-
9.
+6Karakoldaki askerlerin de çoğu onların adamıymış. Onlar önceden pkknın baskın yapacağı haberini alınca belirli askerleri alıp karakolu terk etmişler. Yolda da baskın yedik ayağına haberi olmayan askerleri alıp kendi adamlarını serbest bırakmışlar.
Bize işkence ederlerken yaşlı teröristin telsizinden bir anons geldi. "Başkanım! Tece askeri sizin oraya baskın düzenleyecektir ha. Aranızda köstebek vardır. Hemen oradan çıkın köstebeği tespit ederseniz de öldürün."
Hemen alelacele dışarı çıktılar. Korktukları her hallerinden belliydi. Sesleri gittikçe uzaklaşıyordu. Bir süre sonra ise sesleri tamamen kesildi. Biz hala ipler ile yukarıda asılı duruyorduk. O sırada yapılan işkencenin verdiği acı ile gözlerim kararmaya başlamıştı.
Bir süre sonra bir adamın içeri dalması ile irkildik. Bu adam tıpkı teröristler gibi giyinmiş, sakallı boynunda yeşil bir atkı benzeri bir şey olan biriydi. Sağ cebinden çıkardığı bıçak ile ayaklarımızdaki ipleri kesti bizi aşağıya indirdi. Kim olduğunu sorduk, "Kim olduğumun önemi yok. Önemli olan buradan kaçmanız. Eğer geç kalırsak bu bizim sonumuz olur" diye karşılık verdi. -
-
1.
0Yeşil reyiiiz boynuma dola
-
1.
-
8.
0Allahu akbaaaaar
-
7.
+2Bir süre sonra yanında şişman, kısa boylu ve suratındaki yaralar yüzünden aşırı şekilde itici bir adamla geri döndü. Artık pislikten beyaz saçları kahverengiye dönmüş bu adam önce yanımıza yaklaştı ve sinirli bir ses tonuyla bir şeyler söyledi.
Ne dediğini anlamıyordum. Tekrar bağırdı. "Ne dediğini anlamıyorum." demek istedim. Ancak bu sefer daha da sinirli ve yüksek bir sesle "Öğreticem sana pis tece askeri" dedi. Söyledikten sonra kenarda duran sopayla vurmaya başladı.
Hiç durmadan, acımadan vurdu. O vurdukça kemiklerimin çatırdadığını duyuyordum. O acıyı iliklerime kadar hissediyordum.
O gün bize türlü işkenceler yaptılar. Aklınızın alamayacağı şeylerdi bu işkenceler. Öyle elektrikli sandalye gibi sıradan işkenceler değil.
Neden yaptıklarını bilmiyorduk. Ne bir şey öğrenmek için ne de konuşturmak için. Sadece işkence yaptılar. "Ne öğrenmek istiyorsunuz?" diye bağırdı Rezzak. Yaşlı adam ise "Bir şey öğrenmek istemiyoruz. Zaten her şeyi biliyoruz" diye karşılık verdi. "Size pkkya bulaşmak neymiş göstericez" diye de ekledi.
Meğer bunlar bizim yapacağımız operasyonları, baskınları önceden haber alıyormuş. Bastığımız mağaraların boş olmasını sebebi buymuş. -
6.
+2Ramazan ayağa kalktı. O klagib sözü söylemeye yeltendi. Bağıra bağıra söylemek istedi. Tam başladı "Bir Ölür B... " daha sözün yarısına bile gelemeden kafasına yediği kurşun ile yere yığıldı. Yerler Al Bayrağımın rengine bulandı. Hani derler ya o Al bayrağa rengini veren şey Şehitlerin kanıdır diye. işte o kan. Dostumun kanı da artık Al Bayrağımın kırmızısına karışmıştı.
3 kişi kaldık. Çok istedik bu şerefsizlere karşı savaşmayı, her bir mermide 1 teröristi kafadan vurmayı. Ama vuramadık. Silahımız dahi yoktu. Koğuştan dışarı çıkamıyorduk.
