Kıza yazdığım mesajların ardı arkası kesilmiyordu. Ama o kızlarla takılıyordu ben ise erkeklerle yani arkadaş grubumuz farklıydı. Ben sürekli taşşak kokulu elemanlarla eğlenirken o parfüm süren arkadaşları ile dolaşıyordu. Kızın burcu KOÇ. Büyük harfle yazıyorum ki iyice anlayın. Boru değil amk. Burçlar ne kadar gerçek bilemem ama bu kız ya da benle ilgili ne diyorsa doğru. Ben AKREP burcuyum. ikimizde inatçıyız. Ben hayır dersem o evet der öyle söyleyeyim. Ha bakın bide 3 nisan bu kızın doğum günü. Bizim sınıf doğum günlerini özel günleri kaçırmaz. Her zaman kutlarız. En kötü günde bile 2 pasta keseriz şu uzun pastalardan. Öğrenci işi işte. Kızın doğum gününde bir şey alamadım. Çok ani oldu benim için. Ama bende en az Ferit kadar cimriyim. Gizliden para topluyoduk. Bizimkilerden fazla çıkmamış. Üzüldüm kız mutsuz olacak diye. Mahcup olacak diye. Zamanım olsa ona çok daha güzel şeyler yapardım. Zengin değiliz beyler çok ta fakir değiliz. Ama bu zamana kadar ailem hep en iyi şeyleri aldı. Borca bile girseler aldılar. Neyse. Cebimdeki tek param 20 tl yi direk verdim. En yakın arkadaşımın doğum gününe max 5 tl veren adamım o da bozuk olmadığı için. Ama 20 tlyi içimde en ufak bi acaba ? olmadan verdim. Yalapşaptanda olsa bir doğum günü kutladık. Utandı. Ama mutlu olması benide mutlu etti.

Bölüm notu : bu hikaye 1 sene önce yazıldı. Ona göre okuyun.
Seneye YGS LYS var çalışmam lazım onuda biliyorum. Bu yüzden ailem beni dershaneye yazdıracaktı. Bende hem kız FEM e gidiyor hem de babamda dindar ikna etmesi kolay olur diye orayı istedim. Dindar dershane ama piyasanın 2 katı amk. Tabi bizim burası küçük yer burda bizim pahalı dediğimiz paralar sizin oranın en ucuz dershanesinden bile ucuz. Neyse anneannemlerin de maddi desteği ile dershaneye yazdırdılar. Ben o sırada kızla arkadaşı sayesinde iletişimdeyim. Bizimkiler kızı biliyor ama kız bizimkileri bilmiyor. Aslında biliyor ama hiç konuşmamış. Tam bizimkiler kayıt yaptırmış kitapları almışlar gidecekler. Tuğçe merdivenlerden inmiş. Bizimkileri görünce kaçmış utana sıkıla yukarı. Bende duyunca mutlu oldum güldüm falan. Benim içinde iyi oldu. 3 senedir dershaneye gitmemiştim hatta 4 sene amk. Ortamı bile unutmuşum. Ama şunu fark ettim. Fetonun bile dershanesi olsa kimseyi sıkmıyorlar. Zorlama yok hiçbir şeyde. Hani taşşak geçiyoruz ya abilerle falan. Alakası yok amk. Hepsi pırlanta gibi insanlar.Ön yargılarınızı yıkın diye söylüyorum.Her neyse bende hazır yazıldık okul kapanmadan önceki son derse gideyim dedim dershanedeki. Tuğçe ile aynı sınıftaydık. Çok gergindim. Yeni çocuk olmak nasıl duygu bilirsiniz. Ve yine aynı şeyi giymişti beyler. Badi üstüne tül gibi tek kollu bi buluz.

