1. 26.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s11gGBGDM3Bs

    kız öyle aval aval bakınca yine bir kahkaha tuttu bunu. kahkaha atınca hoşuma gidiyordu yalnız. baya tuhaf bir duygu kaplıyordu. nasıl anlatsam "bu kızın vajinasında ölmeyi nasip eyle ya rab" gibisinden. kız belini doğrultup eliyle saçlarımı kavradı. vajinasına doğru indirdi kafamı. "aa evet yalıyorduk değil mi bunu" durumundaydım. yalamaya başladım vajinasını. iyi soğukkanlıymışım am diye sevinerek pencereyi açıp sevinç çığlıkları atmamışım.

    vajinasını yalamaya devam ettim. saçlarımdan kavramış şekildeydi. her geçen sürede saç diplerimi kopartacak duruma geliyordu. inlemeleri kısık çığlıklara dönüşmüştü. bu anda komşular duyacak diye tıstım. kafamı kaldırdım bunu söylemek için huur tekrar indirdi zorla kafamı. anasını satayım 2 oldu 3 oldu söyleyemiyorum. bu baya baya çığlık çığlığa duruma geldi. en sonunda kafamı alıp şu yastığa bağırsan iyi olur dedim. tamam tamam dedi tekrar indirtti kafamı. bütün vücudu kasılmaktan öte bir hale geldi. zevkten geberecekti kız. yalnız baya zaman yaladım ve kızın vajinası yavaş yavaş mercimek çorbası kokmaya başladı. en sonunda kalktım ve penisimi vajinasından içeri soktum. içinde hızlı hızlı gidip gelmeye başladım. ferre starı gibiydim. sanırım bunda yetenekli olmamın değil açlığın erdiği etki vardı. içine zevk almak için değil yok etmek için giriyordum neredeyse. deniz yine inliyordu. bir yandan da ara ara gülümsüyordu. ardından bir anda kalkıp beni yatırdı ve üzerime çıktı. üzerime seri şekilde gidip gelmeye başladı. o anlarda öleceğimi hissettim neredeyse. yer bildiğimiz kayıyor gibiydi. zemini hisetmiyordum. deniz bağıra bağıra gidip geliyordu.
    ···
  2. 27.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s1K7jkXXmQgC

    elleriyle boynumu tutmaya başladı. o gerginlikle öylesine sıkıyordu ki ara ara nefes alamıyordum. bir seçim yapmalıydım. uzun olma potansiyeli taşıyan bir hayat mı yoksa am ve ölüm mü? direk am ve ölüm dedim umursamadan devam ettim. ellerimle kalçalarını kavradım. bend aynı şekilde sıkmaya başladım. boşalamadan o benim canımı ben onun kalçalarını alacak gibiydim. şap şap seslerine ikimizin inlemeleri karışıyordu. ben buna ciks düeti diyorum. iki karşı cins aynı anda inler bu durumlarda. kadın bunu savaş haline getirip yavaş yavaş çığlıklar atmaya başlar. en sonunda dayanamadım boşalacağıuaasfafafds dedim. neyse ki boşalacağımı anladı. üzerimden indi. eliyle git gel yaptı penisime. ardından kendi göğüslerine attırdı desem yeridir. ben mi? yemin ederim öbür dünyadayım diyordum. böyle zevk olamazdı.

    banyoda üzerini temizledi deniz. bense bitkinlikten ölecektim. ölü gibi yatakta yatıyordum.
    deniz girdi odaya yanağımdan öptü. fahişesi gibi hissettim kendimi. ama olsun bu tip şeylere takılmamalı insan. üzerini giyindi. ve evden dışarı çıktı. onu uğurladıktan sonra evdeki odada ki menileri temizledim. bir kaç saat sonra abim o meninin üzerine yüzüstü yatacaktı mutlu bir şekilde. beter olsun başarılı bin.
    ···
  3. 28.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s1c52nm8Yx85

    akşam olduğunda kara kara yarını düşünüyordum. henüz aileme uzaklaştırma aldığımı söylememiştim. sanırım haftanın sonuna doğru geliyordu. akşam olunca klagib abimi övmeler duyuyorduk ve tabi ki beni gömmeler. babam okulun nasıl gittiğini sordu, dün geceden bu yana pek bir gelişme yok dedim. herif 24 saatte bir okulu soruyordu. ne bekliyordu bilmiyorum sanırım 24 saatte üniversiteye gelmemi falan bekliyordu. onlara uzaklaştırma cezası aldığımı söylemedim. direk odaya kaçtım.

