0 dan yükseklere doğru iş yaşamı

neden diyemediğime gelince ben eylul de okuduğum şehire geri dönecektim. bu kadar saf ve temiz bir insanın duygularıyla oynamak bana yakışmazdı. yine fedakarlık yapıyordum. her şey tamam olmasına rağmen onca emek vermeme rağmen ağzımı açıpta seni seviyorum diyemedim. benden beklediğini alamadığı için onda da bir burukluk oluştu bunu hissettim. devam eden günlerde mesafeli olmaya başladı bu içimi acıtsada onu üzmemek için böyle bir şey yapıyordum anlaması belki uzun yıllar alacaktı. içimden bir parçayı koparıp attım ve tek sayıları düşündüm böyle olması gerekiyordu.

iş kısmına geri dönersek hızlı bir çıkış halinde olduğum için çok erken olmasına rağmen satış koçu olacaktım devamında ise satış müdürlüğü beni bekliyordu. ilk terfimi aldım ama mutlu değildim nedense. iş hayatımdaki ilk terfidir bu da kutlandı içildi eğlenildi bende yapmacık olarak eğlenir gibi yaptım. satış koçu olduğum dönemde üzerimdeki yük biraz hafifledi. her şey yolunda gidiyordu fakat ben daha eylül de işi bırakacağımı bile söylemedim. onları züt gibi ortada bırakacaktım.

babamı aradım baba okulu bir yıl daha ertelesem olur mu dedim babamın cevabı okulunu bitir oğlum oldu. yine çıkmaza girmiştim. aslında çok kolay bir şey ama yapamıyordum bir türlü. bir de kız durumu söz konusu işi bırakınca bir daha beni nerede görecek unutulup gideceğiz diye düşünüyordum. ilk terfiden sonra yönetici bin beni karşısına aldı direktifler verdi ve bu şekilde devam edersen satış müdürlüğüne aday olacaksın kendine daha çok dikkat etmelisin örnek olmalısın gibi bir konuşma yaptı. o an ani bir karar verdim ve sustuğunda ben işi bırakıyorum dedim.

ne kadar erken bırakırsam o kadar daha kolay olacaktı. adam sustu bir an için gözlerime baktı kararın kesin mi diye sordu evet bırakıyorum dedim. daha sonra kızın yanına gittim hal hatır sordum ben işi bıraktım dedim gözleri dolar gibi oldu işte o da beni seviyordu bunu anlayınca daha bir dertlendim kederlendim. gittim bavulu mu topladım o günün akşamı memlekete geri dönüş yolculuğu için terminale gittim birkaç arkadaş gelmişti geçirmek için kız da geldi. giderken kulağıma seni seviyorum dedi donup kaldım zaten hiç bir şey demeden otobüse bindim ümit vermek istemiyordum ona.

otobüs yolculuğunda mesajlaştık biraz bana anlattığım gibi biri olmadığımdan bahsediyordu korkaklıkla, zayıflıkla suçluyordu beni hiç tartışma yaratmadan haklısın dedim. ne kadar aşka dair derin hissetsem de olmayacak duaya amin demek bizim için daha kötü olacaktı yolculuk yolu gözlerim doluydu zaten biri dokunsa hüngür hüngür ağlayacaktım zayıflıktan değil çaresizlikten. ne zamandır böyle hissetmemiştim aşk güzel bir şey olduğu kadar da kötü bir şey aslında. ama şuna inanıyordum fedakarlıklarım her zaman bana pozitif etkiyle dönüş yaptı belki bu da güzel bir etki yaratacaktı.

memlekete geldiğimde ruh gibiydim yorgunluk moral bozukluğu vs. eve gittim evdekiler sevindi söylememiştim geleceğimi. biraz sohbet ettikten sonra yorgun olduğumu söyleyip yatağa girdim kafamda o kadar çok soru vardı ki cevaplarını bulmaya çalışsam sabahı ederdim. uykuda tutmadı. çıktım tekrar balkona bir sigara yaktım. hayatın anldıbını sorguladım. neydi hayatın anlamı evlenip çocuk yapmak mı, iyi bir iş mi, başarı mı hepsi mi? yaş ilerledikçe bazı şeylerin yüküde ağırlaşmaya başlıyor. ilk ilişkimi düşündüm ne kadarda basit bir ilişkiymiş dedim aşık olduğumuzu sanardık bir de gelecek planları yapardık beraber sanki evcilik oynayacağız. içimde hiç okuduğum şehire gitmek yoktu ama başladığım işi de bitirmem gerekiyordu.

