-
1.
0Bu hikaye istanbul'un Beşiktaş semtinde bulunan Dikilitaş'ın hikayesidir. Bu dikilitaşın istanbul'a kimin tarafından ve ne zaman getirildiği bilinmiyor. Bu konuda farklı yorum ve inanışlar var. Bir kısım tarih bilimci onu Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi ile birlikte, yapıtı hem çok beğenerek hem de zafer sembolü olarak başkente taşıttığı, bu yolla istanbul'a geldiğini söylüyor. Bir kısım tarih bilimci ise; Romalılar'ın o zamanlar şehirlerini süslemek için Mısır anıtlarını kullanmalarından yola çıkarak, Bizans imparatorluğu döneminde I. Constantin'in isteği üzerine Constantinapolis'e getirildiğini söylüyor.Tümünü Göster
I. Constantin bu yapıtı çok beğenmiş ve onun taşınması için çalışmalara başladığı sırada ciddi bir hastalık geçirmişti. Bunun bir işaret olduğunu anlayıp, çalışmaları bırakmış ama bu dikilitaşın Constantinapolis'e zütürülmesini vasiyet etmişti. Bu vasiyeti yerine getirmek için çalışan oğul Constantin(II. Constantin) taşı Constantinapolis'e zütürtmek üzere iskenderiye'ye taşıtmak istedi fakat bunu asla başaramadı. Daha sonra imparator Julianus taşı iskenderiye'ye getirtmiş ve Constantinapolis'e taşımak için büyük bir gemi yaptırmıştır. Ancak o da bunu başaramamıştır. Çünkü inşa edilen bu kudretli gemi esrarengiz bir şekilde parçalanmıştır. Gemide çalışan bazı köleler bile bu işareti anlamışlardır ve gemide çalışmak istememişlerdir. Bu durum ile çıkan küçük çaplı isyanda ölen köleler olmuştur.
Gerçek olan şu ki; bu dikilitaş Mısır Firavunu III. Thutmosis'e ait olan dikilitaştır. Mısır'daki insanların bir kısmında olan bir inanışa göre, sadece piramitler firavunları temsil etmemektedir. Piramitler firavunların ölümden sonraki hayatlarını yaşayacakları 2. evleri, dikilitaşlar da kalplerini ve kudretlerini sembolize eden yapıtlarıdır. Firavunların kalpleri ise şu işe yaramaktadır; Mısır'ın tehlike altında olması durumunda, görevlendirilmiş özel firavun elçilerinin bu dikilitaş üzerindeki yazıda bulunan özel harfleri(dikilitaşın üzerinde bulunan harf ve kelimeler içinde özel olanlar-bunlar gizlidir, sırası ve şifresi bilinmemektedir) okuyacak, böylece III. Thuthmosis'i ve onun ruh ordusunu serbest bırakacaktır. Bu yüzden dikilitaşın mutlaka Mısır'da kalması gerekmektedir. Bu hükmü bozanlar er veya geç III. Thutmosis ile onun ruh ordusu tarafından cezalandırılacaklardır ve sonsuza kadar ruhları, soyları lanetlenecektir.
Efsanedeki diğer bir söyleme göre ise; firavun elçilerinin görevi babadan oğula geçerek bu güne kadar gelmiştir. Yani hala bu taş üzerindeki şifreyi bilen firavun elçileri(nin oğulları) bulunmaktadır...
-
siteye ddos atan or
-
aynen bi an düşündüm kayra atatürk e sövmez
-
vikings bir arkadaşlarla kendi aramizda konuştuk
-
bu adam karşıma çıksa korkarım amk
-
yannan kafalı kayra
-
parasi hic eksilmiyor korkudan harciyamiyor
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 28 12 2024
-
kamilin turkiyedeki hayattan haberi yok
-
konstant dayı bize kötü örnek oluyor
-
ınsanın hayatında az kişi olunca
-
iyi çocuk ama kürt
-
şikayetvarda inci sözlük
-
ukraynayi nedne yahudi yonetiyoe
-
keske ben de futbolcu olsaydim
-
babacim 16 sene sonunda elde ettigin bilgi
-
3 derce hvada şort gyen kıza kahbe denmez ne denir
-
pampalar dm den şikayet alabilriim
-
bir karı ayy gtumu elledi diye bağırsa
-
gwynplaine adlı yazarınn kadın olmasıı
-
ne gariplik var ben cozemedim
-
odlwk topal eksiye musallat olmus
-
benim unide afgan arkadasim vardi
-
kimin niki orusbunun fırlattığı diye değiştirlmşti
-
mine uysal
-
selçuk bayraktarı yenecek adam
-
diyelim ki uzaylılar geldi orta doğuya indi
-
aleviye kibrit çaksak alev alır mı
-
yozgat belediye başkanı
-
turkiye de okumak seni oyalamaktan ibaret
-
kayranın hayali dostlar mekanı
- / 2