    abim oda da msnde kızlarla konuşuyordu. iyice ayar oluyordum kendisine. konuştuğu kızlar taş kelimesinin hakkını veriyordu. ama adriana lima da taş sonuçta ten temasına geçilemedikten sonra bir anlamı yok.
    -abi bu kızlar sana neden bakıyor ödevlerini falan mı yapıyorsun?
    +oğlum her şey yakışıklılık değil. (bunu kendimden biliyordum)
    -oha abi mal mısın yazdıklarına bak.

    buna benzer bir şey dediğimde bu gerizekalı kıza "amı açsana" yazmıştı. c yi unutmuştu. ama gönderdi bir anda mesajı.

    +of ulan niye söylemiyorsun.
    -bırak bu işleri demek ki bunu düşünüyorsun ki bunu yazdın. bir söz var hatta böyle. şimdi aklıma gelmiyor.
    daha sonra kız çok ciddiyim bir anda msni kapattı. bu mala o akşam baya gülmüştüm. açtı gta yı oynamaya başladı. gta da vice city. herif hala inşaat patlatma görevlerinde kalıyor. gerçi bende geçemiyorum. o gece yarını düşünerek yattım. mal gibi sokaklarda dolaşacaktım.
    ···
  4. 29.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s0yaxMoTNfwv

    sabah uyandım. sanki okula gidecekmişim okul kıyafetlerimi giydim ve evden çıktım.
    evden çıkınca iyi mallaştım. nereye gidecektim ne yapacaktım hiç bilmiyordum. zaten telefon falan da kullanmıyorum biriyle de iletişimim kuramam. denizle de önceki gün bir plan yapmamıştık. anlaşılan sap gibi kalmıştım ortada.
    ilk önce yorulana kadar caddeleri sokakları arşınladım. yürü yürü aynı yere geliyordum. tak gibiydi istanbul, nefret ediyorum bu şehirden. paranız yoksa her yer berbattır zaten. daha sonra bir otobüs durağına oturdum. 1 saat kadar kaldım. yoldan gelen geçeni izledim aptal aptal. vücudum öyle uyuştu ki ayağa kalktığımda kırılacağımı zannettim.

    bir ara iyice saçmaladım. hala da yaparım bunu. öncelikle bir kız seçersiniz. elbette güzel olmalı. ardından onu takip edersiniz. öncelikle güzel fizikli bir kız buldum. üzerinde okul kıyafeti olan bir liseliydi. ben bu şeylerden hiç kaçınmam. siz de korkmayın. takip edin konuşun. bunları yapamayacak kadar da özgüvensiz olmamalı insan.

    kızın peşinden yürümeye başladım. yaklaşık 1.65 boyundaydı. klagib liseli kız tipi. gömleklerin bağrı açık, saçlar dümdüz, pantolon oldukça dar ve converse. istanbul da ki kızların yüzde 70 i bu tiptedir zaten.
    ···
  5. 30.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s1DNV0noMOTM

    bizim kevaşe de istanbul genel teftiş sorumlusu çıktı. yürüdükçe yürüyor, bir o markete giriyor bir bu dükkana. iyice kafayı yeme noktasına geldim. yemin ederim bir ara gözyaşım döküldü sinirden. gidip saçını çekip "lan zamanın geçmesi lazım gel iki sevişelim" diyebilirdim. ne yapacağını bilmemekten daha sıkıcı ve delirten bir şey daha olamaz.

    en sonunda kız bir otobüs durağına oturdu. başladığım yere geri dönmüştüm. bende gittim kızın yanına oturdum. her düzleştirilmiş saçlı liseli gibi o da süzdü beni. ben onun kalçalarının kıvrımlarına kadar zihnime kazımıştım. bir anda merhaba çıktı ağzımdan:
    -merhaba dedi.
    +kaç yaşındasın? (evet öküzüm)
    -hehe bu nasıl soru böyle.
    +ne bileyim seni takip ettim de yaşın büyük olm...
    bu kısımda iyice sıvadım sıçtığımı.
    -beni takip mi ettin? ne zamandır?
    +yani 1 saat oluyor herhalde. amma yürüdün valla.
    -hehe deli misin sen ya, niye takip ediyorsun?
    +okuldan uzaklaştırma...
    -git be şurdan manyak. bak bağırırım yemin ederim.
    +tamam lan tamam sakin ol hayda.

