-
601.
+16 -1içeriden bir defterle geldi, günlüğüydü bu, 15 yaşından itibaren her gününü buraya yazmıştı... daha doğrusu toplamda 27 deftere ancak sığmıştı bu da onlardan biriydi.
ecem bu durum karşısında 'bu normal bir şey değil' dedi... bana da ilginç gelmişti, bir insan bu kadar uzun süre nasıl günlük tutardı...
ben; neden bunu gösteriyorsun...
ihtiyar; bilgiden üstün tek şey, tecrübedir... belki işinize yarar bazı sayfalar.
ecem; bakabilir miyim (dedi ve aldı günlüğü ve rastgele bir sayfa açıp okudu)
'17 mayıs 1968' intihar edeceğim (diye başlayan dolu bir sayfaydı, önceki ve sonraki sayfalarda da intiharla ilgili kısımlar vardı... ecem bunu görünce okumak yerine sordu'
ecem; neden öldürmedin kendini?
ihtiyar; 10 sayfa sonrasını açar mısın?
ecem 10 sayfa sonrasını açtı 27 mayıs 1968
'sanırım ilk defa aşık oldum' ecem bunu sesli okuduktan sonra gülümsedi...
ecem; aşk mıydı yani seni hayatta tutan.
ihtiyar; dünyayı anlamlı kılan başka ne var, inanın bana cahiller aşkı çok sever, insan biraz zekileştiği kendini geliştirdiği an aşktan soğur, ama aynı insan daha da derinlere inerse orada sadece aşkı bulur...
ben; yani?
ihtiyar; gençliğinizin kıymetini bilin, aşıksan eğer ne ateş etmekten korkacaksın ne kurşunu yemekten, aşkı yaşa karşındaki kişiyi değil... duygunun kendisine teslim ol, gururu bir kenara bırak mutlu olmaya bak, çünkü senin boyun eğdiğin karşıdaki değildir, senin hediye verdiğin ruhundur aşk.
ecem'le bir süre bakıştık...
ecem; sizi anlıyorum diye devam etti. -
602.
+1Hızlı yaz kardeşim
-
603.
+12 -1ben kararsız kalsam da pelin konusunu açtım, ecem kaş göz yapsa da durmadım,
olayın başından itibaren anlattın, ne yapacağımı da...
ihtiyar; yanlış yoldasın.
ben; biliyorum.
ihtiyar; bu yaptığının dönüşü olmaz.
ben; kötülüğü herkes yapıyor.
ihtiyar; elbette ama arada fark var, an gelir öyle gerekir, çok sinirlenirsin kötülük edersin.
ben; ee o zaman?
ihtiyar; seninki böyle bir şey değil, bile isteye, plan yapa yapa, hırslana hırslana yapıyorsun, bu sana bir şeyi hatırlattı mı?
ben; hayır, çağrışmadı...
ihtiyar; şeytan neden düştü cennetten, neden karanlığı teslim aldı... intikam arzusu...
ben; intikam adalettir.
ihtiyar; kötülüğü kötülükle kapatmak adalet değildir, gerçek adalet affetmektir.
ben; ne yani ömer'in yaptığı kar mı kalsın, yaşasın mı öylece.
ihtiyar; yaşasın... çünkü asıl asalet intikam almak değil, alabileceğin halde bağışlamaktır onu... şeytanı oynamak kolay, ödeşmek kolay, zor olan tanrıyı taklit etmektir... bağışlayıcı ol...
...
...
...
ihtiyar; ama illa alacağım bu intikamı diyorsan sana bir sır vereyim, bir kadını etkilemek için ne istediğini bilmek değil, ne istemediğini bilmektir esas olan... kadın kusursuzu ister ama koparabildiğini alır... ömer'den iyi olman önemli değil, onun veremediği ne verebilirsin bunu planla. -
604.
+12 -1ecem'Le beraber çıktık oradan, o günlüğü de bana verdi, artık bir şey ifade etmiyorlar dedi.
siyah kaplı deri bir defterdi,..
ben; ee nasıl buldun ihtiyarı.
ecem; bilgelikle delilik arası bir yerde.
ben; aynı şey değil mi onlar?
ecem; çok sayılmaz... telefonu çıkarttı...
ben; o fotoğraf ne, adamın elini mi gizliden çektin... pes.
ecem; dövmesinde ne yazdığını merak ettim bir ara araştıracağım...
ecem o fotoğrafı bana da attı, daha sonra otele geldik...
annem karşımdaydı, lobide oturuyordu... ecem bana dönerek 'umarım kızmazsın' dedi.
ecem'e bir hayli sinirlensem de annemi de alıp odaya çıktık. -
605.
+1Ihtiyar haklı kanka intikam alarak hayatını huzurlu yasayamazsin...
-
606.
