+408
-41
ben 10 yaşındayken bahçeli bir apartmanda otururduk. sabah oldu mu çıkar sokağa başlardık topun peşinde koşmaya. üçe üç maçlar yapardık. iyi arkadaşlardık severdik birbirimizi. annelerimizin cebinden bozuk paraları yürütür maçın ortasında gider bakkaldan bir şişe su alırdık. eğer arkadaşımızın parası yoksa şişenin yarısını içer sonra şişenin ağzını temizler ona verirdik. arkadaşlık yoktu aramızda kardeşlik vardı.
bugün üniversitede var bi kaç arkadaş. taktan yazılarla tutulmuş ders notlarını 50 liraya satıyolar. abi sen bu konuları biliyo musun diye sorduğumda sınavdan önce yok be abi valla ben de bilmiyorum deyip sırıtıyolar. sonra sınav geliyo falan bu arkadaş 100 alıyo abi diyorum hani bilmiyodum bakıyo suratıma ben de anlamadım bol vermişler notları deyip kahkahayı patlatıyo utanmadan.
ben 10 yaşındayken tanrı'ya inanırdım. yardım ederdi bana en büyüktü çünkü o. Ona inanırdım ve derdim ki evet o bize yardım eder korur bizi.
Yıllar geçti gitti tanrının o kadar da koruyucu olmadığını farkettim. yardım etmiyordu bizlere. sadece bana değil kimseye yardım etmiyordu. Artık inanmıyorum ben de aramız bozuk bayadır.
ben 10 yaşındayken yazlar bu kadar sıcak değildi. belki de tanrı'ya inandığımdan o zamanlar kızgınlığını göndermemişti üzerime.
Bugün oturduğum yerde gece 1.30'da donuma kadar terliyorum bilmiyorum neden. Belki de ben sebep oldum bunların hepsine?
Ben 10 yaşındayken dedemler bizi ziyarete gelir gitmeden de harçlık verirdi 10 lira. Dünya benim olurdu sanki. o 10 lirayla dünyanın sahibi olurdum. herşey benim olurdu. canım ne isterse alabilirdim.
Bugün ayda 800 lira gelince kara kara düşünüyorum acaba ay sonu gelecek mi diye.
Ben 10 yaşındayken daha bi yavaş geçerdi zaman. geceler daha bi uzun sürerdi. uyandığımda daha bi dinlenmiş olurdum.
Bugün zaman hiç olmadığı kadar hızlı geceler kısacık hemen sabah oluyor. uyandığımda acayip bi yorgunluk üstümde.
Ben 10 yaşındayken daha bi mutluydum sanki derdim tasam yoktu. ağlamazdım hatta.
Bugün gözümden biraz daha mutsuz biraz daha dertli gelecek biraz daha karamsar. hatta bir damla yaş damlıyor gözümden bu satırları yazarken. Büyüdüğümüz için mi hayat taktanlaşıyor yoksa hayat daha taktanlaştığı için mi büyüyoruz?