Giysi konusunda çok sıkmışsın kızı falan diyeceksiniz biliyorum . Ama inanın bana seven insan değil öyle bir şey giymesini. Boğazlı kazakla görse niye vücuduna yapışıyor der yine kıskanır. Çünkü bu kardeşiniz onu bile yaptı amk. Şimdi burada kızın fiziğinden bahsedecek değilim. Ama göğsü falan belli oluyordu dar giyincede. Her neyse beyler ben sözünde durmayan insanlara bir daha şans vermem. Yani öyleydim. Direk silip atardım insanları. Ama öyle olmadı bunda. Giyme dediğimde tamam demişti. Ve ben o tek kelimeye çok inandım. Zaten zamanla verdiği sözleri tutmamaya başlayacaktı…
Tabii bu giysi mevzusu vs gibi şeyler için geçerli. Bu kızdan boynuz yemedim baştan söyleyeyim. Acıklı bir sonumuz oldu ama bu tarz bir son beklemeyin. O günün sonunda dershane çıkışı Ben tuğçe Şermin ve melek ilçenin en büyük parkına / çay bahçesine oturduk. Etrafı yeşil bitkilerle kapalıydı. Maksat kızı tanıdık görmesin. Amk sürü gibi yayılmışlar ilçeye. Kızla görülecez diye yan yana yürüyemiyorduk .En son otobüs durağı var köye giden. Oraya bırakmaya gittim. Ben duygusal biriyim. Öyle katıyım şöyleyim böyleyim ağlamam falan demiycem. Eşek gibi ağlarım. Kıza giyme demiştim falan dedim neden giydin dedim. Sustu demedi bişey. Gözlerim doldu benim. Kendimi böyle basit bir şeyde bile aldatılmış gibi hissediyordum. Çok tuhaftı. Bana ağlama seni seviyorum falan dedi. Bi yandan da yanında ki tanıdığına laf yetiştiriyordu. Benle çaktırmadan konuşuyordu duyan olmasın diye. Servisi gelince görüşürüz deyip yaşlı gözlerle kalkıp gittim.Şuan düşündüğümde kız gibi davrandığımı ve bu hareketlerin yanlış olduğunu anlıyorum.Ama o zamanlar hayatımın merkezinde sadece o vardı.O ve onun her hücresi. Bir kız için ilk kez göz yaşımı böyle döktüm. Çok gibik ve bu ne amk milletin matinasının üstünden mahalle geçiyor seninki bir şey mi dediğinizi duyar gibiyim. Ama bunlar benim gerçeklerim. Ve bu ilkler hep hayatımda yer edinecek.

Neyse burada kalalım beyler ben yatıyorum. Yarın başlık giblenmişse devdıbını atarım. Böyle kendi kendime okuyormuşum gibi geliyor amk.

ben gibliyom knk

Malum okullar aciliyor bilgisayari falan teslim ettim pedere bari sen devamini getir su hikayenin ve bitir sonunu gorelim, guzel gidiyor hikaye sallamasyon diyenler gotunuze kazik girsin hikayeyi bitirmeden gibtirip gitme sakin bugun 5. yarim kalmis hikaye goruyorum. Tum entrylere suku basiyorum ve buradayiz anlat 2 kisi bile olsa deger. Bende cok cektim bu kizlardan ayrilik konusunda birde senin derdini dinleyelim. Up up suku suku...

Up up up up up up up up reserved...

--spoiler--
Buralar cok degerlenir iki entrylik reklam firsatini kacirmayin!
--spoiler--

Varsa eger caps bekliyoruz bu arada tamam gibis yokta opusme koklasma olsada olur bak saat 03:59 telefondan kucucuk klavyeyle entry giriyorum okuyorum degerini bil devam et yarin.

