/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +2
    Üstünde sanki tonlarca ağırlık taşıyan göz kapaklarım. Her açmaya çalışmamda adeta bir dambıl kaldırmaya çalışmaya benziyordu. Birkaç zorlamayla sonunda açıp kapatabiliyordum gözlerimi. Ama etraf hala bulanıktı. Geceydi. Bi kaç sokak lambası vardı sanki. Yavaş yavaş kendime geliyordum. Elimi sıkmaya başladım. Çakıl taşları. Yerde ne işim vardı. Boydan boya yatıyordum. Kalkmaya çalıştım. Uzaktan belli belirsiz köpek sesleri ve seyrek araba sesleri birbirine karışıyordu. Dolunay tüm ışığıyla parlıyordu. Zar zor doğrulmuştum. Görüntü düzeliyordu. Neredeydim ben. Bu yanında boylu boyunca uzandığım inşaatta neyin nesiydi? Her tarafım fena tutulmuştu. Kaç saattir buradaydım? Ceplerim.. Kontrol etmeye başladım. Bomboştu. Adım.. Adım Ömer di. ismimi bile zor hatırlıyordum. Ama geri kalan herşey sanki silinmiş gibiydi. Nerede yasıyordum, ne iş yapıyordum buraya nasıl geldim hiçbir fiktim yoktu.

    Edit: Pek ilgi yok ama önemli değil devam edicem cumadan sonra alın rezleri
    ···
  2. 2.
    0
    Yavaş yavaş yürümeye başladım. Bi kaç adım atsamda kaldırımdaki sokak lambasına zar zor kendimi atıp dayandım. Kafayı yiyecektim adeta. Böyle bisey nasıl olabilirdi? Rüya mıydı yoksa? Hemen kendimi tokatladım cimdikledim. Bu tanımadığım soğuk yerde ne işim vardı? Nolur rüya olsundu. Sokaktan geçen insanlarda garip garip bakmaya başlamıştı. Sokak lambasında biraz dinlendikten sonra kendimi daha dinç hissediyordum. Kaldırımda yürümeye başladım. ilerde belli belirsiz bir dükkanın ışığı yanıyordu sanki. Gece geç bir saat ya da sabaha karşın olmalıydı ki her yer kapalı, insanlar tek tüktü. Biraz daha ilerledikten sonra anladım. Büfeydi bura. Pencerisinden yanıp sönen ışıklar geliyordu. Yaklaşmaya devam ettim. Sesler yükseliyordu. Seni gebertecegim diyordu biri. Dur dur yapma derken diğeri istemsizce kendimi bufenin kapısı açarken buldum.
    ···
    1. 1.
      0
      Neyse güzelde yazıyon siliyom entrymi
      ···
  3. 3.
    0
    40 yaşlarında, ufak tefek artık sigaradan pala bıyıkları sararmış bir adam arkasını dönmüş bana korkuyla bakıyordu. Önünde küçük bir televizyon vardı. Sesler pek tabi bundan geliyordu. Sersemlikten ayırt edemiyordum bile.
    -Sen.. Kimsin! Git valla polisi ararım
    +Bi dakika sakin ol. Buraya bisey yapmaya gelmedim. Bi kaç soru sormam gerek.
    -Seni o mu gönderdi? Bi kaç güne kalmaz vallahi ödeyecem borcumu eğer bi..
    +Borç morç için gelmedim be adam! Dinle, bak kendimi az önce şurdaki inşaatın yanında buldum ve neden burda olduğuma dair en ufak bir fikrim yok. Neresi burası?
    -Yav bi git işine.
    Yakasına yapıştım
    +Sana bura neresi dedim lan!
    -Tamam.. Tamam. Burası Ankara.. Ankara Etimesgut.
    Başıma aniden keskin bir sızı saplanmıştı. Birşeyler hatırlıyor gibiydim. istanbul.. istanbul da yasıyordum ben. Orayla ilgili en ufak bisey hatırlamıyordum ama istanbul da yasıyordum.
    -Iyi misin?