Aniden kapı kırıldı ve sayılarını tam göremediğim ancak 10'dan fazla sayıda terörist içeri daldı. Ellerinde Ak-47'lerle. Kafamıza vura vura bayılttılar. Hani derler ya Türk Askeri kahramandır, cesurdur diye. işte biz orada kahraman veya cesur olamadık.
Kendimize geldiğimizde bir mağaradaydık. Yukarıdan sarkan bir ip ile bacaklarımızdan bağlı bir haldeydik. Altımızda variller vardı. içleri pislikten ve çamurdan kahverengiye dönüşmüş sularla dolydu.
Başımızda bekleyen terörist hareketlendi ve sanırım kendimize geldiğimizi haber vermek için dışarı çıktı -
5.
+4O gece 2 arkadaşım gözlerimin önünde öldü. Daha Abuzettin'in şaşkınlığını üzerinden atamamışken, bir diğer devrem, dostum gibi bildiğim Cabbar... Gözlerimin önünde paramparça oldu. Her yer kan ve Cabbar'ın iç organlarıyla kırmızıya boyandı.
Karşılık vermek için silah aradık. Yoktu. Yine birbirimize bakakaldık. 6 kişiden sadece 4 kişi kaldık. Peki neredeydi bu karakoldaki komutanlar, askerler? Büyük bir oyun döndüğü kesindi. Pencereden bakmak için kafamı tam uzattım. Uzattığım anda kulağımı kesip geçen, o bıçak gibi keskin merminin etkisiyle kendimi yerde buldum.
Kendime geldiğimde Ramazan masadaki telsize ulaşmaya çalışıyordu. Sürüne sürüne gitti telsize elini attı ve tek bir hamlede masadan aşağıya, çekti. Telsizi kullanmayı denedik. Çalışmadı. Tekrar tekrar denedik. Ancak bizi duyan hiç kimse yoktu. Neden herkes gitti? Bizi neden bıraktılar?
Sesler daha da yükseldi. Bu sefer bir patlama sesi geldi. Artık karakola girmişlerdi. Eski saldırılardaki gibi değildi bu. 3-5 kişi değil, bir ordu gibi gelmişlerdi. -
4.
0kurşun geçirmez cam yok muydu diyeceğim ama çok mu abartı olur?
-
3.
+2 -12ananı karakolda sjktjm
-
-
1.
0Oç anancı
-
1.
-
2.
0Rezerved
-
1.
+24 -3Bu resmi kaynaklarda olmayan ancak benim bizzat yaşadığım karakol baskınıydı.
15 Haziran gecesi karakolda ben ve 5 devrem (Cabbar, Rezzak, Gaffur, Ramazan ve Abuzettin) dışında kimse yoktu. Komutanlar yok diye kurduk masayı pişti oynuyoruz. Abuzettin de kapıdan bakıyor gelen giden olursa haber verecek. Her neyse saat olmuş 02:31 bir silah sesiyle irkildik.
Abuzettin, dışarı bakmak için pencereye yanaştı. Perdeyi hafif araladı. Gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Seslendim Abuzettin. diye. Duymadı. Tekrar seslendim. irkildi kafasını bana çevirdi. Çevirmesiyle kafasından vurulması bir oldu.
Biz o şaşkınlıkla ne yapacağımızı bilemedik. Hemen duvarların dibine çömdük. Şaşkınlıktan birbirimize bakıyorduk. Silah sesleri ve konuşmalar daha da yaklaşmaya başladı. Konuşmalardan anlamakta güçlük çekiyordum. Çünkü Türkçe değildi.
O zaman anladım saldırı yapanın pkk olduğunu. Hep derlerdi bu karakola çok baskın olur diye. Ancak bilemedik bize denk geleceğini. Gelsinler 2-3 sıkar indiririz hepsini diyorduk. indiremedik.
Biz hala şaşkın halde birbirimize bakarken, gözlerimizin önünde camın kırılmasıyla içeri 2 tane el bombası girdi. Cabbar, süpermen edasıyla bombaların üzerine atıldı. ilk bombayı tuttuğu gibi camdan geri fırlattı. Tam 2. bombaya yöneldi. Tam bombayı eline aldı atacakken elinde patlayıverdi.