10defa üst üste izlenecek filmler

reader = okuyucu

film; hitlerin, yahudileri sabun köpüğü yapıp tarihin sayfalarına adını külleriyle yazamadından sonra geçiyor.
nazi almanyasında görevli olan bir kadının savaş sonrasında, yaşadığı çevrede liseli bir çocukla tanışıp aşık olmasını o kadar güzel ve yalın bir dille anlatıyorki, erotizm sahnelerini bile gözünüz yaşlı izliyorsunuz. kadının aslında okuma yazma bilmeyen bir kara cahil olmasına rağmen, bu kadar farklı bir aşk yaşamasının tek açıklaması, ülkemizdeki "paran yoksa aşk yaşama, sen önce zütüne don al hayvan" düşüncesine sahip gerizekalılara iyi kapak olduğu görüşündeyim. yalnız bunu anlamış olduklarını pek sanmıyorum. filmin güzelliğini kaçırmış ve hala izlemeyen çoğunluk arasındaysanız izlemenizi tavsiye eder, büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden, yaşıtlarımın yanaklarından öperim.

filme puanım: 9.3 panpalar

ı love you philip morris

satırlarıma filmin muallaklere hitap eden bir film olduğunu söyleyip homofobik oruspuçocuklarını kaçırdıktan sonra, geriye kalan sağlıklı insanlara, filmin güzelliğinden bir kaç satırda olsa bahsetmek istiyorum. filmde cim keri'nin evli barklı hayatını bırakıp yaşamak istediği gibi bir hayatı olması kararını verdikten sonra başından geçenleri anlatıyor. film gerçek bir hayat hikayesidir ve george bush'un valilik yaptığı ilçede geçer. hatta george bush'un başı bu olay yüzünden o kadar ağrımıştırki, aptallığının o dönemden kaldığı rivayet edilir. neyse filmi izleyin ve görün bakın bi muallak sevince neler yapıyor.

filme puanım ilk başlardaki o karmaşıklıktan ve sıkıcılıktan dolayı biraz düşük olacak, ama filmin geneline bakarsak yüksek puanı hak ediyor.

filme puanım: 7.8 panpa

Schindler'in Listesi

stivın şıpilbörg'ün muhteşem ötesi filmi. gerçi yahudilerin şu anda kendi başlarına gelenin aynısını şu an filistinlilere yapmalarıda ayrı bir olay ya o da başka bir durumdur. filmde yahudilerin uğradığı haksızlığa tahammül edemeyen bir iş addıbının ne kadar kurtarsam kardır mantığıyla yaptığı liste ve sonrasında geçen olaylar yer alıyor. filmin kendi içindeki küçük sürprizlerini, zenginliğini, farklı bir açıdan hayata bakış açısını kaçırmayın. yahudilerin gerçektende bu şekilde haksızlığa uğrayıp, öldürülmeleri insanın yüreğini delik deşik ediyor. neyse filmi kaçırmayın ve ailece izlenebilecek bir film olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim.

filme puanım: 9.9 panpalar.

benjamin button

filmde; anasından, ebesinin yardımıyla yaşlı olarak doğmuş bir çocuğun, giderek gençleşmesi ve aşık olduğu kızın giderek yaşlanması konusu işlenmiş. film; insanların sevmek için yaşın önemini, farklı insanların yaşayışlarını, toplumun aşka bakışı gibi kavramları alt üst etmesini çaktırmadan zihninize işliyor. eşşek herifin teki değilseniz, filmi muhakkak izlersiniz.

filme puanım benzersiz konusundan dolayı: 9.5 panpalar

Slumdog Millionaire

film aslında mucizelere inanılması gerektiğini söylüyor. içinde iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin, zengin ile fakirin savaşını, cahil ile okumuş kültürlü adamın savaşını, okumuş adamın, okumamış olana tasladığı büyüklenmeyi, ukalalığı bi güzel eleştirip, aslında mucize sahibi insanların da toplumda asla rahar rahat kabul görmeyeceklerini en alt metinde söylüyor. film; ağzınıza kadar taka batmış olsanızda ümidinizi kaybetmeyin ve küçük sürprizlerin, geçmiş yaşdıbınızdaki mutsuz olayların size ilerde yol göstereceğini unutmayın diyor.

filme puanım, müziğininde ayrı güzel olmasından ve günlerce kendini dinletmesinden dolayı: 10.0 panpalar

pan'ın labirenti

film kendisini çocuk filmi gibi algılatsada, bazen algıların insanları yanılttığını hatırlatmak isterim. filmde istediğini elde etmenin yolunun, aslında sadece çok istemekle alakalı olmadığını, aksine onun için ciddi bir bedel ödenmesi gerektiğini çat diye insanın önüne atıyor. iyi ile kötü, güzel ile çirkin yok bu filmde. aslında masumiyetin ne olduğunu ve insanın içinde gerçekten bir canavar mı, yoksa bir melek mi olduğunu ve bu canavar veya meleğin ortaya çıkışınında kişinin yaptıklarıyla alakalı olduğunu söylüyor.