belkide iremi özlüyordum aliyi özlüyordum onlarda bendim amk ama nedense bu şekilde olmuyor. birkaç günün ardından işlerimi halletmek için tekrar yola koyuldum. kızdan haber yoktu ne mesaj atıyor, nede arıyordu düşündüğüm gibi oldu işte yavaş yavaş unutulma modu. vardığımda babamın talimatıyla tekrar kyk da kayıt yaptıracaktım ve eve çıkma işini unutacaktım. işlerimi hallettikten sonra eski çalıştığım yere uğradım. güzel bir şekilde karşılandım. patronda oradaydı böyle şeyler olur o akşam sinirliydim biraz dedi tekrar istersen çalışabilirsin dedi. zaten nottan yana sıkıntım yoktu dersleride biliyordum gördüğüm şeyleri tekrar görecektim. işi halletmem iyi oldu. daha sonra ne oldu kayboldun birden ortadan dedi yüzeysel olarak anlattım olayları geçmiş olsun vs muhabbetinden sonra babamı aradım dedim bana şu anlık gelmeyeceğim burada kalacağım biraz. yanımda da fazla eşya yoktu. kendi kendime bir hafta geçireyim burada daha sonra dönerim eşyalarımı alıp gelirim dedim.

çalışarak kafamı dağıtmaya çalışıyordum. kendimi işime verdim okul zaten yoktu daha. yeni yetmeler geliyordu o aralar cluba. işte üniversite hayatını bu mekanlardan ibaret görenler. ben zaten ruh gibi çalışıyordum ne eski neşem vardı ne de eski başarı arzusu. sadece verilen işi yaparak gerisine karışmıyordum. günümün geri kalanını da içerek geçiyordum.

kız benden ümidini kesmişti zaten istediğimde bu değil miydi dedim. mutlu olmaya çalıştım ama hala bir sallantı vardı. baktım durum yine kötüye doğru gidiyor çivi çiviyi söker felsefesiyle dedim beni eğlendirecek arada çakacağım bir karı bulayım bari vakit geçsin amk. yalnız takılmaktan ilişki kavrdıbını da unuttum. planıma göre yeni yetme sazanlardan birini avlayacaktım. zaten garsonun ne özelliği varsa mekanda popüler oluyor garsonu tanımak. bir gece hiç uğraşmadan şans ayağıma geldi bir masaya çağırdılar. kızın teki arkadaşım seninle tanışmak istiyor dedi. kızda yok ya tanışmak istemiyorum utangaçlığına girdi. bende dedim tanışalım sorun olmaz. bizimkilere söyledim ben molaya çıkıyorum diye kızla çıktık bahçeye biraz sohbet ettik. tam içeri geçicekken dedim numaranı vermeyi unuttum. emri vaki yapınca bir şey diyemeden elime yazdı numarasını. güzel bir kızdı ama bomboştu ya hala liseli modunda bir kız hatta şu k leri q olarak yazan tiplerden.

işten çıkışta aradım bunu yurda girememişler kız yurtlarında saatler olduğu için. nerdesin dedim arkadaşla oturuyoruz dedi mekanı söyledi. gittik saat gece 3 yanımdaki arkadaşa da arkadaşını da sen alırsın dedim sevindi gariban. gittik sohbet muhabbet derken daraldım benim kıza biraz dolaşalım mı? dedim. buarada ismini ifşa etmeyeceğim ismi arzu olsun. arzuda tamam dedi diğer arkadaşı karıyla başbaşa bırakıp yürümeye başladık. tavşan gibi zıplaya zıplaya yürüyordu, enerjik, güler yüzlü biriydi. iremle yürüdüğümüz yollardan sahile kadar indik. daha ilk günden sigarama karıştı amk dedim tamam içmeyeyim hadi sevin. yolda yürürken cansuya uyguladığım taktiği uyguladım dedim elin üşümüştür sok cebime bu şekilde elele yürüme işini çözdüm zaten sahilde de uzun uzun öpüştü ama robottum beyler. ruhsuz bir bin gibi davranıyordum. biraz felsefe yaptım hayatımı özet geçtim o anda zaten vermeye razı kıvama geldi.

