0 dan yükseklere doğru hayat hikayem

idare edecek kadar param vardı iş vardı bir problem yoktu şu anlık derslerde de sıkıntı yoktu. bir gün yine rutin iş günü gittim mekana işte temizliktir vs. halletik işleri akşama doğru dolmaya başlamıştı o gün de deli gibi yağmur vardı dışarda o gün patron da aşağıdaydı teftişe gelmiş. saat gece 11-12 gibi tam bilmiyorum belkide daha geç olabilir. ben mutfağa geçtim bir şeyler içmek. kendime iş başlamadan hazırlamıştım. yoğunluktan vakit bulamadım içmek için tam içerken patron yakaladı amk. sonra mevzu büyüdü dedim alt tarafı votka zaten sinirliydi çıkar üstündeki formayı gibtir git buradan dedi. bende hiç konuşmadan çıkardım sonra o saatte çıktım işlerinden eve doğru gidiyordum kendi kendime konuşarak deli gibi de yağmur vardı dedim artık eve varana kadar sıçan oluruz. yolda karanlık sokaklardan geçerken biri oturmuş yerde ağlıyordu allah allah dedim hiç adetim değildir öyle mevzulara karışmak sonuçta böbrek.avi durumları yaşanabilir. ulan yaklaştıkça bi baktım kız saçları uzun sesi ince erkekte olabilir. sonra gittim yanına hayrola gecenin bu saatinde bu yağmurun altında dedim kaldırdı kafasını bi baktı beyler ya o anı tekrar gördüm şimdi. şu bizim lisedeki masmavi gözlü kız ulan ya ikizi ya kendisi dedim içimden. onun olma ihtimali anca milyonda birdir zaten neyse. oturdum yanına noldu anlat benden zarar gelmez dedim içimden de jigoloya güven cinselliği kaybettim dedim...
ağlamaktan pek konuşamadı dedim istersen sabaha kadar yanında dururum başına bir şey gelmesin diye insanlığım tuttu belkide o kıza çok benzediği için olabilir bilmiyorum o an zaten çok garipti şuan düşününce bile çok garip geliyor. bana güvendi sanırım yüzüme baktı bende insaniyetlikten elini tuttum dedim burada kalırsak sabah ikimizde ölürüz sen benim evime git ben arkadaşlarla kalırım dedim. bunu eve zütürdüm ulan hırlımıdır hırsız mıdır hiç düşünmedim bende ona güvenmiştim. gerçi evde de çalınabilecek hiçbir şey yoktu. neyse bunla o yağmurda koşa koşa eve geldik biraz tedirgindi girişte korkma ya öğrenci evi işte dedim konuşmadı hiç girdi içeri. dedim al anahtarı kapıyı iyice kitle birisi çalarsada sakın açma ben anca yarın öğle vakitlerinde gelirim kitaplarımı alıp tekrar giderim dedim. burada kalsan olmaz mı dedi rahatsız olmazsan benim için bir problem yok dedim kalman benim için daha iyi dedi. bende ilk kez adımı söyledim burada bende xxxx diye o da adını söyledi hafif gülümseyerek. buna benim eşofmanları verdim. elbiselerini de kuruması için çamaşırlığa astım. kahve hazırladım gülerek dedim bak gözünün önünde hazırlıyorum rahatlıkla içebilirsin dedim espiri ile karışık. benim için çok önemli bir geceydi o gece belki bir dönüm noktasıydı ileride hep beraber bu gecenin sırrını anlayacağız zaten. yorgun gözüküyordu istersen sen yat uyu içerdeki oda da dedim orda ki yatakta yatabilirsin kapınıda kapat kitle dedim. geçti odaya kapısını açık bırakarak yatmıştı içimden ulan bu ne güven dedim. sonrada kendime sen neden güveniyorsun ki dedim cevap bulamadım. açtım o saatte beşinci boyut falan takıldım sonrada uyuyakaldım.

bir gün irem beni bu gece dalgakırana zütürür müsün dedi çokta sakat bir yerdir orası balıkçıların içtiği mekan. dedim uygun düşmez orası. illede gidelim diye tutturdu kıramadım zaten dışarı çıkmıyordu doğru düzgün. dedim derse gidip geleyim öyle çıkarız tamam dedi. dersen çıkışta bankamatiğe uğradım 50 lira gibi bir para bekliyordum baktım hiç kullanmadığım hesapta 97 lira para var şaşırdım dedim allah yardım ediyor galiba diye çektim paranın hepsini akşam döndüm eve. hala gitmek istiyor musun diye sordum yorgun gözlerle sorman hata dedi gülümseyerek elimden tuttu hadi gidiyoruz dedi. onu tanıdığımdan beri ilk defa bu kadar neşeliydi. onun neşesi de benim yorgunluğumu aldı zütürdü o gece baya bir fırtına vardı yolda zor yürüyorduk. hiç gitmek istemiyordum oraya ama karı milleti işte istediğini yaptırıyor. hiç dolmuşa taksiye binmek istemezdi. ara sokaklardan sahile kadar indik oradan dalga kırana doğru yola devam etti sahile inince fırtınada baya çoğaldı dalga kıranın arka tarafına geçtik deniz dalgalarının biraz gerisine oturduk çevrede balıkçılar vardı demleniyorlardı. gel dedi elimden tuttu iyice yaklaştık dalgaların boyu o kadar yüksek değildi ama sıçrayan damlalar yüzümüze vuruyordu. ilerden büyük bir dalga geldiğini gördüm bulunduğumuz yakınlıkta kimse yoktu biraz geri çekilelim demeye kalmadı dalgayla yüzyüze geldim boyumun iki katı olabilir büyük kayalara çarpıp yükseliyordu. o an zaman durdu sanki dalgaya baktım ireme baktım. dalga çarptıktan sonrasını kegib kegib hatırlıyorum. bir su bu kadar soğuk olamaz adeta kalbim duracak gibi oldu yüzmeyi az çok biliyordum ama o dalgada yüzmem imkansız ve soğuktan bilincimde yarı gitti kulağımda çınlayan seslerden bazıları adam düştü adam denize düştü diye balıkçı sesleriydi. sonra sesler kesildi hiç bir şey hatırlamıyorum. gözlerimi açtığımda bilmediğim bir yerdeydim annem babam başımda duruyordu. olayı çözmeye parçaları birleştirmeye çalışıyordum. ilk sözüm irem nerde oldu babam dinlen biraz dedi yapıştırdılar iğneyi tekrar uyudum ikinci uyanışımda tekrar baba irem vardı yanımda o nerede ona bir şey oldu mu dedim. irem kim oğlum yalnız başına dalgakırandan denize düşmüşsün balıkçılar kurtarmış seni. kabul etmedim yanımdaydı bulamadınız mı onu baba lütfen ara diye gözlerim dolarak söyledim babam bi gitti geldi oğlum olayın şoku galiba tek başınaymışsın kimse yokmuş yanında dedi. telefonum yanımdamıymış diye sordum telefonun kullanılmaz halde dedi bizi de kimliğinden bulmuşlar dedi. kaç gündür buradayım diye sordum fazla yorma kendini yat dinlen biraz dedi. babamdan telefonu getirmesini istedim hattımı çıkarıp babamın telefonuna takıp ali. ders diye biri var arar mısın onu dedim aradı ikinci garip cevap bu numara kullanılmıyor. iremi arattırdım o da kapsama alanı dışında diyordu. aslında en başa dönüp tekrar parçaları birleştirmem lazımdı.