Beyler takip eden varsa devam ediyorum

Evet beyler devam ediyorum.ilk göz yaşımı döktükten sonra farkettim. Yavaş yavaş bu kıza bağlanmaya başlamıştım. Elimde olmayan sebeplerden dolayı sadece bu kızı düşünüyordum. Ama hala onunla çıktığıma inanamıyordum. Çok garip bi duyguydu. Bi insan evladına bağlanmak ve kendi hayatının odak noktası olmasını sağlamak çok ama çok garip. Sadece onu düşünüyorsunuz ve sadece onunla olmak istiyorsunuz. Ulan anne babamla bile 1 saat oturup konuşmam. Ama günün her saati her dakikası yanımda olmasını ister oldum. Yani bu duygu zamanla daha da gelişecekti. Yine de yavaş yavaş ona bağlanmaya başladığımı hissettim. Ben insanlara güvenmem. Güvenimi hep boşa çıkardılar. Ama inanın ben bir insana ilk defa gözü kapalı güvendim. Dürüstlüğüne inandım. Dediğim gibi beni aldatmadı. Ama verilen en ufak bir sözün bile tutulmaması inanın o güveni zedeliyor. O kızı çok farklı gördüm . Sözlükte hikayeleri dolanan kaşarlar gibi değildi o kız. Değil “amk” falan demeyi “lan” bile demiyordu. Arada ağzından kaçınca kızıyordum hatta. Benim sevdiğim insan böyle konuşamaz diye. Çok kısıtladım beyler. Elimde değil ama inanın onu benim kadar seven biri olmayacak. Kalıbımı da basarım. Bende kimseyi onun kadar sevemeyeceğim.

Zaman ilerledikçe kendimi daha da kaptırmaya başladım. Aralardaki ufak tartışmalara deyinmiycem. Yoksa bu hikaye nerden baksanız 700-800 part olur. Ben yinede herşeyi detaylıca anlatıcam. Bi kızı sıkmanın o kızı kaybetmenize neden olacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Dediğim gibi ben burçlara inanmam ama bu kız koç burcuydu . Burçlar arasında en inatçısı amk. Hatta onun sözüne söz bile söylemenize kızar. Yani kendi dünyalarına müdahale edilmesine gelemezler . Ama şunu söyliyim onu kısıtladığım kadar kimseyi kısıtlamadım. Bu kadar olay ve kavga genel olarak giysi mevzusu yüzünden . Aranızda benle aynı fikri paylaşanlar olduğu gibi kıza karışmayan gevşeklerde var biliyorum. Kim ne derse desin onların dıbına koyim ben. Ben bu kızı öyle sevdim ki alayım bir odaya kapatayım yemeğini suyunu vereyim ve sadece ben göreyim onu. Size pgibopatça gelebilir. Ama benimle aynı duyguları yaşan arkadaşlar beni anlayacaklar. Ben buraya zütümden korku ya da ciks hikayesi de anlatabilirdim. Ama bunun yerine hayatımı anlatıyorum. Anlatmamın tek sebebi yazdıkça rahatlamam . O anları son bir kez hatırlayacağım. Unutmak daha kolay olacak diye düşünüyorum. Biraz bin olsam belki de böyle bir hikaye yazmama gerek kalmazdı. Küçük bir yerde yaşayıp kendi hayatınıda iyice sıradanlaştırınca siliniyorsunuz. Silik bir tip oluyorsunuz yani. Özgüvenim kendimce vardı . Ama etrafımda ki popiler gibi hiçbir zaman olamadım. Belkide olmak istemedim. Bilemiyorum .

