımı aldım dergimi okuyorum, çok zaman geçmedi yükselen sesleri duydum ister istemez dikkatimi oraya verdim.

    turgay abi, o zaman ezginin sahibi, kapının önünde 2-3 tiple tartışıyor, gayri ihtiyari yerimden kalktım yanına gittim
    ···
  6. 9.
    +1 -1
    bahsettiğim zaman üstünden aşağı yukarı 20 sene geçmiş, ona göre değerlendirmeniz doğru olur.

    neyse efendim, ezgi'ye gittim çay içeceğim.

    size biraz ezgi çay evinden bahsedeyim; gibtiri takran bir bodrum katına kurulmuş çay ocağı, sahipleri cezaevinden çıkmış eski devrimciler diye bildiğimizden oraya gidiyordum, oraya gider kendi başıma bir hasır taburede ılık çay içerek saatler harcardım, kimseyle konuşmaz sadece mizah dergisi veya politik yayınlar okurdum
    ···
  7. 8.
    +1
    sırasıyla tezgahtarlık, seyyar satıcılık, otobüs muavinliği yaptım hayatta hala en keyif alarak yaptığım şey mizah dergisi okurken çay, sigara keyfi yapmak.

    kendimi rahat hissettiğim için konur sokakta dergi okuyup çay içmek için ezgi çay evine gitmiştim, işte ezgi'de çalışmaya başlamam ve onunla tanışmam o günden dolayı oldu.
    ···
  8. 7.
    +1
    96'da DTCF işgal edilmişti, o işgalin içinde yer alan öğrencilerden biri bendi, ülke ciddi bir gerginlik yaşıyordu o dönem üyesi olduğum siyasi yapı yüzünden okuldan atılmış hakkımda açılan davaların sonucunu bekliyordum, para kazanmam gerekiyordu bir müddet taksicilik yaptım gece çalışıyordum ancak katil olmak ve parasız kalmak arasında seçim yapmam gerektiğine karar verip taksiciliği bıraktım, ankara'nın pavyon bölgesinde yapılacak iş değildi.

    yapamadım
    ···
  9. 6.
    +1
    konur sokak bambaşka bir yerdi, yüksel caddesinde bulunan insan hakları anıtının oraya geldiğiniz zaman bambaşka bir dünyada hissederdiniz kendinizi, hayallerimizi yaşadığımız yerdi belki konur sokak, bizim kurtarılmış bölgemizdi, mülkiyeliler birliği henüz önüne gelene açık değildi, hemen yanında kitapçı vardı, az ötesinde ezgi çay evi.

    bu hikayede önemli yerlerden biri o ezgi çay evi, sahiplerinden birinin ismi turgay'dı diğerini anımsamıyorum
    ···
  10. 5.
    +20 -3
    16 yaşında galiba beyler anneler gününe özel
    ···
  11. 4.
    +3
    1998 yılı, ankara'da konur sokak şimdiki gibi apaçi yuvası değil harbiden kurtarılmış bölge, ssk işhanı henüz yıkılmamış barlar var, mesela gölge bar var.

    gölge öyle alaede bir bar değil, şimdi ben yaşlarda olan çoğu insanın ankara'da yolunun kesistiği dönemin en önemli rock barı, duman burada sahne alırdı öyle söyleyim
    ···
  12. 3.
    +1
    reserved. dinliyorum panpam.
    ···
  13. 2.
    +1
    kaça kadar yazmayı planlıyorsun
    ···
    1. 1.
      +1
      şimdi perte çıkmıştır eski sevgilin panpa. yaşlanıp bir köşeye bile atılmıştır.16 sene be aq
      ···
  14. 1.
    +25 -9
    ah be panpalar,

    o'nun elinin tutup, sesini duyduğum zamanın üzerinden dile kolay 16 sene geçmiş.

    o zamandan bu zamana hayatıma giren çok değerli insanlar olmadı değil, oldu ama hiçbiri onun yerini tutmadı, tutamadı.

    şimdi dönüp bakıyorum birlikte sadece 14 ay geçirmişiz, ondan bana geri kalan isminin dövmesi ve yaşadığımız her bir saniyesi bir ömüre bedel güzel anlar.

    ne güzel ankara havaları dinleyip alkol alıyordum şimdi nereden aklıma geldi (ki hiç çıkmıyor ki aklımdan) hazır kafam güzel yazayım madem, okuyan olur olmaz bilmiyorum, ben yazacağım.
    ···