sahilde beraber sabahladık arzuyla. benim gözümden uyku akıyordu buna hadi gidelim dedim kalktık sahilden tekrar bunun çay içmeye oturduğumuz yere geldik bizimkiler yoktu. oturduk biraz daha sohbet ettik çay falan derken dedim hadi bırakayım seni yurduna onu yurda bıraktım kendimde gittim yurda ölü gibiydim zaten bir an doğru mu yapıyorum lan dedim sonra gibtir et amk dedim yatıp uyudum.

ilişkimiz ufaktan başlamıştı. ilk başlarda tipime göre çok uysal davranıyordu yani ne dersem ikiletmeden yapıyor. ben yanlış yaptığımda görmezden geliyordu. dış görünüş yanıltır dedim kendi kendime. ama k leri hala q diye yazıyordu amk ergeni. neyse ilişkide söz sahibi olan açık ve net olarak bendim yönlendirirdim bunu giyinmesi konusunda saçlarını nasıl yapacağı konusunda. sexuel olarak gelebildiğimiz nokta gögüs avuçlama seviyesindeydi. üstünede gitmiyordum zaten yaşı da küçüktü korkmasın diye. ama dediğim gibi rahat biriydi fazla sallamıyordu bu muhabbetleri yani ilk başlarda o şekilde davranıyordu.

yurt bıraktığım abazalıktaydı iğrenç 31 hikayeleri, odalarda priz yok bildiğin toplama kampı amk dayanılacak gibi değil. herifler beraber 31 çekme olayına kadar gitmişler. babamı aradım ben eve çıkacağım burada kalınmaz dedim yoksa geri döneceğim diyerek fake attım tuttu tamam ama bir arkadaşınla çık dedi. benim şu karı ayarladığım arkadaşla konuştum o mal da özel yurtta kalıyordu zütüne baya bir sokuyorlarmış dedi bende eve çıkmayı düşünüyorum dedim gel beraber çıkalım. bir kaç gün gezip dolaştıktan sonra kendimize uygun bir ev bulduk 2+1 bi ev bütçeye de uygun ikimizin odası ayrı olacaktı. benim zaten ders çalışmaya ihtiyacım olmadığı için ses gürültü farketmezdi. kafamıza uydu tuttuk evi. ikincielciden üç beş eşya attık eve bizim kızlar temizlik olayını halletti bir hafta işleri halletik evi kullanılır hale getirdik.

ilk gün kızlarla beraber kalacaktık. sohbet muhabbet derken herkes odasına çekildi. bizim arkadaş kızı duvarlara vura vura gibiyordu içimden vay dedim eleman hızlı. benimde aklıma gibiş fikri girdi biraz takıldık tam aşağı indim bakireyim repliği. dedim neyse şimdilik bunla idare edelim ilerde patlağı ile değiştiririz. o zamanlarda arzu için aklımda ciddi hiçbir şey yoktu tamamen takılmalık ama nedense o kendini kaptırmaya başlamıştı ilişkiye. belkide aşık olmuş olabilir. bazen giblemez tavrım çileden çıkarsa da bir problem olmuyordu.

uzun zamandır cinsel sex yapmamanın verdiği kızışıklıkla her seferinde saldırıyordum ama bi türlü vermiyordu. şimdi yeni birisini bulsan ayrı bir dert elimdeki malzemeye kullanmalıydım. güzelde kızdı hemde patlamamış ilk açılışı benden olabilirdi. bir gün bir şey oldu tam hatırlamıyorum beni çok sinirlendirdi, tepem attı bir anda gibtir git hayatımdan tarzı konuşuyordum bağırarak konuyu şimdi hatırlamıyorum. bu da sarılıyor beni bırakma tarzında konuşuyordu. o akşam eve geldik ben yatacağım diyerek odaya geçtim arkamdan geldi. işte öpüşme elleşme yalaşma derken o gün kendini hazırlamış galiba hiç engel olmadı ve ilk bakire deneyimimi yaşadım. hafif kan gelmişti ama canının acıdğından bahsetti devam edemedik. sonra duygusala bağladı beni hiç bırakma aşkım diye konuştu bende o an ne oldu bilmiyorum ama sahiplendim artık robot değildim. bu kızda bana güvenerek kızlığını verdi ona karşı iyi gelecek vaad eden şeyler geçti içimden.