Neyse aralarda böyle konuşmak istiyorum rahatlamak için. Ben devam edeyim. ilk çıkmaya başladığım zamanda sınavlar bitince biraz rahatladık ve arkadaşlar piknik olayı falan yapalım kafa dağıtırız dediler. O gün hava buz gibiydi. Benim ki altına tayt üstüne geniş yakalı vücuda yapışan bişey giymiş. Bu anım biraz eski , yani kıza karışmaya başlamadan biraz daha önce. Aklıma gelince anlatayım dedim. Kafanız karışmasın diye söylüyorum. Neyse piknikte millet çalı çırpı topluyo ateş yakıp mangal yapacaklar . Biz laylaylom geziyoruz .Herkes eşek gibi çalışıyor biz dağ bayırı geçiyoruz. Mekan çok güzeldi. Beçin Kalesi var bizim burda o mekana geldik. Buralı olanlar bilir. Hard mekan ifşası verdim . Ama artık burada yaşamadığım için bir sorun teşkil etmiyor. Dağ bayır. Papatyalarla dolu çimenlik bir mekan işte. Biz kızla yeniyiz. ilk başlarda ellerini bile tutamıyorum. Taş bir yer vardı ordan ilk ben geçtim . Sonra kızın geçmesine yardımcı oldum o ara elini tuttum. Bilirsiniz işte elinden tutup geçmesini sağladım. Benim tutmam bir taka yaramıyordu. ikimizde biliyorduk ama yine de elini tuttum. Fotoraf falan çektim o sıralar. Oda zorla. Beçin kalesinde yaşayan yaşlı aciz bir teyze vardı. Nine diyim daha doğrusu. Kadın doğrulamıyordu. Ben her ne kadar önceden vurdum duymazda olsam vicdanım her zaman her şeyden üstün olmuştur. Vicdanlı biriyim yani. Nineyi ziyaret ettik hem kaleyide gezdik. Gitmeye yakın tuğçe bizim yanımızda getirdiğimiz ama kullanmadığımız temiz suyu zütürelim dedi. Bende o merdivenleri ve yolu gitmeye üşendim. Trip yaptı iyi tamam hadi dedim. Hem gönlü olsun hem vidanım rahatlasın diye.

O yolu gidip merdivenleri çıktık. Teyzeye verdik suyu. Sonra geri döndük. Tuğçe öyle sevindi ki anlatamam. O gülünce , tiz sesini duydukça benim içim bir tuhaf oldu. Mutlu oldum. Benim oturduğum evden beçin kalesi yürüyerek ebesinin amında arabayla 30 dk sürüyor yayan siz düşünün. Sırf kız yürümek istedi diye onla o yolu yürüdüm. Ve bir gram yorulmadım . Eve gidince 1 saat sırf o günü düşünmüşümdür beyler. Neyse bu da anlatmayı unuttuğum bi anımdı. Bu da çıktı aradan. Devam edeyim kaldığım yerden. Okulların kapanmasına 1 hafta vardı. Kız o 1 hafta gelmedi. Arada konuştuk ama çok üzülüyordum. Kızın yüzünü görememek canımdan can alıyordu. Hala hissederim bu acıyı. Ama alışmayı öğreniyorsunuz. Neyse bu 1 hafta gelmeyeceğini söylediğinde çok kötü oldum kıza A4 kağıda 2 sayfa yazı yazdım içimden gelenleri. Ve onunda elinde bir kağıt vardı . O da yazmıştı. Ve dediklerimizin çoğu aynıydı. Düşünsenize siz ona sürpriz yapmak için yazıyorsunuz ve onunda aynısını yaptığınızı görüyorsunuz. Kader olabilir mi? inanır mısınız ? Ben inanmazdım. Ama bu fikrimde çok çabuk değişti . Sanki birbirimizden kopya çekmiştik yazarken. O kadar benziyordu kullandığım kelimeler , cümleler, konu herşey aynı gibiydi. Aynı metni yorumlamış farklı insanlardık sanki.