filme puanım: 7.2 panpalar

yapay zeka

konusu gelecekte geçen film, sevilmeye programlanan çocuk görünüme sahip bir robotun etrafında geçen olayları anlatıyor. filmde gelecek pek iç açıcı olmasada, sevmeye programlanmış insan görünümlü bir robotu bile durduracak hiç bir şeyin olmadığını görmek insanı mutlu ediyor. masumiyetin ne kadar değerli olduğunu, sevgi beklentisinin asla vazgeçilecek bir duygu olmadığını kemiklerinize kadar hissedebileceğiniz ve benim gibi birazda karı kılıklıysanız ağlayabileceğiniz bir film. film aslında, çocukların ihtiyacı olan tek şeyin sevgi olduğunu, biraz daha ileri gidersek aslında sadece ilgi ve sahiplenilmek olduğunu görüyorsunuz. neyse işte filmi muhakkak izleyin, hatta yalvarırım izleyin.

filme puanım: 9.4 panpalar

temel reis

pardon temel içgüdü 1-2

film sexi bir kadın yazarın romanlarına konuk etmek için işlediği cinayetleri anlatıyor. gerilimin hiç bitmediği, maykıl daglıs'ın şerın ston'u zütünden gibtiği müthiş film. izleyin ve neden sex yaptığımızı, sex de daha fazla zevk almak için neler yapabileceğimizi görün.

devam filminin de güzel olmasından dolayı filme puanım 8.3 panpalar

kuzuların sessizliği

antoni hopkins ve julien mor'un muhteşem oyunculukları, sanatçı kimlikleri bir filme bu kadar mı yakışır aa dostlar. film gelmiş geçmiş tüm pgibolojik filmleri giberttiği yetmezmiş gibi, sinema denilince akan suların aktığı yönüde değiştirmiştir. tabii sadece bu olmamıştır, benimde hayatıma anlam katmam gerektiği ve aslında kendimi bulmam gerektiği fikrini aşılamıştır.

korkmayın lan adam kesip yemiyorum, ama herkesinde pgibanalizini yapması gerektiği fikrine bu filmde kapıldım ve böylece günlük tutmaya başladım. sonra günlükleri korumanın zorluğundan hepsini tutup bi güzel koliledim ve çöpe atttım (yaklaşık bi 10 tane kalın günlük) günlükleri çöpe attıktan sonra uzun süre boşlukta sallandım ve sonra işte bloglarla tanıştım ve blog tutmaya başladım. http://hayaterkegi.blogspot.com adresinde yazıp yazıp rahatlıyorum.

neyse filme dönecek olursak, muhakkak izleyin ve filmin gerilimini, sanatın gerçekliğini, insan pgibolojisinin önemini ve insanın en zayıf ile en güçlü yönünü görün. aklın, zekanın sadece bir kısmının aktarılmasıyla ortaya çıkan filmi kaçırırsanız hüngür hüngür üzülürsünüz.

filme puanım: 10.0 panpalar

Milk
harvey Milk

film yaşlı bi muallaknin, merdivende genç bi muallakyle karşılaşıp bana gidelim demesiyle başlıyor ve güzel güzel ilerliyor. yaşlı muallak 40 yaşındayım ama gurur duyarak yaptığım hiç bir şey yok deyince, genç muallak o zaman çevreni değiştir diyor ve onlar kalkıp sanfransisko ya yerleşiyorlar. zaten olay ondan sonra başlıyor.
gerçek hayattan alınan filmin konusu, başlangıçtaki rezaletiylede yürek burkuyor. filmin diğer muallak filmlerinden ayrılan tek tarafı, sanırım bu başlangıçtaki yürek burkan gerçek görüntülerdir. insanlar utanılacak bir şey yapmamalarına rağmen, utanılacak durumdaymışlar gibi gösteriliyorlar ve bunlar gerçekmiş. gerçek görüntülermiş.

filme puanım daha az olacaktı ama işte başlangıçtaki o görüntüler ve yönetmenin emeği heba olmasın diye, filme puanım 3.5 panpalar

panpalar kendimi zorladım ama kill bill ve ucuz roman filmlerini izleyemedim. sanırım kuentin tarantino'yla yıldızlarımız çakışmıyor. defalarca denedim ama bu 2 filmi izleyemedim yarıda bıraktım.

filmlere puan veremeyeceğim için sanat camiasının üzgün olduğunu biliyorum ama, kuentin tarantino da düzgün film yapsın ammua koyim

