15 yaşındayken komşumuzla ben

ertesi gün annem uyandırdı oğlum kalk okula geç kaldın servisi kaçırdın dedi. hemen yatak tan fırlayıp uçarak işedim sonra üstümü değiştirip koştum otobüs durağına koşarken düşündüm ulan bu dıbına koyduğumun servisini kaçıncı kez kaçırıyorum yeter lan artık servisten çıkacam diye düşünüyorken otobüse bindim.not mersindekiler bilir mes koop diye bir otobüs var ne zaman binerseniz binin her zaman dopdoludur ve herkes zützüte gider. neyse zor bela binebildim meskoopa ve ayakta okula gitmeyi bekliyordum baktım yarım saatim kalmış bende artık 3,5 atmaya başlamıştım. çünkü okula yetişemezsem geç kağıdı almak zorunda kalırdım geç kağıdı almaya gidince de o oruspu çocuğu müdür yardımcısı yine 2 ssat kafamı gibecekti bende o yüzden 3,5 atıyordum. durağın orda indim okula koştum. 2-3 dakikam vardı koşmaktan dalak böbrek ciğer dal daşşak hiçbirşey kalmamıştı bende ama sırf o bin müdür yardımcısıyla karşılaşmamak için uçarak gidiyordum. sonunda karşımda okulu gördüm saate baktım tam zamanıydı okulun binler içeri giriyordu bende hemen aralarına karıştım zaten ilk ders edebiyattı. edebiyatçı kaltak her zaman geç gelirdi. o yüzden bende rahat rahat çıkmaya başladım merdivenleri sınıfa geldim sınıfın kezbanları sıraların üstünde oturmuş birbirlerine heyecanla birşeyler zırvalıyorlardı hemen çantamı bıraktım. aşağıya indim merdivenlerden inerken metin diye bir arkadaşımı gördüm kendisi eni boyundan geniş suratı kıl yumağı olan bir canlıydı. dikkat ederseniz canlıydı dedim insan demedim. kendisine selam verdikten sonra celali gördüm celal lisedeki tek arkadaşımdı diğerleriyle merhaba merhabaydı. onunla daha samimiydik çünkü geçen sene ve ondan önceki sene onunla aynı sınıftaydım. neyse bu ipneyle konuşa konuşa sınıfa gidiyorduk baktık sınıfın kapısı kapalı.aha sıçtık hoca girmiş dedim ben oda koşuyordu bende onu takip ettim sonradan anladık ki sınıfın binleri kapatmış kapıyı. içeri girdi bu da neyse işte bizde bununla konuşurken yanımıza metin geldi ooo celal sen ne zaman geldin lan dedi.biz konuşurken içeri boya küpünden daha yeni çıkmış oruspu edebiyatçımız girdi. herkes ayağa kalktı bende kalktım. daha sonra başladılar bizim sınıftakiler dırdır etmeye karıda kitabını karıştırıyordu. bende celale telefonundan bluetoothu açmasını söyledim. evet biz fakir birer bin olduğumuz için bluetoothla mesajlaşırdık neyse biz öyle zaman öldürürken ders bitti. tenefüse çıktık. bizim başka bir arkadaşımız daha vardı. adı hüseyindi ipne herzaman zenci ferresi izleyip azardı.not:zenci kadın ferresi. neyse zaten buna o ferreları bulan de bendim bu ipneye indirip hafıza kartımı kiralardım buda ertesi gün getirirdi hafıza kartını neyse işte bende bu ipneyle konuşmaya başladım bunu betimlemek gerekirse her yeri sivilcelerle dolu kafası dağa benzeyen karayüzlü tipik bir kürttü. neyse hüseyin ben celal ve metin olmak üzere 10 kişi merdivenlerden inip bahçeye çıktık.not:10 kişi diyorum çünkü metin 7 kişi yerine geçiyor. hepimiz gittik bahçede kamelyaya oturduk konuşuyorduk demeye kalmadan kaçıncı sınıf olduklarını bilmediğim ama bizden büyük olan 3 kişi geldi gençler kalksanıza biz oturacazdediler kalktık bizde banka geçtik o sırada önümüzden karşı sınıfta okuyan sarışın büşra adında bir kız geçti.biz buu kıza aramızda ggdiyorduk açılımı güzel zütlüydü. çünkü bu kızda bir züt vardı tayt giydiğinde okuldaki abaza binleri fareli köyün kavalcısı gibi peşine takardı kaltak neyse biz bunu izlerken zil çaldı bizde bunun zütünü izlemek için arkasından bunu takip ediyorduk.