O gün oturmuştuk okulun bir bankında . O gün bir arkadaş başka okula gidecekti bu yüzden yine bir pasta kestik. Hatta çocuğun resmini bile bastırdık pastaya. Çok sevdiğimiz bir kardeşimizdi. O günden sonra Tuğçe 1 hafta yoktu. Ve onu sadece karne günü görecektim. Karne gününden sonra 3 aylık yaz tatili boyunca görüşemeyecektik. SMS dakika falan yapmam demişti. Ama yapacaktı. Zorda olsa yapacaktı. O gün gitmesine yakın oturduğumuz bankta konuştuk. Benim gözlerim dolmuştu. Bu anlattığım anların fotoğrafı kıza yazdıklarımın arşivleri vardı. Hatta kızın attığı o güzelim mesajlar bile. Ama hepsini sildim. Çünkü gördükçe unutmak zorlaşıyordu. Elimi tuttu o bankta. Ve bana gelecekteki güzel zamanlarımıza yaklaşıyoruz üzülme lütfen demişti. Demişti ama nafile beyler içim kan ağlıyordu. Hayatımın en ağlak dönemini geçiriyordum. ister istemez veda ettim kıza. Filmlerdeki gibi bir anımız oldu. Servise bıraktım yani yakına bir yere . Tanıdığı biri görmesin diye. Ben giderken perişandım. Ama tam giderken bekler misin geliyorum dedi. Çantasını servise koydu ve geldi. Yanımda durdu. Ben o ara bitiktim. Sanki temelli bir ayrılık gibiydi . O denli canım yanıyordu. Etrafına bakındı utangaç halleriyle. Ve bilir misiniz en çok o hallerine aşık oldum ben bu kızın. Etrafımdaki herkesten farklıydı. Hiç bir kaşar kıza değişmezdim onu. Yolda kız görsem kafamı çevirir hale gelmiştim. Neyse etrafa baktı ve gelip yanağımdan öptü. Kendine dikkat et seni seviyorum. Cuma görüşürüz dedi. Yani karne günü. O öptükten sonra eve kadar gözü yaşlı ve mal gibi gittim. 10 kişi dövse böyle ağlamam. Eve gidince nasıl olduğumu anlatamam. Erkekler ağlamaz diyenlerinde dıbına koyayım. Ve o gün oturup A4 kağıda 8 sayfa yazı yazdım. Ben daha bu yaşıma kadar o kadar sayfalık ödev yapmamışım. Kıza üşenmeden yorulmadan yazdım. Kız fenerliydi . Ben GS liyim. Ama yazdıklarımı o FB li diye gidip o renklerde özel bir dosya haline getirdim. Zaten futbolla pek aramda yoktu. Benim için bir sıkıntı olmazıdı.

Yazdığım şeylerin her kelimesi içimi acıtmaya başlıyordu. Daha önce bir kız için böyle şeyler yapmamıştım. içimde bu tür duygular beslediğimi yeni yeni fark etmeye başlamıştım. Ağlaya ağlaya yazdığım o 8 sayfa yazıyı bir kırtasiyede özenle hazırlattım. Sonuçta bunu onun için yapmıştım. Cuma günü üstüne beyaz bişey giymiş dantelli. Altına da bir tane turkuaz dar pantolon normalde kızmam gerekirdi. Ama ayrılık acısı içime oturmuştu . Sadece sustum ve yanımda olduğu 1-2 saatin keyfini çıkarmak istedim. Elimden geldiğince güçlü durmaya çalıştım . O da bana bir şeyler yazmıştı. Öyle güzel şeyler yazmıştı ki şuan bile aklımda bazı kelimeleri canlanıyor. Ama onca zaman sonra cümleleri toplayacak kadar hatırlamıyorum. Ki bu benim için daha iyi bir şey. Okuyunca bu kıza olan sevgimin büyüdüğünü farkettim. ikimizde üniversitede ayrılma korkularımızı dökmüşüz kağıtlara. Bi karşı cins ilk kez benim için böyle güzel şeyler yazmıştı. Ben abazanın tekiydim. züt görmem yetiyodu aletin kalkmasına. Bu kızın yanındayken şap yutmuş gibi oluyordum. Tık yok. Ama kalbim sadece o olunca bu denli hızlı çarpıyodu. Ve ben bunu abazalığa tercih ettim. Sizlere şöyle açıklayayım. Bi insana değer verecekseniz gizli verin. Karşınızdaki bunu anladıkça yıpranırsınız. Bende ilk başlarda bunun saçma olduğunu düşündüm. Çünkü verdiğim değerin karşılığını alıyordum. Kız daha önce yaşadıkları yüzünden bana karşı çok soğuktu ilk başlarda. Ama pes etmedim. Çünkü seviyordum. Kız güveni paramparça bir halde geldi bana. Beni o fırtınalı geçmişi arasında kalmışken seçti. Ben bu kıza yamuk yapamazdım. Her ne kadar kimseye güvenmesem de verilen değer ve güvenin kıymetini iyi bilirim. Sizde böyle olun üzülmek istemiyorsanız eğer.

