16 yasında rusla milli oluşun gerçek hikayesi

senelerden 1999... yaz ortasında antalya belekte bulunan alibey resort otelindeyiz... şimdi zütünüzü satsanız bir çay bile içemeyeceğiniz otel ilk senesini yaşıyordu ve geceliği bu günün parasıyla 150-175 arasındaydı... (şimdi 450-500 civarında amk)... (@2 şuan itabarıyla bin) şimdiki 25 yıllık samimi bir dostumla ergenliğin en cabbal ceval dönemindeyiz... mayıs ve haziran aylarında avşa adası ve ayvalıkta kız arkadaslarımızın yanında geçirdiğimiz abazan tatiller yetmemişti... bikinili kız arkadaslarımızla bütün gün sarılıp duruyorduk... gece bardan sonra sahilde ancak yiyişebiliyorduk... ne kadar uğrassakta bi türlü kara kutuyu açtıramıyoduk... sonuçta 16 yasındaki kızlar yiyişmenin dışında pek ileri gidemiyorlardı (korkak huurlar)... bizde ergenlikten gençliğe ilk adımımızı atmanın zamanın geldiğini anlamıştık... ve yaz tatilini rus cenneti antalyada abazanlığa veda ile bitirmeye karar verdik...

ets tur ile yapılan görüşmeler ve alibey resort ile anlaşması olmasından dolayı... ayrıyetten ekstra indirimler ve taksitlerle sonunda sımsıcak amlıların, taş gibi vucütların cenneti antalyaya ulaştık... daha önceki tatil deneyimlerimizden ilk yapılacak şeyin tatil köyünü tavaf ederek ne nerededir bilinmelidir mantığıyla öğlen ulaştığımız oteli 45 dakikada sahibi kadar ne nerede öğrendik... veee öğle yemeği için devasa olan açık büfe salonuna ulaştık... aman allahım olmaz böyle birşey... 4o derece sıcakta gezdikten sonra köpek gibi acıkan karınlarımızı doyurmak için girdiğimiz salon meğersem küçük rusyamış... 15 dakika kendimize gelemedik... otelin %70'i karı... bu %70'in %90'ı rus... bu %90'ın %70'i 17-19 yaş arası... hepsi açık büfe salonda ve bikinleriyle... bu sözlükte oarad olup yemeği düşünecek varsa amk...

neyse ufak bir affallama ve seri kesişmeler sonucunda yemeklermizi alıp masamıza oturduk... fakat yiyemiyoruz... arkadaş 200-300 kişilik yemek salonunda bir erkek olsun (garsonlar dışında)... bi üstü başı kapalı biri olsunda rahat rahat bi yemek yiyek amk... zaten havuz pilaj var orda bikinin üstünüde çıkartıyorsunuz... yav bırakında şurda aç karnımızı doyularım... neyse arkadaş biz tabağa bakmadan yemeşimizi 1 saat gibi uzun bir sürede yiyerek odamıza geçtik... mayoları giyip pilaj ve havuz sefamızı sürmek için sahile dogru yola koyulduk... gözlüklerimiz,iyi kötü fena olmayan vücut yapımız, boyumuz posumuz herşeyimiz ile şanslı olan bayan için en iyi görüntüleriyle ilk olarak havuzun başındaki snake bara kurulduk...

havuz başındaki o manazara herkesin görebileceği birşey değildi... havuzun etrafında şezlonglarında uyuyan, kremlenen,sohbet eden, yiyen,içen, güneşlenen,üstünü çıkaran,bu kadar yeter diyip kapatan, müzikle dans eden,su topu aynayan ve bayanların ciksi görünmek uğruna yapabileceği bilimum uğraşla ilgili ne yapılıyorsa yapan 100'lerce rus güzeli... ya arkadaş yok böyle bişey... neyse seri içtiğimiz buz gibi biralarımızın ardından birde plajın havasını kooklamak için oraya yöneldik... keza plajın havası havuzdan farklı değildi... bizde ilk günümüzün gündüzünü plajda geçirmeye karar verdik...