    o anda bastım deparı okula doğru. zaten okul saati de geliyordu. alın işte böyle insanalrla muhattap olunmaz. insan gibi takipte mi etmeyelim? sabahtan beri de bir şey yememiştim. iki topkek ve ice tea alıp okulun karşısında ki banklarda beklemeye başladım.
    ···
  6. 31.
    +1
    KAYIT: http://vocaroo.com/i/s0nhOXeisBq8

    top kek yiyordum bir yandan diğer yandan da hayatı düşünüyordum. tam anlamıyla geleceği düşünen liseli prototipiydim. nihayet okul zili çaldığında ayağa kalkıp üzerime düşen top kek tanelerini silkeledim.

    okuldakiler yığın yığın kapıdan çıkıyorlardı. herkesin bildiği saçmalıkları konuşuyorlardı. "şu kız kimle çıkıyor şu çocuk çok hoş yeaaaa wuhuuu" liseler tam anlamıyla gerizekalıları koruma ve yaşatma derneğiydi. ben de o gerizekalıların bir başka versiyonuydum.

    denizi beklerken bir anda müdür yardımcısı kapıda belirdi. öğretmenler en son çıkardı okuldan genelde. daha kötüsü oldu ve müdür yardımcısı beni gördü. "ulan tanımamıştır inşallah" diye dua ediyordum. ama tanrı resmen beni dalga geçmek için yaratmış. müdür yardımcısı direk yanıma geldim. "bana baksana sen uzaklaştırma almadın mı ne işin var burada"
    -hocam arkadaşımdan bugünün ders notlarını alacağım.
    +okul kıyafetinle gelmene gerek yoktu oğlum.
    -ne bileyim disiplin ve tertipli olmak açısından.
    +lan sen şaka falan mısın? lafa bak ya. adını ver bir daha.
    adımı söyledim, o da bir kağıda yazdı. "akşam görüşürüz" dedi. tabi kendini gibtirmezdi herhalde bana. bende ne olacak diye akşamı beklemeye başladım bu sefer. bu arada nihayet deniz görünmüştü kapıda.
    ···
  7. 32.
    +1
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s1fmL4vVPSSF

    deniz beni görünce yanıma geldi, yine o kendine has gülümsemesiyle. yanında da derya vardı. deryanın yanında da erkek arkadaşı. bu kızın erkek arkadaşı olduğunu bilmiyordum. gerçi kimse hakkında bir şey bilmiyordum. çocukla tanıştım. ardından dördümüz yürümeye başladık ki ben bu tip gruplardan one direction dan bile daha çok nefret ederim.

    dört ergen olarak yürürken derya mal mal konuşuyordu:
    -ya aşkım bugün nereye gidelim?
    +bilmem aşkım sen nereye gitmek isterdin?
    (iç ses (me): ya bu huur çocuklarını giben yok mu ahali tecavüz edin ulan bunlara)
    -senle olsam yeter aşkım.
    +aynen bebeğim.

    36 t cebeci taksim otobüsünden sonra midemi bulandıran en büyük konuşmalardandır bunlar.

    ardından deniz konuşmaya başladı bu sefer:
    -naber zapa.
    +iyilik işte. sen ?
    -ne ben?
    +nasılsın yani.
    -iyiyim bende. ne yapalım?
    +bize gel istersen?
    -bugün sen bize gel istersen. çünkü kardeşime yemek yapmam lazım.
    +olur.

    sanırım bu yüzden ben bu kızla dieğr çocuk derya ile beraberdi. çünkü ben derya ile birlikte olsam onu ağzını yüzünü giberdim.
    ···
  8. 33.
    +1
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s1WBkqtKchxD

    ardından yolda ayrıldık derya ve gerizekalı arkadaşıyla. denizin evine doğru yürümeye başladık. denizlerin evi bir apartman dairesiydi. güzel bir evdi. içeri girdiğimizde evde kimse yoktu. kardeşini sordum:
    -kardeşim yok benim.
    +neden kardeşine yemek yapacağını söyledin?
    -senin yüzünden gerizekalı. ya sen ne mal bir çocuksun bir şeyi mi merak et be. hakkımda hiçbir şey sormuyorsun.
    +boşver sen de bana sormuyorsun.
    -cevap vereceğini bilmediğimden sormuyorum. ya senin ben .. neyse.
    +kardeşin var mı?
    -yok.
    +daha sorayım mı?
    -sor.
    +tek çocuk musun?
    -ya gibtir git şuradan valla. yemek yer misin?
    +şimdi de sen mi bana soruyorsun. güldüm bunu söylerken. ardından o da güldü. aslında ben ciddi söylemiş olabilirim.
    -kuru fasulye yer misin?
    +nefret ederim.
    -pilav tavuk var.
    +lokanta mı burası böyle? bizim evde hiç böyle yemekler olmaz öğlenleri.
    -bizde de dün kalmış.
    +iyi bir pilav tavuk yerim.