devam et panpa rez

Okulun o günü karneleri aldık. Ve canım acısa da onla vedalaştım. Dershane 19 Ağustosta başlayacaktı. Çok iyi hatırlıyorum çünkü kızla daha çabuk görüşecektim . Yinede 2 ay az bir zaman değil . SMS hakkı yoktu ve daha önce onun numarasından hiç mesaj almamıştım yinede bana şu mesajı attı.’’CANIMMM iyiki varsın. Sms im yok ama seni çok seviyorum.’’ Beklenmedik bir mesajdı . Dediğim gibi ben kızlar tarafından konuşulan biri değilim amk. Ya da 30 tane kız arkadaşım olmadı. ilk defa böyle bir mesaj alınca ayaklarım yerden kesildi. Herkesin ilkleri vardır. Ben çoğu ilki bu kızla yaşadım. Kızla yattın mı ? gibi gibik sorular soranların dıbına korum açık söylüyorum. Öyle bir şey olmadı sarıldım öptüm elini tuttum. Seven insan sevdiğini yanına alır beyler altına değil. ciks ,dokunma ,hissetmek ,duygular, arzular … Geçin bunları masal anlatmayın. Sadece körelmeyen zevklerinizi masumlaştırmak için söylenen aldatmaca kelimelerden ibaret bunlar. Ben bu kızdan mesaj aldıktan sonra 10 15 mesajda ben attım. Bana adım atana koşarak giderim derler ya öyle amk. Ben bildiğiniz maratona çıktım. Daha sonra akşama doğru bi kere daha mesaj attı. Telefonumda Canımm diye kayıtlı. ilk attığı güzel kelime oydu . Bu yüzden öyle kaydettim. O bunu bilmiyor. O sadece ona söylediklerimi biliyordu. Erkek olmak nasıl bir şey bilmiyor. Keşke içimde ona karşı olan sevgiyi kıskançlığı gösterebilseydim ona. Emin olun bunu yapacak bir makine olsaydı şuan böyle bi acıklı hikaye arşivlerinizde olmayacaktı.

Mesaj atacak diye telefonumu yanımdan bir dakika ayırmadım . Mesaj geldiğinde onun adını bile görmek daha mesajı okumadan kalbimin çıkacak gibi olmasına yetiyordu. Hala arada beklerim mesaj gelince o mu acaba diye. Her seferinde uğradığım hayal kırıklığına artık yabancı değilim .Her neyse yaz tatilini biraz daha özet anlatayım. Yazın ona yazdıklarımı kız arkadaşına telefondan okumuş . 8 sayfa lan 8 . Ben biriyle en uzun 30 saniye konuşurum telefonda. Kız arkadaşına bildiğin 8 sayfayı okumuş. Yazın iletişim kuramıyorduk ilk başlarda sonradan sms yaptı . Dakikasıda vardı. Gece 3 lere kadar konuşmuşluğumuz vardır . Size bu normal gelebilir ama bu kız 22:00 dedimi gözleri kapanan biri. Benim için 3 e kadar uyumadığını bilirim. Telefondan mesajlaşırken birbirimizin yazdıklarından etkilenip ağladığımızı bilirim. Benim ağladığımı hissedip ağladığını bilirim .Hani öyle basit bir aşk değil bu. Yazın etrafımda olan kızların hepsi taş gibiydi r. inanın bir kere bile bakmadım birine. Arkadaş çevrem hariç hiç bir kıza yanaşmadım. Amk ılığı dediğinizi duyar gibiyim. Sadakatim konusunda çok titizim beyler. Köpek gibi derler ya öyle sadığım . Ve şuanda bile gram pişman değilim. Çünkü seven insan böyle olur. Anne babanız hayattaysa ve birlikte yaşıyorlarsa. Mutlu bir yuvanız varsa bunu ailelerinize sorun. Nasıl bunca yıl beraber kaldınız diye ? Cevapları aynıdır. Sen oldun ya da işte ablan abin oldu sizi büyüttük gibisinden. Anne babaların ortak noktaları evlatlarıdır. Genelde eski insanlar görücü usulü evlenirlermiş. Çocuk olunca direk ona bağlanırlar. Sonra insanlar sevmeyi öğrenir birbirini. Bende bu kızın kendisine bağlandım. Bizim tek ortak noktamız bu değildi ama birine körü körüne bağlanırsınız ya öyle işte . Amaçsızca sevdim bu kızı. Birbirimizi çok sevdik.