+14 -1(bkz: 3 ay sonrası)
ecem'den gelen 'tamam mıdır' mesajına tamamdır diye cevap döndüm...
pelin tekrar geldi yanıma, bir sorun olup olmadığını sordu, hareketlerimin sabahtan itibaren değiştiğini vurgulayıp duruyordu..
ne yapacağımı biliyordum ama yapamıyordum... yapmam gereken şey basitti,
sadece ecem'in ömer'Le dediğim adrese gelmesini beklemek, elim telefona gidiyordu,
ömer'den çok pelin'e acıyordum, hak ediyor muydu, bir suçu var mıydı...
ardından bana uğur'dan mesaj geldi, babam kalp krizi geçirdi, hastaneye gidiyoruz...
işler gittikçe berbatlaşıyordu... -
607.
+2Adam film çekiyor bildiğin, helal amk.
-
608.
+15(bkz: anlattığım yer)
annemi de alıp odaya çıktıktan sonra ecem bizi yalnız bıraktı, annemin bir süre sarılmasına izin verdim, konuştuk ve eve dönmem gerektiğini söyleyip durdu, bir süre sonra babama da haber vermiş ecem, hepimiz beraber sahilde bir cafeye oturduk...
babam; hep tek çocuk şımarıklığı bunlar...
annem; aman mehmet... bırak çocuğu... kızımız da çok güzelmiş.
ecem; teşekkürler canan teyze.
ben; aslında çok daha önce onu tanıştıracaktım ama kendisi saolsun hayatım... (ecem bacağıma cimdik attı)
annem; siz evlilik düşünün okullardan sonra...
ben; yok artık.
ecem bana baktı, beklemediğim anda aşırı alındı dediğim şeye, yakut gibi yeşil gözleri şeytaniden çok üzgün bakıyordu bu sefer...
annemlerle arayı düzeltmemi sağlamıştı ecem, üstüne vazife değildi ama yine de iyi olmuştu, annemler gittikten sonra otele döndük... o sırada eylül aradı, alkollüydü ve ağlıyordu... -
609.
+2Usta gibicem 3 ayini kafam karisti
- 610.
-
611.
+1Yer ayırtmed 10
-
612.
+1Sınavım var çabuk yaz
-
613.
+14 -1eylül ağlıyordu ve alkollüydü, umut'un çığrından çıktığını, ilişkiye girmek için kendisini zorladığını ve kimi arayacağını bilemediğini söyledi...
sinirden köpürdüm, ecem bacak bacak üstüne atmış koltuktan hareketlerimi izliyordu sadece, eylül'e de bağırıyordum o sinirle...
ben; dokundu mu bir şey yaptı mı sana.
eylül; hayır eda girdi içeri o sırada aldı beni... film izliyorduk birden oldu, içiyorduk dedi.
ben; neredesin geliyorum,
eylül; bara geldik taha'ları da çağırdık korkuyorum arayıp küfürler ediyor...
hızla çıktım, ecem de benim bu kadar önemsememe sinirlendi o da geldi.
bara geçtim... -
614.
+1Reservedd
-
615.
+17bara girdik ecemle, tufan taha eda eylül oğuzhan hepsi oradaydı, konuşabilmek için onları da aldım çıktık, söğütlüçeşme'Nin oradaki köprü altına geçtik... eylül telefonda umut'Un beni de harcayacağını söylediğininden bahsetti.
umut'Un bu kadar özgüveni nereden geliyor diye sorunca, eylül de 'ipsiz sapsız arkadaşlar edinmişti son dönem,' diye cevapladı... kendisine arka bulunca nasıl da erkekliği tuttu diye sinirlendim... köpürüyordum, deli danalar gibi adımlayıp olay hakkında sorular soruyordum...
ecem; alan yeter (diye bağırdı) kendine gel... tama bakılır bir çaresine.
oğuzhan; hacilar yine birleştik ya harika hissettim.
eda; ya bir sus oğuz ya... yeri mi edilecek laf mı?
taha; alan napacağız abi?
ben; ben biliyorum yapacağımı.
ecem; sen polis misin, batman misin, ara 155'i gelip alsınlar.
ben; sonra ne olacak? darp yok bir şey yok eylül'de ,ki gün sonra salarlar, siciline bile işlemez...
eylül; alan ben korktum ama tamam iyiyim, biz bulaşmayalım...
tufan; çoktan bulaştık umut arıyor. -
616.
+7Ya aq valla şu unutum aq ismimden utandim ya
-
617.