40 derece sıçağın altında 2. buz gibi biralarımızıda yudumlarken etrafımızdaki en yakın 4 şezlongta orta kalite güzellikteki rus bayanların bronzlaşmaya başlayan vucutlarını hafif süzerek planlarımızı yapmaya başladık... eğer antalyada anlattığım bu şekilde bir otele gidiyorsanız gibtiğiniz karıyı bir daha gibmemelisiniz... skor yapmalısınız... farka gitmelisiniz... bizde bu mantık çerçevesinde 1 haftalık tatil boyunca 3 rakdıbını kendimize uygun bulduk... 3 farklı rus ile birlikte olmak o zamanlarda 100$ klişe lafıyla (rus huur için olan minimum fiyat) birlikte bir ergen için biraz uçuk olabilir... ama yinede hedef koymak iyidir... sağımız solumuz iyi güzelde yinede istediğimiz bebek yüzlü saırışın renkli gözlü taş gibi hatun tabirine uyacak güzellikleri göremedik... neyse plajda 45 dk-1 saat takıldıktan sonra eğlencenin biraz daha iyi olduğu ve ilk izlenimlerimize göre daha çıtır tabir edilen rusların bulundğu havuz kenarına geçmeye karar verdik...

dıbınakoycam ama heaaa... yazımdan dolayı yada ifadeden kaynaklanan yanlışlıklar yada bozukluklardan amma çok boş konuşan var isteyen dinler istemeyen gibtir olur gider... zorlama yok bizde isteyene amk.

havuz kenarı daha bi güzeldi... müziğin ve içkinin etkisiyle hareketlenen kızlar kendilerini daha ciksi bi şekilde ön plana çıkarıyolardı... 3. biralarımızı yuvarlarken havuzun kenarında bize doğru bakıp gülen kızları görmek (artık yakışıklımı geldik şebek gibimi geldik bilemem ama) insanın egosunu okşamıyor değil... neyse bir anda güzelim müziğin ortasında amk animatör bin aptal aptal anons yapmak için araya girdi... tabi bu aptal girişi bizim gibi 2 ergen abazanın rüya gibi bir tatil geçirmesine sebep olacagından haberi yoktu... su topu oynalıcagını kazanan takımın akşam animasyon gösterilerinde ufak bir kupayla ödüllendirileceğini 15 dakika içinde herkesin havuz başında toplanmasını filan istedi... bizde atraksyon olsun ve kendimizi göstermek için en iyi yolun bu olduğuna karar verip isimlerimzi yazdırdık... acaba kimler katılır amk. ayıları önümüze çıkarda giberlerse bütün karizma yerle bir olur diye düşünürken yine o güzelim müziğin arasına daldı amk animatörü ve eveeet şimdi geldi günün en güzel maçına diyince işte dedik şimdi coşma vakti gelmiştir.

biraz bekleyelim dedik eğer ayı gibi herifler filan gelirse hiç bulaşmayız girmeyiz diye ama aman allahım o nasıl bir karşı takımdır... yani şöyle arada geçen zamanda acaba hangi hatunların gideri var dediysek çoğu gelmiş... geriye kalanlarsa havuzun etrafında izlemek için toplanmaya başlamışlar... bizde öyle bişeylere ayı gibi saldırmamak böyle relax hareket ederek güzel bir balıklama atlayışla havuza girdik... dip not düşeyim 2.5 sene yüzücülük ve 2.5 sene su topu oynadığım için nerde olursa olsun havuza veya denize atlarken yada yüzerken baktırırım kendime... neyse animatör takımları ayırmaya başladı bizim takımda ben arkadasım bir çift ve 2 kız daha var... karşı takım 4 kız 2 erkek... veeee işte o güzellik karşımda... bu zamana kadar saışın takıntım olmasına rağmen hep esmerler denk geldi... hangi sarışına biraz yeltensem şimdiye kadar sonu hep hüsran olmuştur... hangi esmeri istemesem de hep benim olmuştur...