Birini çok sevdiğinizde ne olursa olsun güveninizi yıksa bile en çok ona güvenirsiniz. Benim en büyük hatam bu oldu. Çok fazla güvendim. Verdiğim değeri kimse kimseye vermemiştir. Bugün yani 1-2 saat önce arkadaşlarla bir mekana gitmiş. Kızlı erkekli. En çok ne koyuyor biliyor musunuz ? Burada klavyemin tuşlarını eskitirken onun umurunda değil. Gezip tozuyor. Eğleniyor. Benle çıkmadan önceki haline döndü. Bense onu tanıdığımdan beri bambaşka bir insan oldum. Gururuma yediremiyorum. Sizlerin çoğu rahat insanlar. Kızlar bara gider istediğini giyer gezer tozar. Kadın erkek eşit ya sözde amk .Ama bende durumlar farklı. Ben sevdiğim insanı sahiplenirim. Şuan sevgilim değil. inanın nasıl koyduğunu anlatamam. Şuan ne giydi de çıktı acaba diye düşünüp duruyorum. Kafamdan atamıyorum . Öğrendim ki saat 10 dan beri arkadaşlarıyla bizim bir arkadaşın evindeler. Arkadaşı kız ama benimde tanıdığım 1 2 erkekte varmış. Sonradan kavga ettiğim pezolar desem daha iyi olur. Şerminden hoşlanan ve yakın arkadaşım olan Halitten de bahsedeyim. Ya da gibtir edin amk. Daha sonra bunlarla olan çok büyük kavgalarım var onlarıda zamanla anlatıcam. Bu bu part bugünden bi kesitti beyler 28. Partta geçmişe dönücem tekrar. Taktir edersiniz ki bunları anlattıktan ve yaşadıktan sonra geçmişteki güzel günleri anlatmak benim için çok zor oluyor.

Dediğim gibi kızla olan konuşmalarımız , birbirimize attığımız mesajlar… Sanki senelerdir berabermişiz gibiydik . Öyle bir sevgi çeşidi görmemişsinizdir. Anca yaşarsınız . Neyse devam edeyim. Yazlıkta arkadaşlarımla takılırken o daha sms yapmamış olsa bile yani cevap gelmeyeceğini bildiğim halde ona uzun uzun mesajlar yolladım. Sıkılmadan bıkmadan yazdım. Nerden buluyordum o kadar şeyi bilmiyorum . Ama kesintisiz 20-25 mesaj atıyordum her başladığımda. Ona olan sevgimi benzetmediğim sonsuzluk kalmadı. Her defasında biraz daha büyüyordu kıza olan sevgim. Elimde değil beyler her anım onunla olsun istiyordum. Bunca şeye rağmen hala istiyorum. Aklıma gelince gitmek bilmiyor. Bugün bile arkadaşlarının face inden onu takip ediyorum. Kendi facebook kullanmıyor. Yakında onuda açar. Kızın toplu çekilmiş fotolara gelen beğenileri bile kıskanıyorum. Acaba biri onu beğendi mi ? diye . Ama şunu söyleyeyim bu öyle öfkeli bir kıskaçlık değildi ilk başlarda. Duygusal bir şeydi. Yani böyle düşündükçe içim acıyordu. Zamanla fark ettim ki ben kendi kendimi bir çıkmaza sokmuştum.