günler geçtikçe o robot havamdan eser kalmadı ikinci baharı yaşıyor gibiydim mutluyduk da denilebilir. sürekli onunla vakit geçirmek istiyordum oda aynı şekilde ne zaman fırsat bulsa bende kalıyordu. sex hayatımızda düzenli bir şekilde devam ediyordu. bu sefer aşk ve sex birarada yaşanıyordu inanılmaz denilecek kadar doygun ve tatmin edici böylesini hiç yaşamamıştım. hani ilk zamanlar bahsetmiştim ya ilk öpücük duygusal bir öpücüktü diye. aynısının ciksli olanıydı. sosyal yaşamda da çok iyidik bir zaman sonra milletin imrenerek iç geçirerek baktığı bir çift olduk. ne para mevzusu oluyordu ne de başka bir şey gün geçtikçe ona olan aşkım yükselmeye başladı iyice bağlandık birbirimize.

hatta bir ara ailemle bile tanıştırmayı düşündüm bu gelininiz diyerek o dereceye geldi. o mutlulukla derslerde iyi geçiyordu. okulda da sürekli beraberdik. ilk yılbaşı da yaklaşıyordu bir sürü planlar yaptık. ama ilk kötü haber geldi çalıştığım yer izin vermiyordu adam yılbaşında izin istenir mi hiç diyince ikinci kez işi bıraktım. arzuyu arayıp işi bıraktığımı söyledim dersten çıkıp yanıma geldi sahilde oturduk biraz. biraz para sıkıntısı çekebileceğimizden bahsettim idare ederiz bir şekilde dedi. yılbaşı için kendi bütçemize göre kesin planımızı yaptık. aşk ve ilişki anlamında bulutlardaydım belkide beyler. kusursuz bir ilişki kusursuz bir aşk kusursuz bir ciks hayatı.

yılbaşından bir gün önce evdeki arkadaşa ne yapacağını sordum benim kız gelicek evde takılacağız dedi tamam biz dışarda olcaz dedim. sonra çıktım kızın yanına gittim beni sepetledi. kızlarla özel işim var diyerek işte bu kırmızı don, ağda olayları. çakal gülümsememi yaparak yanağından kesme aldım. daha sonra gideceğimiz mekana uğradım o işleri de hallettim bütçemizi biraz aşıyordu ama bunu hak ediyordu bu ilişki.

aradım işlerimi halletim kafedeyim dedi gittim yanına karşımda bir peri kızı duruyordu dibim düştü amk. neyse sarıldım öptüm sohbet falan derken mesaj geldi bizim ev arkadaşından kızla papaz olmuşlar kız gelmeyecekmiş. ben geleyim mi sizle takılayım dedi. bende ilk yılbaşını başbaşa geçireceğimizi söyledim. triplendi bi anda giblemedim zaten kapadım telefonu. gece çok güzel olacaktı. mekana gittik her şey güzel başladı şarkılar, içkiler saat 12de dans ettik öpüşerek girdik yeni yıla. sonra dansöz falan çıktı bizim ki tatlılığı ile gözümü kapatmaya falan çalışıyor güzeldi kısacası. uzun zaman sonra içten gülmeye, mutluluğu yaşamaya başlamıştım.

akşam eve döndüğümüzde ev arkadaşının suratı bi karış asıktı. hiç gibleyecek vaktimiz yoktu odaya geçtik direk birbirimizi özlemiştik... ertesi gün kahvaltıda ev arkadaşının suratı hala asıktı kız gittikten sonra konuştum dedim derdin ne amk beni sattın da bilmem ne muhabbetleri yaptı. bende olayı anlattım ama anlamadı yine aynı şeylerden bahsetti. o günden sonra aramıza bir soğukluk girdi. belkide bizim yaşadığımız mutluluğu kıskanmaya başlamışta olabilir. bir gün arzuya bu kadar fazla gelme eve rahatsız oluyorum diyerek son damlayı da taşırdı. tek söylediğim ya sen gibtirip gidersin buradan ya da ben giderim oldu.