ya arkadaş o orjinal sarı saçlarımı, masmavi deniz gözlerimi, dolgun ama abartı olmayan göğüslerimi, türk kadınlarından sonra maken gibi kalçalarımı yaaaa anlatamam yok böyle bişey... neyse bi baktık karşı takım böyle bi toplandı (yuvarlak klagib yemin etme şeklini aldılar) hepsi rus oldukları herhalde taktik yapıcaklar akılları sıra... bizim takımdaki 2 kız rus diğer çiftte alman... biz bi baktık bizim takıma dil'de yok zaten arkadşımla ikimiz dedik arada pas veririz ama goller bize ait olsun... neyse maç başladı ben tabi bizim kız nerede ben orada... ilk başlarda pek takmaz tavırlarda al gülüm ver gülüm paslaşıyoruz... bi arkadasım bi ben kaleyi arada yokluyoruz... derken baktık karşı takım her attığı golde bağrıyo çagrıyo bi hırs bi azim sanırsın gs-fb maçı amk... izleyenlerde bunların attığı her golde bi bağrış bi çağrış... vay dedik amk noluyo...

neyse bi başlarsın arkadşla ikimiz artık kimseye pas vermiyoruz... ben ona o bana hooop güm... neyse ufak ufak taraftar desteğinide arkamıza aldık... bi baktım benim yazdığım kız bi hırs hırs her karrşı karşıya geldiğimizde önümde hopluyo zıplıyo filan... ben orada tabi o vücut hatlarına bu abazanlıkla neler yapabileceğimi düşünüyorum... neyse bi kaç yalandan top kaybetme bi kaç şık hareketle paslar derken baktım artık uzakta duran kız top bendeyken baya bi yakınlaşıyo... kolumdan tutmalar filan... bende hiç istifimi bozmuyorum... top ondayken sadece ellerimi iki yana açıp gözlerinin içine bakıyorum... neyse animatör son 2 gol dedi atan galip olacak... bunu duyan havuz başındakilerde bi tezehurat bi bağrışş.. oooo havuz başı oldu tam curcuna...

olm adam gibi dinleyin şu aptal aptal yorum yapanlar yok otele almazlar yok nasıl konuştun... amk çocukları kendi yaşadığımı siz daha iyimi biliceksiniz... inanmıyosan okuma bin... anlatıyoz işte...

benim kız başladı artık iyice sarmaş dolaş olmaya... top bendeyken sırtıma dahil atlıyodu... tabi biz bozmuyoruz kendimizi en çok o topu başkasına atarken kollar temasta oluyo... neyse biz kızlarla haşır neşir olurken birazs eğlence biraz spor hırsı bizim takımdakilerde boş değildi allahtan biz çakı verdik bunlara... işte animatör isimlerimizi tek tek anons etti... kazan takımı tebrik edelim alkışlar bağrış çağrış derken... bizde çok dil yok ama iyi kötü anlaşıp kendimizi ifade edebilecek düzeydeyiz... karşılıklı tebrik filan derken ben benim kıza yorulduğumuzdan dolayı içecek bişeyler ısmarlamayı teklif ettim... oda biraz isteksiz ama herhalde yorgunluğundan dolayı kabul etti... şezlonglarının havuzun ucunda olduğunu kız arkadşıyla bizi orada bekleyeceğini söyledi... arkadaşı onlarla gönderdimki olası bi satışla karşı karşıya kalmayalım... bende uçarcasına bir hızla o yorgunlukta (bir amın neler yaptırabileceğini işte o an öğrendim) snack bardan kaptım biraları ve gittim yanlarına...