Büzüklerin efendisi serisi

film iyi ile kötünün savaşını anlatıyor gibi görünsede, aslında insanın kendi kendine söz geçirip geçiremeyeceğini anlatıyor. filmde duygularımızın yönlendirilebilir olduğu ve bu duygulara söz geçirmenin de, kişinin kalbinden geçenlere kulak vererek onları hayatına aktarabilmesi mesajını alttan alttan veriyor. iyi ile kötünün aslında, yaşadığımız dünyada, mekanlarda, karşımızdaki insanlarda değil içimizde olduğu gerçeğini de insanın yüzüne çarpıyor. öte yandan film zaten baştan itibaren seri olarak planlandığı için, devam filmleride müthiş ötesi bir şey olmuş. görsel ziyafeti kaçırmamak için bile izlenecek filmler sırasında 1 numarada yerini rahatlıkla alır. aldığı ödülleri gibtir edin ve filmi izleyin.

filme puanım: 10.0 panpalar

300 spartalı

geçmiş yüzyıllara ait efsanelerin, efsane olabilecek şekilde filmlerinin çekilemediği günümüz sanat dünyasında bu film için ayrıcalık tanınabilir. filmde kazanmış olmak için, ölmeyi göze alan 300 spartalının, binlerce savaşçıya baş kaldırması konu ediliyor. en sonunda ölmüş olsalarda, filmin sonunda aslında kazanan kimdir? sorusunu akla getiriyor. zaten spartalılarıne efsane olduğu göz önüne alınırsa kazananın kim olduğunu görmüş olacaksınız.
filmin o muhteşem görselliği, filmdeki 300 spartalının aslında kaybedenler olmadığına inanmak duygusunun bu kadar inandırıcı bir şekilde seyirciye aktarılmış olması filme verilecek puanı yükseltiyor.

filme puanım: 8.3 panpalar

memento

filmi henüz izledim ve sıcağı sıcağına yazıyorum. eğer hayattan bıkmış, yapacak başka bir şeyiniz yoksa filmi izleyin en azından zaman öldürmüş olursunuz. hiç bi gibim anlamadım ve yarın bu filmi düşünüp anlamlandırmaya çalışacağım.

filme puanım: puanım yok panpalar üzgünüm.

Yeşil yol

film görünen köy kılavuz istemez atasözünü yerle bir ediyor. herkesin göründüğü gibi olmadığını, gördüklerinizin aslında bazen sizi yanıltabileceğini ve hatta toplumu bile yanıltabileceğini anlatıyor. dış görünüşün önemsizliğini derinden hissettiren film, bu anlamda iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin aslında görünenlerle anlaşılamayacağını filmin sonunda özet olarak geçiyor. ailecek oturup çikirdek çıt çıtlarken izlenebilecek filmler arasındadır.

filme puanım: 8.9 panpalar

rezervuar köpekleri

film bildiğin soygun filminden tek farkı, ihanet edenin filmin sonunda özür dilerim ben polisim demesi. derinlik yok, duygu yok, bi tak yok. sadece kuentin tarantino'nun ruhsal doyum şeylerinden biri. filmin başındaki garson kız muhabbeti iyi sayılabilir, ama bu muhabbet tek başına filmi kurtarmaya yetmiyor. sadece bir soygun filmi izlemek istiyorsanı buyrun beyler izleyin ama filmin sonunda keşke zamanımı başka şeylerle değerlendirip 2 saatimi bu filme ayırıp izlemeseydim diye ağlayıp sızlamak yok.

filme puanım: 1.3 panpalar.
ayrıca filmde kan yerine harcanan salçalara üzüldüm.

türk filmleri arasında henüz öyle aklımda yer eden bi film yok. hepsi kendi göbeklerine patlayıp patlayıp duruyorlar

guguk kuşu

38 yaşında bi adamın 15 yaşında bi kıza tecavüz edip hapse atılmasının ardından, hapiste çıkardığı olaylardan sonra akıl hastanesine gönderilmesini konu alıyor. filmde toplumun, kişiye dayattığı kurallar ve bu dayatmalar sonrasında kişiden beklediği yaşama şekli eleştiriliyor. aslında bi anlamda toplumun kurallarına uymazsanız deli diye adlandırılmanın eleştirildiği film, finaliylede ileyiciyi bi güzel şok ediyor. kaçırmayın derim.

filme puanım: 8.9 panpalar

monster - cani

film aslında bi lezbiyen filmi olmasının ötesinde, insanın hayattan sürekli dayak yiyip, yalnızlıkla kanka olunca neler yapabileceğine çok güzel bir örner. filmin gerçek hayattan alınmış olması, aslında en büyük derstir. allah kimseyi yalnız bıraktırıp, yanlış işler yaptırmasın diyorum ve filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

filme puanım: 9.2 panpalar

@121 inseption'u izledim lan izledim. sadece biri anlamamışsın dediği için, bende tamam bi daha izleyip görüşlerimi gözden geçireceğim dedim.