+14
-3
Kış günleriydi, havalar soğuktu. Ay olarak hatırlayamayacağım ama kesin kış mevsimiydi, çünkü kar vardı... Liseliydik, gençtik, kanımız kaynıyordu. Yani karlar buzlar vız geliyordu anlayacağınız.
Bu huur için çıldırıyordum. Güzeldi, amı zütü herşeyi yerinde karpuz gibi bir manitaydı. O da ince ince beni kesiyordu törenlerde, kantinlerde, fakat bir türlü konuşma fırsatı bulamamıştım. En sonunda onların bulunduğu tayfadan bir inekle arkadaş oldum. Kıza daha da yakınlaşacaktım.
Bir gün ben bu çocukla gitmiştim okula. Tören yapılmadan önce kantinde takılıyorlardı. "Kantine gidelim mi?" diye sorunca, bende tabi hemen dedim, ve kızların oturduğu masaya gittik. Bu eleman sayesinde bir iki muhabbet kurabilecektim. Benim kızda tam karşımda oturuyordu. Muhabbet gırgır şamata da güzel gidiyordu, yalnız kız çok hasta olduğu halde okula gelmiş titreye titreye çayını yudumluyor, ikide birde burnunu siliyordu. iğrenmedim, aksine daha da gibesim geldi onun o acınası halini görünce. Kız öyle masum, öyle güzel bakıyordu ki etrafına, kucağıma alıp minik bir kedi misali okşayasım geldi. Fakat sonra gözlerini bana dikti,onu izlediğimi anladı.
"Ne var ne bakıyosun dıbına koyyim öyle ya?" Dedi. Kafamdan aşağıya sıcak sular döküldü, ne diyeceğimi bilemedim. O esnada yanındaki kız arkadaşına da hökürerek "ya sen ne kaşarsın iki dakka gelmiyorsun müdürün odasına hastayım kızım görmüyor musun amınke yaaaa? Özgürede mesaj atıyorum o da gelmedi! " Diyince, Bunlar tartışmaya başladılar ve bana söylediği laf havaya osuruk gibi karışıp gitti. Yalnız kızın hem erkek arkadaşı olduğunu öğrenip, hemde bana atarlanmasından sonra iyice sinirlendim, kızardım amk. O sinirle ne yapsam ne etsem diye düşünürken Allahın işi işte, masadaki sümüklü selpağı gördüm ve aklıma dahiyane bir fikir geldi.
Hemen tuvalete koştum fakat sabahın o kuru soğuğunda tuvalet buz gibiydi, çünkü pencere açıktı. gibimi kaldırabilmem biraz zaman alacaktı, ama sıkıntı yoktu. iyice sabunlayıp şak şak şak diye hızlıca asıldım. Sonra selpağımın içine güzelce boşaldım, ve ellerimi yıkadıktan sonra hemen kantine koştum. Kızların masasına gittim. Bunlar hala tartışıyorlardı. Bizim inek elemana öhö höhö naber kanka falan derken masadaki sümüklü selpağı, benim döllü selpakla değiştirdim.
Kız benim selpağı eline aldı, içini açtı, baktı, sonra yüzüne zütürdü ve burnunu sildi. Biraz burnunun yanında kalmıştı, sonra başka temiz selpakla kalan spermide aldı burnunun yanından. Bunu gözlerimle gördüğüm için o anda hem heyecan, hem öfke, hemde sevinci aynı anda yaşamıştım. Sonra masadan kalktım ve ceketimi boynuma asıp çıktım kantinden doğru törene...