    +Yok.. Yok bişeyim. Buralarda, özellikle o inşaatın yanında bi hareketlilik bisey gördün mü?
    -Valla.. uyuklamışım. En son saat 00.00 ı hatırlıyorum. O zamanda öyle garip bisey yoktu ortada.
    +Saat kacki şimdi?
    -03.28
    +Hasgibtir.
    -Sen şimdi hiçbişey hatirlamiyo musun
    +Uzun hikaye
    Diyip büfeden çıkıp yoluma devam etmiştim.
    ···
  4. 4.
    0
    Üstüm başım düzgün ve temizdi. Siyah düz bir takımın altında mokosenler isildiyordu. Kravatsa bütün kırmızılığıyla meydan okuyordu adeta. Ama neden? Buraya zorla getirildiysem mücadele etmiş olmalıydım. Hiç de öyle bir halim yoktu. Ne bi yara izi ne de kiyafetlerimde bir gariplik. Sadece soğuğu uzun süre yememden biraz tutuktum o kadar. Bunları düşünürken bir banka gelmiştim. Soluklanıp ne yapacağımı düşünmem gerekiyordu. Sıfıra sıfır elde var sıfırdı. Hiçbişey hatirlayamiyordum. Polis.. Evet polise gidip kim olduğumu pek tabi öğrenebilirdim. Ama sonradan bunun ne kadar mantıksız olduğunu düşündüm. Daha kendimi tanımıyordum ki. Ya bi sucluysam? Ya başım büyük bi beladaysa? Ya adam oldurduysem? Hayır polise gidemezdim. Sabahı beklemeliydim. Yürümeye devam edip bi cami bulmalıydım. Sabah kadar orda yatacak sonra bi çaresine bakacaktım.
    ···
  5. 5.
    0
    Bir müddet yürüdükten sonra gelmiştim camiye. Küçük bir camiiydi. Yolunun yokuşunu çıktıktan sonra abdesthane ye girdim. Ceketimi çıkarıp astım, kollarımı sıvayıp abdestimi almaya başladım. Aldıktan sonra tam ceketimi giyecekken birşey farkettim. Ceketimin iç cebinde bir not ve şık ama kırık bir rolex saati vardı. Buruşturulmuş notu hızlıca açtım. Bir adres vardı. Ama hangi il olduğu yazmıyordu. Yarın ilk işim bir internet cafeye gidip adresin tam konumunu öğrenmek olacaktı. Rolex saatimi taktım. Neden kırılmıştı. Benim miydi? Derken aynı keskin sızı tekrar girmişti başıma. Saat 04.05 ti. Uyumalıydım artık. Camiye girdim. Kuytu bir yerine kıvranıp uyuma çalıştım.
    ···
  6. 6.
    0
    Uzakta.. Ahşaptan bir ev.. Gök gürültüleri.. Kırmızı çiçek tarlalarının arasından o ev buraya gel diyordu adeta. Sıcaktı. Herşey simsicacikti. Ve.. Yumuşak. Şeker gibi
    -Ama şeker sert olur-
    -Tadı gibi.. Yumuşacık..-
    Bu his o kadar kuvvetli bi histi ki adeta bütün benliğini bu tatlı yumuşacık hisse kaptırmıştı. Neler oluyordu umrunda değildi. Şu an burda mutluydu. O eve gidecekti. O ses ne isterse yapacaktı. Cennette miydi? -hayır cennet bile bu kadar harika olamazdı- Tattığı bütün zevklerden herşeyden üstündü bu his. Ölebilirdi bunun için. Umrunda değildi Yaklaşıyordu. Çığlıklar da geliyordu. Bir bebek seside. Umrunda değildi. Sadece bu his vardı onun için. Bu tarla bu ev.. Hiç bitmesindi. Gir artık gir artik GiR ARTIK EVE
    -KALK KALK BE ADAM!
    Neler oluyordu. Gözlerini açmaya çalıştı. Beyaz ışık acıttı. Kısık bir şekilde açtı sonra. Karşında bir adama bas bas onu uyandırmaya çalışıyordu. Gözlerini iyice açtı. Sabah olmuştu.
    ···