Ölüm cezası önce 2001'de savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışındaki suçlar için kaldırılmış, 3 Ağustos 2002'de "Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç" şartı ile kaldırılmıştır.
O dönemde DSP - ANAP - MHP koalisyon hükümeti iktidardaydı.
tutanaklardan seçmeler:
DSP GRUBU ADINA YEKTA AÇIKGÖZ (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 890 sıra sayılı yasa teklifi hakkında, DSP Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Avrupa Birliği, bizi, kendi bünyesine davet etmiyor; biz, AB'ye girmek istiyoruz. O zaman, kriterleri yerine getirmek zorundayız. Sen, girmek istiyorsan -sana gel diyen yok, bize yalvaran yok- kriterlere uymak ve uyumu sağlamak zorundasın.
Değerli arkadaşlarım, Avrupa Birliği bizi bünyesine alsın diye bazı edimleri yerine getirmiyoruz biz; Türk ulusu, Türk Halkı layık olduğu için AB'ye girecektir. Bu uyum yasalarıyla, biz, kendi insanımıza layık olan bir düzenleme getiriyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu uyum yasaları paketinin içinde en önemli madde gündemimizi, Meclisimizi şu anda hareketlendiren 1 inci maddedir. Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hallerinde işlenmiş suçlar için öngörülen idam hariç, diğer suçlarda idam cezaları kalkmaktadır. Terörle ilgili suçların idam cezalarında, Cezaların infazı Hakkında Kanun uygulanmayacağı gibi, bunlar hakkında müebbet ağır hapis cezası ölünceye kadar devam edecektir.
idam ilkel bir ceza sistemidir arkadaşlar. 21 inci Yüzyılda medenî uluslar bu sistemden vazgeçiyorlar, hatta büyük bir kesimi de vazgeçti. Biz, idamı, Avrupa Birliğine girelim diye kaldırmıyoruz; medenî bir millet olduğumuz için kaldırıyoruz, kendimiz için kaldırıyoruz.
Değerli arkadaşlarım, Türk Milleti ne aptaldır, ne enayidir; Türk Ulusu medenîdir, çalışkandır ve güçlüdür. DSP olarak, Avrupa Birliği projesini, çağdaşlık projesini destekliyoruz; bu hususta düzenlenen uyum yasalarını olumlu buluyoruz ve olumlu oy kullanacağımızı söylüyoruz. Bu yasa buradan geçecektir. Tüm ulusumuza, Türk Milletine hayırlı olsun diyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar)
http://www.tbmm.gov.tr/tu...onem21/yil4/bas/b125m.htm
DYP GRUBU ADINA MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 890 sıra sayılı kanun teklifinin 1 inci maddesiyle ilgili olarak, Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere huzurunuzdayım; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi, Avrupa Birliği süreci çok eski olmasına rağmen, aşağı yukarı, 1999 Helsinki Kararlarıyla aktivite kazanıyor. Özellikle, daha önceki Gümrük Birliği Anlaşması, bunun için temel teşkil ediyor ve nihayet bugün, Avrupa Birliği, Katılım Ortaklığı Belgesini hazırlıyor, bizim hükümetimiz de, Ulusal Programı hazırlıyor ve bir müzakere tarihi için, bize düşeni yapmanın, Ulusal Programda bulunanları yapmanın gereği için, Meclisimizi olağanüstü toplantıya çağırdık.
Bu teklifte, 1 inci madde, doğrudan doğruya idam hükmüyle ilgili, idam cezasının kaldırılmasıyla ilgili. Bugün, Avrupa Konseyinde idam cezasını kaldırmayan tek ülke biziz, 44 ülke arasında. Ayrıca, hükümetimiz, Avrupa Birliği için hazırlanan Ulusal Programda da, bu konuda taahhütte bulunmuş.
Neler olmuş: Aşağı yukarı, 1999'dan bu yana geçen zamanı, gerçekten, iyi kullanamamışız, birçok gecikmelerimiz olmuş. Örneğin, Meclisi, bu Programda bulunan hususları yerine getiremediğimizi bile bile tatile sokmuşuz, sonra alelacele çağırmışız, şimdi de, bu acelelik içerisinde bu kanunları çıkarmaya çalışıyoruz. Buna rağmen, bu alelacele gelişe rağmen, milletin menfaatı olduğu için buradayız, milletin önünü açmak için buradayız ve bu yasaların çıkarılmasına katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
Sayın milletvekilleri, bu yasalar beş-altı gün içinde hazırlandı. Halbuki, bu hükümet, uzun ayları, uzun yılları "uyum içindeyiz" diye diye, anlaşmazlıklarını örtbas ederek harcadı. Bu hükümet, çıktı televizyon kanallarına, muhalefet bize destek vermiyor "havet" diyor; yani, evet demek istemiyor, hayır demeye çalışıyor gibi, birtakım şikâyetlerde bulundu.