+15 -1tema; https://www.youtube.com/watch?v=rr6qBaLu7rI
tufan'In elinden alıp telefonu açtım...
ben; lan zütoş erkek mi oldun sen iki serseri bulunca...
umut; neredesiniz lan...
ben; sen söyle geliyorum ben...
umut; ümraniye atakent mahallesine gel... gel de dıbına koyalım huur evladı seni.
ben; senin elini ayağını giberim ( ben bağırdıkca eylül daha fazla korkuyor ağlıyor) kapattım telefonu...
ecem; ee şimdi? belli ki tuzak, bunu bir tek ben mi görüyorum?
ben; tuzağını giberim onun...
ecem; küfürsüz alan küfürsüz... (hadi be gibisinden el hareketi yaptım)
taha; ben de geliyorum...
tufan; bensiz olmaz...
dönüp oğuzhan'a baktık, beklendiği üzere köprünün karşısındaki tekele doğru yürüyordu...
tufan bağırdı; lan gel?
oğuzhan'ın sesini duyamadık bir şeyler dedi ama araba sesleri bastırıyordu, sadece eliyle girip geliyorum işareti yaptı...
daha sonra şişe şarapla geldi hasta herif. -
618.
+19 -2taksi durağına kadar yürüdük, rıhtımdan atladık taksiye, ecem eda ve eylül'e benim odaya gitmelerini söyledim... oğuzhan taha ben tufan bindik... ben öne oturdum...
çıktık yola...
taksici; koltuklara dökme o şarabı.
oğuzhan; bir damlasını bile ziyan edersem huur çocuyğuyum...
taksici haliyle şoka girdi... taha ve tufan da güldü, ankara asfaltına girdik,
örnek çıkışından çıkıp ümraniye'ye doğru yol alıyorduk...
derken aynaya gözüm takıldı...
ben; abi çek kenara çek.
tufan; noluyor lan.
ben; usta çeksene...
indim arabadan arkamızdaki taksi de geldi, kapıyı açtım...
ben; ecem ?
ecem; biz sizi kontrol etmeye geldik, aksi bir durum olursa diye.
ben; aferin size geri dönüyorsunuz.
eda; dönmüyoruz... kızı erkeği yok yalnız bırakmayacağız.
ben; çok atarlı gördüm sizi eda hanım... (iyi dedim kapattım kapılarını)
döndüm taksiye dindim...
tufan; rahat durmamışlar di mi?
ben; öyle... bas abi.
atakent'e geldik umut'u tekrar aradım.
https://www.youtube.com/watch?v=LZk_HnE-cdU -
619.
+1rezzzzzz
-
620.
+23 -1ecemleri takside bırakıp, umut'un verdiği adrese gittik... 2 arka sokaktı.
mahallenin arkalarına doğru karanlık ve ıssız bir muhitti, yer yer gecekondular konuşlanmıştı sağlı sollu, hiç sesi kesilmeyen sokak köpekleri de cabası, bunlar sokağın başından çıktılar...
bu kadarını beklemiyordum 14 15 kişi vardı... taha ve tufan'da bir tırsma sezdim, oğuzhan geldi yanıma,
oğuzhan; hacı sen oyala biz kaçalım... (arkasını döndü gidiyordu. ensesinden tuttum bunun, yok öyle dedim gülümsedim)
bunlar üstümüze doğru adımlıyor o sırada... hayatımızın dayağı karşımızda duruyordu, istediğin kadar eğitimli ol dövüş konusunda, 14 15 kişi silindir gibi geçer adamın üstünden, yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı, en fazla 6-7 kişilerdir diye bekliyordum...
bunlar üstümüze doğru artık küfür ederek vurmaya gelirken, ecem yanında bir sivil polisle geldi...
sivil polis; noluyor burada polis... (polis kısmını bağırdı)
millet irkildi, sivil çıkardı hemen telefonunu adresi verdi ihbarda bulundu...
çocuklar dondu kaldı o an,
tufan ben taha oğuzhan, bakışıyoruz, şaşkınlığımızı gizleyemedik, ama iyi de oldu diye düşünüyoruz, hastanelik olmaktansa nezaret iyidir sonuçta.
sivil; merkeze gidiyoruz, eşkiya mısınız lan siz?
derken çocukların biri kaçtı, bu kaçınca diğerleri ve umut da kaçtı...
nolduğunu anlayamadan hepsi dağılmıştı, taha ve tufan da kaçmayı planlıyor gibiydi, olay bize patlayacaktı... haklılardı.
ben; noluyor ecem sivili nereden buldun (şoktaydım)
ecem; ne sivili ya bizim taksici, al abi teşekkürler çokça, deyip 100 lira uzattı...
taksici; eyvallah, bir an tırstım kimlik sorarlar diye haklı çıktın o panikle sormadılar...
ecem; teşekkürler abi...
...
...
...
ecem; ne bakıyorsun alan, polis çağırsam 10 dakikadan önce gelmezdi, sizi dümdüz edeceklerdi...
ben; ecem zekana aşık olabilir miyim?
ecem; kalsın sonra...
tufan ve taha hala olayı anlamaya çalıyordu, tekrar caddeye çıktık, eylül ve eda'yı da aldık...
kadıköy'e kazasız belasız döndük.