    ardından yemeği pişirdi deniz. mutfakta masaları vardı. karşılıklı oturduk. ne o konuştu ne ben. yemeğin pişmesini bekleyerek birbirimize bakıyorduk. ama ben müdür yardımcısını düşünüyordum. sorun yaratabilirdi bin.
    ···
  9. 34.
    +1
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s0f8gdJMb6uQ

    deniz yemekleri koydu önümüze. yine kendimi kötü hissettim. utanıyordum böyle şeylerden. kendini büyükmüş gibi hissetmek iğrençti. ama yemek güzeldi, o yüzden fazla düşünmeden yedim. deniz tabakları kaldırdı. ardından tekrar masaya oturdu. yine aval aval birbirimize bakıyorduk. keşke başka odaya gitseydi, ben de peşinden giderdim. sessizlik iyice canımı sıkmaya başlamıştı:
    -deniz başka odaya mı gitsek?
    +neden?
    -burası mutfak.
    +yani.
    -mutfakta oturmamız normal mi? neden salonda oturmuyoruz. televizyonda izleriz.
    +sadece bunun için mi?
    -yani belki yatarız.
    +sen hiç ağzını tutamazsın değil mi?
    -normalde tutarım da senin yanında gerek yok diye düşünüyorum.
    +ben de senin yanında tutmayayım olur mu?
    -tabi ki olur.
    +senin dışında 3 kişiyle yattım.
    -oha be. (anlık refleksti. ve kıpkırmızı oldum. laftan dolayı değildi kırmızı olmam)
    +hepsi de bu sene.
    -yuh kızım ya. sahi sen neden benle çıkıyorsun?
    +tuhafsın , iğrençsin, zeki misin aptal mısın belli değil.
    -başka söyleyeceğin bir şey varsa söyle. lezbiyen falansan da olur.
    +yattığım 3 kişiden biri kızdı.
    -dalga geçiyorsun değil mi?
    +hayır. bir çok kız sınıftan bir kız arkadaşıyla merak edip yatmıştır. birbirlerini yalamışlardı.
    -tamam tamam anlatma.
    +salona geçelim mi?
    -yatacak mıyız?
    bir şey demedi ve güldü. salona geçtik. televizyonda number one tv yi açtı. çok güzel şarkıcılar vardı. iyice tahrik oldum. denizle yan yanaydık. ama elimi bir yerine atsam mı atmasam mı diye muallaktaydım. bu arada söyledikleri doğru mu hala bilmiyorum. şu kızla falan yatma meselesi. ama mahalleden bir arkadaşım da aynı sınıftan iki kızı sevişirken gördüğünü söylemişti. 31 ci bin yalan da olabilir tabi.
    ···
  10. 35.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s0J0tjcs8uYC

    salonda oturuyorduk. okul kıyafetini çoktan çıkarmıştı. ne ara gidip çıkardı hatırlamıyorum. altında pijama üstünde tişört vardı. ama vücut hatları dahada belirgindi. daha fazla kendimi tutamadım. önünde dizlerimin üzerinde durdum. yani parkenin üzerinde. pijamasını indirip kafamı vajinasına zütürdüm. kikirdemeye başladı. "sen sırf bu bacak arasındaki yüzünden ölebilirsin " dedi. ölmek için daha yüce bir amaç mı vardı sanki. pijaması bileklerindeydi. külodunu da indirmiştim baldırlarına. yalamaya başladım vajinasını. yine kafamı bastırıyordu. ve yine kısık kısık inliyordu. öncekinden daha güzeldi. pijamalar daha tahrik edici olmuştu birden. sağ elimi tişörtünün içinden geçirdim ve göğüslerinden birini sıkmaya başladım. sol elim belini kavramış vaziyetteydi. deniz in vücudu titremeye başladı . sara krizi geçirmişçesine titriyordu kız. inlemeleri diğer dairelerden duyulabilirdi. tam vücudunu koyvereceği anda kapıda anahtar sesi duyuldu. anahtar kapıyı zorluyor ama açamıyordu. çünkü diğer anahtar kilidin üzerindeydi. hemen toparlandı deniz. yüzünde boşalmakla boşalmamak arasında gidip gelen birinin yüz ifadesi vardı. kendine çeki düzen verdi. hemen defterlerinden birini mutfağa zütürüp açtım. bu sırada kapıda ki iyice zorlamaya başlamıştı. deniz kapıyı açtı. gelen annesiydi. mutfağa girdi elinde poşetlerle. ardından beni gördü:

    -merhaba oğlum .
    +merhaba teyze.
    +-anne bu zapatista dedi deniz.
    -memnun oldum oğlum.
    +bende.
    -ders mi çalışıyordunuz.
    +-evet anne .
    -iyi iyi çalışın.

    hissettiğim korkunun haddi hesabı yoktu. neyse ki tehlike geçmişti.
    ···
  11. 36.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s05tw4B1RwHy

    deniz mutfağa geldi. önümüzde ki deftere sap sap bakıyorduk. ben gideyim mi diye sordum. neden dedi. aklıma söyleyecek bir şey de gelmedi. kafamı eğdim önümde ki deftere bakmaya devam ettim. defterde de yazı yoktu doğru düzgün. sadece şekiller çizilmişti. 5 10 derken yarım saat oldu hala aptal aptal deftere bakıyoruz. artık dayanamadım:
    -deniz ben gidiyorum.
    +hehe iyi de niye bu kadar heyecan yaptın?
    bir an gaza gelmişim herhalde. sesim bana normal gelmişti.
    -sonra görüşürüz.
    +tamam.

    denizlerin evinden çıkıp eve doğru yol aldım. abim bu sefer evdeydi. ayrıca annem de öyle. bize gelmediğimiz iyi olmuştu. odaya geçtim abimin yanına. sınıfından bir arkadaşı vardı. konuşuyorlardı:
    -oğlum o kız o kadar güzel değil ya (mal abimdi bu)
    nasıl güzel değil lan sarışın bembeyaz kız işte. -ben de yan yataktayım bu sırada.- bu iki odun da bilgisayarın karşısında msn açık vaziyette bunları konuşuyorlar.
    +lan açtı açtı oturumu. açtı oturumu yazsana bir şeyler!
    -kendi hesabından yaz lan.
    + ya uzatma işte.
    abim bu söz konusu kıza slm nbr ödev var mı falan yazarken yanında ki herif neredeyse orgazmın eşiğine gelmişti. hele kız cevap verdiğinde bir kişneyişi vardı ki, ingiliz atı huur çocuğu kızı gibse bu kadar gaza gelmez.
    ···
  12. 37.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s0pCOdvG1XpP

    bu herifler kişnedi ben yattım bu muallakler neredeyse boşaldı ben yine yattım. ve akşam oldu.

    babam eve girdiğinde annem noldu falan diyordu. şak diye bizim odaya daldı.
    -uzaklaştırma mı aldın okuldan?
    +hayır.
    -doğruyu söyle.
    +evet 5 gün. (baskıya gelemem)
    -oğlum sen adam olmayacak mısın ya?
    +baba ilk kez bir şey yapıyorum sakin ol.
    -o 5 günü çalışarak geçir de aklın başına gelsin. yarın sabah hazır ol.

    gibik müdür yardımcısı. bu arada abimin arkadaşı da bana bakıyordu. bin hala gitmemiş. iyice moralim bozulmuştu. acaba yarın nereye gidecektim. "abi biraz kalkta oynayayım" dedim. "oğlum dur hatunu ayarlıyoruz" dedi. konuşmalarına baktım. kız bunlara deli misiniz? yazmıştı. neyse ki ananızı giberim falan yazmamıştı herhalde öyle dese bunlar kızı aşık ettiklerini falan sanırlardı.
    ···
  13. 38.
    0
    KAYIT: http://vocaroo.com/i/s1izcKun9M7U

    ertesi sabah erkenden uyandım ama yataktan çıkmadım. babam unutsun beni diye dua ediyordum. heyecandan kalbim yerinden çıkacaktı. bir yandan da odaya baktım kişneyen bin gitmiş mi diye. neyse ki yatıya kalmamıştı en azından. abim uyanıp üstüne giyindi. kendi giyindiği gibi beni de rahat bırakmıyordu. dürtüp dürtüp kalk diyordu. sinirlenip kalktım:
    -ne dürtüyorsun amk ya.
    +okula gitmiyor musun?
    -uzaklaştırma aldım ya. dün duymadın mı babamı.
    +uzaklaştırmamı dedi dün gece o?
    cevap bile vermedim yatağa yattım. bunun başarılı olduğu eğitim sistemini gibmeliler.