Mart 2001'de bunların çıkması gerekiyordu, tarih buydu. Bugüne kadar bunları yapamayanlar, işlerini yapamayanlar, işlerini bitiremeyenler, dönüyor, muhalefeti şikâyet ediyor. Bu neye benziyor biliyor musunuz; usta hırsız ev sahibini bastırır misali... Bu hükümet, basına, medyaya çıkıyor, yaygara koparıyor. E, bu doğru bir davranış mı?
Yanlışlıklar yapıyorsunuz; mesela diyorsunuz ki: "Biz bu işleri yapmaya çalışıyoruz; ama, muhalefet karşı çıkıyor." Şimdi, muhalefetle diyalog kurdunuz mu? Ulusal Programı hazırlarken muhalefet liderlerini topladınız mı? Kendi aranızda zirve toplantıları yapıyorsunuz, kendiniz çalıp kendiniz oynuyorsunuz. Ulusal Program hakkında bu Yüce Meclise doğru dürüst bilgi bile vermediniz. Dedik ki: "Bu Mecliste, Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinin yasama karşıtı olan bir daimî komisyon kurun" bunu da kurmadınız. "Liderler zirvelerinde, dışpolitikanın bir millî politika haline gelmesi için muhalefet liderleriyle de görüşün, bilgi verin" dedik, "halkla diyalog kurun" dedik, "Avrupa Birliğini halka anlatın" dedik; anlatmadınız. Dışarıda, özel sektörün yaptığı kadar bile bir lobi faaliyetinde bulunamadınız. Şimdi, vaktinde yapamadığınız görevleriniz için muhalefetten destek istiyorsunuz.
iktidar nimetleri sizin; ama, anlaşamazsanız, payanda olmak üzere de muhalefetten görev bekliyorsunuz. Bu mu demokrasi anlayışınız?! Böyle bir demokratik sistem var mı?! Muhalefetin görevi, sizin iktidarda anlaşamadığınız noktalarda size destek olmak mı?!
Ulusal Programı hazırlayan bu hükümet, imzalayan bu hükümet; bugüne kadar Meclise bunun gereği olan kanunları getirmeyen de yine bu hükümet.
Şimdi, koalisyonun bir kanadında, Avrupa Birliği kriterlerine itiraz var; çok güzel, tamam; çözüm yolunuz nedir; reddedelim, hamasi nutuklar atalım, partimizi kurtaralım; ne pahasına; Türkiye'nin önünü tıkama pahasına. Bunun adı da milliyetçilik, vatanseverlik; öyle mi?! (DYP sıralarından alkışlar) Bu çatı altında herkes, yek diğeri kadar vatanperverdir; bunu herkes bilsin.
Şimdi, muhalefet, özellikle Anamuhalefet, Doğru Yol Partisi, Avrupa Birliğini ister görünüyor, desteklemiyor yalanını her düzeyde dillendirdiniz. Yere göğe pankartlar astık "AB'ye şartsız destek veriyoruz" dedik, anlatamadık. Getirin yasaları -bunların eksiğini gediğini elbette eleştireceğiz; düzeltmeye çalışıp destekleriz dedik; istismar ettiniz. Daha dün, bu Meclisin tam ortasında, göbeğinde, kendi Genel Başkanı başta olmak üzere, Doğru Yol Partisi, getirdiğinize destek verdi, tam kadro destek verdi. Yüzünüz kızarmayacak mı şimdi?! (DYP sıralarından alkışlar)
YTP GRUBU ADINA ALi GÜNAY (Hatay) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerime başlarken, Grubum Yeni Türkiye adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz yasa teklifinin 1 inci maddesiyle, savaş ve çok yakın savaş tehdidi hallerinde işlenmiş suçlar için öngörülen idam cezaları hariç olmak üzere, Türk Ceza Kanunu, Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun ile Orman Kanununda yer alan idam cezaları, müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülmektedir.
Bu madde, komisyon görüşmelerinde ve Genel Kurulda bu teklif görüşülürken, en çok tartışılan maddelerden biri olmuştur.
idam cezası tarih boyunca var olmuştur; ama, insan aklı geliştikçe, bu ceza ortadan kaldırılmaya başlanmıştır.