neyse soluklanıyoruz fix cümleler where r u from,how old r u filan... arkadaş benden daha iyi ingilizde biliyordu klişeleri ben kaynaşma sorularını o soruyordu... işte kız rusyadan gelmiş... üniversite 1. sınıftaymış... hukuk okuyormuş... türkiyeye ilk gelişiymiş... falan filan aslında buraları baya güzel ama yavaş yazdığım için uzatamıyorum... neyse 1 saate yakın on numara güzel kızları sıkmadan muhabbettmizi çevirdik... akşam buluşmanın sözünü ve telefonlarıda karşılıklı olarak alıp verdikten sonra odalarımızın yolunu tutuk... tabi arkadaşla hemen neler yapılabiir?... gibiş olursa kim nerde kalır?... ikinci oda fiyatı nedir?... biri verir öteki vermesse darılmaca kırılmaca yok gibilerinden makaramızı yaptık... akşam yemeğine kadar duş, dinlenme ve conti halimizi alıp akşam yemeğine doğru yola koyulduk...

akşamıda ayrı bir yer arkadaş ben böyle bişey görmedim... bir tane devasa açık büfesi var 3 tane alakart restarount... yani yemek yiyememe aç kalma yannantan tüyden gibi zırvalıkları böyle biyerde yaşamassınız... neyse biz dedik akşam yemeğinde hiç kızları peşimize takmayalım rahat rahat yemeklerimizi yiyip karnımızı doyuralım zaten sonra animasyon gösterileri ve gece kulübünde takılırız... yemeklerimizi aldık yedik bir güzel birazda demlendikten arkadaşla kızları aramanın vakti gelmiştir dedik... onlarda yemeklerini bitirmişler ve animasyon gösterisinin olacağı yere geliyorlarmış... vay vay vaaay vaaayyy arkadaş sabah başka güzel oluyorlar akşamı başka... simsiyah tek parça mini bir elbise, topuklu ayakkabılar, saçlar at kuyruğu ve hayatım botunca unutamayacağım ve ruslarla özdeştirdiğim o koku gucci rush (daha sonra bir kız arkadasımın kokusuydu ondan öğrendim ama ciks kokuyor yaaaa)... ben bunu bir gördüm ammı lan o diye bir panda varya aynen onun gibiydim... işte hoş beş yaptıktan sonra geçtik masamıza oturduk... allahtan anfi tarzı değildi animasyon gösterisinin yapılacagı yer masa sandalyeli şık bi yer yapmışlar... biraz sabahki muhabbetlerin devamı erken can alıcı soru geldi kızdan kız arkadasın varmı? diye ... evet var amk ama gibeşemiyoruz o yüzden senin bu gece!!... böyle saçma soru soran kızlara uyuz oluyorum amk vereceğin varsa başka şekilde ifade etme yolları var yada açık açık söyle amk ne dolambaclı yolu seçiyosun... tabikide hayır diyerek devam ettik muhabbete...

amk çocukları ulan iananmıyorsanız okumayın diyorum hala mal mal konuşuyolar... ulan anlatıyoruz işte dinlemek istemiyosan gibtirip gidersin... bide bulandırıyosun suyu... amk sallayan diyen binleri kapatın bilgisayarınızı yatın uyuyun gibtirtmeyin daltaşşağınızı...

neyse bi baktık animatörün teki çıktı sahneye... sabah su topu kazanan takımı sahneye davet ediyoruz dedi ve başladı takımdakilerin isimlerini saymaya... biz arkadaşla birbirimize baktık ve dedik işte bittiğimiz an... bu ne demek arkadas sanki milli takım maçı ne kupası ne sahnesi... neyse kızlarda haha, hihi,hadi hadi gidin filan... bizde e ne yapalım hadi panpa gidelim dedik... çıktık sahneye alkışlar ıslıklar... ulan giblenmemeyi beklerken bide böyle karşılanınca iyice zütümüz havalandı... öyle bi çostukki kupayı falan havaya kaldırıyoruz işte... döndük masaya bi kahkalar bi makara... kız gülerken elini omuzuma koyuyo... işte bi espriler filan... içkilerimzide yuvarlıyoruz ufaktan... gece 11:00'i biraz geçiyo artık ve bomba cümle geldi kızlardan lets go disco ve artık ciksi sona doğru yaklaşıyoruz...