    abim evden çıkınca gerilimim daha da arttı. artık yalnızdım. bir anda babam odaya daldı. uyuyor numarası yapıyordum. babam dürtmeye başladı bu sefer. kalbim şiddetli şekilde atıyordu. derken odaya annem girdi. önce üzerimden yorganı attı ardından bildiğiniz sırtıma vurdu. yanlışlıkla gözlerimi açtım, kaybetmiştim. kahvaltıyı yapıp üzerimi giyindikten sonra babamla yola koyulduk. dışarıda olmak berbat hissettiriyordu.
    ···
  14. 39.
    0
    KAYIT: http://vocaroo.com/i/s0taM1lBRjoe

    babamın arabasıyla giderken midem ağrımaya başladı. "baba yarın gitsem olur mu" dedim. cevap vermedi. şimdiki aklım olsa "sen benim için bir tanrı modelisin bin fight clubu izledin mi cahil lümpen" demezdim yine de. levye yi alır gebertirdi beni. 30 dakika kadar olmuştu yolda ilerleyeli. bir binanın önünde durduk. gel benimle dedi. arkasından yürümeye başladım kurbanlık koyun gibi. ne var yani benim de kız gibmişliğim vardı neden kendini bu kadar üstün görüyordu?

    binanın alt kısmına girdik. depo gibi bir yerdi. içerisinde atölyeler olan bir binaydı. babam beni ustabaşıyla tanıştırdı. "eti senin kemiği benim" dedi. klişe yetmezliğinde ölecekti herifler. ustabaşı nasılsın yeğenim dedi. iyiyim abi dedim. gel bakalım elin nasırlansın biraz dedi. "abi merak etme az osbir çekmedim" dese miydim diye hala düşünüyorum. burası bir sayacıydı. saya ayakkabının deri kısmıdır. gerçi ben de pek anlamıyorum ya. saat sabahın 8 iydi ve iş başı yapılmış haldeydi. etraf ölü balıklar gibi duran insanlarla çevriliydi. bir korku aldı bedenimi. hüzün kapladı düşüncelerimi. ilk kez lise bile güzel göründü gözüme. hem güzel kalçalı güzel göğüslü kızlar vardı. burada göbekli kıllı herif doluydu. önüme tabanları verdiler. tabanalr iplerle yanyana dizililerdi. o ipleri kesmem istendi. başladım kesmeye. saate baktım 3 dakika geçmişti. etrafta kimse olmasa eminim hüngür hüngür ağlardım. dıbınakoyayım kapitalizm.
    ···
  15. 40.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s0USAMR7W7I0

    işte zaman akmıyordu neredeyse. tabanları tekliyordum yenileri geliyordu, tekliyordum yenileri geliyordu. oturduğum yerin tam karşısında saat vardı. özellikle bakmamaya çalışıyordum saate ama hep gözüm kayıyordu. bir süre saate hiç bakmadım. ardından bir anda sevinçle artık yarın olmuştur diyerek saate baktım. 8.30 du. o an yemin ederim gözlerim doldu. geçmiyor mu lan bu zaman diyordum. sayacı da herkes büyükçe bir masanın etrafında otururdu. yan yanaydınız yani. bir anda konuşmaya başlardı herifler:
    -yauv abicim sen o ciğeri hiç elazığ da yedin mi?
    +yok abi yemedim.
    -yav yok böyle bir şey.

    herifler yemek programı çeviriyorlardı. ardından futbol, siyaset. yanımda bir adam durmadan beni konuşturmaya çalışıyordu:
    -ee genç var mı manita durumları?
    +yok abi.
    -niye yok oğlum. bu yaşta vericen odunu.
    +hehe haklısın abi.
    -tabi haklıyım lan. hiç gibmedin mi?
    (bakınbeyler, bazılarınız bu konuşmaları abarttığımı sanabilir. ama size yemin ederim abartmıyorum tam tersine hafifleştiriyorum. bu tip yerlere çalışanlar ne demek istediğimi anlarlar)
    +yok abi hiç yapmadım.

    ardından radyoyu açtılar. işte bu kısım benim en nefret ettiğimdi. arabesk ve türkü dinliyorduk. eğer başbakan falan olsam direk bu işyerlerinde müzik dinlemeyi yasaklarım. dinlemek isterlerse illa it’s my life, tuttu frutti ismail, we will rock you, frantic tarzı şarkılar dinleyebilirler. moral falan kalmıyordu adamda. sonra saate baktım 8.45. zaman ve gerçeklik kavrdıbının dıbına koyayım.
    ···
  16. 41.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s0JbeOkUgPHy

    tabanları tekledikten sonra usatabaşı “gel koçum ciddi bir şey yap” dedi. tabanları teklemeyi bu kadar hafife alması sinirimi bozdu. yani ben onları teklemesem bütün iş aksardı bana göre. ben kilit oyuncuydum. diğerlerinin ne yaptığını giblemiyordum.