@85 @86 ne bilekliği lan ne damı olm şaşırdınızmı?... 1999'da daha ilk açıldığı sene malmısınız olm siz hahahahahaaaa... başka bi yerde söylemeyin gülerler amk... bileklik dediler dam dediler yaaa hahahahaaaaaaa... olm varya harbi şaşırmıssınız siz gece kulübü lan orası damsız almıyolar... şimdilerde bilmem nasıldır oraları ama bana öyle bişey desinler gibmişim resortunu amk... neyse zırmalamayın devam edicem...

abi diskonun oraya geldik... yani nasıl anlatıyım iyi kötü diskolar görmüşümdür ama tam bir eglence için yapılmış olan en güzellerinden biriydi benim için... amfiyi disko yapmış adamlar... sahne bütün gözlerin ortasında... valla muhteşemdi... geçtik barın oraya bi kaç tane daha votka içince zaten artık konuşma filan kalmadı kahkahalar filan... benimki bir anda tuttu beni elimden paldır küldür sahneye fırladık... ya sonuçta hiçbi erkek öyle güzel dans edmesde en azından karşındaki bıldırçına uyucaksın abi... önce karşılıklı olan dans sonra ellerin birleşmesiyle daha bi samimi halalmaya başladı... biraz daha içkiden sonra artık arkasından sarılıpmı dans etmiyoruzzz... önden dizimi bacaklarının arasına sokupmu dans etmiyoruz... ya vıcık vıcık terlemiş halde 1.5-2 saat her türlü yakın temasın en üst düzeyde olacagı şekilde dans ettik... neyse arada soluklanıyoruz içkiler tokuşturuluyor... bizim arkadasınki ona sormuş siz aynı odadamı kalıyorsunuz diye.. arkadasta evet demiş... geldi bana sordu napıcaz diye... giberim her türlü du bakalım hele bi yollanalımda bakarız dedim... neyse gece 2:30 civarı slow müzik çalmaya başladı... tabi artık kucaklaşmayı geçer bir şekilde dans filan ettik... tabi mal dj türkçe slow çalınca 30dk.-45dk. gibi bi sürede disko boşaldı... ve artık odaya doğru yol alabiliriz...

@92 yalanını gibiyim... bize kredi kartı gibi bişey verdiler bileklik filan yoktu... oo000oooo... sen tamamsın birader gibtir yalancı köpek seni... kaybol lan!

hiç unutmam yaşar'ın giden dönmüyor çalan olmuyor kapımı... diye bi şarkısı vardı..amk o kadar içmiştikki kucaklarımın arasındaki sarışın bombayı unutup eski bi kız arkadasıma hüzünlenmiştim... vay amk... neyse abi artık müzikte bayagı kısılmıstı... artık noktayı koyma vakti... volkanı patlatma zamanı gelmişti... ama son bi bomba patlamalıydı... arkadasinki cümle içinde together ve sex kelimelerini kullanarak ona bişey söylemiş... bizimkide bir an zannetmişki grup yapıcaz... bana döndü ulan bunlar together mugether bişeyler diyo giberim böyle işi ben yapmam filan diyo... olm dedim anlamadıysan bi daha sor zütünden element uydurma amk... meğer siz birlikte kalıyosanız biriniz bize gelsin, bizden biride size gelsin demiş... aklını gibtiğim... sonra bana dioki heeaaa olm bak gördünmü kızlarda bizi düşünüyomuş akşam bişey olursa nasıl yapıcaz diye... yaw gül gül öldük amk... kızlar bişey anlamıyo ama içkinin tesiriyle onlarda bi kahkaha bi kahkaha yerlere yattık amk... neyse onların odası bizimkinden önceydi... arkadasınki dediki ona 'sen bize gelbu döndü banaolm gel diyo lan''... iyi oldu deplasmana gitmesi... neyse ordada bi makara ugurladık onları... artık odamıza doğru her köşe başında birbirimizin dudaklarına sıkıca yapışarak... sabırsızca ilerledik...