    ustabaşının yanına gittim. sayayı bir bütün haline getirmeden önce sittin tane parçası vardır. o parçaları diğer bir parçaya yapıştırırsınız dikersiniz ardından yine birkaç işlemden geçer.
    ustabaşı sandalyemin yanına geldi. ve ne yapmam gerektiğini gösterdi. solüsyon denen bir yapıştırıcı var. bu yapıştırıcıyı süngerle ıslatıp o solüsyonu belli parçaları yapıştırmak için sürüyorsunuz. bana bunu öyle bir anlatıyordu ki dedim herhalde bunu yapmazsam dünya yok olacak:
    - bak koçum bu iş çok önemli. sakın berbat etme parçaları. gösterdiğim yerin dışına taşırma. tamam mı?
    +tamam .
    -daha yüksek.
    +tamam.
    -bağırlan bağır sesin çıksın.
    +tamam huur tamam gibtir git lan . real: tamaaaaaaam abiiii.
    ···
  17. 42.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s1k2wThB26vh

    bu tip işleri yapa yapa saat 1 i buldu. saat 1 i bulana kadar bir çok siyasi konu tartışılmış , her türlü futbolcu her türlü türk takımına getirilmişti.

    öğlen arasında yemek yerdiniz veya ne yapmak isterseniz. dedim an bu an kaçayım. ama çalışan muallaklerden biri yanımdan ayrılmıyor. “sayacılık yetenek ister. herkes sayacı olamaz.” bir anda bütün sokak her türk sayacı doğar diye başlasaydı keşke. herif yaptığı işi çok fazla önemsiyordu. alt tarafı ayağımızın altında olacak değer vermediğimiz bir şey üretiliyordu.

    babam 10 lira vermişti. sanırım yemek yemem falan için. bir büfeye girip tost aldım. yanına da bir sprite. büfeci de susmuyordu. galiba biri bu civarda ki adamların yanına gelip “susan huur çocuğudur” demiş. yoksa herkes bu kadar çok konuşamazdı imkan yoktu.

    tostu yedikten sonra dönmem için iş yerine 10 dakika vardı. yolda ki banklardan birine oturup etrafa baktım. yoldan geçen güzel kızlar vardı. 10 dakikayı onlarla değerlendirebilirdim. yapmadım ama. kendimi çok bitkin hissediyordum. sonra uzaktan biri bağırdı “geeeenç gel işbaşı”
    neden bana miras bırakan bir akrabam yoktu ki.
    ···
  18. 43.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s1jJHSSXZUAR

    tekrar işe girdik. yine bana söylenenleri yaptım. sayacının sahibi geldi kahkaha atarak. ustabaşına iddia kuponunu gösteriyordu. herif 900 lira tutturmuştu söylenene göre. bende bir ara 10 tane falan kupon yapmışımdır. ama hiç tutturamadım. tek maçtan bile yatamadım. hep olduğu gibi bütün maçları yanlış tahmin ediyordum.

    akşam doğru saat 5 olduğunda vücudum buradan kaçalım diyordu bana. artık sahiden kafayı yiyecek konumdaydım. biri bana dokunsa ağlayacaktım. beni öldürseler sesim çıkmaz. ama bu tür şeylerden nefret ediyorum. köle gibiydim.

    artık saat 8 olmuştu. iyice afalladım ne zaman bitiyordu lan bu iş. allahım hayatımın sonuna kadar ayakkabı tabanı tekleyecektim. iş çıkışına yakın bunların muhabbet iyice manyaklaştı:
    -yav abi o karıynın göğüsler üfffff.
    +onda ne amcık vardır biliyor musun, soğan gibi yarmışlardır onu.
    -yanında ki karı nasıl dana anasını satayım.
    +onlarda da acayip amcık vardır öyle deme. bir keresinde öyle bir kadınlayım. yemin ederim göbeğini baldırlarını kaldırdım amı bulamıyorum.en sonunda iki elimle açtım oraya vurdum mala.
    (bu cümlelerin birazcık daha iğrencini düşünün)
    bu anda tuvalete gittim. konuşmanızı gibeyim dedim. ama tahrik olmadım desem yalan olur. bir attırsam mı diye kendim söylendim. ama yapmadım. tekrar geri döndüm çalışmaya.
    ···
  19. 44.
    0
    kayıt: http://vocaroo.com/i/s139QffQyJBD

    saat 9 da iş bitti. ustabaşı hadi koçum yarın görüşürüz diyince kanım çekildi. değil 1 gün bir saat daha gelemezdim buraya. dışarı çıktığımda 1 ay falan geçmiş gibiydi. çok tuhaf hissettim kendimi . ilk kez dünyayı görüyor gibiydim. ardından bu salakça düşüncelerin fazla üzerinde durmadan minibüs durağına gittim.

    minibüs durağında liseli bir çift vardı. aşkım lı maşkımlı konuşuyorlardı. tam üzerine kusmalıklardı. onları duymamaya çalıştım. neyse ki minibüste gelmişti.

    minibüsler bildiğimiz gibi. ayakta gittim doğal olarak. otobüs ve minibüslerde bu olay çok aptalca geliyor bana. yürümemek ve yorulmamak için bu araçlara biniyoruz. ama daha çok stres yaşayıp daha çok yoruluyoruz. herkes birbirinin kucağına oturabilmeli. bunları aşmalıyız artık.

    eve geldiğimde kişneyen bin yine oradaydı. galiba evdekiler benden ümidi kesince evlatlık almışlardı bunu. benden daha çok bizim evdeydi. yine bir kızla msnde konuşuyorlardı. kafayı soktum ikisinin arasından ekrana baktım. kız bunlara en son 25 dakika önce cevap vermişti.

    babam içeriden bana seslendi, yanına gittim:
    -nasıldı iş?
    +muhteşem. (biri neyi duymak istiyorsa benden tam tersini söylerim)
    -hadi ya. yarında oradasın yani?
    +memnuniyetle giderdim baba ama ödevim var.
    -bak sen.
    +yaa.
    -demek ödevin var?
    +öyle.
    -nasıl olsa uzaklaştırma aldın gerek yok ödeve falan yarın da gidiyorsun?

    cevap bile vermedim kendisine. ben bu herifin oğlu olmayabilirdim belki de. kendimi bu şekilde avuttum.

    sabah uyandığımda gördüğüm rüyalar beni daha da korkuttu. aynen şöyle bir rüya gördüm:
    yan yana 20 kadar çıplak kız dizilmişti. onlara büyük bir açlıkla yaklaşıyordum. ardından bir de baktım birbirlerine iple bağlıydılar. ve daha sonra arkadalarından ustabaşı çıktı. “oğlum tekle bunları” dedi. kızların iplerini tek tek kesip onları ayırdım. hayatımın en taktan anlarıydı.
    ···
  20. 45.
    0
    KAYIT: http://vocaroo.com/i/s1DkrFdeVHkO

    ertesi sabah uyanıp babamın arabasıyla tekrar işe gittim. atölyeye girince yine ağlamaklı oldum. içeride çalışanlardan biri vardı. "kahvaltı yaptın mı" dedi. hayır dedim ki aslında yapmıştım. istersen bir şey alıp ye daha var dedi. hemen dışarı çıktım. bulunduğum yeri biraz dolaştım. güzel bir yer değildi . biraz uzakta lise vardı. öğrenciler okullarına doğru gidiyordu. bazıları da tam ters yöne. hem işten kaçmak hem de biraz eğlence olsun diye yine bir kızın peşinde takıldım. sıradan bir kızdı. güzel denebilirdi. takip etmeye başladım onu.

    kız ormanlık bir alana girdi. çardaklardan birine oturdu. bende ona uzak olan başka bir çardakta oturdum. bir süre öylece durduk. ardından kalkıp yanına gittim. merhaba dedim.
    +merhaba.
    -birini mi bekliyorsun?
    +evet.
    -erkek mi?
    +evet.
    -ben gideyim o zaman.
    +yani.
    -yakışıklı biri mi?
    +az çok.
    -neden onunlasın o zaman.
    +motorgibleti var.
    keşke bir motorgibletim olsaydı. bu kızla burada yatardım. erkek arkadaşı gelmeden geri döndüm. iş saati de geçiyordu. ben de internet cafenin birine girdim. abimin dandik bir knight online çarı vardı. oyundan zerre anlamıyorum. ama bütün internet cafe onu oynuyordu. bende girdim oyuna. şu nova falan atan karakterdim. herkes bağırıyordu parti marti diye. ardından ben de karakterimi tenhaya zütürüp gizledim. kalabalığı sevmeyen bir karakterdi.
    ···